Sosyal Medya

İsmail Kılıçarslan: Bir tek Türkiye’yi sevmiyorlar

Düşünsenize “PKK’yı emperyalizmin mayın eşeği olduğunu bile bile, Türkiye’yi zor durumda bıraksın diye destekledim” cümlesini kurmak zorunda kaldığımızı.



Mesela Lenin’in gerçekleştirdiği Bolşevik Devrimi’nin yıl dönümünde Sovyet Rusya’yı “sınıfsız ve sömürüsüz toplum” olarak selamlıyorlar. Bunu gerçekten yapıyorlar. Lenin’in, ardından “tunç bıyıklı” Stalin’in, “aynı şeyin laciverti” hükmündeki Mao’nun, Enver Hoca’nın, Pol Pot’un yirminci yüzyılın en büyük kıyımlarına imza attığını görmezden gelerek, Sovyet Rusya’da sınıfın da sömürünün de dibine kadar var olduğunu pas geçerek “devrim”i selamlıyorlar. İnanılmazlar.

Mesela Biden’ın seçilmesini kutsuyorlar. En akılsızı Biden’ın seçilmesi üzerinden Türkiye’ye manda olmayı öğütlüyor. En akıllısı, Bolşevik Devrimi’ni kutladıktan bir gün sonra “var olsun Biden yoldaş ve onun ışıklı yolu” tweeti atıyor. Pedofili Biden’ın Türkiye’yi zor durumda bırakma ihtimalini seviyorlar. PKK’ya destek verme ihtimalini seviyorlar. FETÖ ile iş tutma ihtimalini seviyorlar. Aynı anda hem Bolşevik, hem ABD Demokratı, hem Putinci, hem Paşinyancı, hem küreselci, hem ulusalcı, hem PKK’cı, hem FETÖ’cü, hem İrancı olabilecek denli geniş bir mezhepleri var. İnanılmazlar.

Mesela Türkiye Somali’nin küçücük bir IMF borcunu ödedi diye “çünkü Türkiye Somali’nin petrolüne talip” yazabiliyorlar vicdansızca. Somali’de petrol arayıp çıkartmayı Shell’e, BP’ye, Amerika’ya, İngiltere’ye, Fransa’ya yakıştırıyorlar da Türkiye’ye bir türlü yakıştıramıyorlar. Libya’da oyun kurmayı Fransa’ya, Rusya’ya, cümle emperyalistlere yakıştırıyorlar da bir tek Türkiye’ye yakıştıramıyorlar. İnanılmazlar.

Trump gittiğinde Erdoğan’ın da gideceğine inanacak kadar “değişik bir kafa” yaşıyorlar. Kafaları o kadar yükseliyor ve o yükselmeyi o kadar seviyorlar ki hiçbir madde hiçbir uyuşturucu yetmiyor adamlara… Sürekli daha fantastik, daha da fantastik senaryolara iman edip, iman ettikleri senaryolar hayata geçmeyince daha sertini, daha olağanüstüsünü, daha inanılmazını talep ediyorlar. Ve derhal inanıyorlar buldukları yeni senaryoya. Amerikan filmlerinde gördüğümüz mezbele junkylerine benziyorlar. Yeni dozu yapmaktan başka hiçbir gerçeklikleri kalmamış durumda çünkü. Yeni doz kimden gelirse kabul ediyorlar. İşi, Ermenistan’ı destekleyecek kadar ileri götüreninden, sabah-akşam Erdoğan’a ölüm dileyenine, vergisini vermeyen izleme platformunu “özgürlükler kısıtlanamaz” diye savunanından, “Biden Türkiye’ye hesap sorar inşallah” diyenine, “bu SİHA’larla oyuncak dronelar arasında pek de bir fark yok” yazanından Avusturya’daki terör eylemini Türkler yapmadı diye hayal kırıklığına uğrayanına kadar milyon tane “çarpıtılmış zihin” de bizim büyük imtihanımız işte.

Baktığım yerden gördüğüm manzara aşağı yukarı şu: Türkiye’nin aleyhine olabilecek her işte, her eylemde, o işin, o eylemin arkasına hemen hizalanacak kadar akıldan müsellah hale gelmiş bir insan topluluğu.

Vallahi yazık oluyor bize.

Bir kez yazmıştım, bir kez daha yazayım. O pedofili sapık Biden, Türkiye sınırında, memleketin içine de sirayet edecek bir savaş başlatırsa “ben sizdenim” demek kimseyi kurtarmaya yetmeyecek. Emperyalizmin kurşunları kimsenin kimliğini ayırmayacak.

Bu tımarhane kaçkınlarının, bu emperyalizm âşıklarının, bu manda sevdalılarının anlamaya yanaşmadıkları, daha doğrusu domuz gibi bilip de bilmezden geldikleri yalın gerçek şu: Türkiye, adına “Türkiye ekseni, Türkiye mihveri” diyebileceğimiz bir hat oluşturuyor. Bugün Azerbaycan Karabağ’ı kolayca geri alabiliyorsa, Libya’da emperyalistlerin kurduğu oyun sekteye uğruyorsa, Karadeniz ve Akdeniz’de rahat rahat enerji kaynağı arayabiliyor, Somali’de enerji kaynağı aramanın hayalini kurabiliyorsak bu eksen, bu mihver sayesindedir.

Açıkça yazayım. Allah göstermesin, belki de bu mihver, bu eksen başarıya ulaşamayacak, akamete uğrayacak. Emperyalistler galip gelecek, bu mihveri durduracaklar belki de. Fakat ne gam! Günü vakti geldiğinde çocuklarımıza, torunlarımıza “o gün cepheden kaçtık”, “o gün biz emperyalistleri destekledik” cümleleri kurmak yerine “o gün de bugün de Türkiye’nin arkasında durduk” cümlesini kurabilelim kâfi.

Düşünsenize belirsiz bir gelecekte “Türkiye var oluş mücadelesi verirken ABD Başkanı seçilen Biden’ın arkasında hizalandık” cümlesini kurmak zorunda kaldığımızı. Düşünsenize “PKK’yı emperyalizmin mayın eşeği olduğunu bile bile, Türkiye’yi zor durumda bıraksın diye destekledim” cümlesini kurmak zorunda kaldığımızı.

Allah cümlemizi bu kâbustan muhafaza buyursun. Allah “emperyalizm yancısı” kılmasın bizi. Allah, memleketi sevme duygumuzu elimizden almasın. Gerisi bir şekilde hallolur.

 

Yenişafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.