Sosyal Medya

Makale

Ayartı

Ayartı, bir ÅŸeyi yerinden etme, onu baÅŸka bir kalıba koyma ve kendisi olmaktan uzaklaÅŸtırmadır. Herhangi bir ÅŸeyi herhangi bir neden ile kendi doÄŸasına aykırı bir ÅŸekilde taşıma, ÅŸekil deÄŸiÅŸtirmesine neden olma, yeni bir baÄŸlamın içinde onu yeniden konumlandırmayı da içerir.

Ayartıda doÄŸru ve güzel olanı yanlış ve çirkin olanla deÄŸiÅŸtirme, hakikati ise gerçekle deÄŸiÅŸtirme özellikleri de bulunmaktadır. Ayartı için olmazsa olmaz ÅŸey; bir özün bulunması, bir doÄŸru tanımının varlığı ve hakikatin ne olduÄŸuna dair bir görüÅŸün olduÄŸudur. O zaman bir ÅŸeyi yerinden etmenin ölçütünü verme imkânı doÄŸar ve bunun sonucunda da bir ayartıdan söz edilebilir.

Ayartma aynı zamanda kendi içinde bir niyeti barındırır. Niyet olmadan ayartma kendi gerçekliÄŸi içinde vuku bulmaz! Niyet kadar bu niyetin dayandığı istikameti ve bu istikamete dayalı bir sadakati de içermektedir. Yani ayartı, kendisi bir yol önerisinde bulunmaktadır, anlam arayışının kendisinde temellenmesi gerektiÄŸini ilzam eder, kurtuluÅŸun kendisinde olduÄŸu zehabı uyandırma zorunluluÄŸunu duyar.

Ayartı, yeni bir tanım, yeni bir yaÅŸam, yeni bir düÅŸünce ve yeni bir ideoloji ve buna dayalı bir dünya görüÅŸü sunar. BaÅŸka türlü ayartı zayıf kalır, etkisini gösteremez, yenilgiye mahkûm olur. Ayartı, sıradan bir yoldan çıkarma deÄŸildir: Bütün yoldan çıkarma arayışları ayartı altında toplanır, bu tamam, ama yoldan çıkarmanın felsefi zemini, metafizik karşılığı ve imana dayanan bir istidadını da inÅŸa eder. Cinsellik üzerinden yoldan çıkarma deÄŸil bu… Cinsel taciz tabi ki bir ayartmadır. Para ile insanları kandırmak ve kendi izbeliÄŸine davet etmek bir ayartmadır. Ancak bu ayartma biçimleri, sıradan, sınırlı, belirli bir zemine sahiptir. Ayartı ise evrensel karaktere sahip olmaya adaydır.

Ayartı, bir bilinç üzerinden gerçekleÅŸir. ÖrneÄŸin; Åžeytan’ın Allah ile yaptığı sözleÅŸme üzerinden insanın ayağının kaydırılmasına yönelik çabası gibi… Åžeytan’ın tutumu bilinçli bir tutumdur, sonuçlarını bilmektedir, ama buna raÄŸmen bu iÅŸe yeltenerek ayartıcı sıfatını kazanmaktadır. Bu temel bir bakış olarak not edilmelidir. Ä°kincisi ise Kuran ifadesi ile ÅŸeytanlaÅŸmış insanlardır. Ayartıcılık baÄŸlamında insanın ayağının kaydırılmasını saÄŸlama konusunda bir diÄŸer insan çok daha ayartıcı bir pozisyonu elde edebiliyor. Åžeytan görünmez iken ÅŸeytana dönüÅŸmüÅŸ insan ise görünür olarak ayartı görevini yapmaktadır.

Ä°deoloji, kendi içinde bir ayartıyı da iÅŸaret eder. EÄŸer aynı ideolojiye inanmayan baÅŸkalarını, kendi ideolojine davet edeceksen, burada da gizli bir ayartının varlığı açığa çıkar. Ama burada hangi ideolojinin hakikat ile bağının olduÄŸunu belirlemek için hakikatin ne olduÄŸuna dair bir açık yaklaşımın varlığı kaçınılmazdır. Bir kavram olarak ayartı olumsuz ve geriye dönüÅŸü iÅŸaret eden bir veri sunar. Ayartı, yerinden etmek ise, her yerinden olma ise bir kaybı çaÄŸrıştırır.

