Sosyal Medya

Makale

KURUCU AKIL R. TAYYÄ°P ERDOÄžAN OLABÄ°LÄ°R MÄ° ?

Siyaseti ÅŸu andaki mevcut toplumun, gelecekte nasıl bir toplum olması gerektiÄŸi üzerine yapılan eylemlilik olarak tanımlarsak, siyasetçiyi de o toplumun geleceÄŸini kurgulamaya yönelik kendisini adamış adamlar olarak tanımlayabiliriz.

EÄŸer siyaset insanlığın geleceÄŸine yönelik faaliyetlerini tasarlayan bir faaliyet olarak düÅŸünülürse, siyasetçi ise bir toplumun geleceÄŸini tasarlayan özne haline gelir.

Uygulanan siyasetin resmi ideolojisi ise; bir siyasal sistem organize etmenin, uygulamaya sokmanın ve arzu edilen bir toplum forumunu oluÅŸturmaya yarayan araçları tasavvur etme ve mümkünse araçları inÅŸaa ederek, bu araçlar yoluyla bir toplum inÅŸa etmeyi hedefleyen bilgi sisteminin adı olacaktır.

Bir toplum oluÅŸturmak: bugün mevcut toplumun kurtuluÅŸunu (deÄŸiÅŸim ve dönüÅŸümünü gerçekleÅŸtirerek) ve refahını saÄŸlayarak, geleceÄŸini ise; kurucu aklın yaratacağı bir sosyal düzen içerisinde mutlu olacağını düÅŸünen, bu yüzden de eskisinin yerine geçen tasarlanmış yeni öÄŸretileri gönülden benimseyerek, bulunduÄŸu andan geleceÄŸe, tasarlanan kurgu içinden bakabilen ve bu kurgu doÄŸrultusunda planlayan bir toplumun ortaya çıkmasıdır.

O zaman siyaset toplumları deÄŸiÅŸtiren / dönüÅŸtüren çok güçlü bir eylemdir, diyebiliriz.

Eylemi gerçekleÅŸtiren bir akıl, eylemi ÅŸekillendiren ve yönlendiren bir düÅŸünce, eylemeyi yöneten ve kontrol eden bir kadro, eylemin baÅŸarıya ulaÅŸması için; toplum ile düÅŸünce arasında bütünleÅŸmeyi saÄŸlayacak ve bu bütünleÅŸmeyi koruyacak bir sistem oluÅŸturulması gerekecektir.

Ä°ÅŸte bütün bunları düÅŸünen, planlayan ve baÅŸlatan; eylemin ortaya çıkması için eylemi yaratan bir kurucu akıl olması gereklidir.

Kuruca akıl; eylemin belirleyicilerini (din, tarih, kültür, millet) tanımlayan ve yeniden yorumlayan, tanımladıklarıyla hükmedilmesini yöneten, hükümleriyle toplumu ÅŸekillendirirken, topluma hükmetmenin meÅŸruiyetini saÄŸlayacak iliÅŸkilerin iç mantığını düzenleyen / yeni bir iç mantık (örf, adet, gelenek, ulus, hukuk ve anayasa vs ) oluÅŸturan öznedir.

Åžüphe yok ki hiçbir faaliyet ve eylem önceden belirlenmiÅŸ bir hedefi olmaksızın yaratılamaz. Bu yüzden kurucu akıl hedef ile iliÅŸkili bir akıldır.

Kurucuya akıl; bilgi üreten, var olan bilgileri deÄŸerlendiren ve kullanan / sentezleyen bir akıl olduÄŸu için mutlak anlamda bilgi sistemleri ile iliÅŸkili olmak / iliÅŸki kurmak zorundadır.

Kurucu akılın deÄŸerlendirilmesinin yapılabilmesi için; toplumu deÄŸiÅŸtirmede kullanacağı fikirlerin, deÄŸerler sisteminin, kaynağına yönelme ve deÄŸerlendirme ilkeselliÄŸine ve inancına bakılması, düÅŸünsel sistemini yeniden üretirken, üretme gücünün temel deÄŸerlerle kurduÄŸu iliÅŸkiye ve iliÅŸkiyi deÄŸerlendirme ÅŸekline bakılarak belirlemek gerekmektedir.

