Sosyal Medya

Kürsü

M. Ali Akbulut: Düşman ve Düşmanlaştırma (14): Hırs



İnsanı insana düÅŸman eden davranışlardan biri de hırstır. Hırs, genel olarak olumsuz bir çaÄŸrışım yapan davranıştır. KiÅŸinin, kendisinde eksik olduÄŸunu hissettiÄŸi ya da karşılaÅŸtığı bazı aksaklıklar karşısında ortaya koyduÄŸu tavır, onun hırsını ortaya koyar.

İyi de, hırs nedir?

Bir ÅŸeyi ya da bir hedefi ÅŸiddetle arzulamak, istemek. Bir ÅŸeyi, bir hedefi elde etmek amacıyla ölçüsüz çaba göstermek, meÅŸru ya da gayri meÅŸru olduÄŸuna bakmaksızın bir ÅŸeyi isteme, bir hedefe ulaÅŸma arzusu.

Hırsın yandaÅŸ ve yoldaÅŸları da var: Açgözlülük, tamahkârlık, tul-i emel, ihtiras, mal ya da makam tutkusu gibi. Hırs, insanın sahip olma, ulaÅŸma yolunda ortaya koyduÄŸu ölçüsüz ve sonu gelmeyen isteklerdir. Bir ÅŸeye aşırı tutunma, nefsin kontrol edilemeyen arzularıdır.

Hırslı kiÅŸi ihtiraslı olur, ihtiraslı kiÅŸi muhteris olur, muhteris kiÅŸi ya da haris kiÅŸi ise mal veya makam, ÅŸan ÅŸöhret tutkunu olur. Bu da insanlarla iliÅŸkilerinin bozulmasına yol açan sebeplerin başında gelir. Hırs, kiÅŸiyi baÅŸka kiÅŸi olarak, baÅŸka kiÅŸinin hayatını yaÅŸama azmi ve gayretidir. Doyumsuzluk duygusudur. Hiçbir ÅŸeyden tatmin olmayacağı için her daim hırslıdır. Bu yönüyle kendi hayatından da bir ÅŸeyler götürür. Zamanı çalar, emeÄŸi çalar, dostluÄŸu çalar. Kısaca hırslı, hırsıza dönüÅŸür. Sahip olduklarını görmez, kanaatkâr olmaz. Ya baÅŸkalarının elindekini ya da baÅŸkalarının sahip olduklarının daha fazlasını isteme halini yaÅŸar. Bu yüzden de mutsuzdur.

Hırslı kiÅŸi mal biriktirir. Çünkü açgözlüdür. Açgözlü olan kiÅŸi paylaÅŸmayı sevmez. Çünkü mala düÅŸkündür. Cimridir. Cimri olan kiÅŸilerin haset davranışlar içinde olması da kaçınılmazdır. Hırslı kiÅŸi hedeflerine ulaÅŸmak için her yola baÅŸvurur. BaÅŸvurduÄŸu yolun doÄŸru ya da yanlış olduÄŸuna bakmaz. MeÅŸru ya da gayri meÅŸru olduÄŸunu dikkate almaz. Yasal ya da yasa dışı olduÄŸu ile ilgilenmez. Yapmak istediÄŸini yapar, sahip olmak istediÄŸine sahip olmaya çalışır. HedeflediÄŸi yere ulaÅŸmak ister. Yaptıktan sonra da ona bir meÅŸruiyet kazandırmak adına kılıf bulmayı da ihmal etmez.

Hırs, bilgi, belge, tecrübe, liyakat gibi konuları dikkate alan bir davranış türü deÄŸildir. Bir makam ya da bir mevkiye ulaÅŸmak adına çok rahat yol arkadaÅŸlarını harcar. Yolda bulduklarıyla yola devam eder. Çünkü onun asıl amacı arzuladığı ÅŸeydir. Yolda bulduklarını da çok rahat yolda bırakır. Eksik ve aksiliklerle ilgilenmez. İlgilendiÄŸi tek konu istediÄŸi ÅŸeyi elde etmektir. Eksik ve aksiliklerle ilgilenmediÄŸi, yöntemin meÅŸru ya da gayri meÅŸru olup olmadığı ile ilgilenmediÄŸi için de sabırsızdır. Olası eksik ve aksiliklere öfkelenir. Yol arkadaşını yok edecek düzeyde intikamcı ve kinci bir davranışa girebilir.

Bir makam ya da mevki, ÅŸan ve ÅŸöhret uÄŸruna iÅŸ arkadaÅŸlarına, yöneticilerine çok rahat ayak oyunları yapar, komplo kurar. Yetki ve yeterliliÄŸe bakmaksızın, liyakati dikkate almaksızın üst yerlere, daha üstlere, çok üstlere tırmanmaya çalışır. Üstlere çıkarken, en yakınlarının omuzuna bastığını fark etmez, canını çıkartana kadar o omzun ya da omuzların üzerinde tepinir. Åžöhret ya da oturduÄŸu makam onun için besleyici hale gelir. Beslendikçe de daha üstlere, daha yükseklere çıkmak ister. Bu tırmanış için de etrafındakileri rahatsız edecek, yok edecek tavır ve davranışlara girer. Göze aldıkları ile gözden çıkardıkları her daim olumsuzluklarla sonuçlanır. Çünkü yakınlarına zarar verecek duruma gelmiÅŸtir.

