Şevket Hüner: Avutmanın ve Avunmanın Üç Evresi

Avutmak; muhatabını sıkıntılıyken, herhangi acı veren bir durum başına geldiğinde, onu yanlış bir yönelime girerek kendine zarar vermesine veya sabırsızlık ederek hatalı kararlar almasının önüne geçmek için onu teskin etmek, teselli etmek veya yatıştırmaktır. Bu avunan kimse için en masum ve gerekli çözümdür ve her dostun diğerine yapması beklenen doğru bir davranış şeklidir.

Fakat avutmanın ve avunmanın bir zamanı ve sınırı vardır. Başına gelen zor durumla yüzleşmeye ve onunla yaşamaya yanaşmayan kimse için avutulma ve avunma olumsuz boyutlara evirilir.

Bir kişiyi eğlendirerek, gönlünü alarak oyalamak, hoşça vakit geçirterek meşgul etmek şeklinde sürdürülen avutma hali avunanı gerçek hayattan kopararak bir hayal aleminde yaşamaya iter. Günümüzde bu avutmayı yapan insanların yerini sanal alem devralır ve duygu ve düşünceler üzerinden 7/24 kesintisiz oyalama faaliyetini sürdürür. Yaşadığınız sıkıntıyla nasıl baş edeceğinizi düşünmeye imkân vermeyen, aksine onu yok saymanızı kolaylaştıran oyunlar, diziler, spor, müzik, magazin haberleri, alışveriş ve tüketimi özendiren içerikler üzerinden avutulmanızın size iyi geldiğini zannedersiniz. Bu mecrada sizin gibi avutulan milyonlarla arkadaşlık(!) etmek, bu sanal alemin hakiki alemin yerine geçmesini sağlar. Size gerçeklerle yüzleşmenizi salık verenleri düşman görüp engellersiniz.

Abartılı sahte profiliniz üzerinden avutulmanız sizi, yok saydığınız derdiniz ile günün birinde baş edeceğinize hatta bu imtihan sayesinde daha olgun bir insan olacağınıza dair umut beslemeyi önemsizleştirir. Bu dünyaya imtihan edilmek için geldiğiniz hakikatinden ve Allah’tan umut etmenin en önemli yönelim olduğuna iman etmekten gittikçe uzaklaşırsınız. Hatta dertlerden kaçmak yerine onlarla baş etmek için, içinde umudu barındıran her türlü göğüs germe eylemine acıyarak bakarsınız. Size derdinizi hatırlatan her haberden kaçarsınız, kaçamadığınız durumlar için hazırlanmış kimyasal içeriklere tek çözüm olarak yönelirsiniz.

Artık avutulmak sizin için bir hayat tarzı olduğu için üçüncü evrede sizi kendi çıkarları için kullanmak isteyenlerin eline geçersiniz. Bu tip avutucular, vakit kazanmak için oyalamak, idare etmek, kandırmak konusunda uzmandırlar. Bunlar bazen bir siyasetçi, bazen bir bankacı, bazen bir müteahhit, bazen bir borsacı, bazen bir npl uzmanı, bazen bir din bezirganıdır. Eğer yıllar boyunca onu dediklerinden çıkmazsanız, aydınlık yarınlara varmanız için avuttukça avutulursunuz. Üstelik yakınlarınızın da bunların tuzağına düşmesine yardımcı olmayı görev sayarsınız. Sonunda aldatıldığınızı ve zamanınızı boşa harcadığınızı görmeniz bile uyanmanıza vesile olmaz. Zira onu yapanı suçlar diğer mağdurlarla birlikte ağlaşırken yeni biri gelir ve farklı avutma taktikleriyle sizden ve çevrenizden faydalanmaya başlar…

Kuran’da farklı kuruntularla avutarak Allah’tan uzaklaştıran Şeytandır. Ancak Şeytan, ahirette bunun farkına varan cehennem sonluların kendisine dair suçlamalarına, “Ben sadece fısıldadım” diyerek karşı çıkar. Bu sefer kendilerini kötü işleri iyi göstererek avutanlardan şikâyet ederler. Onlar da “siz avunmak istediğiniz için sizi avuttuk” söylemiyle karşı çıkarlar. Yani siz avunmayı bir hayat tarzı olarak seçtiyseniz mutlaka bir avutucunun tezgâhına düşmeniz kaçınılmazdır.

Çeşitli avutucularla uyutulan İslam Aleminin Gazze’deki şanlı kıyamı anlaması imkansızdır. Zira Gazzeliler, dünya çapındaki tüm avutucuların maskelerini düşürüyor, üretilen sahte korkuların üzerine gidiyor. Bu uğurda canları, malları ve evlatları ile haysiyetli bir mücadele veriyorlar. Hakikati tüm çıplaklığıyla gösteren Gazzelilerin mücadelesinden bir farkındalık ve diriliş gerçekleştirmesi gerekenler ise hep birbirlerini suçlayıp ötekileştirmeyi marifet sayıyor ve topluca zulmün üstüne gitmek yerine…

“Kral çıplak” diyerek ümmeti ve krallarını, avutanların elinden kurtarması beklenen çocuklar ise şu anda internetli cep telefonunun ablukası altında…

Şevket Hüner / 7 Rebiu'l Evvel 1447