Kurucu akıl yeni bir düzen kuracaksa yada var olan düzeni ıslah edecekse, kendisine has yeni hakikat tanımları yapmak zorundadır; bu ise yeni bir bilgiyle mümkündür. Dolayısıyla yeni bir hakikat anlamı ile mevcut bilgilerin de deÄŸiÅŸmesi söz konusudur.

Ä°ÅŸte asıl sorun bu duruma hangi düÅŸünsel sistemin kaynaklık edeceÄŸidir.

Her düÅŸünsel sistemin kendisine özgü bir yapısı vardır.

Bu bakımdan kendisine özgü yapısından dolayı kendi tanımlarıyla ifade edilmek ister. Bir düÅŸünsel sistemin dayandığı kaynak iyi anlaşılmadan doÄŸru bir ÅŸekilde yorumlanamaz ve uygulanamaz. ÖrneÄŸin Ä°slam düÅŸünce sisteminin temel özelliÄŸi vahiy kaynaklı olmasıdır. Seküler düÅŸüncenin tek bilgi kaynağı akıldır. Bu yüzden vahye dayalı bir dünya, seküler tanımlarla anlaşılamaz. Ä°slam yalnızca manevi bir gerçekliÄŸin adı olarak tanımlanma sınırlamasını reddeder. Ä°slam; hayatın bütün boyutlarında ahlakın ve erdemin egemenliÄŸini, tüm alanlarda hak ve adaletin saÄŸlanmasını, Müslümanların bu uÄŸurda misyon yüklenmesini, hayatı bu yolda sorumluluk bilinciyle sürdürmesini emreder.

ÖrneÄŸin: Seküler tanımın insanı, yalnızca akıldan ibaret bir insandır. Vahyin insanı ise parçalanamaz bir bütündür. Bu yüzden toplumu oluÅŸturacak insan anlayışları birbirlerine taban tabana zıttır. Kendi inanç ve deÄŸerlerine baÄŸlı kalarak kendini yeniden üretemeyen, geliÅŸtiremeyen bir toplum, kendi inanç ve düÅŸüncelerinin varolma koÅŸullarını oluÅŸturamayacaktır. Müslümanların kendi yollarının, kendi düÅŸüncelerinin ve kavramlarının bilincinde olması, mücadele dillerini bu bilinçlilik içersinde oluÅŸturmaları gerekmektedir. Kendi inanç ve düÅŸünceleriyle var olamayan bir mücadele biçimi düÅŸünülemez.

Kendilerini yeniden kendi inançları doÄŸrultusunda üretemeyen toplumlar, kendilerine olan güveni yitirir ve geleceklerini zamana hakim olan düÅŸüncelerin pençelerine bırakmak zorunda kalırlar. Taklit, muhafazakarlık ve sığ düÅŸüncenin hakim olduÄŸu toplumlardan köklü deÄŸiÅŸim ve dönüÅŸüm beklenemez.

Müslümanlar kendi inançları doÄŸrultusunda bir dünya, kendi deÄŸerler sistemiyle oluÅŸturulmuÅŸ bir hayat ve toplum projesi geliÅŸtirmek zorundadır.

R. Tayyip ErdoÄŸan tarihin bu diliminde, bu ülke için büyük bir imkan olma iÅŸaretlerine sahiptir. Tarihsel konjonktürel ortam mucizevi bir imtiyazı bu coÄŸrafyaya oluÅŸturmuÅŸtur. Fakat bu imkan ve imtiyaz, yanlış kullanıldığında ya da doÄŸru yönlendirilemediÄŸinde, en az yüz yıl daha geriye gideriz ki bu imkan ve koÅŸullar, geri dönülemez zamanların ürediÄŸi döl yatağı haline gelir.

