Sosyal Medya

Makale

Rahime Nine Tarafını Belli Etti

‘Görmüş geçirmiÅŸ biri olarak son olaylarda kendinizi hangi tarafa yakın hissediyorsunuz?’

‘Gazeteci evladım bizim zamanımız geçti devir sizin devriniz ama yine de birkaç sözüm var.’

Biz her sofranın bereketi gereği muhakkak bir tabak yemek fazla diyen inancımızın gereği,

Onu, misafirimize, komşumuza veya mahallenin kimsesizlerine yedirmeyi bereket sayardık.

Sizse, ya çok yiyip azmanlaşıyorsunuz ya da sofranın bereketini çöpe atıyorsunuz.

Biz komşunun aç olup olmadığını kontrol etmek için ona soframızdan bir tabak aş gönderir,

Gelen tabak boş gönderilmediğinden komşuda pişen aştan haberdar olur ona göre davranırdık.

Sizse güya komşunuza yük olmamak için alüminyum kaplarla aşure dağıtıyorsunuz.

Ãœstelik bazınız bunu karşılıksız verme sanıp bu topraklara has geleneÄŸi küçümsüyor…

Biz komşulara gidip Kuran okur onların evinin eksiğini görür tamamlamaya gayret ederdik

Sizse altın günlerinizde, evinizin eşyası ve ikramlarınızla hava atıp, olmayanı eziyorsunuz.

Bizim ecel ayırana dek terk etmediÄŸimiz  “ahretlik” dostlarımız vardı…

Sizinse her yeni modada değişen kostümünüz benzeri pamuk ipliğine bağlı ilişkileriniz.

Biz belli günlerde fukarayı ve kabirleri ziyaret eder fakirlerden ve ölümden kaçmazdık.

Siz yardım dernekleri ve mezar bakıcılarına güvenip, fakirlikten korkup ölümü anmıyorsunuz

Biz pek büyük olmayan hanelerimizde beraberce yaşar büyüklerimize öf demekten kaçınırdık

Sizin eşya dolu 3+1 evlerinizde ve gönüllerinizde, bebelere, nenelere, yatılı misafire yer yok

Biz oturduğumuz mahalleyi terk etmeyip komşularımızı çocuklarımıza devrederdik.

Sizse daha büyük ve güvenli evler vaadiyle taşınıp komşulukları unutmaya meyyalsiniz

Biz bütün mahallenin çocuklarına mukayyet olmayı ve yetimlere sahip çıkmayı önemserdik

Sizse sade kendi çocuklarınızın hizmetkârı olmuş, psikologlardan medet umup duruyorsunuz.

Biz bağlandığımız erin simasına bakıp haleti ruhiyesine uygun davranışı edepten sayardık.

Sizse rekabet ede geldiğiniz eşlerinizden aşk sözcükleri duymadığınızdan muzdaripsiniz.

Biz mukayyet olduğumuz insanları mutlu eder, onların sevinciyle sevinmeyi önemserdik.

Sizse ömür boyu bir çocuk gibi şımartılmayı bekliyor ve devamlı şikâyet edip duruyorsunuz.

Biz başımıza gelen musibetleri kendimizden bilir, Allah’a yaklaşır ve paylaşımı arttırırdık.

Siz gelen musibetle korkup sinme ve sürünün bir parçası olmakla güvendeyim sanmaktasınız.

Biz yazlarda çoluk çocuk memlekete gider oradakilerin yüküne omuz vererek dinlenirdik

Sizse her türlü israfın normal görüldüğü otellerde şımartılmak için bütün sene sabredersiniz.

Biz iyilik yapmayı, adaletli davranmayı, paylaşmayı, Allah rızası için yapar, cenneti özlerdik

Siz ise rekabet ve üstünlüğe inanarak dünyada aydınlık yarınlar vadiyle kandırılır durursunuz.

Biz çevremiz bildiğimiz, fakirlere, yetimlere, ihtiyarlara sırt vermeyi sünnetin gereği sayardık

Sizse çevrem dediğiniz zengin ve makam sahiplerinden istemenin peşinden koşup durursunuz.

Biz haklı olsak dahi karşımızdakini azdırıp cehenneme düşmesinden endişelenip susardık.

Sizse rakibinizi devirmekle kalmayıp  onun acziyetini fotoÄŸraflayıp zafer naraları atıyorsunuz.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.