Sosyal Medya

Makale

Ucuz ve konforlu eleÅŸtiri

İlahiyat alanında hayli ucuz, ucuz olduÄŸu kadar da konforlu eleÅŸtiri konularının başında Kur’an ve tarihsellik meselesi gelir. Çünkü tarihsellik ve tarihselciliÄŸe yönelik her eleÅŸtiri, dindar kitleler nezdinde “sımsıkı müslüman” olmanın garanti belgesi olarak telakki edilir. Keza İlahiyat akademyasında kariyer basamaklarını kazasız belasız tırmanmak söz konusu olduÄŸunda bir vesileyle tarihselci yaklaşıma çatmak özellikle doçentlik aÅŸamasında kasko yerine de geçebilir. Bu baÄŸlamda, sözgelimi, tarihselcilik “Kur’an metnini güncel baÄŸlayıcılıktan soyutlama çabası” olarak deÄŸerlendirilir ve Karl Popper gibi Batılı isimlerden geliÅŸigüzel alıntılarla bir dizi gevÅŸek eleÅŸtiri üretilir. Tarihselci yaklaşıma iliÅŸkin beylik eleÅŸtirilerden biri şöyle formüle edilir: Tarihselcilikte, Kur’an’ın açık beyanlarıyla ortaya konulan, fakat günümüz sosyolojisinde kabul edilebilir bulunmayan kölelik gibi hususlar tarihsel olarak deÄŸerlendirilir. Dolayısıyla Kur’an’daki bazı hükümlerin her zaman ve zeminde geçerli olmaktan öte, yedinci asır Arap toplumuna münhasır uygulama örnekleri olduÄŸu iddia edilir. Böylelikle modern insana, “Kur’an senin dünyana, senin için kabul edilemez olan bir ÅŸey önermiyor” gibi bir mesaj verilmek istenir.

***

Ne var ki bu tarz bir tarihselcilik eleÅŸtirisi “Bekâra karı boÅŸamak kolaydır” sözünü hatırlatır. Çünkü böyle bir eleÅŸtirinin sahibi, kölelik, cariyelik, kıtâl, ganimet, cizye ve daha birçok konuyla ilgili Kur’an ahkâmının kendisinin de içinde bulunduÄŸu ÅŸimdiki zamanda ve bugünkü dünyada neye karşılık geldiÄŸini yahut kendi güncel hayatındaki anlam ve deÄŸerini tek cümleyle de olsa izah etme ihtiyacı duymaz. Dolayısıyla gayr-i ahlâkî davranmaktan hicap da duymaz. Dahası, “Tarihselciler bahsi geçen konularla ilgili ayetlerdeki hükümlerin tarihsel olduÄŸunu söyler” diyerek aslında ilmî eleÅŸtiri süsü verilmiÅŸ kesin yargı cümleleri ve niyet okuma ifadeleriyle düpedüz ÅŸeytanlaÅŸtırma ve aynı zamanda kendi sırtını geleneÄŸe yaslayarak baÅŸkasını hedef tahtasına oturtma operasyonu yapmaktan geri durmaz.

Bahsi geçen konularla ilgili Kur’an ahkâmının günümüz dünya gerçekliÄŸindeki yeri, iÅŸlevi ve baÄŸlayıcılık deÄŸeri hakkında tek kelime etmeksizin, “Tarihselcilik Kur’an metnini güncel baÄŸlayıcılıktan soyutlama çabasıdır” demek, ilmî haysiyetten yoksunluk bir yana, son derece ucuz bir eleÅŸtiridir. Keza tarihselci yaklaşımı bu ÅŸekilde eleÅŸtiren çevrelerin söz konusu hükümleri kendi hayat tecrübelerinde ne ÅŸekilde baÄŸlayıcı hâle getirdikleri, dolayısıyla “tarihselci” diye nitelendirip eleÅŸtirdikleri müslümanların hayat pratiklerine kıyasla Kur’an’ın hangi hükmünü fazladan tatbik ettikleri, ayrıca tartışılması gereken bir meseledir.

Bekârın karı boÅŸaması gibi tarihselcilik eleÅŸtirisi yapanlar, tarihselcilerce “güncel baÄŸlayıcılık”tan soyutlandığını iddia ettikleri Kur’an ahkâmının günümüz dünyasındaki baÄŸlayıcılık keyfiyetlerini izahla mükelleftir. Çünkü “tarihselcilik Kur’an metnini güncel baÄŸlayıcılıktan soyutlama çabasıdır” demek, “Tarihselcilerin tarihsel olarak deÄŸerlendirdikleri Kur’an hükümleri bugünkü dünyada da baÄŸlayıcı hükümlerdir” demekle eÅŸdeÄŸer olduÄŸuna göre iÅŸte bu baÄŸlayıcılığın reel düzlemdeki baÄŸlayıcılık vasfını gözler önüne sermek her ÅŸeyden önce ilmî haysiyetin gereÄŸidir.

Kur’an ve tarihsellik tartışmalarındaki en temel sorunlardan biri, dürüst olmama, ahlaklı davranmama sorunudur. Zira Kur’an ahkâmına sadakat adına tarihselcilik eleÅŸtirisinde bulunan zevat, bizim gibi tarihselci perspektife sahip insanların dile getirdikleri örneklerle ilgili olarak, sözgelimi, aile hukukuyla ilgili olarak îlâ, zıhar, dört eÅŸin yanı sıra sayısız cariye edinme gibi hükümlerin yahut savaÅŸ hukukuyla ilgili olarak ganimet, fey’, cizye, savaÅŸ esirleri ve esirlerin köleleÅŸtirilmesi gibi hükümlerin günümüz dünyasındaki tatbik zeminleri ve ÅŸekilleri hakkında susma haklarını kullanırken, tarihselcilik eleÅŸtirisinde ÅŸehvet-i kelama râm olmaları hakikaten çok manidardır.

***

“Gerek ictihad ve yorum tekeli, gerek milyonlarca insanın dinî hayatını düzenleme salahiyeti gerekse İslam topraklarında entelektüel bir çöl yaratma imkânı iÅŸbu fosilleÅŸmiÅŸ ulema oligarÅŸisinin elinden alınmadıkça İslam’ın hasta yatağından kalkması asla mümkün olmayacaktır” mealinde sözler söyleyen Roger Garaduy’in ÅŸu çarpıcı ifadeleri meramımızın anlaşılmasına yardımcı olabilir: Sözde ulema veya fukahanın zamansız ve soyut kazuistiÄŸinde öğretilenin aksine her müslüman ÅŸu veya bu ayeti tarihî muhtevası ve Kur’an bütünlüğü dışında lafzî/literal olarak okumanın insanı birtakım saçmalıklara sürükleyebileceÄŸini anlayabilir. Mesela, Kur’an’da Ramazan orucu hakkında, “Åžafak vaktinde, beyaz ipi siyah ipten ayırt edinceye kadar yiyiniz, içiniz” (2/187) buyrulur. GüneÅŸin doÄŸuÅŸu ile batışı arasındaki zamanın altı ay sürdüğü Eskimoların yaÅŸam coÄŸrafyasında bu hükmü lafza uygun olarak nasıl uygularsınız? Yahut köleliÄŸin hüküm sürdüğü bir toplumsal vasatta efendinin hak ve görevlerini açıklayan nassların günümüz dünyasında lafzî/literal uygulaması için ne yapmak lazımdır? Bugün bunu mümkün kılmak için kölelik kurumunu geri mi getirmeliyiz? Allah’a hoÅŸ görünmenin yolu bu mudur?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.