Sosyal Medya

Milli Mücadeledeki kadın kahramanlarımız

Kurtuluş Savaşı’nın kadınları dönemin imkânlarını kullanarak çok yönlü bir direnişe başlamışlardır. Üniversite toplantılarıyla başlayan süreç mitinglerle devam etmiş, teşekküller aracılığıyla yayılmıştır. Aynı zamanda basının gücünü bilen, uluslararası destek bulmaya çalışan kadınlar, yurt dışındaki etkin kadınlara telgraflar çekip işgale dikkat çekmek, basında bağımsızlık duygusunu canlı tutmak istemişlerdir.



Tarih boyunca kadınlar, tarih yazanların arkasındaki gizli el olmuÅŸlardır. Görünürde erkekler olsa da gizil gücü, idealizmine tutkuyla baÄŸlılığı, mücadelesi, azmi ve kararlılığı, kadının tarihin perde arkasındaki rolünü güçlendirmiÅŸtir. Osmanlı’dan günümüze gelen süreçte de kadının savaÅŸçılığının, kutsal kabul edilene ve geleceÄŸe dair en küçük tehditte aynı sebatla mücadele alanına çıktığını görürüz.

Kadınlarımızın Çanakkale Muharebeler'inde cephede ve cephe arkası görevlerde, sosyo-ekonomik destek veren kurumlarda örgütlenmeleri, KurtuluÅŸ Savaşı için bir altyapı ve hazır bulunmuÅŸluk saÄŸladı. Kadınların gerek ateÅŸ altında mukavemet göstermeleri gerekse kurumlar aracılığıyla her türlü dinamiÄŸi harekete geçirebilme potansiyel ve pratikleri, KurtuluÅŸ Savaşı sürecinde daha hızlı ve yaygın bir aÄŸ oluÅŸturabilmelerini saÄŸladı.

Milli Mücadele döneminde kadın kahramanların gösterdikleri yararlılıkların bir kısmı tarihin bilinmez sayfaları arasında kaybolmuÅŸsa da isimleri ve mücadeleleri ile geçmiÅŸten geleceÄŸe ayna tutan kadınlarımız da olmuÅŸtur. Bazen orduda nefer bazen ÅŸehirde miting konuÅŸmacısı bazen de sivil toplum kuruluÅŸlarındaki aktivisttir bu kadın... Kimi zaman sivil toplum kuruluÅŸlarında yardıma muhtaçlara kucak açarak toplumsal patlamanın önüne geçmiÅŸ, kimi zaman cepheye silah taşımış, askerin giyim ihtiyacını saÄŸlamak için kıyafetler dikmiÅŸ, kimi zaman da amele taburlarında çalışmıştır. KurtuluÅŸ savaşının kadın kahramanlarının hepsinin isimlerinin tespit edilip tarih sayfalarına geçtiÄŸinden bahsedemeyiz elbette! Lakin KurtuluÅŸ Savaşı’nın öncü kadınları, bağımsızlık mücadelesinde en az erkekler kadar fedakâr, çalışkan ve lider kiÅŸilikler olarak insanlık serüvenindeki yerlerini almışlardır.

Milli Mücadele Kahramanlarıızdan, Kara Fatma lakaplı Fatma Seher Erden Hanım

Milli Mücadele nasıl baÅŸladı?

KurtuluÅŸ Savaşı'nın kadın kahramanlarını anlatmaya baÅŸlamadan önce bahsettiÄŸimiz süreçten neyin kastedildiÄŸinin anlaşılması için Milli Mücadele’nin hangi ÅŸartlarda, ne zaman ortaya çıktığına kısaca deÄŸinmemiz gerekir. I. Dünya Savaşı’nın kaybedilmesi sonrası 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros AteÅŸkes AntlaÅŸması ile Osmanlı toprakları iÅŸgale açılmıştı. AntlaÅŸmanın 7. maddesine göre itilaf devletleri, güvenliklerini tehdit edecek bir durum karşısında Osmanlı topraklarını iÅŸgal edebilecekti. Mondros Mütarekesi’ne dayandırılan iÅŸgaller sonucu, BoÄŸazlar Ä°ngilizlerin kontrolüne geçerken, Çanakkale, Batum, Musul, MaraÅŸ, Antep, Samsun, Kars’ı yine Ä°ngilizler; Trakya’daki önemli tren istasyonlarını, Akdeniz ÅŸehirlerini Fransızlar; Ege’yi de Ä°talyanlar iÅŸgal etmiÅŸti. AnlaÅŸmanın DoÄŸu Anadolu’daki 6 ilin Ermenilere verileceÄŸine iliÅŸkin maddesine dayanan Ermeniler de bölgede yayılmaya ve baskıya baÅŸlamışlardı. Osmaniye, Adana ve Mersin’e Fransız iÅŸgalcileri ile birlikte Ermeni çeteciler de gelmiÅŸti. Yunanlılar da kendilerine söz verilen bölgeyi zapt etmek için Ä°ngiliz, Amerikan ve Fransız koruması altında Ä°zmir’i iÅŸgal etti.

