Makale
BoÅŸ meÅŸguliyetler
Bu devirde dilimizden düşürmediÄŸimiz kalıp cümlelerden biri de, “Hiç zamanım yok!” cümlesi... Neredeyse hepimiz hiçbir ÅŸeye yetiÅŸemiyormuÅŸ hissiyle yaşıyoruz. Gerçekten yapmak istediÄŸimiz ÅŸeylere vaktimiz yetmiyor mu? Yoksa boÅŸ meÅŸguliyetler elimizden aldığı için mi bu vakitsizliÄŸi yaşıyoruz? Dürüst olmak gerekirse, ki elbette gerekir, ikinci halin birinciyi doÄŸurduÄŸunu kabul etmemiz gerekir. Bizler kendimize ve hayatımıza ayırmamız gereken saatleri hiçbir iÅŸimize yaramayan, bizi doÄŸrudan ilgilendirmeyen, bize bir ÅŸey katmayan ÅŸeylerle bonkörce harcıyoruz.
“Bir saatini gerçekten kendi kendine ayırmayan, bir gününü kendine bir ÅŸey katmayarak geçiren kiÅŸi, büyük bir kayıptadır. Bu kadar meÅŸguliyetin içinde, asıl kaybedilen ÅŸey bizzat hayatın kendisidir” diyor Arthur Schopenhauer, ‘Aforizmalar’ kitabında.
Günümüz kentlilerinin bir ortalamasını alsak ve o ortalama bireyin bir günlük tuttuğunu düşünsek, muhtemelen günlüğüne şöyle şeyler yazardı: Sevgili günlük... Bugün yine bütün ihtiyaçlarımı evimdeki makinelere ve akıllı aletlerime yaptırdım, beni uyandırdılar, günlük işimi düzene soktular, çamaşırımı bulaşığımı yıkadılar, gelen mesajlarımı cevapladılar, evimi ısıtıp serinlettiler, yemeğimi ısmarladılar, etrafı silip süpürdüler ve yalnızlığımı giderdiler. Bütün işlerimi onlar yapınca ben bir sürü vaktimi boşa çıkarmış oldum. Bu harikaydı, çünkü telefonu elime aldım ve kanepeye uzanıp bütün gün neredeyse aralıksız kaydırdım!
Günümüzün düşünürleri modern insanın en büyük başarısının meşguliyeti meslek haline getirmesi olduğu yolunda şeyler söylüyor. Burada meşguliyet derken elbette zaman öğüten oyalanmalardan söz ediliyor. Zamanımızı işgal eden şeylerden... Hayatı kolaylaştıran teknolojiler bize bir sürü boş vakit üretti. Ancak hayatın tabii seyriyle de irtibatımızı büyük ölçüde kopardı. O irtibat sağlam biçimde kurulmayınca elimizdeki boş vakitlerle ne yapacağımızı, yapmaktan kurtulduğumuz işlerin yerine ne koyacağımızı bilemez hale geldik. Bu post-modern bir açmazdı, içinden çıkamadık, çünkü biz henüz paldır küldür içine girdiğimiz modern hayat ahvalini bile hiç anlamamış, buna fırsat bulamamıştık!
“Bugün ne yapacaksın?” diye sordu gözlüklü olan. “Dün yapamadıklarımı!” dedi bıyıklı. “Peki yarın?” diye üsteledi gözlüklü. “Bugün yapamadıklarımı!” dedi bıyıklı çaresizce.
Åžimdi Ralph Waldo Emerson’un ‘Denemeler’ kitabından da konuyla ilgili bir teyit alalım: “Biz, bir yandan zaman kazanmaya çalışırken, diÄŸer yandan onu nasıl kullanacağımızı bilemeyiz; tıpkı bir geminin hızlı gitmek için yelken açıp, gideceÄŸi limanı bilmemesi gibi.”
Makineleri ve ileri teknolojileri işe koşarak boşa çıkardığımız vakitler belli ki başımıza bela olacak. O boş vakitlerin içini doldurabilmek için yeni boş meşguliyetler icat edeceğiz. Sonra o boş meşguliyetler içimizi boşaltacak, içimize koyacak bir şey bulamadığımız için daha çok boş meşguliyet peydahlayacağız. Meşguliyetler bizi meşgul edecek, hayatımız biz elinden tutamadan boşa akıp gidecek!
“Vakit sonsuzdur belki amma” dedi meczup, “dünya da baÅŸtan aÅŸağı meÅŸguliyettir!
Gökhan Özcan
https://www.yenisafak.com/yazarlar/gokhan-ozcan/bos-mesguliyetler-4776367

Henüz yorum yapılmamış.