Sosyal Medya

Makale

Tüm Üniformalardan sıyrılmaya var mısınız?

Ey ÂdemoÄŸulları! Biz, size  hem edep yerlerinizi örtecek, hem de sizi güzel gösterecek elbiseler yapmayı öğrettik.(Ama bilin ki) en güzel elbise takva elbisesi, yani Allah’ın emir ve yasakları konusunda duyarlılık ve sorumluluk duygusudur. Ä°ÅŸte bu elbise nimeti Allah’ın insanoÄŸluna yönelik lütuf ve rahmetinin bir göstergesidir. Ä°nsanlardan beklenen ise bütün bunları düşünüp ibret almalarıdır (Araf / 26)

 

Dünyaya çıplak sürgün edilen insan kendi elbisesini yapacak bilgiyle sahip kılınmıştır. Giyinmenin amacı çıplaklığın giderilmesi yanında süs ve gösteriÅŸin bir gereÄŸidir. Giysi, Müslüman’ın avret yerlerini ve namus anlayışını her türlü fitneden koruyan bir tesettürdür. Modacılara göre, insanın bütün ziynetlerini ortaya çıkarma amaçlı bir teÅŸhirciliktir. Kimilerine göre de üniformaya dönüştürülmüş. tüm azgınlıkların sergilendiÄŸi bir dokunulmazlık zırhıdır. Ayette sözü geçen “Takva elbise”si ise insanın vücuduyla ahlakını birbirinden ayrı düşünmeden her türlü fitne çıkaran teÅŸhircilikten ve her türlü toplumsal eÅŸitsizlik üreten (üniforma) gösteriÅŸi ÅŸeytanın birer fitnesi olarak gören, hayâyı, sadeliÄŸi ve eÅŸitliÄŸi ön planda tutan bir örtünme ÅŸeklidir.

 

Yıllarca “Takva elbisesi” kavramı açıklanmaya çalışılırken toplumları sınıflara ayıran, eÅŸitsizliklere neden olan, giyeni dokunulmaz kılan(üniforma) görmezlikten gelindi. Bu, kadınını bir örtünme problemi olarak görüldü ve sadece teÅŸhirciliÄŸin önlenmesi ÅŸeklinde  yaklaşıldı. Kadının örtünmesi ile ziynetlerini göstermesi arasındaki fark anlaşılmamasına ek olarak moda sektörünün de kışkırtmasıyla “Takva elbisesi” üzerinden “Türban Åžoray” lar üredi. Öteki taraftan tarihimizde büyük sarıklı ve kaftanlı liderler kendilerini dünyanın sahibi ilan edip tabilerine ‘kullarım’ demeye kadar giden azgınlıklara neden oldular. Ãœniformanın getirdiÄŸi dokunulmazlıktan doÄŸan eÅŸitsizliklerin “takva elbisesi” kavramının eksik anlaşıldığı sorunundan kaynaklandığı Müslüman zihinlerden kaçırıldı. Hâlbuki Hz. Âdem’in  yasak aÄŸaca yaklaÅŸarak cennet gibi bir yerden çırılçıplak sürgün edilmesi, ölümsüz bir ÅŸekilde sürekli iktidarda kalma hırsına engelleyemediÄŸinden ötürü Ä°blis’in oyununa gelmesinden deÄŸil midir?

 

Öyleyse her türlü üniformanın azgınlığından ve modanın teşhirciliğinden uzak, bütün Müslümanların üzerinde anlaştığı bir takva elbisesi var mıdır?

 

Hac ve Umre kastıyla Kâbe’ye giden her Müslüman daha önce kendine serbest olan bazı hususları yasak edilmesini kabul etmesine ve bu amaçla istenilen giysiye bürünmesine ihram denir. Erkekler her türlü maddiyata, makama ve güce dayalı üniformalarını çıkarıp dikiÅŸsiz iki parça beyaz örtüye sarınırlar. Kadınlar ise ziynetlerini teÅŸhir eden tüm modalardan sıyrılarak sade gösteriÅŸsiz sadece eller yüzleri açık bırakacak ÅŸekilde tesettüre girerler. Yani Hac ve umre eylemleri bu kıyafetlere bürünmek üzere baÅŸlar. Erkekler üniformalarını kadınlarda teÅŸhirciliklerini bıraktıktan sonra “telbiye etmeye” baÅŸlarlar. “Lebbeyk Allahümme Lebbeyk…” (Döndüm sadece sana döndüm Allah’ım…) diyenler geldiklere yere ait tüm aşırılıkların ve eÅŸitsizliklerin simgesi olan üniformalarından sıyrılıp onları tüm Müslümanlar ile eÅŸitleyen ihrama bürünmeye ve kardeşçe davranmaya karar verenlerdir.

 

Bütün Müslümanları Allah karşısında eÅŸitleyen ihrama girme Harem’in sınırları olan ‘mikat’ mahalleri öncesi yapılır. Yani bu eylemde, kervan yolda düzülmez her ÅŸey niyet aÅŸamasında baÅŸlar. Ä°hrama girilmesinden çıkılacağı ana kadar atık saçlarınızla sakalınızla uÄŸraşıp siyah aknelerden kurtulamazsınız. EÅŸiniz artık sizin kardeÅŸinizdir. Ä°hramın bir gereÄŸi olarak tüm insanlar, hayvanlar ve bitkiler sizden ve yapacaklarınızdan selamette kılınmıştır Herkes sizin kardeÅŸiniz olduÄŸu için onlar kavga edemez, gıybetini yapamaz aranızdaki mezhepsel, etnik ve fikirsel ayrılıklardan bahsedemezsiniz. Artık size, üniformanıza göre deÄŸil Allah’tan gereÄŸince sakınmanıza göre deÄŸer verilir. Hep beraber ihram’a (Takva elbisesine) bürünerek Allah’ı gereÄŸince büyükleyerek, Kâbeyi tavaf eder, Tepeleri aÅŸar, ortak düşman Åžeytanı taÅŸlarsınız, Ä°brahim’in sünneti üzere kurbanlar keser, tıraÅŸ olur bayrama  ulaşırsınız.

 

İhramın gereklerine uymazsanız da yapmanız gereken kefaretler de sizin hayrınızadır. Deve, inek, koyun, keçi kurban eder, bu etleri ihtiyaç sahibi kardeşlerinize ikram edersiniz.

 

Ama ne yazık ki ilmihal kitaplarında “ihram” bir takva elbisesi deÄŸil de iÄŸneli bir fıçı gibi yasaklar üzerinden tanıtılır. Bunun için insanlar bir an önce kazasız belasız ihramdan kurtulmaya çalışırlar. Ve ihramın hikmetinden uzak haccı ve umreyi eda edenlerin içinde yeÅŸermesi gereken Müslüman kardeÅŸleri ve tüm canlılara, merhamet, adalet ve eÅŸit davranmanın sistemleÅŸtiÄŸi o güzel günlere varmanın mücadelesine dönüşmez. Hicaz dönüşü geçmiÅŸin günahlarından kurtulmanın dayanılmaz hafifliÄŸi ile ihramdan kurtulan nefislerin bir kısmı üniformalılarının dokunulmazlığına ve diÄŸerleri teÅŸhirciliÄŸin ÅŸehvetine döndüklerinde  yapılan hac veya umre, tatlı bir anıdan öteye gidemez. Tekrar itikadi, mezhepsel, siyasi ve etnik ayrılıklar içinde sadece kendi gibilerle yaÅŸama ezberine dönmenin memnuniyeti kardeşçe bir arada geçen günlerin meÅŸakkatini unutturmuÅŸtur…

 

(Ve Allah şöyle diyecektir): "İşte şimdi Bize yapayalnız geldiniz, tıpkı sizi ilk yarattığımız gibi ve (hayatta iken) size bahşettiğimiz her şeyi arkanızda bıraktınız. Kendinizle ilgili olarak Allaha ortak koştuğunuz o şefaatçilerinizi yanınızda görmüyoruz! Gerçek şu ki, sizin (dünyadaki hayatınız ile) aranızdaki bütün bağlar artık kesilmiştir ve bütün eski dostlarınız sizi terk etmiştir!" (En'âm / 94)

 

Dünyaya her insan Âdem atası gibi çırılçıplak ve yalnız başına gelmiÅŸtir. Hesap günü de çırılçıplaktır ve tek başına hesaba çekilecektir. Öldüğünde dost saydıkları onun üniformasını çıkarıp, kefene sarıp üstünü örttükler çukurda onu terk etmiÅŸlerdir. Ãœniformalar üzerinden yaÅŸanan güçlü ve gösteriÅŸli hayatların yaÅŸandığı dünya yok olmuÅŸ ve dönüşü olmayan gözleri döndüğü mahÅŸer gününün çırılçıplak terler içinde bir meydanda bekleÅŸmektedirler. Dünyada  Ã¼niformasının hatırına onu destekleyenler dostları(!) hesap gününde onu terk etmiÅŸlerdir…

 

Rabbimiz bizi; sonu helak olmuÅŸ, Kuran’ın, üniforması üzerinden resmettiÄŸi, Firavunların, Karunların, Belâmların ve tabilerinin bugünü olmaktan muhafaza buyursun.

 

Rabbimiz; bizi Uhud’da ÅŸehit olunca üzerindeki elbisesiyle kefenlemeye kalktıklarında, yüzünü kapattıklarında ayakları açık kalan, ayakları kapatılınca yüzü açık kalan Musab bin Umeyr (r.a.) gibi salihlerin ÅŸehitlerin yoluna iletsin…

Âmin

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.