Ä°lk ateÅŸe dayandırılarak Milli Mücadele tarihini belirlemek isteyenler arasında iÅŸgallere somut tepkinin ne zaman verildiÄŸi konusunda tam bir fikir birliÄŸi görülmez. 1970 sonrası yaygınlaÅŸan inanışa göre Milli Mücadele, Ä°zmir’de iÅŸgalci Yunan askerini öldüren gazeteci Hasan Tahsin’in kurÅŸunuyla 15 Mayıs 1919’da baÅŸlamıştır. DiÄŸer iddiaya göre ise ilk kurÅŸun 18 Mayıs 1919’da Balıkesir’de, Ä°zmir’in iÅŸgal protestosu sırasında Alaca Mescid’de atılmıştır. Bir baÅŸka görüÅŸe göre ise ilk kurÅŸun Dörtyol’da Mehmet ÇavuÅŸ’un 19 Aralık 1918’de Fransızlar’ın Dörtyol’u iÅŸgali sonrası iki Ermeni ile kavga etmesi üzerine köye gelen Fransız askerlerine ateÅŸ açıp öldürmesiyle baÅŸlar.

Konuyla ilgili Hatay-Dörtyol savunması üzerine yapılan araÅŸtırmalar ise ortaya daha detaylı bilgiler çıkarmıştır. Dörtyollular, Fransızlarla Ermeni çetecilerin iÅŸgal ve yaÄŸmalarına, Özerli köyünün ileri gelenlerinin ÅŸehit edilmesine karşı savunmaya geçmiÅŸlerdir. Köylüler taÅŸlarla barikatlar kurmuÅŸ, yaÅŸanan ÅŸiddetli çarpışmalar sonucu 10 civarında Fransız askeri öldürülmüÅŸtür. Mehmet ÇavuÅŸ da bu mücadelenin baÅŸ aktörü olup Milli Mücadele’yi baÅŸlatan kiÅŸidir. Mehmet ÇavuÅŸ’un köylüleri örgütleyerek iÅŸgalci Fransız askerlerini öldürdüÄŸü tarih olarak kaynaklar 19 Aralık 1918’i göstermektedir. Ä°ÅŸgallerin, Mondros Mütarekesi’nin 30 Ekim 1918’de imzalanmasının hemen akabinde baÅŸladığını düÅŸündüÄŸümüzde Anadolu insanının 18 Mayıs 1919’daki Hasan Tahsin kurÅŸununa kadar tepkisiz kaldığını kabul edebilmek mümkün deÄŸildir. Ä°lk kurÅŸunu 19 Aralık 1918’de Mehmet ÇavuÅŸ atmamış olsa dahi iÅŸgalin ilk günlerinden itibaren bilfiil kurtuluÅŸ mücadelesinin baÅŸladığını katiyetle söyleyebiliriz. Esasında Milli Mücadele, küçük ve münferit savunmalarla baÅŸlamış, Ä°zmir’in iÅŸgali sonrası organizeli ve sistematik bir hüviyet kazanarak ülke sathına yayılmıştır.

