Sosyal Medya

Makale

Yeni Bir Dünyaya Uyanmak

1968 yılı olayları ile birlikte eski dünyanın tükendiÄŸini ve yeni bir dünyanın varlığının açığa çıktığı bir zeminin iÅŸareti olarak yorumlandığını biliyoruz… Seksen dokuz yılında Rusya’da baÅŸlayan deÄŸiÅŸim ise yeni bir dünyanın iÅŸaretini vermiÅŸtir. Yani iki kutuplu dünya bitmiÅŸ, siyaseten ve iktisadi olarak, çoklu bir dünyaya geçiÅŸ arayışları öne çıkmıştır. Fakat iki bin bir yılında ABD tek dünya devleti sloganı ile yeni bir dünya sistemi kurma arayışına girmiÅŸtir. Bu arayış ise istenilen noktaya bir türlü ulaÅŸamadı.

Entelektüel zeminde arayışlar devam ederken, Rusya ve Çin’in başını çektiÄŸi yeni bir dünya arayışını baÅŸlatan uluslararası bir kuruluÅŸ meydana getirildi. Son toplantıda Türkiye misafir gözlemci olarak katıldı. Reis, orada iyi karşılandı. Çin, yanına Kuzey Kore ve Rusya’yı alarak bir gövde gösterisi yaptı. Bütün bu olgular yeni bir dünyaya merhaba demek içindir.

Ama asıl mesele iki sene önce baÅŸlayan ve ‘Aksa Tufanı’ adını alan Hamas’ın İsrail saldırısı ile baÅŸlayan yeni süreçte yeni bir dünyaya merhaba demenin kaçınılmaz oluÅŸunu gözler önüne seriÅŸidir. İsrail, dünyayı arkasına alarak yaptığı bütün saldırılara raÄŸmen, orada direnen mücahitleri geri adım attıramadı. Halk Hamas’a yönelik desteÄŸini kesmedi. Çocuk, kadın, sivil, okul, cami, kilise ve benzeri saldırılarda da bir sonuç alınamadı.

Yeni dönemde İsrail dünya kamuoyunda ve vicdanlarda mahkûm oldu. Bu mahkûmiyeti ortadan kaldıracak herhangi bir güç yoktur. İsrail barbarlığına yönelik sessizliÄŸi sadece sivil vicdanlar ve ölümü göze alarak baÅŸlatılan eylemler ile süreklileÅŸen bir gündem oluÅŸturma becerisi yeni bir dünyanın kurucu unsuru gibi görünmektedir. En son İsrail saldırısına maruz kalan ve Hamas ile barış toplantısındaki saldırısı ile artık demode, iÅŸe yaramaz, katil ve barbar bir gücün yeni bir dünyayı kurma imkân ve ihtimalinin kalmadığının açık beyanı olarak kayıtlara geçeceÄŸini öngörmek doÄŸru olsa gerek! ABD ise Trump ile baÅŸlayan iktidar sürecinde ‘Barış’ öncelediÄŸini ilan ederek baÅŸladı. Ama ne Ukrayna Rusya savaşı ne de İsrail ve Gazze kahramanları arasındaki çatışma bitmedi. İsrail ise serseri mayın gibi sürekli bir oraya bir buraya saldırmaya devam etmektedir. Ama Aksa Tufanı ile kendi askeri gücünü sıfırladığının bilincinde saÄŸa sola saldırmaya devam etmektedir. Hatta son Gazze’ye yönelik kara harekâtı da istenilen bir sonuç vermekten uzak ve sürekli asker kaybı ile devam ederken, Katar saldırısı sadece bu yenilgiyi örtmeye yaramasını umarak yapıldığı ve gündemleÅŸtirildiÄŸi görülebilinmektedir. Ama bu saldırganlığın kuduz köpek örneÄŸinde olduÄŸu gibi birisi kalkar ve kafasına sıkar misali, İsrail ve katil Netanyahu iktidarına gereken dersi verecektir.

İspanya, İtalya ve Tunus limanlarından kalkan sivil eylemciler, gemiler ile Gazze ablukasını kırmak ve Filistin halkına yardım ulaÅŸtırmak gayesi ile harekete geçtiler. İki kez o yelkenlere yönelik yapılan saldırılarda bu hareketi durduramadı. Bu sivil harekete yönelik İsrail tarafından yapılacak bir ÅŸiddet eylemi ise İspanya ve İtalya baÅŸta olmak üzere birçok ülkenin öfkesini üzerine çekecektir.

Dünyanın deÄŸiÅŸime baÅŸladığı zemin her zaman sivil alandan baÅŸlamıştır. Sivil eylemler, sivil düÅŸünceler, muhalif yapılar, haklılıklarını meÅŸru zeminde taşıdıkları sürece tarihin geleceÄŸine ciddi etkiler yapabilmektedirler. ModernleÅŸme dahil, bütün gönderilmiÅŸ dinler ve son din İslam da dahil olmak üzere sivil bir karakter üzere inÅŸa edilmiÅŸlerdir. İşte bu sivil inÅŸa, kendilerine dikte edilen yaÅŸam tarzına yönelik gayri insani durumun farkındalığı ile baÅŸlar ve yeni bir yaÅŸam tercihi ve terkibi öne çıkartılır.

