Sosyal Medya

Makale

Namazı Yahudilerden mi öğrendik?

Sünneti, sahâbeyi ve onlardan ilim ve edeb alan ilk nesilleri atlayarak, yok sayarak, önemsiz bilerek Ä°slâm’ı ve Kur’ân’ı doÄŸru anlamak mümkün deÄŸildir.

Denecek ki, “Kur’ân’da Allah Teâlâ bu kitabın apaçık ve anlaşılır olduÄŸunu, onda hiçbir şüpheye yer bulunmadığını ve insanları doÄŸruya, hakka, hakikate yönlendirmek için gönderildiÄŸini bildiriyor, ÅŸu halde onu anlamak için ilk muhataplar ve nesiller de olsa baÅŸkalarının anlayış ve yardımlarına ihtiyaç yoktur”.

Bu itiraza verilecek çok uzun cevaplar da vardır ama bir köşe yazsında şu kadarını söyleyelim:

1. Kur’ân bütün dünya insanları için gönderilmiÅŸtir, ama Arapça'dır. Evet apaçıktır, ama Arapça'dır ve ilk muhatapları için apaçıktır, ÅŸu halde onu anlamak için ya “Kur’ân Arapçası”nı bilmek veya bunu bilenlerin aracılığı ile anlamak gerekecektir. Ayrıca bütün deÄŸiÅŸimlere raÄŸmen hayatımızda olabilmesi için usulüne uygun yorumlarla apaçıktır; anlamak için tek başına dil bilgisi de yetmeyecek, Ä°slâm’ın getirdiÄŸi terimlerin doÄŸru anlaşılması gerekecektir.

2. Terimlerin doÄŸru anlaşılabilmesi için onu doÄŸru anladığında şüphe bulunmayan Hz. Peygamber’in (s.a.) ve onun denetiminde ashabın anlayış ve uygulamaları vazgeçilemez kaynak olacaktır.

3. Ä°ÅŸte bu yüzden Allah Teâlâ şöyle buyurmuÅŸtur:

O peygamberleri apaçık delillerle ve kutsal metinlerle gönderdik. Ä°nsanlara indirdiklerimizi kendilerine açıklaman için ve (ola ki üzerinde) düşünürler diye sana da uyarıcı kitabı indirdik” (Nahl: 44).

Tek başına bu âyet bile Kur’ân’ı doÄŸru anlayabilmek ve hayatımıza uygulayabilmek için iki ÅŸeye ihtiyacımızın olduÄŸunu bildiriyor: 1.Peygamberimiz'in açıklaması, 2. Müslüman aklı ile onun üzerinde düşünmek.

Ulema haklı olarak şunu söylemişlerdir: Eğer sünnet (Peygamberimiz'in söz ve fiil ile açıklamaları) olmasa biz namazın bile nasıl kılınacağını bilemezdik.

Bana nakledildiğine göre bu yerinde ifadeye şöyle bir itiraz yapılmış:

“Biz Müslümanlar namazı Sünnet’ten öğrenmedik, Yahudiler bu namazı aynen bizim bugün kıldığımız gibi kılıyorlardı, onlardan öğrendik.”

Bu itirazın mantığı şudur:

Öncekiler sonrakilerden değil, sonrakiler öncekilerden öğrenebilirler.

Dayandığı delil (tarihi bilgi) de şöyledir:

Yahudiler, Ä°slâm’dan önce bizim kıldığımız namazı çok az farkla aynen kılıyorlardı.

Bu iddialı itirazı ispat için de tarih tersine çevrilmiÅŸ, bugün Yahudilerin kıldıkları namaza bakılmış, Müslümanlarınkine benzerlik bulunmuÅŸ, bugün böyle olduÄŸuna göre Ä°slâm’dan önce de böyleydi diye bir “tersine uzun atlama” (anakronizm) yapılmış.

Bu konu Müslüman olmayan araÅŸtırmacıları da meÅŸgul etmiÅŸ olmalıdır ki,  Naphtali Wieder, “Ä°slamic Influences on the Jewish Worship” isimli bir kitap yazmış, Oxford’da, East and West library’de 1947 yılında yayımlanan bu kitapta, ibadetler dahil birçok konuda YahudiliÄŸin Ä°slâm’a deÄŸil, Ä°slâm’ın YahudiliÄŸe tesirini, Yahudi kaynaklarına da baÅŸvurarak ortaya koymuÅŸ.

Mahmud Akkad bu kitabı,  “Mâ Yukalu ani’l-Ä°slâm” isimli kitabında özetlemiÅŸ (s. 144-159).

Gelecek yazıda biz de bu özeti özetleyerek namazı Yahudilerin Müslümanlardan öğrendiğini açıklığa kavuşturalım.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.