Milli Mücadele’de kadın mitingleri

Milli Mücadele’de baÅŸta Ä°stanbul’da yapılanlar olmak üzere tüm mitinglerin önemli bir etkisi bulunur. Ä°zmir’in iÅŸgali sonrası baÅŸlayan Ä°stanbul ve Anadolu’daki mitinglerde gerek katılımcıların gerekse konuÅŸmacıların çoÄŸunu kadınlar oluÅŸturmuÅŸtur. Bu mitinglerdeki organizatör ve konuÅŸmacı kadınların çoÄŸu eÄŸitimli ve orta sınıftandır. Ä°stanbul’daki ilk büyük miting, 19 Mayıs 1919’da Fatih’te gerçekleÅŸir. Ä°nas Darülfünunu ve Asri Kadınlar Cemiyeti tarafından tertiplenen Fatih mitingine 50 bin kiÅŸi gelmiÅŸtir. Genç kadınların yakalarında “Ä°zmir Türk kalacaktır” rozetleriyle katıldıkları mitingde, Halide Edip ve Meliha Hanım konuÅŸma yapar. Halide Edip, konuÅŸmasında, “Müslümanlar, Türkler! Türk ve Müslüman bugün en kara gününü yaşıyor. Gece, karanlık bir gece! Fakat insanın hayatında sabahı olmayan bir gece yoktur. Yarın bu korkunç geceyi yırtıp parlak bir sabah oluÅŸturacağız! Bugün elimizde top, tüfek denilen alet yok fakat ondan büyük ondan kuvvetli bir silahımız var; Hak var, Allah var! Top ve tüfek düÅŸer, Hak ve Allah bakidir. Evlatlar, analar, kalbimizde hepsinin yüzüne tükürecek kadar aÅŸk ve iman, milliyet duygusu var!” diyerek halka ümit verip milli duygularını harekete geçirir.

Kadınlar, Milli Mücadele’ye destek için organizasyona devam eder, Üsküdar ve Kadıköy’de de miting düzenlerler. Burada da Halide Edip, Münevver Saime, Naciye ve Sabahat Hanım konuÅŸmalar yapar. 23 Mayıs’taki Sultanahmet mitinginin konuÅŸmacısı Halide Edip, iÅŸgal devletlerinin uçaklarının altında iki yüz bin kiÅŸilik kalabalığa seslenirken onlara bağımsızlık için mücadele yemini ettirmekten çekinmemiÅŸtir. Halide Edip’in dışında Nakiye Elgün, Åžükufe Nihal, Münevver Saime, Meliha Hanım, Naciye Hanım da konuÅŸmalarıyla miting alanlarında kalıcı izler bırakırken bağımsızlık için savaşılması gerektiÄŸini savunmuÅŸlardır. Sultanahmet mitinginden sonra iÅŸgalci devletler Halide Edip hakkında tutuklama kararı çıkarmış olsa da 30 Mayıs’ta, Ä°stanbul’da 100 bin kiÅŸinin katıldığı yeni bir miting düzenlenir. Ä°stanbul mitinglerinin düzenleyicisi yine Ä°nas Darülfünunu ve Asri Kadınlar Cemiyeti’dir. Ä°stanbul’da miting yapılması yasaklandıktan sonra Anadolu’daki mitingler hız kazanır. Ä°zmir’in iÅŸgali sonrası topyekûn direniÅŸe geçen kadınlarımızın öncülüÄŸünde Anadolu’da 150 miting tertip edilir.

Basın yoluyla ve sivil teÅŸekküllerle Milli Mücadele'ye katkı

Halide Edip Adıvar ve Müfide Ferit Tek, yazıları ve yayınları ile Milli Mücadele’ye destek olan kadınlardandır. Halide Edip; DaÄŸa Çıkan Kurt, AteÅŸten Gömlek, Ä°zmir’den Bursa’ya adlı kitapları ile Müfide Ferit ise Ä°fham ve Hâkimiyet-i Milliye’de yayınlanan yazıları ile Milli Mücadele ateÅŸini alevlendirmiÅŸlerdir. Müfide Ferit’in, “Gaziantep” isimli makalesi, en dikkat çeken ve ilgi gören yazılarından biri olmuÅŸtur. Müfide Ferit bu yazısında Antep savunmasından bahsederek halkın bağımsızlık duygusunu canlandırmaya çalışmıştır. “Kara Haber” baÅŸlıklı yazısında ise Ä°zmir’in iÅŸgalini, kara haberi, bir kandil günü öÄŸrendiÄŸini yazmış; Ä°stanbul’un kandilleri yanarken Ä°zmir’in de alevler içerisinde yandığını söyleyerek iÅŸgalin acısına vurgu yapmıştır.