Pandemi ile baÅŸlayan süreçte iktidarda olan güç, yeni bir yaÅŸam sürecinin fitili ateÅŸledi ve bunu iktisadi, siyasi ve kültürel zeminde destekleyerek insanları bu yeni duruma adaptasyona yöneldi. Sosyologlar, bu yeni dönemi, disiplin toplumundan otoriter topluma geçiÅŸ olarak yorumladılar. Bu konuda haklılardı. Ama bu otoriter iktidar, otorite oluÅŸturacak bir bilgi, deneyim, gözlem, derinlik, kültür ve benzeri bir ÅŸeyi inÅŸa edememiÅŸti. Post Hümanizm, Trans Hümanizm tartışmaları bu yeni yaÅŸam biçiminin ön düÅŸünce zeminleri olarak öne çıkarıldı. Dijital diktatörlük denilen ÅŸeyde bu yeni dünya sisteminin ayak sesi olarak öne çıkarıldı.

Ama hiçbir zaman halk nezdinde yeterince ilgi göremedi. Bu sefer, onları, uyuÅŸturucu, kumar, spor, müzik ve benzeri ÅŸeyler üzerinden köleleÅŸtirmeye yeltendiler. İşte bu noktada ‘Aksa Tufanı’ ayaÄŸa kaldırdı insanlık vicdanını… Hatırlarsanız, İbrahim anlaÅŸmaları ile Araplar ve İsrail barışı öne çıkarılmıştı. İsrail kendi politik geleceÄŸini garanti altına alma konusunda bu antlaÅŸmaya tam bir destek sunmuÅŸtu. Tabi Gazze açıklarında bulunan büyük limitli gaz yatakları ayrı bir mesele ve birçok ÅŸeyi açıklar niteliÄŸe sahiptir. Bu aynı zamanda ABD ve ÅŸürekâsının OrtadoÄŸu dizaynı arayışını da göstermektedir. Irak, Suriye ve Libya üzerinden gerçekleÅŸen iktidar deÄŸiÅŸimleri de bu durumu iÅŸaret etmekteydi. Ama her ÅŸey istedikleri gibi gitmedi ve bazı ÅŸeyler ters yüz oldu.

Kaotik bir zeminde her güç kendi imkân alanlarını oluÅŸturmaya yönelmektedir. Bu da içten içe bir çatışmayı zorunlu kılmaktadır. Ama iç içe geçmiÅŸ ekonomik yapılar, küresel sermaye ve benzeri durumlar yüzünden tam çatışma hali dışında uzun süredir devam eden vekâlet savaÅŸları yürütülmekteydi. Ama Rusya Ukrayna’ya müdahale ederek vekâlet savaÅŸlarını bitirdi. Gazze ve İsrail katliamı da vekâlet olayını sabote etti. Türkiye’nin ‘Terörsüz Türkiye’ çalışması ve hedefi de bu vekâlet meselesini rafa kaldırmaya matuf bir ÅŸeydir. Ama Suriye’de hala vekalet üzere iÅŸ yapmaya çalışanların bu meselenin rafa kaldırıldığını anladıklarında yaÅŸayacağı rezilliÄŸi anlatmaya gerek yoktur.

Türkiye’ye yönelik eski alışkanlıklar ile eski soÄŸuk savaÅŸ dönemi kalıntıları olan siyasi yorumlar üzerinden eleÅŸtiri getirmenin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. OrtadoÄŸu denkleminde Türkiye kendi ayakları üzerinde ve bölge ülkelerinin çıkarlarını da gözeterek hareket etme arzusunu beyan ediyor. Bu çalışmaları uzun bir zamandır yürütmektedir. Suriye’nin son deÄŸiÅŸimindeki Türkiye izleÄŸi ile Katar saldırısını önceden haber veren Türkiye bölgesel güç ve kendi geleceÄŸini belirlerken nelere dikkat kesildiÄŸini beyan eden örneklerdir.

Korkunun ecele faydası yoktur. Yeni bir dünya demek yeni bir paylaşım zamanı demektir. OrtadoÄŸu cephesinde baÅŸlayan bu kaotik zeminde bu paylaşıma dayalı bir arayışı iÅŸaret etmektedir. Ya bölge ülkeleri birlikte hareket ederek, topyekûn yabancı güçleri devre dışı bırakarak kendi iradeleri ile birlikte hareket ederek bir dünya gücü olarak belirleyici bir rol üstlenirler, ya da İsrail piyonu olarak hayatlarını süreklileÅŸtirilmiÅŸ bir kölelikle yaÅŸamaya hazır olmalılar. Türkiye bu öncü rolü üstlenecektir. BaÅŸka ÅŸansı ve seçeneÄŸi de yoktur. Ya parçalanacak ve Anadolu’ya sıkışmış bir yapıya dönüÅŸecek veya bölgesel bir güç olarak ulus arası güce sıçrama yapacak yeni bir siyasal zemine sıçrayacaktır.

Ama öncelikli olarak bu meselenin entelektüel zeminini inÅŸa edecek ve halkı aydınlatacak bir entelektüel, aydın ve alim havzaya ihtiyaç olduÄŸu bedihidir. Ayrıca sermaye sahiplerinin de neler olup bittiÄŸi konusunda bir fikre sahip olması, siyasi olan iktidarı güçlendirmesi ve iktidar, sermaye ve entelektüel havza birlikte yeni bir dünyaya merhaba demeyi garanti altına almalıdırlar. Bunu yapmak içinde adalet ve hakkaniyet ölçülerini yeniden hatırlamak ve her kesin saygınlığını yeniden kendisine vererek saygı ve sevgi eksenli bir adalet anlayışını hâkim kılmayı da baÅŸarmak elzemdir…

Abdulaziz Tantik

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.