Sosyal Medya

Makale

Cemaat hata yapmaz mı?

Camia mı cemaat mi? Kavramlara verdiÄŸiniz anlama göre deÄŸiÅŸir. Åžimdilerdeki kullanışa bakılırsa sanki camia daha kapsamlı görülüyor, cemaat daha küçük birliktelikleri anlatıyor gibi. Bu sebeple bazıları camia denmesini yeÄŸliyorlar. Sanki cemaatler üstü bir cemaat kastediliyor. Ama bu durumda camianın diÄŸer cemaatleri de ÅŸemsiyesi altına alması gerekirdi. Oysa durumun böyle olmadığını biliyoruz.

BaÅŸka bir açıdan bakarsak 'cemaatin' en büyük ve en saÄŸlıklı birliktelik olduÄŸunu da söyleyebiliriz. 'Ehl-i Sünnet ve'l-cemaat' ifadesi bunu anlatır. Her neyse, bu bir kavram tartışması ve anlam kast ettiÄŸinize göre deÄŸiÅŸir.

Yazıp yazmamakta yine çok tereddüt ettim. Allah için yazmalı mıydım, yazmamalı mıydım? Birincisine karar verdim. Hayırhahlık yazmamı gerektirir dedim. 'Din samimi olmaktır'. Hata etmiÅŸ olsam bile fikrimi söylemem daha Müslümanca olur. FarukiliÄŸim de bunu gerektiriyor.

Daha önce övdüÄŸünü ÅŸimdi neden eleÅŸtiriyorsun diyenlere de tek cevabım var: Yanılan bir ben miyim?

Önce ÅŸöyle baÅŸlayalım

Farzedin ki, mevcut sistemlere ve kanunlara aykırı olsa bile bir İslam âlimi çıkmış muazzam bir teÅŸkilat kurmuÅŸ, dünyaya açılmış ve 'telattuf'u, yani sezdirmeden ilerlemeyi metot edinerek bununla bir İslam devleti kurmayı, hilafeti geri getirmeyi, dünya Müslümanlarını birleÅŸtirmeyi, yeniden bir güç olmalarını saÄŸlamayı hedeflemiÅŸ olsun. Dini bilen bir Müslüman bundan rahatsız mı olur, yoksa bununla övünür mü? Böyle bir Müslüman varsa ben ikincisini tercih edeceÄŸini düÅŸünüyorum.

O halde bizim açımızdan problem burada deÄŸil. Problem bir tane de deÄŸil. Hem din anlayışında hem de metotta hataların yapıldığını düÅŸünüyorum. Bendeniz de hata etme hakkımı kullanarak düÅŸündüklerimi söylemek zorundayım. Bunu bana İslam anlayışım emrediyor. İşte düÅŸündüklerim:

BU BİR TELATTUF DEĞİL ABARTILMIÅž TAKIYYE YA DA MÜDAHANEDİR

BilindiÄŸi gibi takıyye, kiÅŸinin canını ya da malını kurtarmak için zalime, olduÄŸundan farklı konuÅŸmasıdır. O da bir azimet deÄŸil bir ruhsattır ve fiile ve ahlaka dönüÅŸmesi de caiz deÄŸildir.

Bunu abartan ve dinin bir esası gibi gören anlayış Åžia'dır. Onlar 'Takıyyesi olmayanın dini de olmaz', 'Takıyye dinin onda dokuzudur' derler. Onun için Åžii olmayan hiç kimse onlara hiçbir zaman güvenemez, çünkü o 'ötekine' olduÄŸundan farklı görünmek zorundadır.

İslam'ın izzeti ve ÅŸerefi adına Müslümanlar bu anlamda umumen bir takıyye yapamazlar ve bildiÄŸimiz kadarıyla hiç yapmamışlardır. Bunun caiz olup olmadığı sorulduÄŸunda Ahmet bin Hanbel'in dediÄŸi gibi: 'Âlim takıyye yapar, cahil de cehaletiyle konuÅŸursa hakikat nasıl ortaya çıkacaktır?'. Güçler dengesi ve sebepler açısından gizlilik ve telattuf ise ayrı bir ÅŸeydir ve gerekli olduÄŸu yerler vardır.

Yine bildiÄŸimiz kadarıyla hiçbir peygamberin hayatında olmadığı gibi, bizim Peygamberimiz'in hayatında da hakikati ve asıl maksadını gizleme ÅŸeklinde bir sünnet yoktur. Aksine, 'EmredildiÄŸini açıkça haykır' vardır. Müslümanların bir avuç olduÄŸu Mekke döneminde bile 'Sizin dininiz size, bizim dinimiz bize' manifestosu çekilmiÅŸtir. Yine aynı dönemde, 'Onlar istiyorlar ki, sen yaÄŸcılık edesin de onlar da biraz yumuÅŸasınlar' uyarısı vardır. Buna müdahene denir ve Müslümanın müdahene yapması yakışık almaz, caiz de görülmez.

Bu durum çok kötü sonuçlar doÄŸurur ve 'müÅŸriklere karşı ÅŸedid, müminlere karşı rahîm' olması istenen Müslümanları aksi pozisyona sokar. Dinin ruhu zedelenir, maksadı kaybolur. Sizin dışınızda kalan Müslümanlar öteki olur ve haksızlığa uÄŸrarlar.

DİN ALGISI DEĞİŞTİ

Din elbette zahirden ibaret deÄŸildir, 'Kur'an'ın bir zahrı bir de batnı vardır'. Ama zahire uymayan bâtın, yoldan çıkarır, BatinîliÄŸe götürür. Onun için biz zahirle amel ile emrolunmuÅŸuz. Rüyaların salih olanları elbette maveradan iÅŸaretler taşır, ama dini öÄŸrenmede ve uygulamada rüya bir bilgi kaynağı olamaz, amele konu edilemez. Hadisçiler ne muhteÅŸem bir ölçü koymuÅŸlardır: Birisi rüyada Hz. Peygamber'i görse ve ona, 'Filan söz senin hadisin midir?' diye sorsa, o da, 'Evet benim hadisimdir' dese, bu yolla o hadis sahih kabul edilebilir mi? Hayır asla kabul edilmez demiÅŸlerdir.

Efendimiz'i, rüyada bile görmek bir ÅŸereftir, ama rüyalara itimat gibi bir kapının açılması, rüyanın bireysel olmaktan çıkarılıp umuma mal edilmesi dini BatıniliÄŸe götürür. Tarihteki sapmaların çoÄŸu rüyalar vasıtasıyla olmuÅŸtur.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.