Sosyal Medya

Makale

Şiddetperest millet, terörist devlet: İsrail

Filistin ve Gazze yine kan revan içinde; 8-10 milyonluk nüfusa sahip İsrail devleti bütün dünyanın gözü önünde Filistin topraklarında düpedüz katliam yaparken, 1. 6 milyarlık İslam âlemi bu büyük insanlık suçuna hiçbir ciddi müeyyideyle karşılık verememekte… Ne yazık ki insanlık ve Müslümanlık imtihanımız berbat geçmekte… Tarih bizim bu hâl-i pür melalimizi elbette not etmekte… İslam dünyasının -ki böyle bir dünyanın gerçekten mevcut olup olmadığı da apayrı bir mesele- büyük bir kısmında aymazlık, vurdumduymazlık, aldırışsızlık, duyarsızlık, bana deÄŸmeyen yılan bin yaÅŸasıncılık gibi gayr-i ahlâkî haller maalesef üst seviyede… Bu yüzden, İslam âleminin aydınlık sabahlara uyanması hayli uzak bir gelecekte…

***

Bizim durumumuz budur; ama bugün karşı karşıya olduÄŸumuz sorun da bir ÅŸizofrene dert anlatmak kadar zor bir sorundur. Bilenler bilir, psikopatolojik rahatsızlıkları bulunan insanla bir arada yaÅŸamak hakikaten çok zordur; çünkü karşınızda kimyası bozulmuÅŸ, akıl ve ruh saÄŸlığı alt üst olmuÅŸ, bu yüzden de ne zaman ne yapacağı belirsiz hâl almış bir insan vardır. Bu durum sadece tek tek insanlar için deÄŸil, milletler ve devletler için de söz konusudur. Mesela, İsrail hem millet hem devlet olarak hasta, yani basbayağı ruh hastasıdır. Bugünkü İsrail halkı içinde insani, vicdani ve ahlaki duyarlılıklarını yitirmemiÅŸ pek çok insan kuÅŸkusuz vardır ve bu insanlar için sözüm meclisten dışarıdır. Ancak Hz. Musa döneminde Mısır’dan çıkıştan bugüne kadar geçen üç bin küsur yıllık zaman diliminde İsrailoÄŸulları ve Yahudilerin serencamına bakıldığında, ortaya çıkan tablonun ruhsal hastalık tablosu olduÄŸu rahatlıkla anlaşılır. Bu hastalığın etyolojisi incelendiÄŸinde, en temeldeki faktörün ÅŸiddetle yoÄŸrulmuÅŸluktan naÅŸi ÅŸiddetperestlik ve teolojik temelli teröristlik teÅŸhisine ulaşılır.

Yahudilikle ilgili çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Baki Adam’ın belirttiÄŸi üzere Yahudi teolojisi ÅŸiddet üzerine kurulmuÅŸtur. Daha açıkçası, Yahudilik Tanrı Yehova’nın hem İsrailoÄŸulları’nın düşmanlarına hem de bizzat “Benim halkım” dediÄŸi İsrailoÄŸulları’na uyguladığı korkunç ÅŸiddetin ikliminde doÄŸmuÅŸ ve ÅŸiddetle yoÄŸrulmuÅŸtur. Karen Armstrong’un Yahudi kutsal kitaplarındaki anlatımlara dayalı betimlemesine göre Yehova adeta terör estiren, son derece zalim, kimlikkeÅŸ, tarafgir ve katil bir tanrıdır. Orduların tanrısı, Yahova Sabaoth olarak bilinecek olan bir savaÅŸ tanrısıdır. İflah olmaz derecede partizan bir tanrıdır bu; kendi gözdeleri dışında hiç kimseye küçücük bir merhamet kırıntısı taşımayan, basit bir kabile tanrısıdır.

