Makale
Hicret: Zamanı İmar Eden Kıvam
Zaman kendini kolay teslim etmez; uÄŸrunda harcanacak emeÄŸe, verilecek mücadeleye nispetle kimlik kazanır. Hicret Müslüman zamanının odağıdır. Ruh ve beden imtihanın önemli bu evresi, Mekke’nin Medine, Medine’nin Mekke olma aÅŸamasıdır.
Mekke, müminlerin çocuk saflığıyla İslam’a gönüllerini açtıkları, ÅŸahsiyet bulma dönemi, kiÅŸisel inÅŸa zamanı olarak ortaya çıkar. Tevbe ırmağına dalan sahabeler, ruhu karartan, fıtratı yozlaÅŸtıran inkârın aguÅŸundan kurtuldular. Önce bir olan Allah’a inanmakla baÅŸlayan hayat, sahici anlam yurduna ilk adım atışın huzurunu, güvenini, heyecan ve vakarını hissettirdi sahabelere.
İnanmak... ÖÄŸrenmek; büyük açlıkla, sonra yaÅŸamak... Acemice ve en yüksek samimiyetle...
İman sınanmaya durmuÅŸtur. AÅŸağılama, yalnızlaÅŸtırma, tehdit, boykot ve iÅŸkence... Hak-batıl mücadelesinde deÄŸiÅŸmeyen tutum, Mekke’de bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bir avuç Müslüman, imanlarından ötürü aileleri, akrabaları tarafından dışlanmış, boykota uÄŸratılmıştı.
İman, böylesine bir cezayı hak edecek keskinlikle bir ayrımı ifade ediyordu. Cahiliyenin elitleri süregiden haksız düzenlerinin sarsılacağını anlıyorlardı. Sahabeler bütün eziyetlere imanın gücüyle dayanıp yeni birlikteliÄŸin tadına varıyorlardı. İslam kardeÅŸliÄŸi, yepyeni bir iliÅŸki biçimiyle zengin -fakir, soylu-köle, kadın-erkek sınıf bütün ayrımları ortadan kaldırarak, gönüllere insanı yücelten sevdayı düÅŸürüyordu.
Mekke dayanılmaz olunca yollara düÅŸtü müminler. Åžahsiyetin toplumsallaÅŸma süreci bu yolculukla baÅŸlar.
Yolculukla Müminler yeni bir sıfata kavuÅŸur: Muhacir
Hicret edenler, statü kazanmak için ekonomik kazanç için deÄŸil, O’nun rızasını yaÅŸamak için evlerini, bahçelerini, ailelerini, ÅŸehirlerini terk ediyorlar. Bu bir göç deÄŸil, yeni bir kardeÅŸlik iklimi için varlıktan sıyrılıp hiç tanımadıkları Medinelilerle kucaklaÅŸmaya yolculuktur. Hatıraları, zenginlikleri arkaya bırakıp çöl çöl olup yalınayak yola düÅŸmek...
Alışkanlıkları, cahili, deÄŸer ve iliÅŸkileri deÄŸersiz kılan bir yürüyüÅŸtür bu. Bütün çaÄŸları sarsan zamanı can evinden yakalayıp uysal bir deve gibi ıhtıran yürüyüÅŸtür bu. Bütün kirlerden sıyrılıp kutlu Peygamberin izine düÅŸme yolculuÄŸudur bu. Tevekkülü azık yapıp devlete yürümektir bu. Öte yanda Ensar: Yardımcılar, O’nun rızası için yollara düÅŸenleri kucaklayanlar... Bahçelerini, ekmeklerini tam ortadan bölerken sevinç ve huzur duyanlar... Kendileri muhtaçken kardeÅŸlerine öncelik tanıyanlar... Bir yıllık sürede konuklarından hiç rahatsız olmayan ve Kur’ân’ın övgüsüne mazhar olanlar... İçlerinde hiçbir sıkıntı duymadan kardeÅŸliÄŸin zirvesine ulaÅŸanlar...
Muhacir ve Ensar KucaklaÅŸması zamanın Müslümanlara ram oluÅŸudur. BaÅŸlangıç noktası o andır. Ortaya çıkan insan iliÅŸkilerindeki sevgi, merhamet bağının güçlü ışıltısıdır. İslam takvimini baÅŸlatan olayın derununda hazineler, fethedilen ülkeler yok. Orada insanın bir baÅŸka insanla ortaya çıkardığı iliÅŸkinin kıvamıdır. ZorluÄŸu göÄŸüsleyen iki farklı fedakârlık mektebinin insanlarının hayatı zirveye taşımalarıyla devlet olma aÅŸamasına varılmıştır.
Zaman, ancak bu yaÅŸanmışlıklar sonucunda gülen yüzünü göstermiÅŸ; hilal, yeryüzüyle baÄŸlantısını gerçekleÅŸtirip müminlerle göz göze gelmiÅŸtir. Günleri, ayları adlandırma, saatlere görev verme, müminle zamanın bağını kurma hicretle; o kutlu yürüyüÅŸ ve o dev kucaklaÅŸma sayesinde gerçekleÅŸti. On yıl sonra Mekke’nin diz çöküÅŸü ve İslâm’ın dalga dalga geliÅŸmesi hicretle varlık buldu.
Ensar ve Muhacir, ruhlarını bir kazanda eriten kardeÅŸlikleri sayesinde hicret gerçekleÅŸti. Hz. Peygamber’in örsünde su verilmiÅŸ çeliÄŸe dönen müminler, aynı zamanda cömertlikte denizi kıskandırır kıvama yükseldiler. Sayıları az ancak nitelikleri yüksek küçük bir topluluÄŸun yirmi üç yılda devlet aÅŸamasına gelmesi ders çıkarılacak mahiyete sahiptir.
Günümüzde hicrete deÄŸer bir mekân arıyor.
Zaman bizden uzaklaÅŸtı. Günlere, aylara ve saatlere görevleri baÅŸkaları veriyor; biz de onlara tabii oluyoruz.
EÄŸer yeniden zamanı ihya etmek istiyorsak projelerden önce hicret kardeÅŸliÄŸinin kıvamını yakalama çabası içine girmenin elzem olduÄŸu aÅŸikar.
Zamanı geri çağırmak için insanda erdem, iliÅŸkilerde nitelik gerek.
Ahmet Mercan
Not: Bu makale, “İnsanı Geri Çağırmak” adlı eserden iktibas edilmiÅŸtir.

Henüz yorum yapılmamış.