Makale
Ne kadar vakit kaybetmeye imkânımız var?
Anlardan oluÅŸan ömürlerimiz an be an tükenirken, her nefes alışveriÅŸimizde bir ÅŸeyler kazanıyor, bir ÅŸeyler kaybediyoruzdur. EÄŸer tercihlerimizin bir bedeli olmasaydı, belki sorun olmayacaktı.
KuÅŸatması ve etkisi altına girdiÄŸimiz; Postmodernizmin, görecelilik aforizması gerçek olsaydı, belki sorun olmayacaktı. Yani hangi referans noktasında durup, hangi bakış açısıyla bakıyorsanız, gördüÄŸünüz sizin görece doÄŸrunuzdur. Bizim de sizin görece doÄŸrunuza saygı göstermemiz gerekir, aforizması.
Haydi, biz saygı gösterelim de iÅŸe yarar mı? Zira kazın ayağı farklı. Aforizmanın saklanan ayağında, göreceliÄŸin bir de ekseni olması gerekmektedir.
Aslında görecelik üç parametrelidir. Sabit eksen, bundan oluÅŸmuÅŸ yatay ve dikey alanlar üzerinde bir referans noktası ve bakış açısı.
Buradan; asli, öncelikli göreceliÄŸin, eksen göreceliÄŸi olduÄŸu ortaya çıkmaktadır.
Eksenler, hayatı inÅŸa eden karar ve davranışların inÅŸasının zorunlu unsurları olan ve mahiyetlerini belirleyen temel hükümlerden oluÅŸmaktadırlar.
Temel hükümler; anlam ve inÅŸa hükümleri olarak tasnif edilebilirler ve ancak mutlak otoriteler yani ilahlar tarafından vaz edilirler.
Buradan da esas görecelik, “ilah göreceliÄŸidir” sonucu çıkartılabilir.
Yani, referans noktamızı ve bakış açımızı belirleyen temel faktör; tercih ettiÄŸimiz ilahın vaz ettiÄŸi temel hükümlerle yapılanmış yatay ve dikey alanlardır.
Allah’tan baÅŸka diÄŸer ilah kabul edilenlerin yaratma kudretleri olmadığı için, yaratılış özellikleri (fıtrat-doÄŸa) vaz etmek imkânları da yoktur. Bu nedenle temel hükümler diye ortaya koydukları her ÅŸey imal edilmiÅŸlerdir yani sahtedirler.
Allah’ın vaz ettiÄŸi fıtrat hükümlerinin dışında herhangi bir kaynaktan alınarak, benimsenen bakış açıları, fikirler ya da perspektifin ürünü olan karar ve tercihlerin mutlaka acı bedelleri olacaktır.
Zira hayatın yeryüzü boyutunda, insan dışındaki tüm yaratıklar, ister-istemez kendi fıtrat özellikleri çerçevesinde varlıklarını sürdürmektedirler.
Varlığın fıtrat özelliklerine mugayir karar, davranış, iliÅŸki ve sistemler; fıtratın bir bölümünü ya da tamamını olumsuz etkilerse; varlığın fıtrattan gelen temel hukukunu çiÄŸnerse, o varlık(lar) da sistemin geri kalanının fıtratına olumsuz etki yapar ve hukukuna saldırır. Bu durumda sistem bozulmaya-fitneye uÄŸrar.
İster istemez fıtrat hükümlerine teslim olmuÅŸ hiçbir yaratık bunu yapamaz. Ancak, iradi karar ve davranış yetkisine sahip olan insan bunu gerçekleÅŸtirebilir.
İnsana, yeryüzü halifesi olarak verilmiÅŸ büyük imkân ve sorumluluk buradan gelmektedir.
Gelelim baÅŸlangıçtaki mevzuya. Hangi ilaha göre vaz edilmiÅŸ, görece eksenden oluÅŸmuÅŸ alan üzerinde bulunduÄŸumuz, bu nedenle büyük önem taşımaktadır.
EÄŸer Allah’ın vaz ettiÄŸi temel hükümlerden inÅŸa olmuÅŸ bir yatay ve dikey alanda; hangi referans noktasında duruyor ve hangi bakış açısı ile bakıyorsak, tamamı meÅŸrudur. Burada sadece ÅŸakile göreceliÄŸinden bahsedilebilir.
EÄŸer referans noktamızı belirleyen düzlem hakkında emniyet içerisinde deÄŸilsek burada sorun var demektir.
Zira sahihliÄŸinden emin olunmayan bir düzlemdeki referans noktası ve bakış açısı ile oluÅŸturulan tutum, alınan karar ve ortaya çıkan davranışın; sistemleri bozmak, fitne çıkartmak ve hukukları çiÄŸnemek gibi potansiyelleri vardır.
ÇiÄŸnenen hakların başında, Allah’ın, kulları üzerindeki hakkı vardır.
Ödenecek bedeller ise çok büyüktür. Varlık âleminin çiÄŸnenen hukukunun bedeli; fitneye maruz kalan sistemin üreteceÄŸi yıkıcı sonuçlar; bütün çalışan sistemin bir parçası olan kendimizin maruz kalacağı risk ve sorunlar; din gününde verilecek hesap vs.
Herhangi bir referans noktasında durup, herhangi bir bakış açısıyla bakıyorsak, sahip olduÄŸumuz görece pozisyon, fikir, tutum, karar vesaire, saygıdeÄŸer deÄŸildir. EÄŸer referans noktası, Allah’ın vaz ettiÄŸi temel hükümlerle inÅŸa olmuÅŸ bir zemin üzerinde ise, tüm görecelikler hürmete ÅŸayan ve meÅŸrudur.
Hakikati aramak sürekliliÄŸi ve hakikat üzerinde olmak emniyeti, en çok önemsenmesi gereken hususların başında gelmektedir. Yoksa bu keyfiyette olmayan, ben düzeyinde niyetlerle oluÅŸmuÅŸ fikirlere saygı gösterilmesine iliÅŸkin verilen kavganın bir kıymeti harbiyesi yoktur. Zira sadece ve sahici olarak hükmünü icra eden ve etkin sonuçlarını üretebilen fıtrattır.
Kendi fıtratına uygun bir çerçeve içerisindeki bir referans noktasında durup, buradan oluÅŸan bir bakış açısından neÅŸet etmeyen tercihlerin bedeli olacağı muhakkaktır.
Hali gözden geçirip, sahih tercihler inÅŸa etmek için ne kadar zaman kaybetmek imkânımız var? Ne dersiniz?
Henüz yorum yapılmamış.