Sosyal Medya

Bir meşaledir Sezai Karakoç…

Diriliş bir uyanışın adıdır. Yine Onun deyimiyle “Yüzyıllardır uyuyan bir devin uyanışı.”. Bu uyanışa bizi götürecek iki şey ise kalbimiz -Yol uzun ve uzak; Kalbimizden başkada pusula yok gövdemizin cebinde.- ve ruhumuz -Ruhumuzda mucizeler yatıyor, tek yapmamız gereken bunu harekete geçirmek.- olacaktır.



İsmi anıldığında yıllar evvel Erdem Bayazıt’ın Nuri Pakdil’e ithafen yazdığı şiirinden bir cümle gelir hep aklıma...
 
 “Siz kahramanısınız çelik dişliler arasında direnen insanlığın”
 
Bugün vicdanların çelik dişliler arasında ezildiği, sermayeye, iniş ve çıkışları mikrosaniyelerle izlenen borsaya, yabancı para kurlarına, kapitalizme, komünizme, akıllı rezidanslara, son model arabalara, bankaya ve daha nicesini saymakla bitiremeyeceğimiz materyale teslim olan insanlığın kahramanı O.
 
Kendisini şöyle tanımlıyor kitabında; “Kendimin bir diriliş eri olduğuna inanıyorum. Allah'a inanıyorum ve Allah'a inanan insanın özgür olduğuna inanıyorum. Ben bir diriliş işçisiyim. Allah kentinin işçisi.”(Diriliş Neslinin Amentüsü)
 
Evet bir diriliş işçisidir o. İlmek ilmek ördüğü Diriliş neslinin sanatkarı. Dirilişin tanımını da; “Ne kapitalizmin sömürüsü, ne komünizmin terörü, ne batıcılığın anarşizmi, ne taklitçiliğin ezberciliği diriliş eyleminin özelliği olabilir. Ve ne hile, ne de pasiflik. Ne reklam ne de propaganda. Diriliş kişiliğin dışavurumu, kimliğin belirlenişi ve varoluş ısrarı demektir. Tek tek çoğalmak durmadan bilinçlenmek. (Diriliş Muştusu)” şeklinde yapmaktadır.
            
Diriliş bir uyanışın adıdır. Yine Onun deyimiyle “Yüzyıllardır uyuyan bir devin uyanışı.”. Bu uyanışa bizi götürecek iki şey ise kalbimiz -Yol uzun ve uzak; Kalbimizden başkada pusula yok gövdemizin cebinde.- ve ruhumuz -Ruhumuzda mucizeler yatıyor, tek yapmamız gereken bunu harekete geçirmek.- olacaktır.
 
Etrafında Batı psikozuna tutunmuş, evrim açmazına inanmış, inançsızlığın veya inkarın tutsağı olmuş Necip Fazıl'ın deyimiyle “bir hastanede hademelik edip de köyde doktorluk yapmaya kalkan ukala cahiller” ordusu olabilir. Fakat “Dirilişe gönül vermiş erler, şeytansı akımların parlak dolanlarına kanıp, bu gerçeği bir an için unuturlarsa, bunca çekilen zahmet boşa gitmiş, verilen emekler hiç olmuş olacaktır. Ve kurtuluş ve diriliş bir kez daha ertelenecektir.” Yani bu dev yeniden uyutulacak ve birkaç yüzyıl daha bu coğrafyanın evlatları için heba olacaktır.
         
Batının dipsiz çukurlarında nice evlatlar kaybolup gidecektir. Masal şiirinde altı evladını batının çukurlarında kaybederek heba olmuş babayı anlatır. Yedinci kardeşin yakarışı şöyledir;
 
“Altı oğlunu yuttuğunuz
Bir babanın yedinci oğluyum ben
Gömülmek istiyorum buraya hiç değişmeden
Babam öldü acılarından kardeşlerimin
Ruhunu üzmek istemem babamın
Gömün beni değiştirmeden
Doğulu olarak ölmek istiyorum ben
Sizin bir tek ama büyük bir gücünüz var:
Karşınızdakini değiştirmek
Beni öldürsenizde çıkmam buradan
Kemiklerim değişecek toz ve toprak olacak belki
Fakat değişmeyecek ruhum
Onu kandırmak için boşuna çok dil döktüler
Açlıkta dolayı çıkar diye günlerce beklediler
O gün gün eridi ama çıkmadı dayandı
Bu acıdan yer yarıldı gök yandı
O nurdan bir sütuna döndü göğe uzandı…”(Gün Doğmadan)
 