Milli Mücadele sırasında kurulan kadın teÅŸekkülleri, halka ve askerlere maddi-manevi yardımlarda bulunmuÅŸtur. KuruluÅŸlar saÄŸlık, eÄŸitim, ekonomi, askerlerin giyecek-yiyecek ihtiyaçlarının giderilmesi gibi önemli alanlarda hizmet yapmışlardır. Hilal-i Ahmer, Muallimler Cemiyeti, Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti bunlardan bazılarıdır. Anadolu Kadınları Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Asri Kadınlar Cemiyeti gibi güçlü teÅŸekküller çeÅŸitli illerde ÅŸubeler açarak örgütlenmiÅŸtir. Dernekler, uluslararası protesto telgrafları çekmek, yardım toplamak gibi eylemler de yapıyordu. Dernek yöneticisi kadınlar daha ziyade eÄŸitimli, eÅŸraf ve üst düzey asker- bürokrat eÅŸlerinden oluÅŸmaktadır.

Meskûn mahallerin diÄŸer kadınları da cephedeki askerlerin giyim ihtiyaçlarının karşılanması için kıyafetler dikmiÅŸ-dokumuÅŸ, çarpışma bölgesine yakın yerdeki kadınlar, askerlerin yiyecek ihtiyacını temin için erzak hazırlamıştır. Kadınlar kumanyaları hazırlamakla kalmamış, yakın bölgedeki askerlere su, erzak ve mühimmat da taşımışlardır. Kadınlarımızın KurtuluÅŸ Savaşı boyunca sürdürdükleri bir baÅŸka hizmet de yaralı askerlerin tedavi edilmesi, maddi-manevi ihtiyaçlarının giderilmesi olmuÅŸtur.

Milli Mücadele’nin asker kadınları

KurtuluÅŸ Savaşı, bir milletin varlık ve yok olma arasındaki en zor mücadelelerinden biriydi. Bunun farkında olan kadınlarımız bedenlerinin naifliÄŸine kalplerinin kaviliÄŸini eklemlemiÅŸ, cepheye koÅŸmak için bir an bile beklememiÅŸlerdir! ÇoÄŸunun ailesinden verdiÄŸi ÅŸehitler bulunan asker kadınlarımız, katkılarının dokunacağı her yere; gâh silahlı çatışmaya gâh cephane taşımaya gâh cephe gerisi hizmetlerde bulunmaya koÅŸmuÅŸlardır. Halide Edip, Kara Fatma, Gördesli Makbule, Åžerife Bacı, Asker Saime gibi kadınlar cephede savaÅŸan kadınlardan sadece birkaçı. Yakın tarihimizin sisli sayfalarının arasında, ismi çoktan yok olup gitmiÅŸ ama aziz milletimizin bekası için feda edilmiÅŸ kadın bedenlerinin gerçek sayısı hiçbir zaman bilinemeyecektir!

Milli Mücadele denince akla gelen ilk isimlerden biri Halide Edip olmalıdır. Her ne kadar bizler onun edebiyat tarihine kazınan yönünü daha yakından biliyor, onu böyle hatırlıyor olsak da “Onbaşı Halide” kimliÄŸi, bu dominant ve baÅŸarılı kadının asker yönüne vurgu yapmaktadır. Güçlü kimliÄŸi ve edebi yönünü perçinleyen mücadeleci hususiyeti, Halide Edip’in karakterinde saÄŸlam bir iskelet oluÅŸturmuÅŸtur. Tüm bu meziyetlerinin yanı sıra etkileyici ve akıcı belagatiyle de kitleleri harekete geçirmesi kolaylaÅŸmıştır. Ankara’da Batı Cephesi Karargâhı Ä°kinci Åžubesi’nde onbaşı olarak çalışmış, daha sonra da çavuÅŸ ve baÅŸçavuÅŸ rütbesini almıştır. Cephede uzun süre savaÅŸan Halide Edip, ayrıca Ä°stiklal Madalyası sahibidir.