Hırsın benzeÅŸenleri de vardır: TelaÅŸ, çaba, gayret, azim gibi. Bu davranışlarla hırsı birbirinden ayrı tutmak ve karşılaÅŸtırmamak gerekiyor. TelaÅŸ, çaba, gayret, azim gibi davranışlarda ölçüler vardır. İliÅŸkileri dikkate alır. Ahlaki yönü vardır. İnsani deÄŸerler gözetilir. Liyakat ve yetki sınırları dengelenir. Fakat hırs denilen davranışta hiçbir ölçü, hiçbir kural yoktur. Empati yoktur mesela, insani deÄŸerler dikkate alınmaz. Ahlaki deÄŸerler hiç göz önüne alınmaz; her daim en güzeli, en üstünü, en büyüÄŸü gibi hedefleri vardır. Bu hedefler için de var olan her sınırı zorlar.

Hırsın beslendiÄŸi bazı davranışlar vardır: Aşırı özgüven gibi, bencillik gibi, böbürlenme gibi, gurur gibi. Hırsla beslenen davranışlar da vardır: Kibir gibi, haset gibi. Her olumsuz davranış birbirini destekleyerek, birbirini besleyerek büyüyorlar aslında. Birbirleriyle beslendikleri için de genel anlamda davranışın tonlamasında tanımlama yapılabiliyor.

Hırs kiÅŸiyi baÅŸkalarıyla gereksiz rekabete de sokar. Bu rekabet, hırs duyduÄŸu konuda baÅŸlar, her alanı da içine alacak düzeyde geniÅŸleyebilir. Çünkü hırs, hakkı olmadan, emek vermeden bir ÅŸeyi isteme, bir ÅŸeye sahip olma davranışıdır.

Hırslı politikacı her daim farklı bir surette seçmenin karşısına çıkmayı baÅŸarır. Hak ve hukuku deÄŸil, hırsının yapacaklarının sınırı olmaz; “zübükzade”leÅŸme gerçekleÅŸir. Ekonomik kazançları hedefe koymuÅŸsa “banker bilolar” eksilmez. Kısa yoldan para kazanmayı hırs edinmiÅŸse “Sülün Osman”lar var olur.

Hırsından deliye dönecek düzeyde istemek insanı kötülüÄŸe sürükleyebilir. Hırsını bastıramayacak düzeyde arzulamak kötü alışkanlıklara yol açabilir. Kalbi taÅŸlaÅŸtırır. Hırsından çatlayacak ÅŸekilde baÅŸkalarını kıskanabilir; kulakları sağır, gözleri kör olabilir. Hırs küpüne dönerek kin ve öfke ile birilerine zarar verebilir. Hırsına yenik düÅŸerek itibarını, ÅŸerefini, haysiyetini kaybedebilir. Kimlik ve kiÅŸiliÄŸini yok eder. Hırsını alamayan kiÅŸinin nerede duracağı bilinmez. Hırs, kiÅŸiyi felakete sürükler. Hayatı kendisine zindan eder. Çünkü hırs, hayatının hırsızı olur. Oysa hırsı bastırmak erdemliliktir. Hırsı yenmek ahlaki bir davranıştır.

Hırsta ölçü, sınır olmaz. Ahlak, hukuk kuralları hiç dikkate alınmaz. Zaman ya da mekan ile sınırlanmaz.

Rabbim bizi hırsla deÄŸil, çaba, telaÅŸ, gayretle çalışan, emeÄŸiyle, bedeliyle bereketli kazançlar saÄŸlayan, bilgisiyle, liyakatiyle, tecrübesiyle etrafına fayda saÄŸlayanlardan eylesin.

Hırs üzerine yapılan anlamlı hikâye baÄŸlamında küçük bir not:

Develerin yaÅŸam alanları kurak iklimdir. Çöllerdir. Çöllerde taze yeÅŸil ot bulmak zordur. Ot ve otlu bitkilerle beslenen develer, çölde buldukları sert ve dikenli bitkileri yerler. Dikenli bitkilerin su tutma özellikleri vardır. Bu yüzden de develerin sevdiÄŸi besinler arasında gelir. Fakat asıl dikkate deÄŸer özellik, develerin ağız yapıları diÄŸer büyük baÅŸların ağız yapıları gibi deÄŸildir. Vücutları da susuzluÄŸa dayanıklıdır. Çöl bölgelerinde buldukları çok sert ve dikenli bitkiyi yiyen develer, ağız yapılarından dolayı geviÅŸ getirdikçe dikenler ağızda kanamalara sebep olur. Tuzlu kanla karışan dikeni geviÅŸ getirdikçe devenin hoÅŸuna gider. HoÅŸuna gittikçe dikenli bitkiyi yemeye çalışır. Bu durumda kısır döngü devam eder. Oysa deve kendi kanıyla beslenir. Bu da devenin ölümüne bile sebep olabilir. Araplar bu döngüye HARESE dermiÅŸ.

Konuya dair bir hikâye de kutup ayılarıyla ilgili; kutup ayısı avcıları, ayı kürklerinin zarar görmesini önlemek, deÄŸerini düÅŸürmekten kaçınmak amacıyla, karların içine jilet gibi çok keskin uçlu, kana bulanmış baltalar yerleÅŸtirir. Kanı seven ve kanın kokusuna gelen kutup ayısı, kanlı baltayı yalar; yaladıkça dili kanar, kanadıkça keskin baltayı yalamaya devam eder. Kendi kanıyla beslendiÄŸinin farkına varmaz ve bu döngü içinde kendi kendini de öldürmüÅŸ olur. Bu yolla kutup ayısı avcıları, ayının derisini zarar görmeden elde etmiÅŸ olur. Kutup ayısının doyumsuz isteÄŸi, avcının para kazanma hırsı; birinin vahÅŸetine, diÄŸerinin canına mal olur.

M. Ali Akbulut

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.