Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Hayrettin Karaman: Faiz kullanan şirketler ve Kıblenin değişmesi

Hayrettin Karaman / YeniÅŸafak



SORU
 
Annem ve babam akrabalarımızın bir kısmı ile bazı sebeplerden dolayı dargınlar ve konuÅŸmuyorlar. Benim de onları ziyaret etmemi, bayramda bile bayramlaÅŸmamı istemiyorlar. Böyle bir ziyarette bulunacağım takdirde beni evlatlıktan reddedeceklerini söylediler. Ben onların bu söylediklerine uymak zorunda mıyım? Uymazsam anne ve babanın sözüne karşı geldiÄŸim için herhangi bir vebal olur mu?
 
CEVAP
 
Anne ve babanın konuÅŸmadığı kimseler din ve ahlak kusuru içinde oldukları için annen ve baban böyle bir tavır alma ve onların yaptıklarını onaylamama, cesaret vermememe gibi meