Sosyal Medya

Makale

Düşmanının Baktığı Yere Değil Bastığı Yere Bak!

Uluslararası iliÅŸkilerde güç, uluslararası hukuktan önde gelmeye devam ediyor. BirleÅŸmiÅŸ Milletler Örgütünde birkaç ülkeye tanınan veto hakkını, uluslararası nazari hukukla baÄŸdaÅŸtırmak mümkün olmamasına raÄŸmen uygulanması izah edilemez bir durumdur. Uluslararası iliÅŸkilerdeki ahlak anlayışı ise, her görüşe daha doÄŸrusu her güce göre deÄŸiÅŸik anlamlara göre tanımlanmaktadır.  

Uluslararası düzlemde iliÅŸkilere, gücün ahlakı egemendir.  

GeçmiÅŸ yüzyıllarda ülkeler için kullanılan ulusal güç olgusunun stratejik hareket tarzından uluslararası iliÅŸkilerde baÅŸarı ve etkisini beklemek bugün hayalciliktir. Ã–zellikle 21 yüzyıl küresel dünyasında uluslararası iliÅŸkilerde, coÄŸrafi ve kültür iliÅŸkisinin bütünlüğünü ve baÄŸlantısını içeren ulusal güç diye bir tanımlama yapmak mümkün deÄŸildir.  

Dış Siyaset için politikanın tanımını, potansiyel kaynakların ve güçlerin deÄŸerlendirilme sanatıdır diye yaptığımızda, Türkiye'nin dış siyasetindeki baÅŸarısızlığını da anlamış oluruz.  

Hükümetler, politika ve stratejileri yoluyla ürettikleri güçlerle belirlenen amaçlara ulaÅŸmanın hareket tarzlarını üretirler ve uygularlar.  

Dış siyaset gücü kullanma iÅŸlemi olduÄŸu için Türkiye'nin dış siyasetinde Hamaset, bu yüzden Ã§ok daha fazla göze çarpan bir olgudur. 
Her türlü politika güce dayanır: baÅŸarı ise, bu gücü ya da güçleri kullanma ile doÄŸrudan baÄŸlantılıdır. 
Dış Siyasette bir baÅŸka temel parametre ise, tehdit algısını aldığın ülkenin baÅŸlangıç olarak nereye baktığından çok, nereye bastığı ya da bastığını bilmek Ã¶nemlidir. 

Suudi Arabistan Kralı Selman’ın Rusya’ya ziyareti ilginçtir ve ilginç bir zamanda olmuÅŸtur. Bu ziyareti Suudun diÅŸ politikasıyla iliÅŸkilendirerek yorumlama niyetinde deÄŸilim. 

Zira: Suudi Arabistan’ın dış politikası yoktur.  

Rusya ile ilgili olarak da hiç yoktur: Her ne kadar ikisi de petrol üretici ülke olmaları hasebiyle, son yıllardaki petrol fiyatlarının düşmesi, ikisinin de büyük ekonomik kayıplara uÄŸraması ortak bir nokta gibi gözükse de  Suudi Arabistan bunu dert etmiyor. Zaten parasının büyük bölümünün ABD yiyor. Suudi Arabistan, ABD ‘nin tasmasını tutmasından son derece memnundur. 

Suudi Arabistan, Rusya ile en önemli iliÅŸkisi Çeçenistan cihadı özelinde sahih Ä°slami cihat hareketlerinde fesat çıkarmadaki Truva atı misyonundan dolayıdır.  

Suudi Arabistan küresel güçlerin yanındaki misyonu budur. Suudi Arabistan emperyalizme karşı baÅŸlayan tüm cihad hareketlerini fesada uÄŸratan ÅŸer ÅŸebekesinin fitne merkezidir.  

Kral Selman’ın Rusyada ne iÅŸi var? Yaptıkları anlaÅŸmayı Rusyayı ayağına çağırarak da yapabilirdi. 

Kral Selman'ı Kremlin'de karşılayan Putin, "Bir Suudi Arabistan kralı ilk defa ülkemizi ziyaret ediyor ve bu çok Ã¶nemli bir olay" dedi  

Kral Selman, Moskova'ya yaklaşık 1000 kiÅŸilik bir heyetle gitmiÅŸ yine idialara göre tutarı 2.1 milyar dolara ulaÅŸan anlaÅŸmalar imzalamış. Bunlar iÅŸin rüşvet kısmı: Heyetlerin görüşmesinin ardından iki ülkenin dışiÅŸleri bakanları bir basın toplantısı düzenleyerek bir sürü ÅŸey söylemiÅŸler ama araya asıl meseleyi sıkıştırarak, bu ziyaretin asıl sebebini gözden kaçırmaya çalışmaktalar. 

Asıl sebep: Lavrov, Suudi Arabistan'ın Suriye'deki muhalif örgütleri birleÅŸtirmek için gösterdiÄŸi çabayı desteklediklerini, böylece muhaliflerin barış görüşmelerinde yer alabileceÄŸini belirtti. 

Suudi Arabistan DışiÅŸleri Bakanı Adil Bin Ahmed el-Cubeyr ise iki ülkenin de diÄŸer ülkelerin içiÅŸlerine karışmama prensibini benimsediÄŸini söyledi. 

El-Cubeyr, Suriye muhalefetini birleÅŸtirme konusunda Rusya'nın da kendilerine destek verdiÄŸini açıkladı. 

Türkiye, Rusya ve Ä°ran’ın inisiyatifi ile baÅŸlatılan Astana sürecinin Suudi Arabistan’ı yani ABD’yi Suriye meselesinde saf dışı bırakırken Suudi Arabistan Ã¼zerinden ABD, yeni bir hamle yapıyor. Türkiye ve Ä°ran’ı Suriye konusunda etkileyecek tek aktör Rusyadır. Rusyayı etkileyecek en önemli faktör ÅŸu sıralar paradır: Ã–zellikle bu anlaÅŸmanın temel maddelerini silah ve S400 oluÅŸturması bu ziyaretin Türkiyeyi hedeflediÄŸini gösterir. Bu ziyaretten sonra Türkiye ya S400 alamaz ya da alması çok uzar.  

Ama en önemlisi Astanaya, Suud fitne virüsü bulaÅŸmış durumdadır.  

Ayrıca bu hamle, Suudi Arabistanın tarihinde girdiÄŸi ilk ciddi sınır dışı müdahalesi olan Yemen ve Bahreyn savaÅŸlarında yaÅŸadığı yenilgi ve bu baÅŸarısızlıktaki Ä°ranın rolünün büyük olmasının intikamı için bu ziyarette yol aranmaktadır. 

Körfezdeki Katar kriziyle gerilen ipler TürkiyeSuud ve ABD iliÅŸkilerine coÄŸrafyanın her bölgesinde yansıyor. Suud, körfez krizindeki Türkiye’nin tutumunu Türkiye’ye bedel ödeterek hesap sormak ve merkez ülke olduÄŸunu kanıtlamak istiyor. 

Bunu ilk önce Filistin’de yaptı: 

Ramallah merkezli Filistin hükümetinin baÅŸbakanı Rami Hamdallah, geçtiÄŸimiz hafta başı, yanındaki kabine üyeleriyle Gazze’ye geçerek, yönetimi Hamas hükümetinden resmen devraldı.  

Mısır ve BirleÅŸik Arap Emirlikleri’nin gözetiminde ve etkisinde gerçekleÅŸtirilen devir-teslimle birlikte, Gazze sınırlarının kontrolü de Hamas’tan alınarak birlik hükümetinin denetimine verildi.  

 

Mısır, BAE ve Ä°srail istihbarat birimlerinin de yakından izlediÄŸi birleÅŸme sürecinde Hamasın devre dışı bırakılması Türkiyenin devre dışı bırakılması aynı anlama gelmektedir 

Her ne kadar Hamas, Gazze içinde güvenliÄŸi saÄŸlayacak olsa da prestiji sıfırlanmaktadır. Hamasın gerekçesi insanidir. Hamas, mecburen kabul etmek durumunda kaldığı birlik hükümetini, elindeki iktidarı yitirme pahasına kabul etti. Zira, Gazze’de günlük hayatı sürdürmenin artık imkânı kalmamıştı: SusuzluÄŸun had safhaya çıkmasıeÄŸitim ve saÄŸlık hizmetlerinin durma noktasına gelmesi, ekonomik krizin artık taşınır olmaktan çıkması Hamasın elini kolunu baÄŸlamıştır. Özellikle bu derin çaresizlik ve yalnızlık Haması, hem de Dahlan’ın baÅŸkanı olduÄŸu hükümete teslim etmiÅŸtir.  

Bu teslimiyet; BirleÅŸik Arap emirlikleri vasıtasıyla Suudun, Mısır vasıtasıyla Ä°srailin baÅŸarısı olurken, Türkiyenin yenilgisi anlamına geliyordu.  

Bu baÅŸlangıç ve hükümet, Kudüs’ün devir teslim hükümetidir.  

Bu büyük bir yenilgidir: Kudüsün, tarihin en tehlikeli dönemine girdiÄŸinin göstergesidir. 

Birlik Hükümeti, Mahmud Abbas’ın liderliÄŸi altında gerçekleÅŸiyor görünse de, arka plandaki mimar Muhammed Dahlandır 

Fetih saflarından kovulduktan sonra BAE’ye yerleÅŸen ve bölgesel siyasi-askeri operasyonlarını “BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zâyed’in baÅŸdanışmanı” sıfatıyla Abu Dabi’den yöneten Dahlan, Ä°srail’in de Gazze meselesinde kendisine çok güvendiÄŸi bir isimdir. 

82 yaşına gelen Mahmud Abbas’ın liderliÄŸi bırakması ya da ölmesi demiyorum öldürülmesi durumunda Mısır-BAE-Ä°srail üçlüsünün de favori Filistin lideri adayı olan Muhammed Dahlandır. Dahlanın liderliÄŸinde Kudüs büyük tehlikededir. Muhtemelen pazarlıklar bitmiÅŸ durumdadır. Türkiyenin buradan uzak tutulmasıdır Suriye operasyonu, elden gelen sanıyorum budur. 

Selam ve Dua ile...

 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.