Sosyal Medya

Abdulaziz Tantik: İnsanda Kalbin Merkeziyeti: Öz, İdrak ve Maneviyatın Kaynağı



Kalbin Temsil EttiÄŸi Öz

Kalp, insanın özünü temsil eden ve onu soyut ile somut durumlara yönelik olarak idrak eden, düÅŸünen ve kavrayan bütünlüklü bir olgudur. Ä°slam düÅŸüncesinde kalp, insanın özünü mücerretten müÅŸahhasa doÄŸru çıkaran bir özellik olarak ön plana çıkar. Vücutta bulunan ve tüm vücudun iyiliÄŸini veya kötülüÄŸünü belirleyen temel parça kalptir. Bu anlamda kalp, insanda iyi ve kötüyü açığa çıkaran, ortaya koyan temel bir duruÅŸ olarak mevcuttur.

Kalbin temel özelliÄŸi, bir tarafıyla duygulara sahip olması, bir tarafıyla aÅŸkın olana (manevi olana) açık olması ve aynı zamanda somut durumlara da yönelebilmesidir. Kalp, bütün bu boyutları kendi içinde barındıran merkezi bir yapıdır. Kalp, aynı zamanda duygusal bütün boyutların merkezidir; acı, sevinç, neÅŸe, hüzün ve kaygının merkezi kalptir. Kalp, varlığı ve varoluÅŸu içinde taşıyan ve onu sürekli belli bir dinamizm üzerinden hareketlendiren özel bir hassa’dır.

Türkçede “kalp” kavramı yerine bazen “gönül” ve “yürek” gibi kavramlar da kullanılır; bunlar kalbin uzantıları olarak ön plana çıkar. ÖrneÄŸin, “gönlü geniÅŸ adam” tabiri, ferah, sabırlı ve ilim sahibi olmayı, yani tahammül sınırları geniÅŸ olan insanı ifade eder. Gönülden gelmek samimiyet anlamına gelir ve “gönül adamı” aslında kalp adamıdır. “Yürekli adam”ın cesareti ise kalbindeki imanın dirayetinden ve gücünden kaynaklanır.

Kalp, İdrak ve Bilginin Merkezi

Kur’an-ı Kerim, kalbin idrak yeteneÄŸi ile yakından iliÅŸkilidir. Özellikle Bakara suresinin 5. ayetinden sonraki ayetlerde kâfirlerle ilgili bölüm anlatılırken, onların kalplerinin mühürlendiÄŸi, katılaÅŸtığı belirtilir. Kalpleri mühürlenenler, uyarılsalar da inkâr ederler ve iman etmezler. Kalplerin mühürlenmesiyle birlikte, gözleri görmez olur ve kulakları (basiretleri) hakikati iÅŸitmez olur. Kur’an’da görme, iÅŸitme ve anlama (fıkhetme) meselesi kalple, gözle ve kulakla alakalı olarak sık geçer. Kalpleri olan ama anlamayan, gözleri olan ama görmeyen (basiret sahibi olmayan), kulakları olan ama hakikati iÅŸitmeyenler olduÄŸu vurgulanır. Kalbin fıkhetmesi, ince anlayış demektir; bu da bir ÅŸeyin özüne kadar inebilme ve hikmeti kavramaya yönelik bir tanımdır.

Kalbin bilgisi sezgiseldir. Sezgi, insanın bilinmeyen ve görünmeyen ÅŸeye karşı bir duyarlılık ve oradan elde edilen bir biliÅŸtir. Kalp, arı duru hali üzerindeyken ruhla baÄŸlantı kurar, ruh üzerinden de ulûhiyetle (Allah’la) baÄŸlantı kurar. Bu manevi baÄŸlantı, kalbin gaybi alanla ilgili bazı imkânlara, yaklaşımlara ve düÅŸüncelere sahip olma ihtimalini belirler. Kalbe ilham gelir ve bizim zihinsel olarak düÅŸündüÄŸümüz her ÅŸey, kalbin iz düÅŸümleridir. Kalp bu ilahi ilhamları alarak kendini güçlendirir ve bu güçlenme, maddi bilgiden manevi bilgiye geçiÅŸi saÄŸlar; aynı zamanda maddi bilginin hakikatine nüfuz etmeyi de mümkün kılar.

