Sosyal Medya

Makale

Öldürmeyen yara, bünyeyi güçlendirir

Ä°stanbul’da yeni bir terör saldırısı.. Hem de ülkenin, dünyaya açılan en büyük havaalanının, dış hatlar bölümü giriÅŸinde.. 

Elbette bu gibi durumlarda derhal, ‘güvenlik tedbirlerinin alınmasında bir takım noksanlıklar yok mu?’ sorusu akla gelir.  

Ama, terör hadiselerinin her tedbiri aşabilen özelliği unutulmamalı.. Siz ne yaparsanız yapınız, sıradan bir insan görünümündeki onbinlerin dolup taştığı bir ortamda herkesi kontrol edemezsiniz.

En iyi tedbir, bu gibi saldırılara karşı, her an hazır olmak ve olduktan sonra da sosyal direnci yitirmemektir.

Öldürmeyen yara bünyeyi güçlendirir ve dimdik ayakta olunmayı gerektirir.

***

Ama ilginçtir ki Paris’te, Brüksel’de ve diÄŸer yerlerde bu gibi terör saldırıları olduÄŸunda; medyada, terör kurbanlarına ait fotoÄŸrafların yayınlanmayışını bir medenîlik niÅŸanesi olarak övgüyle aktaranlar, saldırı bu ülkede olunca, kendi sorumluluklarındaki medyada, en yürek parçalayıcı ve dehÅŸeti yaygınlaÅŸtırıcı fotoÄŸrafları yayınlamaktan kaçınmıyorlar.

Bu tavır, her ülkede görülemeyecek bir seviyesizlik örneği olarak, ibretliktir.

Ä°srail rejimi ve Rusya ile uzlaÅŸmalar

Kapıların varlık sebebi, açılmak veya kapanmak içindir; ama, hele de devamlı aralık kalmak için deÄŸil..

‘Hasmınızla barış(a)mıyorsanız, niçin savaÅŸmıyorsunuz veya savaÅŸ(a)mıyorsanız, niye barışmıyorsunuz?’ denilmiÅŸtir, asırlar önce..

Hz. Peygamber (S)’den gelen bir ‘rivayet’te de, ‘Savaşı istemeyiniz, amma geldiÄŸinde de ondan kaçınmayınız..’ iÅŸ’arı vardır. 

Savaş, en son ve en etkili çözüm yoludur. Ama, zarar ve kayıpları da en ağır olan bir mücadele yöntemi.. Maddî zararlar giderilse bile, can kayıpları?

***

Böylesine hassas bir zamanda, Ä°srail rejimi ile anlaÅŸmaya varılması ve Türkiye hava sahasını ihlal eden ve ihtarlara aldırmayan bir Rus savaÅŸ uçağının düşürülmesinden bu yana oldukça gerilimli geçen Rusya- Türkiye münasabetlerinin, ErdoÄŸan- Putin arasında 29 Haziran günü bir 40 dakikalık bir tlf. görüşmesiyle normalleÅŸmeye girme iÅŸaretlerinin alınması üzerine, elbette lehde-aleyhde çok ÅŸey söylenebilir.

Ama, kemalist-laik kesimlerin ve Dersim’in KK’sının, ‘Yalatırlar iÅŸte böyle, özür diletirler’ gibi seviyesizliÄŸine bazı kalemlerin de ortak olması, ibretliktir.  

***

Ä°srail rejimiyle varılan anlaÅŸmanın, gerçekte, B. Amerika’yla yapılan bir anlaÅŸma olduÄŸu açıktır. Çünkü, Ä°srail rejimi, gerçekte, Amerikan emperyelizminin OrtadoÄŸu’daki uzantısından baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir. Ve bu anlaÅŸmayla, Atlantik iki yakasından, NATO dünyasından ErdoÄŸan Türkiyesi aleyhine estirilen soÄŸuk rüzgârlar belki biraz azalabilir.  

***

Tayyib ErdoÄŸan’ın, 2009 Åžubatı’nda Davos’ta Åžimon Perez’e yönelik ‘One minute’ Ã§Ä±kışı ve Mayıs-2010 sonundaki  ‘Mavi Marmara’ yardım gemisine uluslararası sularda Ä°srail tarafından yapılan kanlı baskınla zirveye yükselen gerilimden, Amerika’dan gelen anlaÅŸma baskıları karşısında her iki tarafın da ısrarları vardı ama nihayet anlaÅŸma imzalanmış bulunuyor.

İki tarafın da vazgeçtikleri veya kabul ettikleri görüşlerinin olması, anlaşmanın fıtratının gereğidir.

Mavi Marmara’ için Ã¶zür veya tazminat, iÅŸin diplomatik tarafıdır; asıl yardım edilmesi gereken, yıllardır ağır bir abluka altında bulunan Gazze halkı idi. Bu konuda, Türkiye’nin istediÄŸi ÅŸekilde olmasa bile, yardımların Ä°srail rejiminin güvenlik gerekçesiyle AÅŸdot limanı aracılığıyla yapılmasını kabul etmesi bile, Gazze’de bir bayram sevinci yaÅŸatmıştır. Ki, Gazze’ye hâkim olan HAMAS’ın en üst derece sorumlusu olan Hâlid MeÅŸ’al de bu geliÅŸmeden bizzat ErdoÄŸan tarafından haberdar edilmiÅŸ, rızası alınmış ve o da bu çabaları teÅŸekkürle karşılamıştır. (USA ve Ä°srail’in HAMAS’la irtibatın kesilmesi ÅŸartı da gerçekleÅŸmemiÅŸtir.)

***

Siyaset ve hele de diplomasi, ideallere deÄŸil, realiteye göre ÅŸekilleniyor.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.