Sosyal Medya

Şevket Hüner: Masada Kaybetmeyen Elçinin Sünneti



Müslümanların savaÅŸta kazandıklarını masa başında kaybettikleri tezi, bu konudaki sünnete uymadıklarının göstergesidir. Zira Rasûlullah (sav) savaÅŸ kaybetmiÅŸtir (Uhud) ama masada hiçbir zaman kaybetmemiÅŸtir. Peki, bu konuda Rasûlullah’ın (sav) sünneti nedir?

Rasûlullah (sav), hicret sonrası Medine’de Evs, Hazrec adlı Arap kabileler ile Beni Kaynuka, Beni Kurayza ve Beni Nadir adlı Yahudi kabileleri de içine alan ‘Medine vesikasını’ imzalayıp hayata geçirmiÅŸti. Bu anlaÅŸmanın tarafları; Araplar 4500 kiÅŸi, Yahudi kabileler 4000 kiÅŸi, Muhacir ve Ensar ise toplam 1500 kiÅŸiden oluÅŸuyordu. Yani Müslümanlar azınlıktaydı. Üstelik Yahudiler Medine’deki tarımın, imalatın ve pazarın sahipleriydi. Bu anlaÅŸmaya göre tüm gruplar birbirlerinin düÅŸmanlarına destek vermeyeceklerdi.

Benî Kurayza ve Benî Nadir, Evs ile, Benî Kaynuka da Hazrec ile ittifakı yıllarca süren savaÅŸlara neden olmuÅŸ, binlerce insan ölmüÅŸtü. Öte yandan Yahudi kabileleri arasında da zaman zaman çatışmalar meydana gelmekteydi. Sayıları az da olsa Müslümanlar, Medine vesikası ile Arapları yedeÄŸine alan bu Yahudi kapışmasını bitirerek Medine’de kan dökülmesinin önlediler.

Medine vesikasının hükümleri, hicretin 2. yılında (624) tek taraflı olarak ilk defa Benî Kaynuka Yahudilerince bozuldu. Benî Kaynuka çarşısında alışveriÅŸ yapan Müslüman bir hanımı bazı Yahudiler rahatsız etmiÅŸ bu durum, birkaç kiÅŸinin ölümüyle neticelenen Müslüman Yahudi çatışmasına sebebiyet vermiÅŸti. AnlaÅŸmayı bozan ve kalelerinde savaÅŸ düzeni alan Benî Kaynuka, kuÅŸatma sonunda Hz. Peygamber’in hükmüne rıza gösterip teslim olmuÅŸ, 700 savaÅŸçıya önce idam cezası verilmiÅŸ, daha sonra affedilip alacaklarını tahsil etmelerine ve ÅŸehirden çıkıp gitmelerine izin verilmiÅŸti. AnlaÅŸmayı bozan 2. Yahudi kabilesi Benî Nadir oldu. Müslümanlarla Yahudilerin beraber ödemeleri gereken bir diyet parasını almak için gittiÄŸi esnada, Peygamberimize, Beni Nadir suikast yapmaya teÅŸebbüs etti. Uhud Gazvesinden altı ay sonra cereyan eden bu olay üzerine Rasûlullah (sav) Beni Nadir’in kalesini muhasara altına almış, teslim olan Beni Nadir Medine’den çıkarılmış ve Hayber’e sürgün edilmiÅŸti (625). Son olarak Hendek Gazvesinde (627) Mekkeli müÅŸriklere destek verme teÅŸebbüsünde bulunan Benî Kurayza da vesikayı ihlâl etmiÅŸti. Bunlar da Saad b. Muâz’ın verdiÄŸi hüküm doÄŸrultusunda cezalandırılmışlardır. Akitlerine baÄŸlı kalmayan Yahudiler Medine’yi terk ettikten sonra anlaÅŸmanın diÄŸer aktörleri Evs ve Hazrec kabileleri peyderpey Müslüman oldular…

627 yılında umre için yola çıkan Müslümanların Mekke’ye girmesine izin verilmedi. Elçi Osman’ın verilmemesi üzerine Rıdvan biati ile Müslümanlar sonuna kadar savaÅŸmaya ant içtiler. Hz. Osman salınınca savaÅŸ olmadı. Hudeybiye’de bir anlaÅŸma imzalandı. Bu anlaÅŸmanın müÅŸrikleri “avantajlı kılıyor” görüntüsü, ölümü göze almış Müslümanlar arasında huzursuzluÄŸa yol açtı.

(Hudeybiye yazıya geçirilirken) o müÅŸriklerin yürekleri ( her zaman olduÄŸu gibi) onulmaz cahiliye taassubu için çarpıyordu. (İçlerindeki kibir ve küstahlığı dışa vurduklarında) Allah, elçisinin ve müminlerin kalplerine bu küstahlığı sükûnet ve serinkanlılıkla karşılama duygusu ilham etmiÅŸ ve onların tevhid inancına baÄŸlılıklarını güçlendirmiÅŸti. Zaten onlar buna hem layık hem de ehildirler. Allah her ÅŸeyi hakkıyla bilir.(Fetih / 26)

Sayılarına ve nüfuzlarına güvenerek küstahlaÅŸanlara karşı Allah’ın yardımıyla Rasûlullah (sav) sükûnet ve serinkanlılığını muhafaza ederek bu anlaÅŸmayı imzaladı. 10 yıl süreyle birbirlerinin düÅŸmanlarına destek vermeyeceklerine söz verdiler. Bir yıl sonra Mekkeliler daÄŸa çekilip kendilerine umre izni verilen Rasûlullah (sav), bunu Mekke’yi iÅŸgal etmek ÅŸeklinde bir stratejiye dönüÅŸtürmedi ve anlaÅŸma gereÄŸi Medine’ye geri döndü. Hudeybiye anlaÅŸmasının üzerinden daha iki yıl geçmeden KureyÅŸ tarafı saldırganlık yaparak akdini bozdu. Bunun üzerine Rasûlullah (sav) ordusunu toplayıp Mekke’yi fethetti.

Bu iki anlaÅŸma ve sonrasında Müslümanların sayılarının azlığı ve küstah düÅŸmanın lehine dezavantajlı maddeler olmasına raÄŸmen masada kaybedenler hep kâfirler ve müÅŸrikler oldu. Bunun sebebi Rasûlullah’ın (sav) yaptığı akitlere sonuna kadar sadık kalmasıydı. O ve Sahabe asla akitlerini bozan stratejiler uygulamadıklarından ötürü masada hiçbir zaman kaybetmediler. El Galip olan Allah, akitlerine sahip çıkanların arkasını kolladı. Masada ve ahirette kazanmak isteyenler, düÅŸmanlarıyla bile yapılmış olsa daima akitlerine sadık kalanlardır. Bu da Rasûlullah’ın terk edilmiÅŸ en önemli sünnetlerindendir.

Sevgili dostlar yaptığınız akitleri uygulayan mı yoksa işine gelmeyince bozan tarafta mısınız?

Åževket Hüner

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.