Sosyal Medya

Makale

DuruÅŸun ontolojisi

Ä°nsanın hayata karşı bir duruÅŸu olmalıdır. Bu duruÅŸ sadece hayata karşı olduÄŸu gibi bu hayatın anlamını oluÅŸturan Allah, din ve dindarlık üzerinden iliÅŸkilerin mantığı karşısında da bir duruÅŸ sahibi olmakla yükümlü tutar.

Hayata karşı yıkıcı bir duruÅŸ deÄŸil yapıcı bir duruÅŸu içselleÅŸtirmiÅŸ ve hayatını buna göre sürdüren insan, hayatın tadı, tuzu ve anlamı haline gelir. Allah karşısında ise bu duruÅŸ; O’nun azameti karşısında saygınlıkla hayranlık duymalı ve kendi sınırlarını bilecek, idrak edecek ve bunu iradesine yansıtacak bir tevazuu hayatın merkezine taşıyacaktır. Bu tevazuu, kibirden arındırılmış olacağı için baÅŸkaları ile iliÅŸkinin mahiyetini de belirleyecek bir pozisyonu elinde tutacaktır. EÄŸer kibir yoksa bencillik olmayacak ve böylece çatışma yerine iliÅŸkilerde barışı, uyumu ve katkı sunmayı eksene alacaktır.

Sürekli iyiye yönelme ve iyiliÄŸi teÅŸvik etme temel bir insani duruÅŸ olarak öne çıktığında aynı zamanda bu iyiliÄŸi ve güzelliÄŸi ortadan kaldıracak olan kötülük ile mücadeleyi de kaçınılmaz bir sorumluluk olarak addetmeyi bir tutum ve davranış kodu olarak belirleyecektir. Yoksa duruÅŸta sorunlar meydana gelir. KötülüÄŸe ses çıkarmayan bir iyi, iyi olma vasfını kaybeder.

Bu duruÅŸun temelinde iradenin saÄŸlam bir ÅŸekilde kendini izhar etmesini saÄŸlamak ve bu iradenin Allah’a teslimiyeti ve güveninin tam oluÅŸuna dikkat edilmesi de duruÅŸun estetik yapısını belirleyecektir.  Ä°nsan duruÅŸ sahibi olmakla yükümlüdür.  Bu duruÅŸunu da iradesine borçludur. Bu noktada düÅŸünce ve bilgi irade üzerinden ancak hayata aktarılabilir özellikler kazanabilir. Akıl dahi faydalı veya zararlı iÅŸler yapabileceÄŸi zemini iradeyi ikna ettiÄŸinde gerçekleÅŸtirebilir. Bu yüzden irade insan açısından çok temel bir özellik kazanmaktadır. Mesela; bilgi sahibi ve bilginin derinliÄŸi konusunda ÅŸüphenin olmadığı bir kiÅŸi eÄŸer irade sahibi deÄŸilse o bilgi ona yük olacaktır. Ve o sahip olduÄŸu bilgi ve düÅŸünce sürekli kınanmanın aracına dönüÅŸür…

Bu noktada iradenin insan açısından ehemmiyeti ortaya çıkmaktadır. Ä°yi veya kötü iÅŸleri yapabildiÄŸimiz ve hayata aktarabildiÄŸimiz her ne var ise o irademiz üzerinden gerçekleÅŸir. Zaten irade dışı yaptığımız her ne ise ondan mesul olmadığımız apaçıktır. Bu yüzden irade insanı sorumlu kılan bir özelliktir.

DüÅŸünce ve bilgi üzerinden akıl tarafından elde edilen tefekkür ve idrak sahih olduÄŸunda kalpte bir itminan oluÅŸturduÄŸunda o itminanın saÄŸladığı teslimiyet iradenin çelikten saÄŸlam bir yapıya kavuÅŸmasını saÄŸlayacaktır. Ä°radesi saÄŸlam kiÅŸi dediÄŸimizde karar aldığında bu kararı uygulamaya yönelik bir ısrarı da içinde taşır. Ä°radeyi gerçekleÅŸtirmeme koÅŸullarına direnmeyi beraberinde oluÅŸturur.

Bu noktada bilginin mahiyeti ve sıhhat ÅŸartları önemli tabii ki… Bu önem ise iradenin doÄŸru ve güzeli ortaya koymaya matuf özelliÄŸini iÅŸaret eder. Çünkü kötülük üzerinde irade saÄŸlam olur. Zaten irade yapısı gereÄŸi saÄŸlam ve güçlüdür. Bunun neye yönelik oluÅŸuna bağımlı olmadığı açık… Ancak, irade ettiÄŸi ÅŸeye karşı bir itminanı yoksa ve ÅŸüphesi izole edilmemiÅŸse o zaman iradede çatlak meydana gelir. Yani kiÅŸi, kendisi olamadığında ve kendi fıtri yapısı ile yapacağı ÅŸey arasında bir kopukluk, yabancılaÅŸma varsa ÅŸüphe ve tereddüt oluÅŸturur. Bu da iradeyi kırmanın imkânlarını oluÅŸturur.  Yani irade ancak eylemle benlik arasındaki çatlak yüzünden deÄŸiÅŸime uÄŸratılabilir.

