Sosyal Medya

Gökhan Özcan: Banttan yayın yaşamlar

Elimizdeki teknik imkanlar yeryüzünün mesafelerini aşmamızı mümkün kılıyor. Ama göremiyor, aynı bant yayının milyonuncu tekrarını izleyip duruyoruz.



Zihninde geniÅŸ bir görme açısı bulunmayanlar, her ÅŸeyi optik sınırları içinde, yanıltıcı bir darlıkla görmeye mahkum olur. Bu elbette insanın gerçekle irtibatı bakımından ciddi bir maluliyet halidir. Bugün hepimizde az ya da çok görülen türden bir maluliyet...
 
Her ÅŸeyi bulunduÄŸunuz yere, ait olduÄŸunuz tarafa, yüzünüzü çevirdiÄŸiniz yöne bakarak tarif eder ve anlarsanız, sadece bakış açınızı deÄŸil görüÅŸ açınızı da daraltmış ve kısıtlamış olursunuz. Bu gerçeÄŸin sizin dar bakış açınızla sınırlanması, gerçekliÄŸin bakmadığınız çok daha büyük kısmını idrak edememeniz anlamına gelir. Sizin bakamadığınız yerde sizin göremediÄŸiniz bir dünya vardır, ondan bihaber kalırsınız.
 
Bugün hepimiz kendi kapasitemizle sınırlı bir görüÅŸ açısıyla hayata bakıyoruz. Buna gerçekten bir ‘görüÅŸ açısı’ denebilir mi, orası tartışılır. Çünkü ortada bir ‘görme’ durumu yok pek. Bizler neredeyse gördüÄŸümüz her ÅŸeyi, daha o ‘ÅŸey’e bakmadan önce zihnimizde görmüÅŸ, bilmiÅŸ, kararına ermiÅŸ bir halde bulunuyoruz. Bu ne demek? Bugün hemen hepimiz her ÅŸey hakkında o kadar kesin yargıya, kanaate, kör inanca sahip durumdayız ki, gözlerimiz yeni ÅŸeylere baksa da artık zihinlerimiz yeni bir ÅŸey görmemize izin vermiyor demek! Zamanın bir yerinde görüÅŸ kabiliyetimizin artık durduÄŸu, zihnimizin kendi arÅŸivinden aldığı görüntülerle bize bir bant yayın izlettiÄŸi demek oluyor.
 
Ä°nsanların birbirlerinden, yaÅŸadıklarından, dünyanın orasında burasında meydana gelen hadiselerden yeni bir ÅŸey öÄŸrenme imkanı neredeyse kalmadı. Pek çok itiraz gelebilir buna... Teknolojik imkanların insanların bilgi daÄŸarcığını tarihte hiç olmadığı kadar zenginleÅŸtirme potansiyeli getirdiÄŸini söyleyenler olabilir. Teknik olarak doÄŸrudur bu, gerçekten de insanoÄŸlunun asırlar boyunca biriktirdiÄŸi bütün ‘bilgi’ birkaç dokunuÅŸla önümüze gelebiliyor. Geliyor ama biz orada mıyız? Bütün zihnimizle, bütün kalbimizle orada mıyız? Gözümüzün önündekini görme kabiliyetine hala sahip miyiz? Bir âmâ için fotoÄŸraf sergisi düzenlemeye benziyormuÅŸ gibi geliyor bana daha ziyade bunca gayret!
 
Birbirimizi sevmiyoruz, sevemez olduk. Çünkü birbirimizi anlamıyoruz, anlamaz olduk. Birbirimizi anlamıyoruz, çünkü artık birbirimizi görmüyoruz. Herkese ve her ÅŸeye dair kaskatı, kemikleÅŸmiÅŸ, statik kalıplar var zihinlerimizde. DeÄŸiÅŸmez, deÄŸiÅŸtirilemez, zamanın bir yerinde takılıp kalmış kör kanaatlerle tıka basa doluyuz. BakabileceÄŸimiz sonsuz sayıda yeni ÅŸey, bizim dünyalarımızdaki en minicik taÅŸları bile yerinden oynatamıyor. Oysa her an yenileniyor dünya, her an yeni baÅŸtan kuruluyor hayat! Ve biz, her anı herkes için ve her ÅŸey için yeni bir yaratılışın taptaze yenilikleriyle dolu bir alemi fark etmekten, görmekten, öÄŸrenmekten, bilmekten, anlamaktan yazık ki neredeyse tamamen vazgeçmiÅŸ durumdayız.
 
Çok ÅŸeye bakıyor, çok ÅŸeyi izliyor, aynı anda bir çok ÅŸeyi gözlüyoruz. Elimizdeki teknik imkanlar yeryüzünün mesafelerini aÅŸmamızı mümkün kılıyor. Ama göremiyor, aynı bant yayının milyonuncu tekrarını izleyip duruyoruz. Ä°ÅŸte bu, dünyada gelmiÅŸ geçmiÅŸ bütün zamanların en çok izlenmiÅŸ, izlenme rekoru kıran, kırmakta olan yalanı!
 
YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.