Sosyal Medya

Makale

Eşyanın Efendiliğinden Eşyanın Köleliğine

Eskiden "tutumlu olmak, çarçur etmemek" anlamında "iktisat" kelimesi sıkça kullanılırdı.

Tüketmeye ÅŸartlanmış bugünkü nesil bu kavramı pek bilmez.

Eskiden insanların çift çift ayakkabıları, elbiseleri olmazdı.

Genellikle yazlık ve kışlık diye 2-3 çeÅŸitleri olurdu.

Elbiseler veya ayakkabılar yırtıldığında hemen atılmazdı; tamir edilir, dikilir tekrar giymeye devam edilirdi.

Çöpe yemek/ekmek atmak büyük ayıptı ve günahtı.

Eskiler bugünkü kadar varlıklı deÄŸillerdi; tüketimdeki bu titizlikte fakirliÄŸin de etkisi vardı elbet ama bu salt bir yokluktan dolayı deÄŸildi.

Nitekim zengin olanlar belki yamalı elbise giymezlerdi ama tüketmede de müsrif deÄŸillerdi.

İnsanların eşya ile ilişkisi daha fıtri ve tutarlıydı.

Bu yüzden insanlar mutluydu.

İktisatlı olmak cimrilik değildir; eşyaya ederi kadar, insana sağladığı katkı kadar değer vermektir.

Eskiden insanlar eşyanın efendisiydi:

YaÅŸamak için yer, yaÅŸamak için tüketirlerdi.

Bugün ise insanlar yemek için tüketmek için yaşıyorlar.

Tüketim hastalığı deniz suyu içmek gibidir.

SusuzluÄŸunu gidermek için içersin ama içtikçe daha da susarsın.

Sonuçta miden, suyla patlayacak derecede ÅŸiÅŸer ama susuzluÄŸun yine de geçmez.

Lüks ve ÅŸatafat insanı içten içe kemirir, bitirir, çürütür.

Ne acı değil mi?

EÅŸyanın efendisi iken eÅŸyanın kölesi olmak.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.