Bir gündem olarak Ramazan

Bayram ertesinden ise seçim geçti. Geride kalan ne oldu, avucumuzda bir ÅŸeyler birikti mi, maneviyat yüklemesi ne ölçüde yapılabildi, seçim vb. gündemler Ramazan'ın tabiatını etkiledi mi? Sıralanan sualler beÅŸ sene öncesinin muhasebesi gibi duruyor ilk bakışta. Muhasebe her dem elzem ÅŸüphesiz, öyle de bakabiliriz lakin asıl mevzu ÅŸu ki Ramazan, hiç bir gündemin gölgesinde kalamayacak kadar öncelikli.

Yine bir Ramazan mevsiminin arefesinde yine içinden seçim geçen gündemlerle muhatabız. Bu kez seçim çoktan bitti bitmesine de tartışmalar hız kesmedi. Gündem doÄŸası gereÄŸi hareketi sever, fazla detaya boÄŸulmadan bir parça haberdar olmak en iyisi sanki. Çünkü hız Ramazan'ın kimyasını bozar, doÄŸal olarak bu ifsad oluÅŸ kalbe yansır. O halde ıslahın yolu dura düÅŸüne ilerlemekten geçiyor.

 Yine bir rahmet esintisinin eÅŸiÄŸindeyiz. Heybesinde kalbimizi onaracak hediyeleriyle birlikte bir kaç gün sonra çalacak kapımızı ÅŸehr-i Ramazan. Misafirin asaletine bakar mısınız geliÅŸi bizatihi rahmet zaten her bir gününde ise apayrı lütuflar, ikramlar dolu. Ramazan misafir ise eÄŸer bu durumda ev sahibi konumunda olanlara en iyi ÅŸekilde karşılamak düÅŸer. DüÅŸünsenize geleceÄŸini haber veren misafirlerimize günler öncesinden ne hazırlıklar yapıyoruz; evler didik didik temizleniyor, tatlısından tuzlusuna çeÅŸitli yiyecekler hazırlanıyor vs. vs.

On bir ayın sultanı ÅŸeklinde bir paye verilen Ramazan, misafirlerin en hatırlısı olsa gerek. Yaz sonunda ve güz mevsiminin baÅŸlarında yağıp yeryüzünü tozdan temizleyen yaÄŸmur anlamındaki ramadi kelimesinden türediÄŸi ileri sürülen bir kavram Ramazan. Kur'an-ı Kerim'de ismi zikredilen ve kıymetine dikkat çekilen tek ay. Tüm bunların ötesinde asıl hikmet mana boyutunda olsa gerek. Kitab-ı Hakim'in deÄŸerine atıfda bulunması bu baÄŸlamda son derece mühim.

Böylesine kıymetli bir zaman dilimi için içimiz ne kadar hazır Ramazan'ı karşılamaya? Burada biraz duralım ve tüm sorularımızın cevabı için en saÄŸlam referans olan sevgili Peygamberimizin örnekliÄŸini hatırlayalım. Ramazan geldiÄŸinde Resulü Ekrem'in manevi yaÅŸantısına dair rivayetlerden Cebrail ile buluÅŸup karşılıklı Kur'an-ı Kerim okuduklarını, cömertliÄŸinin zirveye çıktığını, ayın son on gününde ise itikafa çekildiÄŸini okuyoruz.

Kalbi onaran bu güzide ameller hatırımızda dursun biraz hale dönelim. Eve gelecek misafir öncesi yaÅŸanan ritüeller malum. Evlerimiz tertemiz olsun elbette, misafire ikramda kusur etmeyelim tabi ki. Ä°ÅŸte bu heyecanı mana boyutuna da taşıyalım ve misafirlerin en özeli Ramazan kapımızı çaldığında elimiz ayağımıza dolaÅŸmasın.

Bu Ramazan bir önceki Ramazanımızdan farklı olsun. Gelin bu Ramazan en merhametli, en güvenilir, en cömert, en güleryüzlü, en hoÅŸgörülü, en sabırlı olmaya niyet edelim meselâ.

Bu Ramazan bir önceki Ramazanımızdan farklı olsun. Gelin bu kez gündemimiz Ramazan olsun sadece ve kulağımız en güzel haber Kur'an'da olsun.

Bu Ramazan bir önceki Ramazanımızdan farklı olsun. Evler, arabalar, evlatlar, diplomalar, kariyerler için deÄŸil iyilik hususunda yarışalım meselâ.

Bu Ramazan bir önceki Ramazanımızdan farklı olsun. Bir araya geldiÄŸinizde Allah'ı hatırlatan, ayrılırken Asr suresini okuyan ve hayırlı Ramazanlar dileyen dostlar edinelim. Benden söylemesi, zira güzel ÅŸeyler bir bir eksiliyor hayattan. Aramayanı arayalım, gelmeyene gidelim, vermeyene verelim. Hediyeleri ile gelen Ramazan günlerinde sünnetleri ihya edelim.

Hediye demiÅŸken nedense Peygamber Efendimizin tedrisinden, terbiyesinden geçen Hz. Enes'i hatırladım. Bugüne dek duyduÄŸum en güzel hediye ediÅŸ biçimi olduÄŸu için belki de. Allah Resulü'nün Medine'ye hicret ettiÄŸi günlerden birisinde Enes (r.a.)'ın annesi evladının elinden tutup hane-i saadete geliyor. O anne bir ÅŸey talep etmek için deÄŸil oÄŸlunu hediye etmek niyetiyle varıyor Nebiyi ZiÅŸan'ın yanına. DüÅŸüncedeki güzelliÄŸe hayran olmamak mümkün deÄŸil. Elbette çok hoÅŸnut oluyor Resul-ü Ekrem. Ve küçük Enes, sevgili Peygamberimizin hizmetinde bulunuyor uzun yıllar boyunca. Bu pek kıymetli bir eÄŸitim süreci oluyor aynı zamanda. Bir çok sahih hadisin kaynak ismi Enes bin Malik, Allah Resulü'nün dizinin dibinde yetiÅŸiyor. Bu süreci ÅŸöyle özetliyor Enes bin Malik:

Hz. Peygamber (sav) beni ne dövdü, ne azarladı, ne de bir defacık surat astı. Bana ilk tavsiyesi sırrımı kimseye faÅŸ etme, güvenilir ol demek oldu. Hayatım boyunca Resûlullah'ın sırrını asla kimseye söylemedim.

Ä°ÅŸte yarışılacaksa bunun için yarışsın anneler. Karakter inÅŸa eden eÄŸitimlerin peÅŸine düÅŸsün babalar.

Hasılı gelin bu Ramazan bir önceki Ramazanımızdan farklı olsun. Allah Resulünün örnekliÄŸi ile yol alalım vesselâm.