Sosyal Medya

İslâm’ın Aydınlığında İnsan-ı

Ali Haydar Haksal / Milli Gazete



İslâm, İslâm milletinin dini. Müslümanlar İslâm dininden. Yani Müslüman.
İslâm, Müslüman olan her ırkın, kabilenin dini.
Hazreti Peygamber Arap ve Haşimi. Kur’an kendisine nazil olan Allah Elçisi. Yani Peygamber, yani Resul evet yani Elçi.
Hazreti Peygamber hiçbir ırkı üstün kılmak için gelmedi. İslâm’ı insanlığa eriştirmek için elçilik görevi verildi. Kutlu, seçilmiş insan, yani Allah’ın kulu.

Hazreti Peygamber saltanatlar kurmadı, dünya varlığı üzerine mülk edinmedi. Bir ırkı diğerine üstün kılmadı. Dünya saltanatı için saraylar, köşkler bırakmadı. İnsana insanlık için ve insan varlığını yeniden var kılmak için geldi. Kendi soyuna da mülkler bırakmadı. Onların o kutlu soydan gelişleri onlara üstünlük de sağlamadı. Kendi kızı Hazreti Fatıma’ya, kendi kızıdır, yani Peygamber kızıdır diye cennet garantisi vermedi. Onun da bir kul olduğunu ve sorumlulukların olduğunu kendisine anlattı.
İnsanın yaratılmışların en üstünü olduğunu anımsattı. Bir siyahî köleyi diğerleriyle eşitledi. Bu, insanlığın bir dönümü. İnsanlığın geleceğine öncülük. Peygamberler zaten öncüdürler.
Irkını üstün görüp Müslümanlığını onun yanına iliştirenler kendi ırklarını önceliyorlar. Dinlerini ve peygamberlerini değil. Irklarının pagan ruhunu daha çok önemsiyorlar. Müslümanlık ırklarının yanında bir çeşnidir sadece.

İslâm milletinin parçalanması, ötelenmesi, dolayısıyla İslâm’dan uzaklaştırılması adına bir ırkın ve topluluğun aşağılanması, pis diye ikrah edilmesi, yol ve yöntemiyle kendi ırklarının üstünlüğünü pekiştirmek içindir.
Ukraynalı savaş mağduru göçmenler Türkiye’ye gelse onlara acınır. Müslüman olan diğer kavimler ise pistir, çünkü onlar ya Arap’tır ya da Afgan’dır. Türk ırkından olan göçmenler ise ayrı ve özeldir. Çünkü onların önceliği ne insandır, ne de dinleridir.
Bir süredir yoğun bir ırkçılık kampanyası başlatıldı. Zaten bu yıllardır alttan alta işlene geliyor. Tanzimat’tan başlayan, İttihat ve Terakki ile tırmanan bir ırkçılık dalgası. Irklarını önceleyip, ben Müslüman’ım ama ırkçı değilim gibi saçmalıklar ancak kendilerini tatmin içindir. Yani ırkçılıklarını hafifletme ve İslâm bir unsur, eklemlenmiş bir renk gibidir.

Irkçılık, Arap ve Haşimi olan Peygamber’i ve İslâm’ı inkârdır. Kur’an’ın esaslarını inkârdır.
Dil bahanedir. Pakistanlı, Afganistanlı, Özbek, Boşnak, Makedon, Kürt, Alman, İngiliz, Arap, Acem Müslümanların dilleri farklıdır. Her kavmin, halkın dili kendi dilleri ve anlaşma unsurudur. Her kavmin dili kendisine özgüdür. Yani ana dilleridir.
Macarlar, Bulgarlar, Karaimler Türk kökenli, dilleri ve dinleri farklıdır. Müslüman değildirler. Kimi Ortodoks Hıristiyan kimi Yahudi’dir. Onların ırkları onları hangi kategoriye dâhil edilmeyi gerektirir? Irklarından ötürü onlara nasıl bakılır, bakılmalıdır ya da?

İslâm öncesi pagan, yani putperestler aynı ırktan olunca onlara nasıl bakılır? Bunlar ister Türk, ister Arap, Acem ve Kürt olsun ırklarından ötürü üstün insan mıdırlar?
İslâm ile buluşan ve Müslüman olanlar, kurdukları devletler, oluşturdukları medeniyetler, ırklarının mı dinlerinin mi kültürüdür, eserleridir.
Camiler, minareler, medreseler, okullar, çeşmeler, imaretler, İslâm medeniyetinin ve kültürünün eserleri midir, İslâm öncesi ırkların mı?
Yeniden o ittihatçı azgın ırkçılık damarları kabartılıyor. Bu, aynı zamanda ırklar bahane edilerek İslâm’a dolaylı saldırıdır. Suriyeli göçmenler bahanesiyle “Araplık” üzerinden İslâm’a saldırı. Onların ırkları bahane edilerek en pespaye bir dil ile saldırılmaktadır. Emperyalizmin tuzağına düşen ve onları mazlum duruma düşürenlere değil de mazlumlara saldırılmaktadır. Olayların ve yaşananların arka planındakiler değil de evlerinden ve barklarından edilenler hedef alınmaktadır. Onların mazlumlukları değil de ırkları ve dinleri hedef hâline getirilmektedir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.