Sosyal Medya

Ä°slam

Selef-i Salihin'e bak IŞİD'i anla

Prof. Asma Afsaruddin, İslam literatüründeki bazı kavramların, zamanın farklı dönemlerinde karşılaşılan sosyolojik-tarihsel ve siyasi şartlar nedeniyle farklı algılanmaya başlandığını söylüyor. Afsaruddin, IŞİD ve diğer radikal grupların ateşli konuşmalarını güvenilir, tarihi bilgilere dayanarak çürütmek için ilk Müslümanların hayatlarının detaylarının hâlâ çok yararlı olduğunu ifade ediyor.



Prof. Asma Afsaruddin'in, geçtiÄŸimiz yıl Dost Ä°slam'a Hizmet ödülünü aldığı kitabı First Muslims Türkçeye çevrildi. Afsaruddin, Indiana Üniversitesi'nde Yakın DoÄŸu Dilleri ve Kültürleri Fakültesi'nde pre-modern ve modern Ä°slam dini ve siyasi düÅŸünce, Kur'an ve Hadis, Ä°slam entelektüel tarihi, çaÄŸdaÅŸ Ä°slam hareketi ve cinsiyet sorunları üzerine çalışıyor. Bu alanda çalışmaya karar vermesi, liseden mezuniyeti sonrası ailesi ile BangladeÅŸ'ten Amerika'ya göç ettikten sonra olmuÅŸ. Amerika'ya gelmesinden hemen sonra Oberlin College'da siyaset bilimi okuyan Afsaruddin, doktorasını ise John Hopkins Üniversitesi'nde Arap dili edebiyatı ve Ä°slam çalışmaları üzerine yapmış. Afsaruddin Arapça ile olan bağını çocukken okuduÄŸu Kur'an'a baÄŸlıyor. Kur'an'dan çok etkilenen Afsaruddin, üniversitede de Arapça dersleri almaya baÅŸlayınca bu dille arasında bir sevgi bağı oluÅŸmuÅŸ. Çok zorlansa da Arapça'yı kısa zamanda öÄŸrenmiÅŸ. Bunun üzerine Ä°slam bilimleri üzerine çalışmaya baÅŸlamış. Tabi bu alanda çalışmaya baÅŸlamasının bir sebebi de Amerika'daki Ä°slamofobi olmuÅŸ. Prof. Asfaruddin bu alanda çalıştıkça Ä°slam'a olan inancının pekiÅŸtiÄŸini ve yaÅŸamını Ä°slam'ın disiplinize ettiÄŸini ifade ediyor.

KISA BÄ°R METÄ°NDÄ° KÄ°TAP OLDU

Afsaruddin Ä°slam tarihi konusunda çalışırken eski kaynaklarla yeni kaynakları karşılaÅŸtırmalı okumayı tercih ettiÄŸini ifade ediyor. Zaten kitabı üzerine çalışırken erken dönemden (Ä°slamiyet'in ilk üç yüzyılı) OrtaçaÄŸ'ın sonlarına ve modern çaÄŸa kadar çok çeÅŸitli kaynaklar kullanmış. Buna, 'Kur'an'ın kendisi ve tefsirleri, hadis edebiyatı, tarihi çalışmalar ve biyografi edebiyatı'nı da dahil ediyor. Ä°lk Müslümanlar kitabı ise Oxford'da bulunan Oneworld Publications'ın editörünün yazmasını istediÄŸi bir kısa metinden doÄŸmuÅŸ. Asfaruddin, metin üzerine çalışırken konunun zamanlama olarak ne kadar uygun olduÄŸunu fark etmiÅŸ. O kısa metin ÅŸimdi bir kitap olarak karşımızda. Prof. Afsaruddin, 'Ä°lk üç nesil Müslümanların hepsine 'Selef-i Salihin' (al-salaf al-salih) denir ve onların dini uygulamaları ve yaÅŸam biçimleri sonradan gelen Müslüman nesillerce günümüze dek taklit edilmeye örnek ve layık görülmektedir. Editöre kitabın alt baÅŸlığının 'Tarih ve Bellek' olmasını istediÄŸimi bildirdim. Bu alt baÅŸlık, kitabın Selef'in sonraki nesil Müslümanlar tarafından farklı ve bazen de üstün yönleriyle, zaman içinde çok sayıda dini ve siyasi projeleri haklı gösterecek 'simgesel' figürler olarak nasıl hatırlandığını inceleyeceÄŸine iÅŸaret ediyor' diyor.

