Sosyal Medya

Mustafa Akmeşe: oysa unuttuğumuzun gölgesinde yaşarız



insan çoÄŸu zaman kendi içindeki hakikatin sesini duyamaz.
halbuki rabbimiz buyurur ya:
“dünya hayatı bir oyun ve oyalanmadan ibarettir.”
(en‘âm 70)

biz yine de ısrarla oyuncağına baÄŸlanan çocuklar gibi sahile çöker,
kumdan kaleler yaparız.
sanki dalga gelmeyecekmiÅŸ gibi…
sanki kalelerimiz ebediymiÅŸ gibi…
sanki ömür dediÄŸimiz ÅŸey, avuçta eriyen buz deÄŸilmiÅŸ gibi…

derim ki dost,
insan, tek sermayesi buz olan bir yolcudur.
güneÅŸin her doÄŸuÅŸunda biraz daha eriyen,
her nefeste ömründen biraz eksilen…

halbuki kur’an, insanın bu halini ÅŸöyle anlatır:
“insan ziyan içindedir.” (asr, 2)
yani buz erir; insan da fark etmeden tükenir.

bilir misin dost 
hayat, uyanınca tam hatırlayamadığımız bir rüyaya benzer.
bir ucundan tutarsın, sanki devamı gelecek…
bir perde aralanacak, bir sır çözülecek…
ama gelmez iÅŸte, aralanmaz.
ve “boÅŸver, rüyaydı” diyerek kendimizi günün telaşına bırakırız.

kumdan kaleler inşa ederken sahil kenarında
gelecek olan dalgayı unutmak gibi bir şey işte.

hatırladıklarımızı yeter bilir,
tek gerçek zannederiz.
hayatın neler getirecek olduğu bilgisi yokken
ve öylesine biçare haldeyken hemde 
oysa unuttuÄŸumuz ölümün gölgesinde yaÅŸarız.

güvenlikli sandığımız kalelerimiz de böyledir iÅŸte:
hatırladığımız kadar gerçek,
unuttuÄŸumuz kadar da geçicidir.

ey yolcu…
taÅŸ üstüne taÅŸ koymanın telaşını yaÅŸarken,
çocukların büyüdüÄŸünü görmeden geçip giden yıllarımız olur,
emekle gecelediÄŸimiz hayallerimiz vardır…
hepsi, mutlaka gelecek bir dalganın önünde durur.

yangın olur, sel olur, deprem olur,
dünya bir buhrana tutulur;
emeğin sarsılır, hesapların tutmaz, kalelerimiz yıkılır.

kur’an ise aynı hakikati çok daha veciz söyler:
“her canlı ölümü tadacaktır. sizi imtihan için yarattık.” (enbiyâ 35)
yani dalga gelecektir;
çünkü dalga imtihandır.

ama bir dalga daha vardır ki,
ne ekonomiye, ne yazgıya, ne kazaya benzer…
sessiz gelir;
göÄŸün kapılarından süzülür,
kiÅŸiyi kendi katına çağırır.
içimizde taşıdığımız bir nefse bakar be dost.
ona ölüm deriz.
ve o geldiÄŸinde,
kumdan kaleler deÄŸil,
insanın sahilde bıraktığı ayak izleri bile silinir.

iÅŸte insan ancak o zaman anlar ki,
dünyada bıraktığı izler,
Allah’a adadığı kadardır.

ah bir bilsek dost…
biz, avuçtaki buz gibi eriyen ömürle yürüyen yolcularız.
“dünya sadece bir duraktır.”

kur’an ise bunu mühürler:
“asıl yurt ahiret yurdudur.” (ankebût 64)

öyleyse ey yolcu…
sabırla rabbini an
ve hayatı sadece ona ada.
kurban et iÅŸte
ki
silinmeyen izlerin olsun dünyada.

ökkeÅŸ sözü aldı ve
günün telaşına deÄŸil
rabbin çaÄŸrısına koÅŸ
hayatını, niyetini, emeÄŸini o’na ada.
ki dalgaların silemediği izlerin olsun.

gerisine ise aldırma.
zira bu dünya, bütün ÅŸaÅŸaasıyla, bütün çırpınışıyla
bir dalgaya bakar.

dedi ve sustu.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.