Sosyal Medya

Makale

Müslümanların Kayıp Milenyum Nesli

Milenyuma (2 binli yıla) girerken Allah, Türkiye’deki Müslümanlara dünyevi büyük bir lütufta bulundu.

Müslümanlar Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa bu kadar güçlü ÅŸekilde iktidara geldiler.

Sadece siyasi olarak deÄŸil, ekonomik olarak da hayal edemeyecekleri ÅŸeylere sahip oldular.

28 Åžubat döneminde sokaÄŸa çıkmaları bile engellenmeye çalışılan baÅŸörtülü Müslüman kadınlar, devletin zirvesinde, Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonlarında arzı endam ettiler.

97-98’lerde, Müslümanların bu konuma geleceÄŸini söyleyen biri olsaydı deli diye gülerlerdi.

Ä°ktidara yakın çevrelerin büyük kısmı, helal haram demeden kamu varlıklarına/ihalelere saldırdı.

RüÅŸvetler, adam kayırmalar, liyakat yerine eÅŸ-dost atamaları, peÅŸkeÅŸler derken iyice zıvanadan çıktık.

Mücahitler müteahhit olunca haliyle yetiÅŸtirdikleri nesil de Müslüman olmak yerine Deist veya Ateist oldu.

Namaz kılıp faiz yiyen, zekât verip hakkı olmayan ihaleyi alan, hacca gidip metres tutan, oruç tutup içki içen babalarını gören;

Dün pazar parasını zor denkleÅŸtirirken sonradan pek de helal olmayan yoldan gelen çuvallarla para karşısında muvazenesini kaybeden, sonradan görme sosyeteler gibi nerede neye ne harcayacağını bilmeyen, gününün büyük kısmını AVM maÄŸazalarında, güzellik merkezlerinde geçiren annelerine bakan çocukların, herhalde birer muvahhid olmasını beklemiyorduk.

Nesillere, güzel Müslümanlar olması için rehberlik etmek için kurulan STK ve camiaların büyük kısmı yeni, büyük ve ihtiÅŸamlı merkezler yapmak için bu ganimet furyasından pay alma yarışına girince ortada sahipsiz, mürebbisiz, rehbersiz bir nesil kaldı.

Allah’a inanan ama peygamberleri, kitabı, ÅŸeriatı inkâr eden; ibadet etmeyen; Ä°slam’ı, Ä°slam düÅŸüncesini tenkit eden; başı örtülü ama kıçı açık; marka ve tüketim delisi; kayda deÄŸer bir bilgi ve becerisi olmayan; herkesi eleÅŸtiren ama ortaya inÅŸa namına bir ÅŸey koyamayan; zinayı, içkiyi hatta eÅŸcinselliÄŸi meÅŸru gören; hayatı mutfak, tuvalet ve yatak odasına hapsolmuÅŸ kayıp bir nesil var ortada. 

Her nimetin bir bedeli oluyor; hele ki yeterince ÅŸükrü edilmemiÅŸ nimetlerin bedeli bir baÅŸka ağır oluyor.

Müslümanlar, bu azgınlığın, siyasi ve ekonomik gücün bedelini kendi çocuklarını kaybederek ödediler/ödüyorlar.

Çok azımız istisna, kaybettik.

Geri dönüÅŸ mü? 

Musaların işi zor.

Belki 40 yıllık çöl yolculuÄŸundan sonra.

 

 

[email protected]

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.