Sosyal Medya

Makale

Hayal...

Gerçeklik dünyası insanı yorar, sıkar ve ağırlaÅŸtırır, düÅŸünmesine engel teÅŸkil eder. Ama dünya ve yaÅŸam gerçeklik üzerine kuruludur. Ä°nsan bu gerçeklik dünyasından hayal dünyasına yönelik bir atılımla sığınma arayışına çıkar. Bu sığınma hayal ile sınırlandığı zaman bu sefer gerçeklikten farklı bir yorgunluÄŸa duçar olur.

Gerçeklik, sınırlar arasında var olmanın kendisidir. Gerçeklik bizatihi her var olanı aÅŸan bir boyuta sahiptir. Ama insan, bu gerçekliÄŸi olan ile sınırlandırarak gözlem konusu edinir. Ve çoÄŸu zamanda bu gerçeklik onun aklını başından alır. DüÅŸünce zeminini zaafa uÄŸratır. Ama gerçeklik aynı zamanda insana acı da gelse onu kendine getirir ve bazı farklı bakışlara yönelmesine de imkân saÄŸlar.

Gerçek ile gerçeklik arasında da önemli bir ayrım mevuttur. Ä°nsan ve Yusuf gibi Yusuf da insandır. Ama öznel bir kiÅŸiliktir. Ä°nsan Yusuf’u da içerecek bir alana sahiptir. Yani insan, birden fazla isimleri kendi bünyesinde toplar ve onların ayrımlarını da kendi zemininde barındırır. Ortak bir karaktere taşır. Gerçek ise tekil bir olay olarak vuku bulabilir. Farklı tekil olaylar her zaman olacaktır. Ama bu olay ve olayların ortak yönleri, ortak özellikleri de bulunmaktadır. Gerçeklik bu tekil gerçekleri kendi içinde barındırarak üst bir ÅŸema oluÅŸturur. Ama sonuç itibarı ile var olmanın kendisi, var oluÅŸu çaÄŸrıştırır. Var oluÅŸ ise oluÅŸu baÅŸlatan bir gücü ve iradeyi çaÄŸrıştırır. Hayal burada devreye girer. Mevcudu aÅŸma arzusu üzerine yeni bir ÅŸeye odaklanma ve düÅŸünme ameliyesi onu hayal etmeye yönlendirir.

Hayali, mevcudun zihne düÅŸürdüklerinin farklı boyutları ile yine gerçeklik zemininde olabilir mi, sorusuna yönelik bir arayışın sonucu olarak düÅŸlemek mümkündür. Tabi ki hayal de tekil özelliklere sahiptir. Hayal edebilen insan gibi tekil olaylara tekabül edebilir. Bu öznel hayallerin ortak yönleri ve özellikleri bulunur. Burada asli vurgu; hayalin varlığı, gerçeÄŸin baskın karakterinden kaçışın bir yöntemi olarak öne çıkmasıdır.

Hayal, bir yetinmemeyi içerir. Ä°nsanın hep bir fazlayı istemesinin en güzel örneÄŸi hayal gücüdür. Hayal edebildiÄŸin ÅŸeyi gerçeÄŸe dönüÅŸtürme istidadı da insani bir haslettir. Bu da bize hayalin birden fazla veçhesinin olduÄŸunu gösterir.

Hayal, insan olmanın en temel özelliklerinden biri ve onu farklı kılan bir özelliÄŸe sahiptir. Ä°nsan, hayal üzerinden kendini sonsuzluÄŸa açarak kendi geliÅŸimini daha da derinleÅŸtirerek karakterini saÄŸlamlaÅŸtırır ve tarihe bir iz düÅŸürerek yoluna devam eder. Tarihte yerini almış entelektüel, aydın, filozoflar ve âlim ile Peygamberler, hep bir hayalin peÅŸinde koÅŸanlardır. Burada hayal, mevcudun anlamsızlığından anlamlı bir yaÅŸamın varlığını açığa çıkarmaya dönük bir arayış olarak öne çıkar. Bilim, felsefe ve toplumsal yönelimlerde hayal edenler yenilikler getirenlerdir.

Hayal yetisi, insanı sonsuzluÄŸa açan bir kapının varlığına delalet eder. Herhangi bir ÅŸeyi daha iyiye doÄŸru yöneltme arzusunun dayanağı da hayal edebilme istidadıdır. Hep bir aÅŸkınlığı arama arzusu da hayal gücüne dayanır. Ä°nsanın Yaratıcı Kudret ile kuracağı bağın adresi de hayal hanedir. Hayal olmadan Tanrısallığın neliÄŸini ve anlamını bulma imkânsız olur. Kuran ulûhiyet meselesinde verdiÄŸi örneklerde bile aÅŸkınlığı ve gerçeÄŸi aÅŸan bir sembolik anlamı taşıdığı ikaz edilir. Böylece hayal gücünü kullanarak ulûhiyet meselesini kavrama ve ifadeye kavuÅŸturma imkânı doÄŸabilir.

