Güncel
İran'ın Şii Hilali akamete mi uğruyor?

İran’ın, Şam Havaalanı bölgesindeki faaliyetlerini azalttığını iddia eden İsrail yayın organı Haaretz, Tahran destekli Şii milislerin Suriye’deki sayısının azaltıldığını da bildirdi.
Biri geçen hafta sonunda olmak üzere Suriye'de İsrail’in yaptığı hava saldırılarının tamamı Şam’da ve şehrin kuzeyinde gerçekleşti. İsrail’in son yıllardaki kilit hedefi Şam'daki uluslararası havalimanı
İsrail, 2017’de tüm dünyaya duyurduğu Suriye'deki İran varlığına karşı harekete geçme planı sonrasında Suriye’de birçok noktayı hedef alarak İran destekli Şii milisleri vurdu.
2019 yılının başlarında Haaretz, İranlıların çok sayıda İsrail saldırısının ardından Şam havalimanı bölgesinden güçlerini tahliye etmek zorunda kaldığını bildirdi. 2020’nin başlarında havalimanına geri dönen Şii milislere saldırılar tekrardan artında bölgedeki varlıklarını peyderpey azaltma yoluna gittiler.
İranlıların yaptığı bu hamleler, Rusların ve Esed rejiminin Şii milisleri bölgeden atmak için uyguladığı baskıdan kaynaklanıyor. Esed için, İsrail'in başkentin içindeki ve çevresindeki havalimanlarına yönelik saldırıları bir utanç kaynağı oldu.
Rusların yardımı sayesinde, cani rejimin kıskacı halk üzerinde yeniden hız kazanmaya başladı.
İran destekli Şiilere yapılan bu baskıların ardından İran, faaliyetlerinin çoğunu, Humus'un doğusunda, İsrail sınırından çok daha uzakta olan T-4 Havalimanına kaydırdı ve Suriye’deki İran yanlısı Şii milislerin sayısının 20 binden 10 bine indirildiği tahmin ediliyor.
Tahran, pandeminin başlangıcında sıfıra düştükten sonra bu ay varil başına 80 dolara ulaşan petrol fiyatlarındaki artıştan sonra bile Suriye projesini finanse etmekte zorlanıyor.
İran, özellikle Ocak 2020'de Devrim Muhafızları Ordusu’na bağlı Kudüs Gücü’nün komutanı General Kasım Süleymani'nin ABD tarafından öldürülmesinden dolayı bölgede ilk defa somut zorluklarla karşılaştı.
İran’ın bölgede etkinliğinin azalması ile aynı zamanda, Arap dünyası ile Esed rejimi arasındaki ilişkilerin normalleşme hamleleri de arttı.
Ürdün’ün başındaki Kral Abdullah’ın servetinin ve yolsuzluğunun Pandora Belgelerinde ifşa edilmesi ve ülkedeki işsizliğin keskin artış nedeniyle Amman’da krala karşı eleştiriler gözle görülür seviyelere geldi.
İşgücünün yaklaşık dörtte biri ve genç nüfusun yarısının işsiz olduğu Ürdün’de kriz durumlarında her zaman olduğu gibi, kral kendisine bir leke gelmemesi için hükümetini bir yılda dördüncü kez değiştirdi.
Suriye-Ürdün ilişkilerinde muhtemelen iki ülke arasındaki sınır kapılarının açılmasını da içeren bir anlaşmaya doğru gidiyor. Her iki ülkenin ekonomisininde kötü olması nedeniyle birbirlerine muhtaç olan Esed ve Abdullah çıkar kesişmesi olarak bu anlaşmaya sıcak bakıyorlar.
Yoğun İran etkisine maruz kalan Lübnan'da iç çöküş süreci devam ediyor. Ulusal elektrik şebekesinin çalışmayı bırakması İran destekli Hizbullah’a yaradı. Haftanın başından beri ülkede elektriğin minimum seviyede verilmesine çözüm Hizbullah’tan geldi.
Hizbullah, İran’ın Suriye üzerinden yolladığı petrol tankerleriyle gelen yakıtla bu kaostan bir dereceye yararlanarak bölgedeki saygınlığını tekrar kazanmaya çalışıyor.
Ancak işler İran’ın beklediği gibi gitmedi daha kötüye gitti. Perşembe günü, Beyrut on yıllardır gördüğü en kötü mezhepsel şiddet olayları patladı. Hizbullah ve müttefikleri tarafından geçen yıl kentin limanında meydana gelen patlamayı araştıran savcı Bitar’a karşı düzenlenen protestoda en az altı kişi öldü ve düzinelerce kişi yaralandı.
İran’ın bölgedeki gücü olan Hizbullah’ın savcıyı kovmak istemesi ve buna karşı gelen hükümet arasındaki krizde silahlar patladı. İran’ın yardımlarla kazandığı artı puanlar bu saldırılar sonrası onu ülkede daha zor bir duruma soktu.
Kamal Thabath’ında dediği gibi ‘'Lübnan bir insan olsaydı kesinlikle hurda bir arabada, yatağın altında bir çöp kutusunda beş tabanca ile yaşayan depresif bir adam olurdu”
- Kaynak: Ortadoğu Haber
Henüz yorum yapılmamış.