Bu yakarış Sezai Bey’in soyut imgesini bire bir yansıtmaktadır. “Kemiklerim değişecek toz ve toprak olacak belki – fakat değişmeyecek ruhum”. Ruhunu batı çukurunda kaybetmiş Doğu’nun, yedinci oğludur O. Doğunun evlatları ruhunu, özünü  has ve halis olarak, değiştirmeden korumalıdır ve koruyacaktır da. Her bir diriliş eri  bunu uygulayacak. Böylece “kendi kendisinin Hızır’ı”(Diriliş Neslinin Amentüsü) olacaktır. Fakat diriliş erleri kadimi korurken statikte olmayacaktır.
             
“Statik inançlı olmayacaksın. Dinamik olacaksın. Namazında meşale olacak, orucun da. Zekatın, haccın da dinamik olacak. İslam entelijansiyasını kuracaksın. İslam sana, et, kemik, deri gibi hatta ciğer, ilik, kalb, beyin olacak, hatta zeka, zihin, ruh olacaktır.İslam dan çıkarılmış nurdan bir heykel gibi dolaşacaksın arzda. Şimşek ve yıldırımlarınla koruyacaksın nurunu.
 
Yeniden doğacaksın. Kıyametini yaşayıp yeniden dirileceksin. Azrail’i, İsrafil’i ve Cebrail’i adeta göreceksin.Yardım edecek onlar sana. Domuza karşı aslan, yılana karşı kartal, baykuşa karşı hüthüt, kargaya karşı bülbül, eşeğe karşı at olacaksın. Dünyaya, eşyaya yeniden anlamını getireceksin. O zaman Allah da sana, senin kendi öz anlamını bağışlayacaktır. Hiç kuşkun olmasın.”(Diriliş Neslinin Amentüsü)
 
Onun Diriliş fikriyatına göre “Ölmeden önce öleceksin” ve her seferinde yeniden doğacaksın. Kadimi unutmadan fakat taptaze fikirlerle dirileceksin.
 
Tanzimat'tan bu yana  muşamba dekor cemiyetimizin içinde var olmuş binlerce sahte kahramana karşı kalem kuşanan birkaç güzel adamdan biri O. Fikrin namusu ve hakikatin hatırından başka bir şey düşünmeyen; günümüz konjonktüründe “reklamın iyisi kötüsü olmaz” mantalitesindeki entelijansiyamız içinde nurdan bir sütun. 
 
Hiçbir televizyon veya radyo programında görünmeyen, röportaj vermeyen, hiçbir siyasi ile yakın veya uzak ilişkisi olmayan, ihale kovalamayan, hiç kimseye hakaret etmeyen, kimsenin hakkında iftira ve karalama yapmayan, yalan söylemeyen daha fazla takipçi için sosyal medyada günün eğilimlerine göre şekil almayan, reytingi bol bir gazetede veya reytingi bol olmasa da parası bol bir gazetede bilmem kaç tane emekçinin bir senelik maaşına denk paraya bir haftalık yazı yazıp sonra da sosyalizm naraları atmayan, kocaman Nurdan bir sütun. 
 
Diriliş Neslinin sanatkarı O
             
Karşılıksız sevdaya tutulan için Mona Roza, İslamcı için Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine, Doğulu için Masal, Asi Gençler için Şahdamar, Anne için Balkon ve en önemlisi Türk şiiri için Gün Doğmadan…
             
Etrafta güvenilir insan arayanlar özellikle gençler için ise kocaman bir meşaledir Sezai Karakoç. Ağustos böceğine sahip çıkan, “Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır” diyen, siyasi hesapları, ve durum değerlendirmeleri olmayan, dünya sürgünün uzamamasını sürgünden başkentler başkentine arzuhal eden birisi. 
 
Etrafında güvenilecek insan, söz veya sadece bir bakış arayanlar için kocaman bir meşale. Köhnemiş ve kararmış dünyamız için Nurdan bir sütün. İmanın has ve hakiki olarak tecelli ettiği kocaman bir yürek. İslamcıların umut ışığı ve kuzey yıldızı. Bir meşale. Yolumuzu aydınlatan değil yolumuzu çizen ve gösteren bir meşale.
 
Bir meşaledir Sezai Karakoç…
 
 
Kaynak: Kafka'nın Kravatı Bloğu

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.