Sosyal Medya

İbn Arabî’nin de bir 'Mehdi'si var

Faruk BeÅŸer / Yeni Åžafak



Mehdi meselesine baÄŸlı olduÄŸu için Deccal konusunu yazmayı düÅŸünüyorum. Ama önemine binaen önce mehdi ile ilgili söylediklerimizin bir özetini, eksik bıraktığımız bazı önemli notları ve arkasından Ä°bn Arabî’nin bu konudaki görüÅŸünü vermek istiyorum. Ta ki mesele daha iyi anlaşılmış olsun.

DemiÅŸtik ki, Mehdi anlayışında Sünnilik Åžia’dan büyük ölçüde etkilenmiÅŸtir. Ancak mehdiden söz eden hadislerin çoÄŸu uydurma ya da zayıf olsa bile sahih olanları da vardır. O halde mehdiyi bütünüyle inkâr etmek doÄŸru deÄŸildir. Resûlüllah (sa) sözleriyle neyi kastetmiÅŸse biz onu aynen kabul ederiz. Ancak ilgili hadisi ÅŸerifler incelendiÄŸinde Mehdi'nin olaÄŸanüstü bir kiÅŸilik deÄŸil, ümmetin hidayetine vesile olan örnek insanlar olduÄŸu anlaşılır. Ümmeti savunma gücüne sahip adil yöneticiler, her asırda var olan müceddidler ve dini yeniden canlandırıp ayaÄŸa kaldıran alimler böyle birer Mehdi'dirler. Hadislerde çoÄŸul olarak “Mehdiler” dendiÄŸine göre mehdi pek çoktur, mesela RâÅŸit Halifelere bizzat Resûlüllah Efendimiz “Mehdiler” demiÅŸtir ve böyle adil, gayretli ve ümmete ferahlık getirecek yöneticilerin sonradan da geleceÄŸine iÅŸaret buyurmuÅŸtur. Kısaca Mehdiler her dönemde gelmiÅŸtir ve gelmeye devam edecektir. Anlaşılan bunun güçlü bir devletin bulunmasıyla da alakası vardır. Böyle güçlü bir devlet ve onu yönetecek irade olmadan Mehdilik olmaz. Bu sebeple ilginçtir ki, Buhari ve Müslim gibi dikkatli hadis alimleri Mehdi hadislerini kitaplarına almamakla beraber, sonradan Mehdi diye yorumlanan ÅŸu hadisi ÅŸerifi Müslim rivayet etmiÅŸtir: “Ümmetim Acemler ve Rumlar (acaba doÄŸu batı emperyalizmi mi?) tarafından sıkıntılara boÄŸulduÄŸu bir zamanda bir halife çıkar ve malı öyle sayarak deÄŸil, hesapsız dağıtır” (Müslim). Pek çok alim mehdinin böyle bir yönetici olduÄŸu kanaatindedir. Bu aynı zamanda ümmetin ayaÄŸa kakmasının güç, kuvvet ve maddi imkânlar oluÅŸturulmasına baÄŸlı olduÄŸunu da gösterir. O halde mehdiyi güçlü bir Ä°slam devleti ve onun, ümmeti sefaletten ve fakirlikten kurtarıp bolluÄŸa kavuÅŸturacak yöneticisi olarak anlamak yanlış olmaz. Müminlere düÅŸen de oturup miskin miskin Mehdi beklemek deÄŸil böyle bir halifenin oluÅŸmasının ÅŸartlarını hazırlamaktır. Allah bize bir Mehdi beklememizi emretmiyor ama düÅŸmanlarımıza karşı kuvvet hazırlamamızı ve ilim/bilim, tebliÄŸ ve davet yapmamızı emrediyor. Kesin olan emirlere neden riayet etmiyoruz de hayali güçlere bel baÄŸlıyoruz?

Konumuzla ilgili ilginç bir durum da ÅŸudur: Sufi Muhittin Ä°bn Arabî (v. 638 H/1240 M) Mehdi'nin iÅŸte böyle bir yönetici olacağına iÅŸaret etmekle beraber onun diÄŸer özelliklerinde ve geleceÄŸi zamanda isabet edememiÅŸtir.

Mehdî’den ve Ä°sa’nın (as) nüzulünden sembolik ve ÅŸifreli bir dille söz ettiÄŸi “Ankâu’l-MaÄŸrib” adlı kitabında (s 150 vd) sahabe, tabiîn ve tebe-i tabiînin ardından, dördüncü dönem dediÄŸi, kendi yaÅŸadığı 'H. Yedinci Asır'ın sonuna kadar Mehdi'nin gelip zulmü ortadan kaldıracağını, arkasından Ä°sa’nın inip fethi tamamlayacağını ve asır sona ermeden evvel de (M. 1284’e iÅŸaret eder) kıyametin kopacağını remizlerle anlatır. Ä°sa (as) gelmiÅŸ olacağına göre deccal da çıkmış ve ondan gereken cevabı almıştır.

Aynı yerde benim anladığım kadarıyla Ä°bn Arabî kendisine de “hatm” yani evliyanın sonuncusu gibi bir makam verir. Yani artık bu iÅŸe noktayı koyacak veli de hazırdır. Ama dediÄŸimiz gibi, Mehdî’nin olaÄŸanüstü bir kiÅŸilik deÄŸil, adil bir yönetici olacağını ve bu iÅŸi tek başına deÄŸil, vezirleri ile birlikte gerçekleÅŸtireceÄŸini, dünyayı adalete doyuracağını, zamanında bolluÄŸun ve refahın artacağını söylemesi anlamlıdır. Bu konuda söylediklerinin en kale alınacak noktası burası olmalıdır. Çünkü diÄŸer söylediklerinin gerçekleÅŸmediÄŸi sonradan ortaya çıkmış oldu. Sözünü ettiÄŸimiz hadiste de Mehdi diye yorumlanan kiÅŸinin olaÄŸanüstü birisi deÄŸil, adil ve halkına bolluk yaÅŸatacak bir yönetici olduÄŸundan söz edilmiÅŸti. Ä°bn Arabî bunu Selçuklulardan, yani Türklerden beklediÄŸini de ima eder. Bu zafere iÅŸtirak etmek için de onların ülkesine hicret etmiÅŸ, Fütûhat’ın ilhamlarına kavuÅŸtuÄŸu Mekke’ye de bu ÅŸerefe katılmak için gelmiÅŸtir. Åžimdi Ä°bn Arabî’nin verdiÄŸi tarih üzerinden neredeyse sekiz yüz sene geçti ve Mehdî de Ä°sa da (sa) hala gelmedi. O halde Mehdi hadislerinin sahih olanlarına getirilen olaÄŸanüstü açıklamaların da hem Mehdi olayını hem de Ä°sa’nın (sa) nüzulünü anlatmaya yetmeyen zan ve yorumlardan ibaret kaldığı anlaşılmaktadır. Demek ki bu tür haberler çoÄŸunlukla mecaz ve müteÅŸabih ifadelerdir.

Şimdi sıra Mehdi'nin negatifi olan Deccal'a geldi.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.