Gaybi olana yönelik her düÅŸünme zemini hayal üzerinden gerçekleÅŸir. Ä°nsanın hem geçmiÅŸe dönük ve hem geleceÄŸe dönük bakışını oluÅŸturduÄŸu zeminde hayal gücünde saklıdır. Hatırlama ve geleceÄŸe dönük beklentinin oluÅŸturulacağı zeminde hayalde gerçekleÅŸir. Hayali olmadığı zaman insanın kendi insanlığını sınırlandırdığını ve cüceleÅŸtiÄŸini gözlemlemek mümkündür. Bugünün gerçekliÄŸi içinde sıkılan, ruh yorgunluÄŸuna tutulan, akli muhakemesini zedeleyen tiplerin varlığı hayal güçlerini yitirmelerinden dolayıdır. Hayal ederek aklını yitirende var tabii, tarih boyunca bunların örneklerini gösterebiliriz. Ama burada hayalin aklı yitirmelerine neden olmasının en büyük sebebi yine hayalin gerçekle yer deÄŸiÅŸtirmesinden mütevellittir. Hayali gerçek olarak algılayan idrak zaafa uÄŸrar. Bu durumdan da sakınmakta fayda var.

Hayalperest ismini alan kiÅŸilere de rastlamışızdır. Bu tanımın verilmesinin nedeni ise hayali salt hayal olarak deÄŸil, gerçekliÄŸi yitirerek elde etmesine yönelik bir yanılsamadan oluÅŸmaktadır. Hayal ve gerçeklik birbirinin muarızı deÄŸil, bilakis birbirinin ikamesinde ve birbirini tamamlamada birbirlerinin yardımcılarıdır. Hayal gücü ise hayalperestin zihnini de aÅŸan bir özelliÄŸe ve öznelliÄŸe sahiptir. Bilimin geliÅŸiminde hayal etmenin varlığı kaçınılmazdır. Bilimin bugüne eriÅŸmesinde de hayal gücünü kullanan bilim adamlarının katkısı büyüktür. Felsefi sistemlerin sürekli geliÅŸerek güçlendirilmesinde de hayal gücünün kullanılması önemlidir.

Hayali hatıra, hatırlama, bir ÅŸeyi anımsama ve anımsanan ÅŸeyi düÅŸünme ile karıştırmamak lazım… Hatıralar, önemli ve insanın geliÅŸiminin temel dinamiklerini oluÅŸturur. Tecrübenin oluÅŸumu ve insanın olaylardan ders çıkarmasının temel iÅŸlevselliÄŸini saÄŸlar. Anımsama, herhangi bir konuyu, bilgiyi, olayı, durumu veya tecrübeyi an itibarı ile hatırlayarak onu zihne konu edinerek onun bir tecrübeye dönüÅŸtürülmesini saÄŸlar. Bir ÅŸeyi düÅŸünmekte soyut bir zeminde geçerlilik kazanır. Bir ÅŸeyi tefekküre konu edinmek ve o ÅŸeyi soyutlayarak konu edinilen tefekkürü tezekkür olarak betimlemek hayal üzerinden gerçekleÅŸir. Hatırlama, anımsama, tefekkür etme gibi hassaları, bir konuyu anlatma, ezberi tutma vesaireyi de içinde tutan çatı kavram hayaldir. O yüzden hayali tam olarak tanımlamak biraz zor görünür. Ancak bir tanıma ulaÅŸmak, onun iÅŸlevselliÄŸi yanında varlığının tekabül ettiÄŸi alanı da imleyerek yapılabilir.

Hayal, somut durumları da içeren, soyut olay ve olguları da kavrama yetisine zemin oluÅŸturan bir insani haslettir. Ä°nsanı diÄŸer varlıklardan ayırtan en önemli ayrımı iÅŸaret eder. DüÅŸünme zemini olarak hayali geri bırakırsanız, çok sıradan, sıkıcı ve bunaltıcı bir tekrardan öteye geçemezsiniz. Ä°nsanın mevcudun dışına çıkabilmesi, yeniliÄŸe açık oluÅŸu, deÄŸiÅŸimin niteliÄŸini ve yönünü belirlemesi vesaire için hayal edebilmesi ÅŸarttır. Hayal edilmeyen bir ÅŸeyin mevcuda dönüÅŸtürülmesi imkânsıza yakındır. Herhangi bir somut durumun meydana gelebilmesi için önce zihinde hayal edilerek onu soyut zeminde var kılmak ÅŸarttır. Daha sonra onu somut bir durum olarak ortaya koymak mümkün görünür. Zihinde, hayalde belirmeyen bir ÅŸeyi varlığa çıkarmak mümkün görünmemektedir. Bu insan için vazgeçilmez bir özelliktir.