Ruh, Akıl ve Kalp Arasındaki Denge

Kalp, ruh ve beden arasındaki iliÅŸkiyi ve dengeyi saÄŸlayan merkezi bir konumdadır. Ruh, bedeni aÅŸan bir tarafa sahip ilahi bir nefhadır. İnsan bedenine üflenen bu ilahi nefha, ulûhiyetten bir pay taşır ve kalp, ruhla bütünleÅŸtiÄŸinde oradan beslenir, güçlenir ve canlanır. Kalp öldüÄŸünde, kiÅŸi Allah’la, ruhla ve kalple bağını koparmış demektir. Ancak kalp dirildiÄŸinde maneviyatla baÄŸ kurar ve Allah’ın tecellilerini (ayetleri ve beyyineleri) görebilecek özelliÄŸe sahip olur.

Kalp, akıl üzerinde de belirleyici bir etkiye sahiptir. Akıl, aslında kalpten beslenen bir özelliÄŸe sahiptir. Kalp istikamet üzere olduÄŸunda, akıl bu istikameti güzelleÅŸtiren ve estetik hale getiren bir iÅŸlevsellik kazanır; yani araçsal bir önem kazanır. Kalbin imanı tarafından kuÅŸatılmayan akıl aydınlanamaz, bu da bilgiyle eylem arasında kopukluÄŸa neden olur ve ahlak üretilememesi gibi modern düÅŸüncenin açmazlarına yol açar. Bu nedenle, belirleyici unsur akıl deÄŸil, kalptir.

Kalbin aydınlanması ve istikamet üzere olması, insanın ahlaki duruÅŸunu da belirler. Müslümanların, dünyanın neresine giderlerse gitsinler, ahlaklarını taşımaları diÄŸer insanların iman etmelerinin en büyük sebebini oluÅŸturmuÅŸtur. Kalbin doÄŸru yönlendirilmesiyle kazanılan en önemli vasıflardan biri de “El-Emin” (güvenilir kiÅŸi) vasfıdır. El-Emin vasfı, kalbin tezkiye edilerek, arındırılarak ve saflaÅŸtırılarak, o kalbe istinat edilerek hayatın yönlendirilmesiyle kazanılır. Kalp ile söz arasındaki ahenk, uyum ve denge bu vasfı ortaya çıkarır.

Kalbin Arınması ve Kozmik Konumu

 Kalbin tatmin olması, Allah’ı zikretmekle mümkündür. Zikir ve iyilik yapmak kalbi iyileÅŸtirir, arındırır, temizler ve yüceltir. Kalp, Allah’ı bir mekân olarak taşıyabilecek bir özelliÄŸe sahiptir ve Müminin kalbi bu sonsuzluÄŸa açık haliyle kâinata dahi sığmayan Allah’a mekân olabilir. Bu durum, müminin kalbinin kâinatı aÅŸan bir özelliÄŸe sahip olduÄŸunu gösterir. İnsan (mikro kâinat) bütün kâinatın özünü temsil eder. Kalp, basiret ve hikmeti kendi içinde tutarak baktığında, yaÅŸadığımız dünyanın alelade deÄŸil, muhteÅŸem bir uyuma, ahenge ve senkronizasyona sahip olduÄŸu idrak edilir.

Kalbin bir diÄŸer temel karakteri ve denge unsuru ise vicdan’dır. Vicdan, kalbin kendisine raÄŸmen bağımsızlaÅŸarak kendini denetleyebilme gücüdür. Vicdan, madde ile mana arasındaki dengeyi yakalar ve korur. Vicdan sahibi olmak, adaletin ikamesi, dengenin korunması ve barışın yerleÅŸmesi için temel bir meseledir. Åžeytanın (vesvesenin) çalıştığı ve vurduÄŸu yer de kalptir. Bu nedenle, kalbin sürekli olarak tefekkür edilmesi, duygu ve manevi hayatla iliÅŸkisinin kavranılması gerekir. KulluÄŸu tam bir teslimiyetle yerine getirmek, zikir, Kur’an okumak ve iyilikleri çoÄŸaltmak, kalbin güçlenmesini ve manevi alanla iliÅŸkisinin derinleÅŸmesini saÄŸlar.

Sonuç olarak kalp, ruhun özü, insanın en iyi temsil edebilme liyakatine sahip parçası ve bütün vücuttaki iÅŸlevselliÄŸi yönlendiren merkezi konumdur. Kalp ile gerçekleÅŸen namaz (salat), kiÅŸiyi kötülüklerden (fahÅŸa ve münker) uzak tutar. İbrahim Aleyhisselam’ın kuÅŸ meselesinde istediÄŸi gibi, kalbin itminan sahibi olması esastır; itminan sahibi kalp, ilahi deneyimleri tecrübe eder ve bu sayede Kur’an okumaktan veya namaz kılmaktan zevk alır. Kalp, bütün parçaları yerli yerine konumlandırabilecek olan özelliktir.

Abdulaziz TANTİK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.