Halide Edip Adıvar

Milli Mücadele’nin sembol isimlerinden biri olan Kara Fatma, I. Dünya Savaşı’na da ailesinden topladığı 10 kadınla katılmıştır. Mondros Mütarekesi sonrası, yakınları Ermeniler tarafından ÅŸehit edilen kadınları bir araya getirerek Ermenilere karşı savaÅŸmıştır. Kadınlardan oluÅŸturduÄŸu birlik ile Bursa ve Ä°zmit’in iÅŸgalden kurtulması için çarpışmıştır. Ä°zmit’in iÅŸgali üzerine oÄŸlu ve kardeÅŸi ile bölgeye giderek örgütlenmiÅŸ, çete kurmuÅŸtur. Kara Fatma çetesi, çevredeki köylülerle birlikte Yunan iÅŸgalcilerine karşı uzun süre mücadele etmiÅŸtir. Kara Fatma; Adana, Dinar, Nazilli, Sarayköy, Afyon Karahisar ve Tire’de asker olarak savaÅŸmıştır. Ä°zmit’te savaÅŸmaya baÅŸladığında kızı Fatma, oÄŸlu Seyfeddin ve iki kardeÅŸi de yanındadır. Rum çetelerine karşı mücadelede kızıyla oÄŸlunun önemli yararları dokunmuÅŸtur. Kızı Fatma, bir çarpışmada koluna isabet eden ÅŸarapnel parçası ile saÄŸ elini kaybetmiÅŸtir. Belgelerde baÅŸarısından bahsedilen Kara Fatma da bir çarpışmada göÄŸsünden yaralanmıştır. Kara Fatma’nın çetesi bölgede faaliyet gösteren Rum ve Ermeniler’e karşı büyük zaferler kazanmıştır. Balkan, Sakarya, BaÅŸkomutanlık Muharebeleri’ne de katılarak çarpışmış, çavuÅŸ olan rütbesi üsteÄŸmenliÄŸe yükseltilmiÅŸ olan Kara Fatma, emekli maaşını Kızılay’a bağışlamıştır.

Tayyar Rahime, Osmaniye’de Fransız Karargâhı’na karşı çarpışan 9. Tümen’de gönüllü bir müfrezenin komutanlığını yapmıştır. Müfreze, 1 Temmuz 1920’de iÅŸgalci Fransızlara karşı taarruza geçmiÅŸ, bu arada askerler duraksayınca Tayyar Rahime; “Ben kadın olduÄŸum halde ayaktayım da sizler erkek olarak yerlerde sürüklenmeye utanmıyor musunuz!” diyerek müfrezeyi harekete geçirmiÅŸtir. Askerleri, iÅŸgalci güçlere karşı saldırıya yüreklendiren Tayyar Rahime, karargâhın alındığını göremeden aynı gün ÅŸehit olmuÅŸtur.

Tayyar Rahime Hanım

Bir yıllık evli iken eÅŸiyle birlikte Milli Mücadele’ye katılan Gördesli Makbule, Afyon mevzilerinde düÅŸmana karşı çarpışan çetenin içerisinde yer almıştır. 19 Mart 1922’de bir çarpışmada askerlere cesaret vermek için öne atılmış, düÅŸman askerleri tarafından ÅŸehit edilmiÅŸtir.

Adana civarından Milli Mücadele’ye katılan Kılavuz Hatice, milli güçler Fransızlara taarruza geçtiÄŸinde sıkışan Fransızları yanlış yönlendirmiÅŸtir. Hatice, kılavuzluÄŸunda yol alan Fransız askerlerini KarboÄŸazı’na sokmuÅŸ; boÄŸaza sıkışan iÅŸgalci güçler, Türk askerleri tarafından esir alınarak yenilmiÅŸlerdir.

KurtuluÅŸ Savaşı öncesi Darülfünun’da öÄŸrenci olan Münevver Saime, iÅŸgal sonrası Milli Mücadele’ye dâhil olmuÅŸtur. Kadıköy mitinginde halkı Milli Mücadele’ye davet eden konuÅŸması sonrası hakkında tutuklama kararı çıkarılan Münevver Saime, Milli Mücadele’ye katılmak için Anadolu’ya geçmiÅŸtir. Bilhassa istihbarat ve cephe gerisinde büyük yararlılık gösteren Münevver Saime, Garp cephesinde aktif olarak çalışmıştır. Aynı zamanda entelektüel bir kadın olan Münevver Saime, savaÅŸ sonrası öÄŸretmenlik yapmış, savaÅŸtaki mücadelesine ve yaralanmasına binaen kendisine “Asker Saime” denilmiÅŸtir.

Alay Komutanı Halit Bey’in kızı Nezahat, 8 yaşında annesini kaybettikten sonra asker babasıyla cepheden cepheye gitmiÅŸ, I. Dünya Savaşı’na da katılmıştır. KurtuluÅŸ Savaşı’nda babasının yanında bilfiil mücadele eden Nezahat, 12 yaşındayken onbaşı rütbesi ile taltif edilmiÅŸtir.