Ä°man etmek; bunun neye ve nasıl olduÄŸu önemli olmakla birlikte eÄŸer benlikte bir bütünlük oluÅŸturuyorsa neye olduÄŸu önemini kaybeder ve iradenin bir duruÅŸ sergilemesinin zeminini oluÅŸturur.

Ä°man tabii ki seni Yaratan Yaratıcı güce olduÄŸunda kiÅŸiyi itminana taşıyacak bir özellik kazanabilir. KiÅŸiliÄŸin zemininde yatan bu Yaratıcı ve yaratılan iliÅŸkisi iman ile taçlandığında itminanını da içinde taşır ve teslimiyetin temelini oluÅŸturur. SaÄŸlam bir teslimiyet saÄŸlam bir imana, saÄŸlam bir iman ise saÄŸlam bir duruÅŸa kaynaklık eder.  SaÄŸlam bir duruÅŸ ise saÄŸlam bir iradeyi besler ve bu irade üzerinden varlığın sahibi olan Yaratıcı güç olan Allah ile bağını güçlendirir. Ä°ÅŸte bu baÄŸ, kiÅŸinin sürekli bir gözetim altında olduÄŸu inancını pekiÅŸtirir. Ve her anında Allah’ı hatırlayan ve iradesini bu hatırlama üzerine kuran kiÅŸilik, saÄŸlam bir mümin ve muvahhit olarak hayatında da bu duruÅŸun izlerini derinleÅŸtirerek varlık sahasına çıkar. Ä°ÅŸte o zaman Kuran’da anlatılan o lime lime edilen etlere raÄŸmen imanı artarak itminanını artırır ve her türlü iÅŸkenceye raÄŸmen imanından taviz vermez.

DüÅŸünce ise duruÅŸu saÄŸlayan ÅŸartların neliÄŸi konusunda kiÅŸiyi uyarır ve doÄŸru tavırlar sergilemesine imkân bahÅŸeder. Tabii ki düÅŸünce bilgisiz zayıf kalır. Sahih bir düÅŸünce sahih bir bilgiye sahip olunduÄŸunda elde edilebilir. Sahih bilgi ise hem aklı hem de düÅŸünceyi doÄŸru bir zeminde harekete geçirecek olan vahiy olma zorunluluÄŸu vardır. Çünkü kiÅŸinin kendi kesbi ile elde ettiÄŸi bilginin öznel bir tarafı hep olacaktır. Ama insan, zaten kendini aÅŸkın bir yere ait hissetmeyi psikolojisinin temelinde saklı tutuyor. Bu yüzden hep bir sığınma ihtiyacı hisseder. Baba olduÄŸunda babaya, baba ile ara iyi deÄŸilse, anneye, bir erkek gerekliyse, en yakın akraba amca ve dayıya yönelir. Ama mutlaka sığınma ihtiyacını hissettiÄŸinde ona sığınmalı ki yoksa rüzgârda savrulan yapraÄŸa dönüÅŸerek duruÅŸun bütün yapısını berhava eder. Bu yüzden Allah’a sığınma ve O’ndan gelen bilgiye güven duyma asli bir psikolojik zemini iÅŸaret eder. KiÅŸi o zaman mutlu ve güven duyar. Rahat olur. Ä°nsan, rahat olduÄŸunda iliÅŸkilerinde niteliÄŸi artırır. DuruÅŸu güçlü olur.

Bu noktada vahiy insana Allah ile varlık ile kendisi ile ve kendi dışındaki insan ile nasıl bir iliÅŸki kuracağını, bu iliÅŸkinin niteliÄŸinin ne olacağını da bildirir. Ve insan, vahiy üzerinden Allah ile öyle güç bir baÄŸ kurar ki, hayatının üzerine kurulu olacağı zemini inÅŸa edecek iradeyi kazanır. Bu irade ile duruÅŸu temellendirir. Ve bu duruÅŸ ile de Allah ile olan bağını güçlendirerek derinleÅŸtirir. Ä°ÅŸte bu sonuç üzerinde kiÅŸi, varlığa ve hayata anlam katmaya baÅŸlar. Anlam ise sürekli hayatı daha estetik halde yaÅŸama imkânlarını cömertçe ortaya serer. Bu cömertlik ise insana kültürlü, medeni, zevkli olmayı öÄŸretir.

Daha bizden kavramlarla;

Aklıselimi inşa eder.

Kalbi selimi inÅŸa eder.

Zevki selimi inÅŸa eder.

O zaman hayat zevk alınacak ve kiÅŸiyi, kiÅŸiliÄŸini üzerine kuracağı duruÅŸun iradesini ortaya koymaya zemin oluÅŸturacak bir vasatı kurduracak kadar güçlü kılar. Hayat güçlü kiÅŸilikler üzerine bina edildiÄŸinde acıtıcı olmayacaktır ve hüznü kendi sınırlarında tutacaktır. Ama sevinci çoÄŸaltacak ve güzelliÄŸi de yoÄŸunlaÅŸtıracaktır. Ä°ÅŸte mümin kul, müslim ve muhsin özellikleri üzerinden muhlis olmaya yönelecek iradeyi kazanacaktır. DuruÅŸ ise bu temel üzerinden derinleÅŸmeye devam edecektir…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.