Sosyal Medya

Makale

İnsanın kemale yürüyüşü -1-

Bir kemal yolculuÄŸu, kiÅŸinin yolu tanıması gerektiÄŸi kadar kendisinin de kendi özelliklerini doÄŸru bir ÅŸekilde tanıyarak/tanımlayarak yolculuÄŸu sürdürmesine baÄŸlıdır. KiÅŸi, kendi potansiyelini ortaya koymalı. Ancak bunu yapabilmek için kendisi üzerine bir düÅŸünüm gerçekleÅŸtirmeyi baÅŸarması elzemdir. Kuran, kiÅŸinin temel özelliklerini, psikolojik vasatını ve potansiyel gücünü iÅŸaret eden betimlemeler yapmaktadır. Özellikle, kötülük ve iyiliÄŸin bil kuvve olarak var olduÄŸunu belirtmesi, hangi ÅŸartlarda kötülüÄŸün açığa çıktığını ve hangi ÅŸartlarda iyiliÄŸin neÅŸet edeceÄŸini de bildirmektedir. Burada iki temel nokta önümüzde durmaktadır: eksikliÄŸini bilme; zaaflar taşıdığını bilme ve bu zaaflar üzerinden kötülüÄŸe bulaÅŸma riski ve burada kendini büyük görme hastalığı ile birlikte ÅŸeytanın devreye gireceÄŸi ve çözülmenin, yabancılaÅŸmanın baÅŸlayacağı ve kötülüÄŸün bu zeminlerde fışkıracağını bilmesi elzemdir. Durum lehine çevirmesi için kiÅŸi, eksikliÄŸini idrak ederek tamamlanmaya yönelik bir tevazuu ile kendisine verilen her ÅŸeye hamd ederek varlığını yeniden kurduÄŸunda iyiliÄŸi sürekliliÄŸe kavuÅŸturabileceÄŸini de unutmamalıdır. Bu insanın kemal noktasına baÅŸlangıç adımı olarak eksiÄŸini kabul eden bir tevazu ve yaÅŸamı bahÅŸeden Rabbine karşı süreklileÅŸmiÅŸ bir ÅŸükür bilinci ile harekete geçmektir.

Ä°nsan özü itibarı ile iyi olduÄŸu için iyiliÄŸe meyyal boyutunu harekete geçirmesi daha kolaydır. Yani insanın kötü olması zor, iyi olması ise kolay olandır. Bu kolay olanın daha da kolaylaÅŸtırılmasının imkânları vardır. Ä°lahi bilgi ve peygamberi örneklik bize bu kolaylığı aÅŸikâr kılar.

Ä°nsan özü itibarı ile iyi; dünya hayatı itibarı ile imtihan için yaratılmıştır. Özü; yaratılış benliÄŸi iyidir ve bütün yolculuklar; kemale doÄŸru yolculuk da bu iyi öze yöneliktir. Bunun ÅŸuuru ile hareket eden kiÅŸi, sürekli müteyakkız bir hal ile kötülükten sakınma ve iyiliÄŸe devamlılık ile asli hüviyet sahibi olur.

Ä°nsan, kendi özünün doÄŸasını yaÅŸamın ekseni kılarak varlıkta barışı ikame etmede esaslı bir dayanak elde eder. Ä°nsanlık tarihi, özünün farklı boyutlarda tezahür ettiÄŸi bir zaman kesitini iÅŸaret eder. Bir tek insanın, tarihin yazgısını deÄŸiÅŸtirdiÄŸi gibi içinde yaÅŸadığı toplumun ve dahi insanların gelecekteki kaderlerini deÄŸiÅŸtirmeye güç bulduÄŸunun örnekleri çokçadır. GönderilmiÅŸ Peygamberler kadar, tarihte mitleÅŸmiÅŸ kahramanlar ve felsefi düÅŸünüÅŸleri oluÅŸturdukları düÅŸünceleri ile tarihin akışını deÄŸiÅŸtiren filozofların isimleri de herkesin hafızasında bulunmaktadır.

Ä°nsan doÄŸasını tanıklık, deney ve gözlem üzerinden betimlemek her zaman doÄŸruya ulaÅŸtırmaz. Ä°nsanın gözlemlenerek bazı özellikleri kısmi olarak öÄŸrenilebilinir. Ama yeterli düzeyde insanın bütün özellikleri ortaya konamaz. Ä°nsanın metafizik boyutunu göz ardı eden bir yaklaşım zaten insana eksik yaklaÅŸtığı için sorun oluÅŸturur. Bu bize ÅŸunu hatırlatmaktadır: insan bütün boyutluluÄŸu içinde anlaşıldığı zaman doÄŸasına yönelik bir bilgiye ulaÅŸma imkânına sahip olabiliriz. Ä°slam, insanın farklı boyutlarını derinlikli olarak ve metafizik/kelami ilkeler üzerinden tanımlayarak insanı insana hem hatırlatıyor hem de anlatıyor. Yani insan, bir boyutu ile bu dünyaya aittir, diÄŸer boyutu ile bu dünyaya aÅŸkın ve cennet ile müÅŸerref olmuÅŸ metafizik bir varlıktır. Herhangi bir varlık ancak kendi varlık hiyerarÅŸisi içinde kalmakla kendisi olabilir. Ä°nsan ise hem varlık katmanlarını aÅŸma hem de dünyadaki kendi varlığını aÅŸmaya haiz olarak kendisi olabilen yegâne varlık türüdür. Bu yüzden insan sadece insandır. Herhangi bir varlıkla özdeÅŸleÅŸtirilemez olandır.

