Sosyal Medya

Güncel

Boğaziçi Üniversitesi aşı için tarih verdi: En iyi ihtimalle Eylül 2021

Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nesrin Özören, "Projede ikinci ayın sonunda planladığımız şeyleri bir ayda yapmış olduk. Yakında da hücre ve hayvan deneylerine başlıyoruz. Haziran başında hayvan deneylerine başlamak istiyoruz. En iyi ihtimalle Eylül 2021'de aşı adayının hazır olduğu faz-3'e gelmiş oluruz" dedi.



Ekibiyle yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşısı çalışmalarını yürüten BoÄŸaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü ÖÄŸretim Üyesi Prof. Dr. Nesrin Özören, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile TÜBÄ°TAK koordinasyonunda yeni tip koronavirüs aşı çalışmaları için 7 grup oluÅŸtuÄŸunu, birbirinden bağımsız olan projelerin ortak malzeme ve transgenik hayvan çalışmalarında koordineli çalışacağını, aşı adayının virüsle test edilmesi deneylerinin ise biyogüvenlik üçüncü seviye laboratuvarı bulunan merkezlerden birinde yapılacağını söyledi.
 
Prof. Dr. Nesrin Özören
 
YürütücülüÄŸünü yaptığı, BoÄŸaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümünün "hızlı ve ürüne yönelik" 12 aylık projenin mart ayı sonunda onaylandığını hatırlatan Özören, ÅŸöyle devam etti:
 
"Teknolojimiz, temelinde protein mikrokürecik olan patentli teknoloji. Bunun üzerinde daha önce kuÅŸ gribi proteinine yönelik çalışmıştık, ÅŸimdi korona proteinine ait bölgeleri hedefliyoruz. Hazır yürüyen bir üretim bandı gibi düÅŸünürsek, ÅŸimdi stratejimizi koronavirüse adapte etmiÅŸ olduk. Nisan ilk ayımızdı, ilk ayın raporunu mayıs başında verdik. Projemiz gayet iyi gidiyor. Ä°kinci ayın sonunda planladığımız ÅŸeyleri bir ayda yapmış olduk. Yakında da hücre ve hayvan deneylerine baÅŸlıyoruz. Önceki planımızdan bir ay önde gittiÄŸimizi söyleyebilirim. Haziran başında hayvan deneylerine baÅŸlamak istiyoruz."
 
Özören, hayvan deneylerinde verilen virüs parçalarına immün yanıtı oluÅŸup oluÅŸmadığına bakıldığını, daha sonra verilen aşı preparatının doz testlerinin yapıldığını aktararak, ÅŸu bilgileri verdi:
 
"Bunlar genellikle 6 ay alabiliyor. Bazılarını 1-2 ay gibi kısa sürelerde bitirmeye çalışacağız. Faz-1 çalışmalarına giderken bir ekip oluÅŸturulması ve çalışmaya yönelik bir dosya hazırlanması gerekiyor. Türkiye Ä°laç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun da mevzuatları hazır. Biz bunları hızlandırılmış bir ÅŸekilde koronaya karşı uygulamayı planlıyoruz.
 
Benim projemle ilgili olarak da bir sonraki ocak ayında baÅŸlamak üzere faz-1 dosyamızı hazırlamak istiyoruz. Faz-1'de 10-15 kiÅŸiye verilen aşı örneÄŸinin zarar verip vermeyeceÄŸi, doz sayıları takip ediliyor. Faz-1 baÅŸarılı olursa 100-200 kiÅŸiyle çalışılacak faz-2'ye geçiliyor. Faz-2 çalışmasında aşı verilen insanların saÄŸlık durumları, kan deÄŸerleri ve biyokimyasal deÄŸerlerine bakılıyor. Aşı verildiÄŸinde takip edilmeleri gerekiyor. Belli sürelerde hastanede kalıyorlar veya rutin örnek alımına hastaneye gidiyorlar. Bu süreç de 2-3 ay sürse, faz-3'te aşı adayının hazır olduÄŸunu düÅŸünebiliriz. Faz çalışmaları en az 6 ay dersek, en iyi ihtimalle Eylül 2021'de faz-3'e gelmiÅŸ oluruz."
 
Tamamen yeni bir aşı geliÅŸtirmenin 5-6 yıl aldığına deÄŸinen Özören, "Koronavirüs bu kadar insanı öldürürken, bazı ÅŸeyleri daha kısa yoldan yapmak zorundayız. DiÄŸer ülkelerde de aşı çalışmaları var ve onlar da bu yollardan gidiyorlar. Kritik zamanlarda kısa yol da tercih edilebiliyor. Faz-1 ve faz-2'nin birleÅŸtirilmesiyle 2 ay, faz-3 ve faz-4'ün beraber yapılmasıyla 2-3 ay kazanılır. Yeterli fon bulunur ve bütün ekip koordine ÅŸekilde çalışırsa epey zaman kazanılıyor" diye konuÅŸtu.
 