Süreyya Sülün de Milli Mücadele’de çarpışmalara katılmış, Van’da 500 kiÅŸiyi komuta etmiÅŸ, güçlü ve savaÅŸçı kadınlardan biridir. Murat Irmağı boyunca 45 gün düÅŸmana karşı direniÅŸ göstermiÅŸ, yaralanıncaya kadarda Ziver Taburu’nda çarpışmıştır.

KurtuluÅŸ Savaşı’nın asker kadınlarından biri olan Halime ÇavuÅŸ, cepheye erkek kıyafeti giyinip saçlarını kestirerek katılmış, kadın olduÄŸunu söylemeden askerlerin içerisine girmiÅŸtir. DüÅŸman saldırısında ayağı sakatlanan Halime ÇavuÅŸ, yıllarca Halim ÇavuÅŸ adıyla erkek olarak bilinmiÅŸtir.

Milli Mücadele’nin mümtaz isimlerinden olan Åžerife Bacı ise cephede çarpışmasa da askerlere silah taşırken ÅŸehit olan bir kadınımızdır. Genç erkeklerin cephede olduÄŸu dönemde silah ve cephanenin askerlere ulaÅŸtırılması gerekir. Åžerife Bacı da kadınlar ve yaÅŸlı erkeklerle birlikte Ä°nebolu’daki cephaneyi kaÄŸnısına yükleyip Ankara’ya götürmek için çocuÄŸuyla yola çıkar. Aralık ayının karlı havasında cephane ıslanmasın diye yün yorganını cephaneye örten, bebeÄŸinin donmaması için sarılarak ısıtmaya çalışan Åžerife Bacı, 21 yaşındayken donarak hayatını kaybetmiÅŸtir.

Milli Mücadele’de kadın efeler

KurtuluÅŸ Savaşı’nda cephede çarpışan kadınlar içerisinde ayrı bir grup dikkat çeker. Efeler diyarı Aydın’da, kadın efeler milli birliklere katılarak savaÅŸmışlardır. Tarihimiz, Ege’nin efe kadınlarının cansiperane mücadelesini yok edilemeyecek bir ÅŸekilde kaydetmiÅŸtir. Efe kadınların mücadelesi bir tarafa ilk Kuvay-ı Milliye birliÄŸini kuran, KurtuluÅŸ Savaşı’na kızanlarıyla katılan Yörük Ali’yi daÄŸlardan indiren de yiÄŸit bir kadındır. Baltaköylü Arşın Teyze’nin Yörük Ali’nin karşısına dikilerek, “Aydın’da cami minaresinde mavi bayrak durduktan sonra sen efe olsan ne olmasan ne!” diye haykırması dönüm noktası oluÅŸturmuÅŸtur. Yine bir akÅŸam Arşın Teyze, baÅŸörtüleri parçalanmış, saçları yolunmuÅŸ, üstleri kan ve toprak içinde kızlarla efelerin karşısına çıkmış, kızlardan birinin yırtılmış baÅŸörtüsünü efelerin suratlarına fırlatmıştı. “Alın bunları örtünün, verin tüfekleri kamaları bize, kızlarımızın namusunu bundan sonra biz koruyacağız!” diye haykırması, Yörük Ali Efe ve arkadaÅŸlarını Milli Mücadele saflarına taşımıştır.

Yörük Ali ile Milli Mücadele’ye dâhil olan efeler arasında kadınlar da vardır. Cesareti, mücadeleciliÄŸi ve niÅŸancılığı ile bilinen Ä°mamköylü Çete AyÅŸe de bu kadınlardan biridir. Efe AyÅŸe, evli ve iki çocuk annesi bir kadınken kocasını Çanakkale Savaşı’nda ÅŸehit verince ailesiyle birlikte yaÅŸamaya baÅŸlamıştır. DüÅŸmanın Ä°zmir’i iÅŸgal ettiÄŸi, Aydın’a yaklaÅŸtığı haberi gelince kocasından kalan küpelerini satarak silah satın alır. Yunanların köye geldiÄŸini duyunca çocuklarını komÅŸusuna emanet ederek daÄŸa çıkar. Köyün efeler tarafından kurtarıldığını öÄŸrenince efelere katılır. AyÅŸe’nin azmini gören efeler, emrine 10 kızan vererek Milli Mücadele’ye dâhil etmiÅŸ, adını da “Çete AyÅŸe” yapmışlardır. Çete AyÅŸe, Aydın’ın ikinci kez Yunanlılar tarafından iÅŸgal edilmesi üzerine Yörük Ali Efe’nin grubuna katılmış, çatışmalarda yer almışlardır. Kuvay-ı Milliye’nin Umurlu Cephesi’nde çarpışmıştır. Milli Mücadele’deki baÅŸarıları sebebiyle TBMM tarafından istiklal madalyasına layık görülen Çete AyÅŸe, efe unvanını alan ilk kadın kahramanımızdır.

