Makale
Muhafazakâr-Gelenekçi Zihniyet ve Çift Dünyalılık Problemi
İçinde bulunduÄŸumuz zaman dilimi genellikle modern kelimesi ve türevleriyle tarif edilir. Sosyoloji erbabı “modern”in önüne bir de “post” eklemek gerektiÄŸini belirtir. Post eklemli modernlik, kanımca Batı dünyası için geçerlidir; bizim buralarda ise henüz ek yerine gelinememiÅŸtir. Çünkü bizde modernlik merkezden ve iç dinamiklerden üretilmiÅŸ deÄŸildir. Bilakis “küffar” karşısında yediÄŸimiz ağır askerî sadmeler yüzünden bizde modernliÄŸin kendini fark ettirmesi ilkin cephede kurÅŸun ihtiyacı olarak tezahür etmiÅŸ; derken, birkaç asırdır tarihte tatile çıkmışlığımızın neticesi olarak imar, ekonomi, teknoloji gibi diÄŸer bütün alanlarla ilgili ihtiyaçlar sökün etmiÅŸtir. Hâl-i hazırdaki bayındırlık-imar (örnek: Toki isimli konut siloları) ÅŸehvetimiz de söz konusu ihtiyaçları henüz karşılayamadığımızın göstergesidir.
Ne var ki biz öyle necip bir milletiz ki bir taraftan ucube görünümlü Toki silolarını, sözgelimi eski Bursa’nın kalbine hançer gibi saplarız; bir taraftan da her vesileyle “ceddin deden, nesli baban” diyerek ecdada layık nesiller olduÄŸumuzu ispata çalışırız. Åžanlı tarihimiz, geleneÄŸimiz ve medeniyetimize sadakatimizi ErtuÄŸrul’undan Filinta’sına kadar sükseli dizi filmlerle de ispata hazırız. Kısacası, söylem ve teÅŸhir düzeyinde su katılmamış gelenekçi ve muhafazakârız; ama Tanıl Bora’nın “İnÅŸaat Ya Resulu(e)lah” baÅŸlıklı kitaptaki tespitiyle, gelenek lafının ÅŸaÅŸasına pek düşkün olduÄŸumuz halde geleneÄŸin maddi-kültürel varlığına karşı da son derece duyarsız ve hoyratız. Belli ki kimlik gururuna indirgenmiÅŸ bir “öz”den baÅŸka pek fazla tutamağı olmayan bir maneviyattan ötesi, tıpkı alet çantası gibi portatiftir. GeleneksizliÄŸin gelenekçilerce tescillendiÄŸi bir sosyolojik vasatta, müteahhit ve mimarlarımızın Selçuklu motifi diye bilinen unsurları sekiz-on katlı kunt binalara rokokolamasına, cami veya apartman cephesine çini taklidi fayans sıvamasına ÅŸaşırmamak gerekir. Keza Cumhuriyet'in sıfır mazi siyasetinin pek mazici İslamcılık ve muhafazakârlık tarafından içselleÅŸtirilmiÅŸ olmasını da yadırgamamak gerekir. Bugünkü imar felsefesi, yine Bora’nın tespitiyle, Turgut Cansever ve Nurettin Topçu’yla deÄŸil, Kemalist modernizmin coÅŸkun sözcüsü Sabahattin EyüpoÄŸlu’nun apartman (oturma makinesi) sevgisiyle hısımdır.
Böyle söylemek ya da Cansever gibi, çevrenin gayr-ı muntazamlıklarına uyum gösterip ona karşı geometrik çizgilerle diklenmemek gerektiÄŸine inanmak yahut Topçu gibi, bina azmanlarına karşı çıkmak, eminim, kimi çevrelerce fitnecilik diye deÄŸerlendirilecektir. Bu mesele bir kenara, söylemde muhafazakâr ve gelenekçi, pratik hayatta ise alabildiÄŸine ilkesiz ve biçimsiz modernist olduÄŸumuz kesindir. Yani iki dünyalı, iki ÅŸahsiyetli ve iki kimlikliyizdir. Bu patolojik halin önemli sebeplerinden biri, modernlik olgusunu asıl mahiyeti ve kendine özgü felsefesi içinde serinkanlılıkla teÅŸrih masasına yatırmak yerine hep geleneklerimiz ve düşünce biçimlerimiz üzerinde yarattığı travmalı deÄŸiÅŸimlere bakarak deÄŸerlendirmekle ilgilidir. Daryush Shayegan’ın ifadesiyle, İslam dünyası Batı’nın maddi gücüyle karşılaÅŸmasının ilk safhasında kendi gecikmesini fark ettiÄŸi zaman bu gücü hayranlıkla karşılamış, Batı etkisine kapanıp en uçuk fantazmları diriltmeye baÅŸladığında ise aynı gücü uÄŸursuz olarak tanımlamıştır. İlk tepki alabildiÄŸine coÅŸkulu olmuÅŸ, ikincisi ise saplantılı bir reddediÅŸin histerili dilini kurmuÅŸtur.
Bugün gelinen noktada, hem ÅŸeriatın tüm zamanlar ve mekânlarda geçerli olduÄŸuna inanan ve fakat lütfedip bu geçerliÄŸinin nasıllığı hakkında hemen hiçbir teklif sunmayan sıkı gelenekçi bir Müslüman, hem giriÅŸimci bir kapitalist, hem iÅŸ bitirici bir teknokrat, hem de ateÅŸli bir milliyetçi olma hususunda, “Neden olmasın?!” der gibiyiz… İşbu iki, hatta üç, dört dünyalılık, modernliÄŸin gelenek marifetiyle asıl tabiatından uzaklaÅŸtırılması, geleneÄŸin de modernliÄŸin çelmelerine maruz kalması probleminin farkına varılmamasıyla alakalıdır ki belki de en çok muhafazakâr kitle bu vaziyetten memnun olduÄŸu için, sanki “sıfır sorunlu” modunda yaÅŸamaktadır… İLAN: Dert sahibi adam aranmaktadır!
Henüz yorum yapılmamış.