Cumhuriyet tarihinde Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra ilk kez bir devlet adamı tanım yapıyor, tanımlar geliÅŸtiriyor ve tanımlar doÄŸrultusunda sosyal hayatı tayin etmeye çalışıyor. Bu tarihsel zemin ve koÅŸullar bunun için mucizevi bir imkan oluÅŸturmaktadır.

Ä°çerisinde yaÅŸadığı oligarÅŸik laik sistemi aÅŸmaya çalışan, emperyalist dünyaya mecbur ve mahkum edilmek istenen halkların sözcülüÄŸünü yapabilecek bir düÅŸünce sistemine / referanslarına sahip devlet adamı profili çizen Tayyip ErdoÄŸan, geçmiÅŸte yaÅŸanan tecrübelerden gerekli dersleri çıkaramazsa, bu topluma yozlaÅŸmış dünyanın zindanlarından kurtulma bilincini veremeyecektir. KurtuluÅŸ için yola çıkaramayacaktır.

Tayyip ErdoÄŸan ve ekibinin kurucu akıl misyonunu üstlenip üstlenemeyeceÄŸi, nereye ve nasıl yöneleceÄŸi ile ilgilidir.

Hangi kaynağın referansları doÄŸrultusunda tanımlar gerçekleÅŸtirip, yorumlama ÅŸekliyle bunu baÅŸarıp baÅŸaramayacağı belli olacaktır. Son baÅŸkanlık sistemiyle ilgili söylediklerine bakılacak olursa: sadece söylediklerine bakılarak deÄŸil; baktığı yer, baktığı yerin derinliÄŸi, ÅŸekli ve yorumlamasına göre bu misyonu üstlenmesi mümkün görünmüyor.

SaÄŸlıklı bir tarih bilinci, saÄŸlıklı bir din bilinci üzerinde yükselir. Tarihe bir Türk gibi, bir Arap gibi, herhangi bir kavmin insanı gibi bakmaktan vazgeçip, bir Müslüman gibi bakmasını öÄŸrenmek durumundayız. Tek bir ulusun, tek bir toplumun, tek yanlı bir bakış açısının oluÅŸturduÄŸu tarih temelsiz bir tarihtir. Tarihin öznesi olabilmek için; tarihi, bir bilgi yığını olarak deÄŸil, düÅŸünce, deÄŸer ve insanlığın bilinç / tecrübe toplamı olarak görmek ve düÅŸünmek zorundayız.

Bağımsız siyaset, oluÅŸturulmuÅŸ tarihin dışına çıkmaktır / tarihine ilahi deÄŸerleri ışığında bakmaktır.

Bir sistem oluÅŸtururken tarihe atalar kültürü biçimselliÄŸiyle deÄŸil, oluÅŸturulacak sistemin ilahi amaçlara, oluÅŸturulacak yönetimin ilahi yönteme uygun olup olmadığı gerçekliÄŸi üzerine kurulmalıdır.

Bütün bu eksikliklere raÄŸmen kurucu akıl mümkün müdür?

Recep Tayyip ErdoÄŸan kurucu akıl misyonu üstlenebilir mi?

Bu ve buna benzer soruların hepsine evet cevabı verilebilir.

Recep Tayyip ErdoÄŸan da dahil, biz Müslümanlar; Allah'ın birliÄŸine, rızık verenin birliÄŸine, insanlığın ve ilahi deÄŸerlerin birliÄŸine, ilahi amaçların mübarekliÄŸine, ilahi amaçlar doÄŸrultusunda yaratılan insanın misyonuna iman ettiÄŸimizde, bu iman doÄŸrultusunda hareket ettiÄŸimizde, Allah'ın nihai güç ve kudretine inandığımız gibi Ä°slam'ın tüm ilke ve deÄŸerlerinin bütün zamanlar boyunca gereÄŸi gibi temsil edilmesi halinde, hayatı ve dünyayı dönüÅŸtüreceÄŸine, bütün insanlığımızla inandığımızda, bu inanç uÄŸrunda direnip öldüÄŸümüzde Erdemli bir dünya gerçekleÅŸecektir.

Selam ve dua ile...

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.