Sosyal Medya

YaÅŸam

Türkler ve Ermeniler: Ortak acı, adil hafıza

Başbakan Erdoğan’ın mesajı acıları inkar etmeden ama acıları yarıştırmak gibi bir yola da başvurmadan, hem Türkler ve Ermeniler hem de Türkiye ve Ermenistan için bir gelecek vizyonu teklif ediyor.



BaÅŸbakan ErdoÄŸan’ın 23 Nisan 2014 günü yayımladığı 1915 mesajı, yeni bir paradigmanın habercisidir. Mesaj, sadece Türk-Ermeni iliÅŸkilerini deÄŸil, Türkiye’nin yakın tarihini doÄŸru bir çerçeveye oturtması açısından da önem arz ediyor. Yüzyıllık bir acıya uzatılmış bu barış eli, Osmanlı ve Anadolu insanlarının ortak acılarını sarmayı amaçlıyor.

1915 mesajının üç temel ayağı var. Birincisi, mesajın 1915 tehcir ve tenkil kararını doÄŸru bir tarihi çerçeveye oturtmasıdır. Yıkılmakta olan bir imparatorluÄŸun Birinci Dünya savaşının ortasında yaÅŸadığı travmayı anlamadan herhangi bir hüküm vermek haksızlık olur. Bu savaşın etkileri, Balkanlarda ve OrtadoÄŸuda bugün bile devam ediyor. Türk tarihçilerin yanısıra Stanford Shaw, Guenter Lewy, Edward Erickson, Justin McCarthy ve Michael Gunter gibi yabancı tarihçiler de Birinci Dünya savaşının olaÄŸanüstü ve yıkıcı ÅŸartlarına dikkat çekiyor.

19. Yüzyılın baÅŸlarından itibaren artarda savaÅŸlarla, toprak kayıplarıyla; Yunan, Arnavut, Arap ve diÄŸer milliyetçilik hareketleriyle ve isyan giriÅŸimleriyle mücadele etmek zorunda kalan Osmanlı Devleti, Ä°ttihatçıların dirayetsiz idaresi altında Ermeni ayaklanmalarını ancak tehcir ve tenkil yoluyla bastırabileceÄŸini düÅŸünüyordu. Sonuç, büyük bir insani dram oldu. Bu dramı yok saymak, acıları ortadan kaldırmadı, tersine derinleÅŸtirdi. Çünkü inkar, acılara saygısızlık olarak algılandı.

Aynı dönemde, yani takriben 1850 ile 1920 yılları arasında beÅŸ milyona yakın Müslümanın da hayatını kaybettiÄŸi akılda tutulursa, ortak acının boyutları daha iyi anlaşılabilir. BaÅŸbakanın mesajı, Birinci Dünya Savaşının bu geniÅŸ baÄŸlamını hatırlatıyor ve uzun bir felaket döneminde büyük acıların yaÅŸandığını söylüyor.

Mesajın ikinci ayağı, benimsediÄŸi insani-vicdani dil. Yüzlerce yıl bir arada yaÅŸamış, sanattan diplomasiye, ticaretten devlet idaresine, ÅŸehircilikten taÅŸ ustalığına her alanda ortak deÄŸerler üretmiÅŸ Türklerin ve Ermenilerin tarihini 1915 olaylarına indirgemek, her iki millete de haksızlık olur. Ä°ttihat ve Terakki döneminde yaÅŸanan isyanlar, kıtaller, tenkiller elbette hepimizin ortak acısıdır. Bu acıyı paylaÅŸmak, acısı olana empati duymak ve saygı göstermek, insani bir vazifedir. Acıları yarıştırmak yerine, bu dönemdeki hadiselere ortak acı ve adil hafıza perspektifinden bakmanın imkanlarını ortaya çıkartmak gerekiyor. Vamık Volkan’ın ifadesiyle ortak acılarımız için ‘birlikte yas tutabilmeyi’ baÅŸarmamız gerekiyor. BaÅŸbakanın 1915 mesajı, bu yönde yapılmış güçlü bir insani-vicdani çaÄŸrı niteliÄŸi taşıyor.

Mesajın üçüncü ayağı, siyasi bir bakış açısı sunuyor. Acıları inkar etmeden ama acıları yarıştırmak gibi bir yola da baÅŸvurmadan, hem Türkler ve Ermeniler hem de Türkiye ve Ermenistan için bir gelecek vizyonu teklif ediyor. 2009 yılında imzalanan fakat hayata geçirilemeyen protokollerin siyasi ve ekonomik normalleÅŸmeyi saÄŸlaması hala mümkün. KarabaÄŸ sorunun çözülmesi ve güney Kafkasya’da Türkiye-Azerbaycan-Ermenistan üçlüsünün bir barış hattı kurması, sadece tarihi husumetlerin aşılmasını saÄŸlamayacak, aynı zamanda bölgenin barış ve istikrarına katkı sunacaktır. Rusya’nın askeri-ekonomik hegemonisi ile diaspora Ermenilerinin batılı dünyası arasına sıkışan Ermenistan, Türkiye ve Azerbaycan ile barışarak daha güçlü ve müreffeh bir ülke haline gelebilir. Bu noktada Erivan’ın yeni bir jeo-stratejik muhasebe yapması gerekiyor.

