Sosyal Medya

İsmail Kılıçarslan: Memleketin devamlılığı

Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin Çanakkale Harbi’nde sahra hastanesi olarak kullandığı Ağadere mevkiine Türk Kızılayı’nın kondurduğu müze beni çok ama çok heyecanlandırdı. Fakat heyecanım, sergi alanının duvarında yer alan bir mektupla ikiye katlandı.



Kültür Bakan Yardımcımız Ahmet Misbah Demircan’la bir yanımızda deniz, diÄŸer yanımızda yemyeÅŸil orman Kilitbahir’e doÄŸru yol alırken “aslında ne kadar çok iÅŸimiz var” cümlesi gelip yerleÅŸti zihnime. Onlar, yani dedelerimiz kendi iÅŸleri olan “vatanı kurtarma ve memleketin devamlılığını saÄŸlama” vazifesini hakkıyla yerine getirmiÅŸlerdi. Onlara bir borcumuz varsa o da “o devamlılığı hamasetle deÄŸil hakkıyla saÄŸlama” ödevidir, baÅŸkası deÄŸil.
 
Bu, burada bir dursun.
 
Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin Çanakkale Harbi’nde sahra hastanesi olarak kullandığı AÄŸadere mevkiine Türk Kızılayı’nın kondurduÄŸu müze beni çok ama çok heyecanlandırdı. Ä°lk etabı açılan müzenin sergi alanını da, bittiÄŸinde alacağı hali de çok beÄŸendim. Fakat heyecanım, sergi alanının duvarında yer alan bir mektupla ikiye katlandı.
 
SavaÅŸta Hilal-i Ahmer’in üstlendiÄŸi vazifelerden biri de “esir mektupları”nın karşılıklı olarak gönderilmesi iÅŸi imiÅŸ. Bu mektupların pek çoÄŸu dönemin ÅŸartları yüzünden gönderilememiÅŸ. Dolayısıyla bugün arÅŸivde on’un üzerinde dilde yazılmış 25 bini aÅŸkın esir mektubu ile 300 bini aÅŸkın esir bilgi kartına sahibiz.
 
Bu arÅŸive sahip çıkan Kızılay, mektupları ve esir kartlarını günümüz Türkçesine aktarmayı dert edinmiÅŸ kendine. Hem mektuplarda hem de esir kartlarında sonuna yaklaşılmış iÅŸin.
 
Ä°ÅŸte Çanakkale Savaşı’nda esir düÅŸen Bursalı bir askerimizin mektubu: “Bendeniz Bursa vilayetinin Karacabey kazasının TavÅŸanlı Mahallesi’nde Bursalı Ali Osman AÄŸa’nın oÄŸluyum. Bundan iki sene önce hasbelkader Çanakkale Savaşı’nda Ä°ngilizlere esir düÅŸtüm… Kıbrıs adası esir kampının 2 numaralı esirler koÄŸuÅŸunda, 6. takım 2035 numarada Karacabeyli Mehmed Onbaşı.”
 
Ve yine Çanakkale’de, bu kez bize esir düÅŸen bir Ä°ngiliz askere eÅŸi tarafından yollanmış, ancak ulaÅŸmamış bir mektup: “Sevgili George’um, iyi olduÄŸunu bildiren iki satır mektup almak bizi mutlu ediyor. Kızın Ethel, ‘babacağım bize biraz daha ökse otu gönderecek mi yeni yıl aÄŸacımızı süslemek için?’ diye soruyor. Bu yılın ayrı geçirdiÄŸimiz son yıl olmasını umut ediyorum.”
 
Açık konuÅŸmak gerekirse bu esir mektuplarında bir deÄŸil on filme, bir deÄŸil on romana yetecek malzeme var. Lakin bizde o heves var mı emin deÄŸilim. Hamaset üretmek yerine iÅŸ üretmeye hevesimiz var mı, ondan da emin deÄŸilim.
 
Kızılay’ın ortaya koyduÄŸu olaÄŸanüstü gayreti taçlandırarak “memleketin devamlılığını saÄŸlamak” deÄŸilse vazifemiz, nedir, bilemedim.
 
Bu da burada bir dursun.
 
Ben, Çanakkale’de bir tek müze görüp döneceÄŸimi düÅŸünürken Ahmet Misbah Demircan bir sürpriz daha yaptı. MeÄŸer Kültür Bakanlığımız, Çanakkale ruhunu yaÅŸatmak için bir “mobil müze” hazırlığı yapmış. Aslında bu 18 Mart’ta Çanakkale anmaları iptal olmasa hizmete alınacakmış müze. Åžimdi yola çıkmak üzere.
 
Bu müzeyi size anlatmak isterim ama doÄŸrusu “anlatılmaz, yaÅŸanır” denen türde bir iÅŸ olmuÅŸ. Åžu kadarını söyleyeyim yine de. Çocuklarımız bu mobil müzeyi gezince Çanakkale Savaşı ile ilgili hemen her bilgiyi edinmiÅŸ olacaklar. Üstüne bir de açık hava sinemasına dönüÅŸebilen mobil müzede bir de sinema keyfi yapacaklar.
 
Ne demiÅŸtik, “memleketin devamlılığı” demiÅŸtik deÄŸil mi? Devamlılık o mobil müze ile saÄŸlanır, devamlılık AÄŸadere’yi ihya ederek saÄŸlanır, devamlılık esir mektuplarından filmler, romanlar üreterek saÄŸlanır…
 
Ezcümle devamlılık “kültürel”dir. Kültürün dışında elde edebileceÄŸimiz tüm devamlılıklar palyatiftir, sabun köpüÄŸüdür. Hele hamaset, devamlılığı deÄŸil kopuÅŸu garanti eder.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.