Ä°nsanın kemale doÄŸru yolculuÄŸunda hem kendi bütünlüÄŸünü kavraması ve hem de yaÅŸamın bütünlüÄŸünü kavraması elzemdir. Kendi bütünlüÄŸünü oluÅŸturan farklı istidatları ve bu istidatların onun bütünlüÄŸünü oluÅŸturmadaki potansiyeli iyi öÄŸrenmesi ve bu öÄŸrenimin tecrübeye dönüÅŸen idrake göre davranması bir olumluluktur. Ä°nsanın, nefs/psikolojik vasatı, insanın sosyolojik/toplumsal vasatı, insanın zihinsel ve düÅŸünsel yaratım vasatı ve insanın hafızası üzerinden geçmiÅŸi dikkate alarak ondan dersler çıkarması kadar geleceÄŸe dair tahayyül gücü ile planlama yapabilme vasatı, duygusal olduÄŸu kadar, rasyonel olabilen, coÅŸkulu olduÄŸu kadar sükunet sahibi olabilen vasatı, öfkesi, kızgınlığı, neÅŸesi ile, hüznü ile acısı ve kaygısı ile bir bütün olan vasatı dikkate aldığımızda bütünlüÄŸü kavrarız. Ä°nsan bu bütünlüÄŸünü yaÅŸamın farklı veçhelerine tezahür ettirir. Yani insan, kendi bütünlüÄŸünün bir parçası ile yaÅŸamın bir parçasını inÅŸa eder. Kendi dışında olup bitenin dahi kendisi gibi olan bir insanın yapıp ettiklerinden bağımsız olmadığını bilir. Ä°ÅŸte bu yüzden insan kendi bütünlüÄŸünü kavrama yönünde attığı her adımda bir kemale yolculuÄŸun merhalesini yaÅŸamaya baÅŸlayacaktır. YaÅŸamı düÅŸünürken ve dahi yaÅŸarken insanın bütünlüÄŸünün yaÅŸamın bütünlüÄŸüne dair etkisini dikkate aldığında kiÅŸi, meseleyi doÄŸru algılayarak onu düzeltme ve kendi kemalini gerçekleÅŸtirmede önemli bir merhaleyi aÅŸmış olacaktır.

YaÅŸam, kendi doÄŸasını potansiyeller üzerine kurmuÅŸ görünüyor. Tıpkı bir oyun hamuru gibi esnemeye ve yeniden biçimlendirilmeye açıktır. Ancak, aynı zamanda yaÅŸamın bir Sahibi/Tanrısı olduÄŸu ve bu Sahibin yeri geldiÄŸinde yaÅŸama müdahil olarak bir deÄŸiÅŸim gerçekleÅŸtirdiÄŸini de dikkate almalıyız. YaÅŸamda hem insanın farklı tipleri hayata müdahil olmakta ve hem de Yaratıcı dilediÄŸi zaman müdahil olarak oyunu yeniden kurmaktadır. YaÅŸamı bir oyun olarak düÅŸünmek ve bu oyunda kimlerin oyuncu olduÄŸu ve sahada eli bükülmez olanın kim olduÄŸu sorusu cevabını bulmadan kemale doÄŸru bir yürüyüÅŸ gerçekleÅŸtirilemez.