Yeni devlet ve millet vizyonu

BaÅŸbakanın 1915 taziye mesajı, Türkiye’nin son on yılda yaÅŸadığı büyük dönüÅŸümün son halkası olarak görülmelidir. Tarih ve coÄŸrafya tasavvurunu derinleÅŸtiren, yakın tarihiyle yüzleÅŸen, coÄŸrafyasıyla barışan Türkiye, ortak acıların üzerine gitmek için ezber bozan adımlar atmaya devam ediyor. Anadolu insanının farklı dillerde yaktığı ağıtlar, ninniler, destanlar, hoyratlar, gazeller bugün hasretle, hüzünle, ve ‘bunlar bizim hikayelerimiz’ hissiyatıyla yeniden hatırlanıyor.

BaÅŸbakan ErdoÄŸan daha önce devletin Kürtlere yönelik asimilasyon ve inkar politikalarını reddetti ve Kürtlerden özür diledi. Büyük riskler alarak çözüm sürecini baÅŸlattı. Ä°ç ve dış tahriklere raÄŸmen bu süreç baÅŸarıyla ilerliyor. Dersim katliamından dolayı Alevilerden özür diledi. Bu alanda ÅŸüphesiz atılması gereken adımlar var ama Alevilerin sorunlarını çözmek için on yıl öncesine kıyasla bugün daha elveriÅŸli bir zemin var.

BaÅŸbakan Romanlara kucak açarak onlara karşı yapılan her tür ayrımcılıkla mücadele için yasalar çıkarttı. Çingene diye aÅŸağılanan Romanlar, ilk defa devlet ve toplum nezdinde itibar görmeye baÅŸladı.

Hükümet geçtiÄŸimiz yıllarda Hıristiyan ve Yahudi vatandaÅŸların haklarını güvence altına almak için yasal düzenlemeler yaptı. Azınlık vakıflarının el konulan gayr-ı menkulleri iade edilmeye baÅŸladı. Vakıflar Meclisine, gayr-ı Müslim cemaatleri temsilen bir kiÅŸi atandı. Dini ve la-dini cemaat mensupları artık devletin her kademesinden yetkililerle görüÅŸebiliyor, sorunlarını aktarıyor ve imkanlar ölçüsünde bu sorunlar çözüme kavuÅŸturuluyor.

ErdoÄŸan, dindar-muhafazakar kitleler de dahil olmak üzere eski Türkiye’nin maÄŸdur ettiÄŸi bütün kesimleri kucaklayarak Türkiye’yi özgürleÅŸtirme mücadelesine devam ediyor. 1915 taziye mesajı, bu devlet ve millet vizyonunun bir sonucu olarak ortaya çıktı.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1915 mesajını, siyasi bir fayda elde etmek için yahut baskı altında olduÄŸu için yayımlamış deÄŸildir. Aslolan hakkın ve adaletin teslim edilmesidir. Türk ve Ermeni ulusalcılarının ve aşırı grupların mesajı yok sayması ve niyet ve samimiyet polisliÄŸine soyunması, onun tarihi önemini azaltmıyor.

Ermenilerin yanı sıra Türklerin, Kürtlerin ve diÄŸer Müslüman vatandaÅŸların çektiÄŸi acılar, onurlu bir ÅŸekilde anılmayı hak ediyor. Aynı ÅŸekilde 1973-1984 yılları arasında Asala terörüne kurban giden Türk diplomatlarının hatırası da aynı saygıyı hak ediyor. Ä°ster 19. yüzyıla ister 20. yüzyıla odaklanalım, ortada adil ve hakkaniyetli bir ÅŸekilde yasını tutmamız gereken acılar var.

1915 taziye mesajı, yüz yıllık bir acıya uzatılmış bir barış elidir. Tarihi husumetleri geride bırakmak ve yeni bir gelecek inÅŸa etmek için bu el havada kalmamalıdır. Mesaja verilen olumlu tepkiler, yeni kapıların açılmakta olduÄŸunu haber vermektedir. Åžimdi yapılması gereken, açılan bu yeni yoldan ilerlemek ve eski husumetleri yeni dostluklara dönüÅŸtürmek için çaba sarf etmek olmalıdır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.