Necati Açmak: Kendi Yarasını Yalamak
 
														
														
													BaÅŸlığı nezaketsiz bulmamanızı isteyerek baÅŸlıyorum yazıya. Zira, insanların içerisinde bulunduÄŸu büyük sıkıntılı halden çıkış için geliÅŸtirilebilecek strateji ve buna dikkat çekmek için daha etkili bir baÅŸlık bulamadım.
Sosyolojik, sosyo-psikolojik ve psikolojik sorunları, sadece oluÅŸtuÄŸu kesitlerde ve anlık oluÅŸ nedenleri ile izah edip, çözebilmek imkânı yoktur. Bunların oluÅŸmasına, devamına, çözülmemesine sebep olan, etki eden, çok fazla ve karmaşık etkenler ve taraflar söz konusudur.
Mesela insanların kendilerini deÄŸersiz görmeleri, özdeÄŸer problemleri tek ve basit nedenlerle oluÅŸmamıştır. VaroluÅŸsal deÄŸere sahip olan ve bu deÄŸer üzerinden iliÅŸkiler kurmak, iletiÅŸim, yönetim, paylaşım temel hakkına sahip olan insanları; din, kültür, toplumsal normlar, eÄŸitim, yönetim, iletiÅŸim, sanat vb. olgularla; bilerek veya bilmeden deÄŸersizleÅŸtiren sistemler, kurumlar süreçler, gelenekler, iliÅŸkilerin failleri; maalesef içerisinde ebeveynler, akrabalar, arkadaÅŸlar, toplum, yönetim kurumları, küresel etki sahipleri gibi çok büyük ve karmaşık bir aÄŸ sistemidir.
Her birisinin farklı nedenleri olabilir. Kimisi, deÄŸersizleÅŸtirilen insanların, özne vasfıyla farkında olması; hakkı, adaleti, güzeli talep etmesi; yanlışa itiraz etmesi ve en iyisini teklif etmesini engellemek amacını taşımaktadır. Çünkü bu insanları kontrol edip, yönetebilmek çok daha zor ve nitelikli sistem ve çabalar gerektirmektedir. Bunun yerine, kendini deÄŸersiz hisseden insanlar eÄŸer deÄŸer dilencisi duruma düÅŸürülürse gerisi kolaydır. Sahte deÄŸer normları oluÅŸturup, bununla deÄŸer kazanacağına inandırılan insanlar hem kontrol altına girmiÅŸ hem de bu zaafları üzerine pek çok ekonomik, siyasal, kültürel, sosyal, bilimsel sömürü endüstrileri kurulmasına imkân saÄŸlamışlardır.
Bir bölüm ise, bilmeksizin, farkında olmaksızın bu sürecin çamurlaÅŸmasına, (konsolidasyonuna) var güçleriyle katkıda bulunmaktadırlar. Bu grupta; anne, baba, eÅŸ, çocuk, arkadaÅŸ, yönetici, hoca, alim, yazarları vs. sayabiliriz.
Biz deÄŸersizleÅŸtirme diyelim, siz; korkular, kaygılar, kompleksler, farkında olamamalar, kiÅŸilik sorunları, amaçsızlıklar, güvensizlikler, cesaret eksikliÄŸi, umutsuzluklar, tembellik, bencillik, ufuksuzluk, anlamsızlık, yalnızlık, niteliksizlik vb. hususlarını anlayın. Durun ve bunların insan teklerini, aileleri, toplumları ne hale getirdiÄŸini hayal edin.
Tekil sorunların, psikologlar, psikiyatrılar, danışmanlar, terapistler, eÄŸitimciler vasıtasıyla çözülmeye çalışılmasının baÅŸarı düzeyini, nitelik ve nicelik açısından deÄŸerlendirince, çok iç açıcı sonuçlar görülmemektedir. Toplumsal ve insanlık düzeyinde ise neredeyse hiçbir müessir çaba görülmemektedir.
BaÅŸlığa dair esas mesele budur. İnsanlığın bu denli doÄŸasından uzaklaşıp, bu hayatta adeta cehennemi yaÅŸarken, bunun farkında bile olmamaları; bedellerini kendilerinin ödedikleri ve ödeyecekleri hayata, özne olarak dahil ve müdahil olamamaları belasına muhatap olmalarıdır.
Bu hali anlayıp, fark etmemiz, sorunları çözüp, tatmin içerisinde yaÅŸayabilme imkân saÄŸlayabilecek seviyeye gelebilmemiz, ancak kendimizi bu kısır döngüye müdahale edebilecek bir farkındalığa, niyete, talebe, çabaya ve formasyona sahip olmaya talip olmamıza baÄŸlıdır. Yani kendi yaramızı kendimizin yalamasından baÅŸka çaremiz yoktur.
Elbette bu konunun etraflıca konuÅŸulup, üzerinde çalışılması zorunludur. Ancak buna iliÅŸkin yapılabilecek ilk hatırlatma. Sivil toplum kavramının ve örgütlerinin yeniden bir tarife ve fonksiyonuna kavuÅŸturulmasına katkı verilmelidir. Genellikle kavramsallaÅŸtırılmaları, bunların normlara ve inandırılıp, sistem ve eyleme dönüÅŸtürülmesi, "güce hükmettiÄŸine inanan" egemenler tarafından gerçekleÅŸtirilmektedir. Bu nedenle öncelikle bunların tekrar düÅŸünme mecburiyetimiz vardır. Zira bu kadar kendisine yabancılaÅŸtırılan insanlığın kontrol ve idaresinin gitgide imkansıza yaklaÅŸmaktadır. Elbette bu süreçler ani reveranslarla düzeltilip, çözülemez. Bu nedenle, insanların, sahici biçimde hayatın süreçlerine katılımını esas alan bir paradigma deÄŸiÅŸikliÄŸi, belki de yüksek bir strateji geliÅŸtirmesi gerekmektedir. Bu çözüm adalet baÄŸlamında deÄŸil, pragmatik bir hatırlatmadır. Zira zaten adalet üzere gerçekleÅŸen karar ve davranışlar, bu tür durumların doÄŸuÅŸuna fırsat vermeyecektir.
Gelelim asıl unsura. Bütün insanlar için zorunlu farkındalık ve düÅŸünce biçimi; kendilerinin yaÅŸadığı hayatın, yaÅŸarken ve ölüm sonrasında, tatminden uzak, bedel ödeten bir mahiyette olmasının tek maÄŸdurunun kendilerinin olduÄŸu keyfiyetidir. Kim ne düÅŸünüp, hangi hesapla, ne yapıyorsa, bilsin ki "yırtılan Hacı Bekir'in yakasıdır" ve Hacı Bekir de sensin. Paradigması, inanç yapısı, farkındalık ve hal düzeyi deÄŸiÅŸmesi gereken ve kendin için doÄŸru, sahici ve etkili ÅŸeyler yaptığın bir hayat biçimine sahip olması gereken yine sensin…
Necati Açmak

 
																							 
																							 
																							 
																							 
																							 
																							 
								 
								 
								 
								 
								 
								 
								 
								 
								 
								 
								 
								 
								
Henüz yorum yapılmamış.