Ä°nsan bu temel gerçeklik karşısında kendi gizini keÅŸfetmesi ve ilahi yardımı celbedecek bir pozisyonu süreklileÅŸtirerek, ama bir imtihan olduÄŸu hissiyatını unutmadan yolculuÄŸunu sürdürmelidir. Ä°nsan, sürekli kendisini aÅŸarak kendi gizinin labirentlerini keÅŸfedebilir. GöreliliÄŸin dünyasında itminanı bulacak bir psikolojik vasatı inÅŸa etmek kolay olmasa gerek! Bu itminan tam bir baÄŸlılık/teslimiyet/müslüman olma ve tam bir güven/iman etme üzerinden saÄŸlanır. Bu da ancak, kiÅŸinin kendi Yaratıcısının amacını ve kudretini tam olarak öÄŸrenebilmesi ile iliÅŸkilidir. Ä°ÅŸte yaratıcıyı öÄŸrenmenin epistemik unsurları burada devreye girer. KiÅŸi, herhangi bir rehberlik olmadan kendisi Yaratıcısının özelliklerini ve kudretini öÄŸrenebilir mi? Bu soru önemli. Ama Yaratıcı kendi rehberliÄŸini seçtiÄŸi Elçiler aracılığı ile kendisini anlatmaktadır. KiÅŸinin kendisine dönük ve yaÅŸama dönük tecrübesi üzerinden yaratıcı ile bir baÄŸ kurması tabi ki mümkün ama yetersiz olacaktır. Ancak Yaratıcı kendisini anlatan metinleri insanların algılayabileceÄŸi bir dil ile göndermiÅŸtir. Ä°ÅŸte bu iÅŸaretler ve kiÅŸinin tecrübesi üzerinden daha derinlikli bir yaklaşım geliÅŸtirmek önemli ve kemale yürüyüÅŸü kolaylaÅŸtıran bir unsur olduÄŸu bedihidir. Ä°nsanın, hem bütünden hareketle düÅŸünebilmesi, hem de bütüne doÄŸru parçalardan hareketle düÅŸünebilmesi çok önemli bir hasletidir. Tarih boyunca bu iki temel unsur daha çok ayrı deÄŸerlendirilmiÅŸtir. Ama bir kemal yolculuÄŸu için tüme varım ile tümden gelim ilkelerini birlikte aynı potada yorumlamak meselenin ince detaylarına vakıf olabilmenin anahtarını sunacaktır.

Yaratıcı bir varoluÅŸ üzerinden kendini gerçekleÅŸtiren insan, hayat dediÄŸimiz olgunun baÅŸkahramanıdır. Ve bu hayatın niceliÄŸi ile niteliÄŸine direk etki eden en önemli kiÅŸisidir. Hayatın akışının yönelimini belirlediÄŸi gibi insanlığın akışının belirleniminde pay sahibidir. Zaten emanet tevdi edildiÄŸinden dolayı sorumluluÄŸu da üstlenmeyi iradi olarak kabullenmektedir. Emanet sahibi olmak ehliyeti de beraberinde taşımaktadır. Ehliyet ise sorumluluÄŸuna müdrik olmayı imtiyaz haline dönüÅŸtürür. Bu noktada her deÄŸer bir diÄŸer deÄŸeri tamamlayan ve derinleÅŸtiren ve kendisine de pay çıkartan bir özelliÄŸe sahiptir. Ä°nsan ise sürekli kendisini yenileyen, geliÅŸtiren ve derinleÅŸtiren özelliÄŸi sayesinde kötüden uzaklaşırken iyiliÄŸi ise karakteri haline getirme arzusunu izhar eder.

Ä°nsan iyidir. KötülüÄŸü arızi durumudur. Bu yüzden arınmak asli olandır. Bu imtihanın cilvesidir. Ä°nsanın kemal yolculuÄŸu iyiliÄŸi üzerine bina edilir. Her adımda iyiyi çoÄŸaltan bir tutumu öncelemeli insan. YaÅŸamı anda dondurmak yerine anı sonsuzluÄŸa taşıyarak donukluÄŸu dinamiklikle deÄŸiÅŸtirmelidir. YaÅŸamın dinamikliÄŸi insanın dinamikliÄŸi ile örtüÅŸtüÄŸünde birçok sorunun çözümü gibi yeni sorunların oluÅŸmaya baÅŸlaması bilinci de kemale yolculukta elzeme tekabül eder.

Ä°nsan, kendi bütünlüÄŸünü kavramaya baÅŸladığında kendi parçalarının anlamını da idrak etmeye baÅŸlar. Her parçasını öÄŸrendiÄŸinde kendi bütünlüÄŸüne doÄŸru bir adım atmış olur. Bu ilânihaye devam edecek olan bir yürüyüÅŸtür. Bu yüzden kiÅŸi, mutlaklaÅŸtırmaya karşı çıkarak sürekli bir devinim üzere oluÅŸunu bir idrak olarak tasarımlamalıdır. GeçiciliÄŸin sarhoÅŸluÄŸundan ayıkmalı, mutlağın belirlenimine karşı müteyakkız olmalı… Ä°nsan, sürekli daha doÄŸru, daha adil, daha iyi, daha merhametli ve daha sevecen olmaya çalışarak kendi tamlığını keÅŸfetmeye devam etmeli ki kemale yürüyüÅŸünün sancılı ve ayak çelen ayartmalarına karşı dikkatli ve uyanık kalabilsin…

Ä°ÅŸte böyle bir insan ancak kendi tamlığının ve bütünlüÄŸünün farkına vardığında yukarıda ifade ettiÄŸimiz temel gerçekliÄŸi yaÅŸamaya devam edebilir. O zaman tamlığı düÅŸünmeye baÅŸlayabiliriz…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.