Asıl ayartı ise düÅŸünce zemininde gerçekleÅŸen ayartıdır. Bu düÅŸünce zeminini saÄŸlayan episteme üzerinden ayartı yapmak ise evrensel ölçeÄŸe çıkışı da garanti altına alır. ÖrneÄŸin, ilk adım; ulûhiyet ile iliÅŸkili bilginin niteliÄŸini bilinemez diye tanımlarsan, artık, ulûhiyet ve onunla iliÅŸkili her ÅŸeyi bilinemez olana hapseder ve böylece ayartı için gerekli zemini hazırlamış olursun… Gaybi olanı tanımlanamaz olan olarak ilan ettiÄŸinizde, mevcudu tanımlama imtiyazı elde edersiniz. Ä°ÅŸte bu imtiyaz ile mevcudu tanımlamak, onu biçimlendirmek ve yeniden kurmak mümkün hale gelir. Ä°kinci adım, öznenin varlığı tanımlama hakkının kesinleÅŸtirilmesidir. Böylece her varlığı/ÅŸeyi tanımlama imtiyazı kazanır… Varlığı tanımlama imtiyazı, insanı ve Tanrıyı tanımlama imtiyazına ulaşır. Böylece kendinden hareketle baÅŸladığın yolculuÄŸa tanrıyı ve eÅŸyayı da tanımlayarak onları kendi otantik hakikatleri baÄŸlamında ele almak yerine kendi hakikatinin ne olduÄŸuna verdiÄŸin karar ile onların hakikatlerini de belirleme imtiyazını kullanarak yeni bir tanıma ulaÅŸmak mümkün olur.

 Ä°ÅŸte bu ayartı çeÅŸidi tarihin hiçbir döneminde bu ÅŸekilde cereyan etmemiÅŸtir. Bunu saÄŸlama almak için yeni bir hamleye ihtiyaç vardır. Normal felsefi sistemde olan ve olması gereken ayrımını ortadan kaldırarak sadece olan ile yetinme ve gerçekliÄŸi bu olan ile sınırlama, sürekli bir tanımlama hakkını da kendinde toplama imtiyazını verir. Ä°ÅŸte bu imtiyaz ayartıyı süreklileÅŸtirilmiÅŸ bir biçim içinde sunma imkânı vermektedir. Öz’ün reddi, olanın gerçekliÄŸin kendisi olduÄŸu savı, her ÅŸeyi yerli yerinden etmenin bir potansiyel gücü olarak harekete geçmiÅŸtir ve artık sil baÅŸtan her ÅŸey yeniden tanımlanmaya baÅŸlanmıştır. Hakikatin ne olduÄŸuna dair bakış, varlığın ne olduÄŸuna dair bakış, doÄŸanın ne olduÄŸuna dair bakış, insanın ne olduÄŸuna dair bakış, iliÅŸkiler ağının neliÄŸini de içine alan bakış gerçekleÅŸtirilmiÅŸ, bu bakış, sosyal bir sistem olarak inÅŸa edilmiÅŸ, siyasal bir yöntemi içermiÅŸ, iktisadi bir sistemi kurmuÅŸ, psikolojik vasatın belirleyiciliÄŸini ele geçirmiÅŸtir. Ä°ÅŸte her alanda bir ayartıyı hayata geçirmenin total zeminine sahip olunmuÅŸtur. Artık modernleÅŸme öncesi dönemde meydana gelen ayartının ne kadar zayıf, çelimsiz, güçsüz, iktidarsız olduÄŸunu görme imkânı açığa çıkmıştır. Bugün ise ayartının ne kadar güçlü, ne kadar maharetli, ne kadar ikna edici ve ne kadar ÅŸümullü olduÄŸu da belirginlik kazanmıştır.

ModernleÅŸme bir ayartı medeniyeti kurmuÅŸtur. Bunu epistemik zeminde gerçekleÅŸtirmiÅŸ, ontolojiyi de bunun üzerine kurmuÅŸtur. MetafiziÄŸini de bu zemine yaslandırarak sisteminde herhangi bir açık bırakmamıştır. Özneye verilen bilginin mahiyetine bakıldığı zaman kurgu ön plana çıkar. Yorum karakterli ve bilgiyi öznenin zihinsel kategorilerine dayandırdığınızda varlığı, iliÅŸkileri, gerçekliÄŸi, insan ve ona dair her ÅŸeyi, yaÅŸama dair her alanı bir kurgu içinde tanımlama zemini kazandırmaktadır. Kurgu, insan zihnine dayalı olduÄŸu için yaptığı tanım, doÄŸal olarak kendi zihni yapısının sınırlarına sahip olacaktır. Ama bu zihin zaten aÅŸkınlığı bilinemez olarak ilan ettikten sonra var olan her ÅŸeyi kendi sınırlılığı içinde tanımlayacaktır. Öz’ün reddedilmesinin nedeni de budur. Felsefi olarak bir meseleyi reddetmek sadece felsefi bir zeminle sınırlı kalmamaktadır. YaÅŸamın her alanına taşınabilir bir hüviyet içinde yeni bir tanımın eÅŸiÄŸini de belirlemiÅŸ olmaktadır.