Özören, "BoÄŸaziçi Üniversitesindeki protein mikrokürecik teknolojisi bize ait ve daha önce hayvan deneylerinde baÅŸarılı olduÄŸunu gördük. Bu yönden elimizin çok güçlü olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Çalışacağına yüzde 80-90 eminim. Biz farede pek çok ÅŸeyi tedavi edebiliyoruz ama insana giderken, laboratuvar koÅŸullarında örneÄŸin bin insan için aşı üretecek kapasitemiz yok. Biyoreaktörlerde yapılması gereken kısımları var. Ocak sonrası faz-1, faz-2, faz-3 ve insana verilecek preparatların çalışılması için Türkiye'de biyoreaktör kapasitesi bulunan özel ÅŸirketlerle iÅŸ birliÄŸi yapmamız lazım" ifadesini kullandı.
 
"Her mutasyon virüsün yapısını birebir etkilemiyor"
 
Prof. Dr. Nesrin Özören, Almanya ve Ä°ngiltere'de SARS ve MERS çalışmaları yapan ÅŸirketlerin koronavirüs aşı çalışmalarına hazırlıklı olduÄŸunu belirterek, ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulundu:
 
"Åžimdi sadece korona için ek deneyler yapılacak. Eylül-ekim gibi bir set aşı üretilmeye veya insanlara verilmeye hazır olur diye tahmin ediyorum. DoÄŸal olarak ülkeler kendi vatandaÅŸları için aşı üretecek. Bütün dünya nüfusu için aşı üretmek çok kolay deÄŸil. ÇoÄŸunlukla da soÄŸuk zincirle taşınması bekleniyor klasik teknolojilerde. Oysa BoÄŸaziçi Üniversitesinde bizim geliÅŸtirdiÄŸimiz mikrokürecik sisteminde aşı oda sıcaklığında da bozulmadan taşınabiliyor. Türkiye'deki diÄŸer projeler dünyayla benzer."
 
Virüsün yapısal büyük bir deÄŸiÅŸikliÄŸe uÄŸramadığına dikkati çeken Özören, "Her mutasyon virüsün yapısını birebir etkilemiyor. Bizim gözlemlediÄŸimiz yapıyı, enfeksiyon yapma özelliÄŸini deÄŸiÅŸtirecek mutasyon henüz olmadı. O kadar da korkunç bir virüs deÄŸil. Hem Ebola gibi öldürücü hem ÅŸimdiki gibi sinsi, 14 gün boyunca semptom göstermeden bir insanda kalıp da yayılabilseydi o zaman panik yapmak gerekirdi." dedi.
 
"Aşı çalışmalarında yer alan grupların büyük bölümü moleküler biyologlardan oluÅŸuyor"
 
BoÄŸaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü ÖÄŸretim Üyesi Prof. Dr. Nesrin Özören, Türkiye'de aşı üretim merkezlerinin 1980'lerden sonra atıl bırakıldığını ve daha sonra kapatıldığını dile getirerek, "Koronavirüs, umarım, hangi mesleklerin kıymetli olduÄŸunu deÄŸerlendirme fırsatı verir. Ar-Ge harcamalarının milli gelirdeki payı yüzde birin üzerinde ancak söz konusu araÅŸtırma alanları da temel bilimler deÄŸil, optimizasyon, mühendislik. AraÅŸtırmaya, bilime yatırım böyle olmaz. ÖrneÄŸin bir virüs araÅŸtırma enstitüsüne yatırım yaparsanız, bu hemen maddi kazanç saÄŸlamayabilir ancak gerektiÄŸinde geleceÄŸinizi kurtarabilir" deÄŸerlendirmesini yaptı.
 
Koronavirüs Bilim Kurulu'nda biyolog yer almadığına iÅŸaret eden Özören, "Ancak aşı çalışmalarında yer alan grupların büyük bölümü moleküler biyologlardan oluÅŸuyor. Bilim üretilmesi isteniyorsa moleküler biyologların önünün açılması, üst kurullardaki karar vericilerin arasında temel bilimlerden uzmanların olması önemli. EÄŸer bunlar yapılmazsa Türkiye, uygulamacı olmaktan öteye gidemez" diye konuÅŸtu.
 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.