ATAERKÄ°LLÄ°K SONRADAN GELDÄ°

Asfaruddin kitabında Selef-i Salihin döneminde olmayan kültür, inanç ve akımların Tabiun döneminde Ä°slam toplumuna girdiÄŸine iÅŸaret ediyor. Bunun sebebini, Ä°slamiyet'in ikinci yüzyılında Müslümanların baÅŸka medeniyetlerden insanlarla giderek daha çok iletiÅŸim kurmaya baÅŸlaması ve Ä°slam'ın ikinci ve üçüncü yüzyıllarındaki büyük tercüme hareketlerinin Abbasi toplumundaki Fars, Yunan ve Hint edebiyatlarındaki fikirlerin yayılmasına olanak vermesiyle açıklıyor. Sonuç olarak, bu dönemde, sosyal hiyerarÅŸi ve ataerkillik gibi bazı fikirlerin Müslüman toplumları etkilemeye baÅŸladığını ve daha katı eÅŸitlikçilik fikirlerini ve daha akıcı bir sosyal yapıyı giderek baltaladığını ifade ediyor.

CÄ°HAD ÇOKLU ANLAMINI KAYBETTÄ°

Kitabında bazı kavramların bugün farklı ÅŸekillerde kullanıldığını ifade eden Asfaruddin, konuyu deÄŸerlendirirken dönemin sosyolojik-tarihsel ve siyasi ÅŸartlarını göz önünde bulundurmak gerektiÄŸine dikkat çekiyor. Asfaruddin, 'Ä°slam dünyasının Haçlılar ve MoÄŸollar gibi acımasız istilacılar tarafından kuÅŸatıldığı Memlük döneminde (Hicri 7. ya da Miladi 13. yüzyıldan baÅŸlayarak) bazı çok önemli deÄŸiÅŸimler ortaya çıkmıştır. Kriz ve sıkıntı dönemlerinde insanlar genellikle daha muhafazakâr olurlar ve karmaşık sorulara net ve basit cevaplar ararlar. Olayları daha çok siyah-beyaz görme eÄŸilimleri vardır; 'benim ya dostumsun ya da düÅŸmanımsın' gibi. Aradaki gri alanı anlamak için daha az zaman ve eÄŸilim vardır. 'Cihad' gibi bir terim de bu ÅŸekilde sonraki dönemde içinde barındırdığı asıl çoklu anlamları kaybetmiÅŸ ve Arapça'da savaÅŸmak anlamına gelen qital sözcüÄŸüyle birlikte bozulmuÅŸtur. Kur'ân'da bunlar farklı eylemleri temsil eden iki farklı terimdir' diyor.

TARÄ°HÄ° BÄ°LGÄ°LER IŞİD'Ä° ÇÜRÜTÜR

Günümüzde de Müslüman dünyasının kendisini Batı'dan ve kendi içinden de gelen düÅŸman güçler tarafından kuÅŸatılmış hissettiÄŸini söyleyen Asfaruddin, Batı'nın sömürgeci dönemindeki adaletsizliklerinin acısını hâlâ duyduÄŸumuzu, bu nedenle azınlıkta olsalar da, ÅŸiddete baÅŸvuran fanatiklerin sözlerinin, daha adil bir dünya düzeni ve daha iyi sosyo-ekonomik fırsatlar arayanlar, özellikle de gençler tarafından çekici bulunabileceÄŸine dikkat çekiyor. Bu nedenle kitabının son iki bölümünü, günümüzde özellikle modernistlerin ve aşırı uç Ä°slamcıların cihad, cinsel kimlik rolleri ve demokratik yönetim gibi 'tartışmalı' konulara odaklanmış konuÅŸmalarında Selef'e nasıl baÅŸvurduklarına ayırmış Asfaruddin. Bundan dolayı Ä°lk Müslümanların hayatlarının detaylarının hâlâ çok yararlı olduÄŸunu ifade ediyor ve ekliyor: 'Özellikle de IŞİD ve diÄŸer radikal grupların ateÅŸli konuÅŸmalarını güvenilir, tarihi bilgilere dayanarak çürütmek ve bu gruplara meydan okumak için.'

DüÅŸünce dinamizmi mezhepleri doÄŸurdu

Ä°slamiyet'in ikinci ve üçüncü yüzyıllarının entelektüel geliÅŸmenin ve en azından dönemin daha büyük kent merkezlerinde olsa da refahın arttığı bir dönem olduÄŸuna dikkat çeken Asfaruddin, 'Bu dönemin âlimlerinin dini inançlar, siyaset, kanun ve kültür konularıyla ilgili önemli soruları büyük bir gayretle görüÅŸüp tartıştıklarını, bu konularda çok farklı bakış açıları olduÄŸunu ve hoÅŸ görüldüklerini anlamamız çok önemli. Bu dönemde, âlimler ve alimeler dini ve çeÅŸitli türdeki metinleri yorumlamakla ve insanın hem manevi hem de dünyevi anlamda geliÅŸimini nelerin oluÅŸturduÄŸunu düÅŸünmekle meÅŸgulken çok sayıda ilahiyatsal ve hukuki düÅŸünce tarzı geliÅŸmiÅŸ' diyor. Bu dönemin sonucunda da mezheplerin ortaya çıktığını görüyoruz. Prof. Asfaruddin, modern dünyada yeniden canlandırılması gerekenin de Ä°slami gelenek içindeki bu içsel çeÅŸitlilik ve düÅŸünce dinamizmi olduÄŸunu söylüyor.


 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.