Mevcudun varlığının baskın karakterini aÅŸma noktasında hayal etme gücünü kullanmak zorunludur. Ä°nsanı mevcudun otoriter yapısından kurtarmaya yarayacak olan hayal, insanı olmayan bir ÅŸeye doÄŸru sefere çıkartır. Böylece insan, hayal etme gücünü kullanarak bir baÅŸka ÅŸeyin mümkün olabileceÄŸine olan inancını pekiÅŸtirir ve onu gerçekleÅŸtirir. Yani gerçek ile hayal aynı zeminde buluÅŸmaktadır.

GerçeÄŸin ve hayalin aynı zeminde buluÅŸmasına mekân olan yaÅŸam, kendi sıkıcılığını da hayal üzerinden gidermektedir. Her ÅŸeyin somut bir durum olarak varlık kazanması, her ÅŸeyin sıradanlaÅŸmasını saÄŸlayacağı gibi, aynı ÅŸeyleri görmenin getireceÄŸi körelmeyi de dikkate aldığımızda insanın çürümesinin koÅŸullarının nasıl oluÅŸtuÄŸunu anlayabiliriz. Sürekli aynı ÅŸeyi yapmak, aynı yerde durmak, aynı sözü dinlemek veya söylemek, aynı eylemi gerçekleÅŸtirmek sıradanlığın çürütücü boyutunu aÅŸikâr kılar. Bu durumdan kurtulmanın tek yolu ise bu sıradanlığı aÅŸabilecek bir zihni donanıma sahip olmaktır. Ä°ÅŸte hayal etme istidadı bu gücü insana veren bir özelliÄŸe sahiptir.

Ä°nsan hayal ederek farkını ortaya koyar. Bu farkı üzerinden kendi biricikliÄŸini inÅŸa eder. Hayal, farklılığı oluÅŸturan bir zemindir. Bu zemini kaybeden kiÅŸi, aynileÅŸir ve çoÄŸul içinde kaybolur, biricikliÄŸini yitirir.

Hayal iki ÅŸeyi mukayese yaparken de vazgeçilmez olandır. Mevcut iki ÅŸeyi mukayese yaparken onu zihne taşır ve hayalin gölgesinde yaparız. Böylece birçok ÅŸeyi deÄŸerlendirme imkânını da hayal sayesinde yapabildiÄŸimizi görüyoruz.

Hayal, bir sıçrayış, toplumsal muhayyileyi bir üst ÅŸemaya çıkarma içinde zorunlu bir olgudur. Ä°ster kiÅŸisel sıçrama, ister toplumsal sıçrama olsun, hayalin derinliÄŸine ve gücüne baÄŸlıdır. AÅŸkınlığın ve gerçekliÄŸin zihinde bir karşılığının oluÅŸması da hayal edebilme gücü ile orantılıdır. Herhangi bir olayı, konuyu, bilgiyi deÄŸerlendirirken hayal kuÅŸatıcı bir rol oynar. Böylece hayali kaybolan kiÅŸinin kendisi de yiter gider. Hayali olanın ise varlığı hem zenginleÅŸir, hem de sürekli yeniliÄŸe açık hali ile dinamik bir yaÅŸamı mümkün kılar.

Hayal edebildiÄŸiniz kadar var olabilirsiniz…

Hayalinizin sınırları geliÅŸim dinamiÄŸinizin sınırlarını belirler…

Hayalinizin derinliÄŸi; olay, olgu ve bilgiyi sahici bir zeminde deÄŸerlendirme imkânı sunar, farklılığınızı belirginleÅŸtirerek aradan çıkıp bir üst zemine çıkmaya mehaz olur.

Hayaliniz sizi iyi bir düÅŸünür kılar…

Ä°ÅŸte bu kadar önemli olan hayal yetisini çocukça eleÅŸtiriye tabi kılarak insanların körelmesine neden olmanın kabul edilebilir bir tarafı yoktur. Bu insanlık suçunu iÅŸlememek için hayal edebilmeyi öÄŸretmeyi bir sorumluluk olarak kabullenmeliyiz…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.