Her kurgu ise yapay bir özellik taşımaktadır. Kurgu var olanın kendi doÄŸal yapısına göre insan zihninin ürettiÄŸi dünya görüÅŸüne göre yeniden betimlenmektedir. ÖrneÄŸin, cinsiyetsizlik meselesinin hak arayışına dönüÅŸtürülmesi, meÅŸrulaÅŸtırılması için yapılan baskılar ve verilen rüÅŸvetler gibi… Yapaylık, aynı zamanda kurgunun ayartıcı boyutunu da deÅŸifre etmektedir. ‘ModernleÅŸmeyi ÅŸeytanın mücessem biçimi’ olarak betimleyen bir aydının ne kadar haklı olduÄŸunu bugün çok daha rahat anlayabilmekteyiz. Kurgu ve yapaylık, modern epistemenin karakteristik özelliÄŸidir. Ayartı ise bu iki karakteristik yapının bizatihi kendisinden doÄŸmaktadır.

ModernleÅŸme bir iktisadi gücün bütün bir yaÅŸamı belirleme arayışının tezahürü olarak yorumlanabilir. Kapitalist sistem, finans sistemi, sermaye üzerinden daha çok para kazanmaya matuf bir arayışın temellendirilmesidir. Kapitalizm, önce iktidarı eline geçirdi, sonra dünya görüÅŸünü kendi tekeline aldı. Daha sonra neyin güzel ve neyin çirkin olduÄŸunu belirleme hakkını kendinde gördü. Anlam ve deÄŸeri yeniden ama farklı bir biçimde tasarımladı. Anlamı; kazanma, harcama, sınırsız, eÄŸlence ve tüketim çılgınlığı olarak betimledi. DeÄŸeri; sahip olduÄŸun mülk, emtia, mal, makam ve iktidar alanı olarak tanımladı. Ve bütün bu alanları da kendisinin istediÄŸi kiÅŸilere verebileceÄŸini garanti eden bir propaganda ile kendi tekelinde bulundurdu. Ä°ÅŸte ayartının hikâyesinin tezahür biçimi…

Åžimdi mülteci meselesindeki ikiyüzlülüÄŸü doÄŸru anlamaya baÅŸlayabiliriz. Sürekli ezilen sınıfların niçin ezildiklerini doÄŸru bir zeminde kavrayabilir ve kavramlaÅŸtırabiliriz. Ä°ÅŸçi sınıfının sürekli ezilmesinin arka planını doÄŸru anlamaya yakınlaÅŸtık artık! GerçeÄŸin, niçin bize gerçek olarak dayatıldığını, olanla sınırlandırıldığını anlamak mümkün olmaktadır. Gerçek artık yeniden tanımlanmış ve içeriÄŸinden soyunmuÅŸtur. Hakikat ise zaten her öznenin kendi uhdesinde bulunmaktadır. Böylece birden fazla hakikatin varlığına raÄŸmen, gerçek bir tanedir. Çünkü gerçek, modern gerçeklik, ortak kabul etmez! O tanıma yönelik yaptığınız her eleÅŸtiri onun iktidar alanını sarsacaktır. Bu yüzden gerçeÄŸin tanımı tektir, olan ne ise o gerçektir. Bu da gerçeÄŸin sürekli deÄŸiÅŸimin ve deÄŸiÅŸimin kendi mihveri etrafında dönüÅŸümünü da bir gerçeklik olarak kabul ederek doÄŸruyu gerçekle aynı zeminde tanımlayarak gerçeÄŸe/olana süreklileÅŸtirilmiÅŸ bir meÅŸruiyet zemini kazandırmaktadır. Bu temel gerçek anlaşılmayana kadar ayartının neye tekabül ettiÄŸini doÄŸru anlamak mümkün olmayacaktır.

Ä°ÅŸte en büyük ayartının modernleÅŸmenin bizatihi kendisi olduÄŸunu, yaptığı epistemik hamle ile bunu temellendirdiÄŸini, ürettiÄŸi düÅŸünce ile bunu saÄŸlam zemine oturttuÄŸunu gözlemleyebiliriz. Bu ayartıdan kurtulmanın yolunu bulmak için öncelikle, modernliÄŸin ürettiÄŸi epistemeyi terk etmeyi, bu epistemenin kurduÄŸu dünya görüÅŸünden vazgeçmeyi ve bu dünya görüÅŸünün belirlediÄŸi hukuk ve deÄŸer alanlarından kurtulmayı saÄŸladığımızda gerçekleÅŸtirmek mümkün olur.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.