SoÄŸuk hava cildi olumsuz etkiliyor

Dr. Özcan MemiÅŸ, rüzgarlı ve soÄŸuk havada deride aşırı miktarda nem kaybı, deri damarlarında daralma ve kan dolaşımında yavaÅŸlama olduÄŸuna dikkat çekerek bunun sonucunda deriye daha az besin ve oksijen gittiÄŸinden cildin soluk ve mor görüneceÄŸini söyledi.
SoÄŸuk havada giysilerin kapatmadığı yüz ve ellerin yeterince nemlendirilmesi gerektiÄŸini anlatan Dr. MemiÅŸ, ÅŸöyle konuÅŸtu: "Kış aylarında, soÄŸuk ve kirli hava vücudun her hücresini etkileyerek insan derisine büyük ölçüde zarar verebilmektedir. Deri, soÄŸuk hava koÅŸulları ve rüzgardan olumsuz etkilenmekte, özellikle giysilerin kapatmadığı yüz ve ellerin yeterince nemlendiremediÄŸi takdirde kuruma, kepeklenme, yanma, kaşıntı gibi yakınma meydana gelebilmektedir. Aynı zamanda iç mekanlarda kullanılan ısınma araçları, ortamın nemini azaltarak soÄŸuk havanın olumsuz etkilerine katkıda bulunmaktadır. Bu nedenle bulunduÄŸumuz iç mekanların nemli tutulmasına özen göstermeliyiz. SoÄŸuk havanın etkisiyle derimizdeki kan damarları büzüÅŸür. Kan dolaşımı yavaÅŸlar ve derinin beslenmesi azalır. Ayrıca, deri yüzeyini kaplayarak derinin nemlenmesini saÄŸlayan yaÄŸ bezlerinin salgısı soÄŸukta azalır. Derimiz kurur ve kepeklenir. Sabah ayazında eldiven giymeden evden çıkılacak olursa ellerin özellikle üst kısımları kurur, kepeklenir, kızarır ve küçük çatlaklar oluÅŸur. Aynı zamanda kuru ve soÄŸuk havalarda dudaklarımız da çatlar ve soyulur."
SoÄŸuk hava
MemiÅŸ, soÄŸuk hava kapımıza dayandığında, ÅŸikayetlerimizin oluÅŸmasını beklemeden yüz ve eller için uygun nemlendirici krem kullanılmaya baÅŸlanması gerektiÄŸini söyledi.
Deri genelde kuru ise, eller için yaÄŸ içinde su bazlı ya da yaÄŸlı kremin daha yararlı olacağını anlatan MemiÅŸ, ÅŸunları söyledi: "Dudaklar için gün içinde sürülebilecek yaÄŸlı krem tercih edilmeli. Bu kremler gün içinde birkaç kez tekrarlanmalıdır. Rüzgarlı ve soÄŸuk havada deride aşırı miktarda nem kaybı, deri damarlarında daralma ve kan dolaşımında yavaÅŸlama olduÄŸundan deriye daha az besin ve oksijen gidecektir ve buna baÄŸlı olarak cildimiz soluk ve mor görünecektir. EÄŸer sıcaklık eksi 10 derecenin altına düÅŸer ve uzun süre soÄŸukta kalınırsa kulak, burun ve parmakların uç kısımlarında, hücre içi ve hücre dışı geliÅŸen buz kristallerinin etkisiyle büllü donuk dediÄŸimiz doku yıkımları oluÅŸabilir."
MemiÅŸ, kışın güneÅŸ ışığının azalması sonucu deride incelme, havadaki zehirli maddelerin temasının da ciltte kırışıklıklara yol açabileceÄŸinin unutulmaması gerektiÄŸini söyledi.
Kışın giyilen elbiselerin deriye sürtmesi sonucunda da kepeklenme ve sertleÅŸmelerin kaçınılmaz olacağını anlatan MemiÅŸ, ÅŸöyle konuÅŸtu: "Ciltteki bu deÄŸiÅŸiklik deride küçük çatlama ve yırtıklara, dolayısıyla derinin dışarıdan gelebilecek enfeksiyonlara karşı açık hale gelmesine yol açar. Ayrıca saçlarda da matlaÅŸma, kuruma ve kırılmalar olabilir."
Cildin soÄŸuk hava etkilerinden korunmak için alınması gereken tedbirleri sıralayan Dr. MemiÅŸ, sözlerini ÅŸöyle tamamladı: "El ve ayaklara bol yaÄŸlı krem, vücuda su ve yaÄŸ bazlı losyon sürerek derimizi yumuÅŸak tutmak. Yüzümüzde alkol içeren bakım ürünleri kullanmamak. DuÅŸ ve banyo süresini kısa tutmak, ılık suyla yıkanmak, banyo yaÄŸları kullanmak. Havanın kirli olduÄŸu dönemlerde mümkün olduÄŸunca dışarı çıkmamak. Ev ve iÅŸyerlerinin sıcaklığını ortalama deÄŸerlerde tutmak. Soba üstüne su kabı, radyatörlerin üstüne ıslak bez koyarak nem dengesini saÄŸlamak. Dışarıya çıkarken rüzgar geçirmeyen uygun elbise giymek. El, ayak, baÅŸ ve kulakları korumak. Bol su içmek, sebze ve meyve yemek. Temiz havada düzenli spor yapmak."