Eski Ahit’te diye anılan kutsal kitap koleksiyonunun tarihsel süreçte birçok farklı kalemin katkısıyla son ÅŸeklini alıp kanonikleÅŸtiÄŸi birçok Yahudi araÅŸtırmacı tarafından da kabul edilen bir husustur. Dolayısıyla Yahudilerin farklı dönemlerde yaÅŸadıkları kötü olayların derin travmatik etkilerini kendi kutsal kitaplarına ve tanrı tasavvurlarına yansıttıkları kuÅŸkusuzdur. Tevrat’ta Yehova’nın çok kere ÅŸiddet yanlısı, savaşçı ve intikamcı bir tanrı olarak tanımlanması önemli ölçüde İsrailoÄŸulları’nın saÄŸlıksız ruh halleriyle alakalıdır. Eski Ahit’te anlatıldığına göre Peygamber Samuel ilahi ferman olarak Kral Saul’e ÅŸunları aktarmıştır: “Åžimdi git, Amelekileri vur ve onların her ÅŸeyini tamamen yok et, onları esirgeme; erkekten kadına, çocuktan emzikte olana, öküzden koyuna, deveden eÅŸeÄŸe kadar hepsini öldür!” (I. Samuel, 15/2-3).

Baki Adam’ın ifadesiyle, Tanrı Yehova çok kere de kendi halkını (İsrailoÄŸulları) ÅŸiddetle cezalandırmıştır. İsrailoÄŸulları’nın maruz kaldığı kitlesel ÅŸiddet, onların psiko-sosyal yapısını derinden etkilemiÅŸ, onları bir bakıma ÅŸiddete bağımlı hale getirmiÅŸtir. Mısır’dan çıkış sürecinde İsrailoÄŸulları’nın ÅŸiddet eÄŸilimleri dışa vurmuÅŸtur. Kimi zaman birbirlerine ÅŸiddet uygulamışlar, kimi zaman da Musa’ya ve abisi Harun’a saldırmışlardır. Tanrı Yehova ilkin onlara merhametli davranmıştır. Çünkü onlar Tanrı’ya göre henüz eÄŸitilmesi ve yetiÅŸtirilmesi gereken bir çocuktur. Fakat İsrailoÄŸulları’nın rehabilite olmak yerine daha da hastalıklı hâle gelmeleri Yehova’nın sabrını taşırmıştır. Korkaklıkları, sürekli sızlanmaları ve isyankâr davranışları karşısında Tanrı Yehova onlara fiziksel ÅŸiddet de uygulamaya baÅŸlamıştır. Kimi zaman yer yarılıp günahkârları yutmuÅŸ, kimi zaman gökten gelen bir ateÅŸ onları yakmış, kimi zaman da yılanların saldırısına uÄŸramışlardır.

***

İsrail’in hem ÅŸiddetperest bir millet hem de teolojik temelli terörist bir devlet olduÄŸunu daha derinden anlayıp kavramak için Roger Garaudy’in İsrail, Mitler ve Terör ile İlâhîi Mesajlar Toprağı Filistin adlı eserlerini okumak gerekir. Bu vesileyle ilk eserin baÅŸ tarafındaki ÅŸu ifadeleri de aktarmak gerekir: “İslâm’ın YükseliÅŸi ve Çöküşü” adlı eserimde Müslüman entegrizminin merkez üssü olan Suudi Arabistan’ı gözler önüne serdim. Bu eserde, Amerika’nın OrtadoÄŸu’yu istilasındaki hempası olan Kral Fahd’ı İslamcılığı İslam’ın bir hastalığı haline getiren “siyasi fahiÅŸe” olarak takdim ettim. Bir taraftan çocuk aldırma ve gebelikten korunmaya karşı çıktığını açıklayarak “hayatı savunduÄŸu”nu iddia ederken, diÄŸer taraftan Amerika’nın dayatmasıyla sürdürülen “pazar tektanrıcılığı”nın kurbanları olarak yetersiz beslenme ve açlıktan her yıl on iki buçuk milyon çocuk can verirken susan Roma Katolik entegrizmi hakkında iki eser yayınladım. Bu kitaplarım “Allah’a İhtiyacımız Var mı?” ve (pazar tektanrıcılığına karşı yazılmış olan) “Bir Din Savaşına DoÄŸru mu?” adlarını taşıyorlar. Üçlü çalışmamızın üçüncü kanadı olan “İsrail Politikasının Kurucu Efsaneleri” ise “İsrail’in Allah”ı yerine, “İsrail Devleti”ni koymaktan ibaret olan politik siyonizmin sapkınlığını sergiliyor. Bu hâliyle İsrail devleti dünyanın geçici efendilerinin, yani Batı tipi büyümenin temel taşı olan OrtadoÄŸu petrollerini sahiplenme gayesi güden Amerika BirleÅŸik Devletleri’nin batmayan nükleer uçak gemisi konumundadır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.