Sosyal Medya

Makale

Farklı Anlama ve İhtilaflar Üzerine Tefekkür

Açık alanda toplanan bir grup insana, gökyüzüne bakınca ne düÅŸündüklerini yazmalarını istesek, muhtemelen her ÅŸahsın yazdığı kendine özel olup, yazılanın içeriÄŸi gökyüzü ile alakalı olmasına raÄŸmen hiçbir yazı, bir diÄŸeri ile aynı olmayacaktır. Kimisi, gökyüzünün rengi, kimi yıldızları, bir baÅŸkası ay ve güneÅŸe deÄŸinirken, öteki birkaç yıl önce uçak kazasında ölen babacığından bahsedecek belki de. Bu aynı yere bakıp ta farklı izlenimler nasıl deÄŸerlendirilmeli? Aynı soruya farklı cevaplar verilmesine raÄŸmen hiçbirinin yanlış olmaması size de ilginç gelmiyor mu?

Åžöyle bir düÅŸününce, konu ne olursa olsun sonuçlar hep öyle olmaz mı?

AÄŸaçlar hakkında araÅŸtırma yapan araÅŸtırmacıların tespitlerini incelesek, aÄŸaçlar hakkında yazdıklarını gördüÄŸümüzde ne kadar geniÅŸ bir alan olduÄŸunu görür ve onca ciddi araÅŸtırmanın aÄŸaçları anlama yolunda çok az yol aldığını, daha çok uÄŸraÅŸlar gerektiÄŸini fark ederiz muhtemelen.

Ä°nsanı düÅŸününce, iki el, iki ayak, vücut, kafa… En belirgin ayrımı erkek ve kadın olarak ikiye ayrılması. Geri kalan aynı mı? Adı aynı olan milyarlarca uzuv ama hepsi kendi ÅŸahsına münhasır. Kabiliyet, duygu, düÅŸünce, bakış açısı, gülmek, aÄŸlamak, kaygılar, sevinçler, ilgi alanları vs… Neye bakarsak bakalım hepsi kendine has. Hiçbiri diÄŸeri ile aynı deÄŸil. Onca farklılığa raÄŸmen, bir o kadar da birbirine muhtaç hatta sevmekte, sevilmekte bile muhtaç olmasına raÄŸmen birbirine rakip olmaları anlaşılır gibi deÄŸil…

Bazı konular mutlak ve kesin. Bazı konular her insana özel, çaÄŸa özel araÅŸtırma ve inceleme konusu. DoÄŸmak, geliÅŸmek, ölmek, beslenmek, dinlenmek, barınma ihtiyacı, acizlikler, mahkumiyetler... Tercihleri sınırsız gibi gösteren bu sistemde, her ÅŸeyde bir sınır olması sizi de hayrete düÅŸürmüyor mu? Tahayyül edemeyeceÄŸimiz kadar geniÅŸ olan hayata dair sistem, bunca büyüklüÄŸüne ve bilinmezliÄŸine raÄŸmen bir o kadar da muhteÅŸem bir iÅŸleyiÅŸ içinde.

Ä°nsan bu sistemi ve varoluÅŸu düÅŸündüÄŸünde adeta bir anafora kapılmış gibi başı dönüyor. Hayatın hangi alanına yönelip incelemeye baÅŸlanılsa sonu gelmez bir derya ile karşı karşıya kalınıyor. Ne kadar öÄŸrenilirse öÄŸrenilsin, bilmeyenlerin yanında aciz kalıyor. Bu makrodan, mikroya dipsiz bir derya, adeta sonsuz bir bilgi deposu ama onun da sonu yok. Böyle düÅŸünce ÅŸu ilahi ihbar geliyor akla; “Yeryüzündeki aÄŸaçlar kalem, deniz de arkasından yedi deniz daha katılarak (mürekkep) olsa yine de Allah’ın sözleri (yazmakla) tükenmez. Åžüphesiz ki Allah güçlüdür, doÄŸru hüküm verendir.” (Lokman/ 27) Ayet bilginin sonunun bulamayacağından söz ettiÄŸinin farkına varılmalı…

“Her ÅŸeyi bir kadere-ölçüye-düzene-kurala göre yarattık” (Kamer 49) ayeti bu baÅŸ döndüren sisteme adeta damgasını vuruyor. Evet bunca geniÅŸliÄŸine bunca bilinmezliÄŸine raÄŸmen, sistemin ölçüsüzlüÄŸe ve başıboÅŸluÄŸa tolerans gösteriyor gibi gözükse de nihayetinde kendi kurallarına mahkum ediyor.

Ä°nsana bundan bana düÅŸen ne diye sormalı? Neden bunca ihtilafa, bunca farklılığa raÄŸmen mahkumiyetlerim? Bu sistemi bu ÅŸekilde kurup bizi bu sistem içinde sorumlu bir varlık olarak yaratan ve görevlendiren demek ki insana ihtiyacı olan donanımı da bahÅŸetmiÅŸ. O zaman sistemi iyi tanımalı, sistemi var edeni iyi tanımalı, bu sistem içinde ideal yaÅŸam ÅŸeklini bulabilmek için özellikle kendini iyi tanımalı...

BaÅŸka insanların sorulara ve olaylara verdiÄŸi cevap ve tepkilerin farklılığını, tefrika-ayrışma sebebi olarak algılamayı bırakıp, diÄŸer insanlar benim göremediklerimi görüp bana haber veriyor diye düÅŸünerek, onları kendime rakip deÄŸil kendini tamamlaya vesile olarak kabul etmeli. Bilgileri ve tecrübeleri birleÅŸtirmeyi öÄŸrenmeli. Farklılıklara tahammül edince hayatın daha zenginleÅŸtiÄŸini idrak etmeli. “Herkes kafasına göre bir yorum yapıyor” ifadesini bir ÅŸikâyet olarak deÄŸil de her kafadan faklı bir cevherin döküldüÄŸünü idrak ederek bu durumu imkana dönüÅŸtürmenin gayretine girmeli.

Ä°htilafların zenginliÄŸimiz, tefrikanın-ayrışmanın ise felaketimiz olduÄŸunu idrak ederek birbirimize tahammül seviyemizi yükseltmeliyiz.

Mustafa Ünsal

4 Yorum

  1. Recep Ersin Akın

    Ocak 30, 2025 PerÅŸembe 15:33

    Kıymetli Mustafa abim seni hiç tanımasam dahi bu yazını okuduğumda tam bir Kur'ân talebesi mümin olduğunu anlardım.Zümer 18.âyeti içselleştirmiş bir müslümandan başkası böyle bir yazı yazamaz,düşüncelere sahip olamaz.Rabbim senden razı olsun.

  2. Şeref öztel

    Ocak 28, 2025 Salı 10:02

    Eyvallah kardeşim emeğine yüreğine sağlık

  3. Cevat Kanpara

    Ocak 25, 2025 Cumartesi 11:05

    Allah Razı Olsun Mustafa Abi.Bu metni Senin sesinle okudum.Güzwl bir çalışma olmuş.Muhakkak tüm yorumlara böyle bakarsak Kendimizi de geliştirmiş,bakış açımız da büyümüş olur.Selam ve dua ile.

  4. Ä°nsan olabilmek

    Ocak 24, 2025 Cuma 22:24

    Kalemine sağlık güzel insan...

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.