Çiftlikli Kübra ve AyÅŸe ÇavuÅŸ da düÅŸmanla savaÅŸan, Aydın’ı düÅŸman iÅŸgalinden kurtaran efe kadınlar içerisinde yer alırlar. AyÅŸe ÇavuÅŸ da eÅŸini Balkan Harbi’nde ÅŸehit vermiÅŸ 5 çocuk annesi bir kadındır. Milli Mücadele’deki baÅŸarılarından dolayı çavuÅŸ rütbesini almıştır. Kuvay-ı Milliye’ye iki oÄŸlu ile birlikte katılan AyÅŸe ÇavuÅŸ, bir oÄŸlunu da bu çarpışmalarda ÅŸehit vermiÅŸtir. Tasvir-i Efkâr’da kendisiyle yapılan bir röportajda, “Ben namusum ve ırzımı muhafaza için savaÅŸtım!” demiÅŸtir.

Kübra Efe, 17 yaşında niÅŸanlı bir genç kız iken vatan iÅŸgal altındayken evlenemeyeceÄŸini söylemiÅŸ; babasının kıyafetlerini giyip daÄŸa çıkmış, efelerle birlikte çarpışmıştır. SavaÅŸtan sonra kendisine maaÅŸ baÄŸlanmak istendiÄŸinde de, “Vatanı kurtarmanın karşılığı olmaz!” diyerek reddetmiÅŸtir. Binbaşı AyÅŸe, binbaşı olan eÅŸini Kafkas Cephesi ÅŸehidi olarak kaybeder. Ziynet eÅŸyalarını satarak silah alır ve çete kurar. Gönüllü olarak Kuvay-ı Milliye’ye katılır, çetelerin dağılmasıyla orduya baÅŸvurarak ordunun resmi askerleri arasına girer. Üniformalı ve rütbeli ilk kadın asker olan AyÅŸe, Milli Mücadele’ye katkıları sebebiyle binbaşı rütbesine sahip olur.

Sadece savaÅŸmadılar, dünyada da kamuoyu oluÅŸturmaya çalıştılar

KurtuluÅŸ Savaşı, tarihimizin önemli süreçlerinden birini oluÅŸturur. I. Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmış, toprakları itilaf devletleri ve iÅŸbirlikçi Rum- Ermeni çetelerin iÅŸgaline uÄŸramış bu topraklar için ÅŸanlı bir direniÅŸten baÅŸka çıkış yolu görünmemektedir.

Sadece erkekler deÄŸil, bağımsızlık ve onurun önemini idrak eden tüm kadınlarımız da imkânlarını seferber ederek bağımsızlık savaşının parçası olmuÅŸlardır. KurtuluÅŸ Savaşı’nın kadınları dönemin imkânlarını kullanarak çok yönlü bir direniÅŸe baÅŸlamışlardır. Üniversite toplantılarıyla baÅŸlayan süreç mitinglerle devam etmiÅŸ, teÅŸekküller aracılığıyla yayılmıştır.

Aynı zamanda basının gücünü bilen, uluslararası destek bulmaya çalışan kadınlar, yurt dışındaki etkin kadınlara telgraflar çekip iÅŸgale dikkat çekmek, basında bağımsızlık duygusunu canlı tutmak istemiÅŸlerdir. Åžurası bir hakikattir ki KurtuluÅŸ Savaşı’nın kadınları kendi potansiyel ve güçleri dâhilinde en yararlı olabilecekleri alanlarda hizmete koÅŸmuÅŸ, bazen bir gazeteci bazen terzi bazen de omzunda mavzer taşıyan savaÅŸçı olmuÅŸtur. KurtuluÅŸ Savaşı’nın kadınları arasında cephede çarpışanlar daha dikkat çekmiÅŸ, kadın efelere karşı takdirle karışık hayranlık oluÅŸmuÅŸsa da bu mücadeledeki her hizmet, savaşın zaferle sonuçlanmasına katkı saÄŸlamıştır.

Müellif: Sabiha DoÄŸan / Kaynak: Dünya Bizim Kültür Portali

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.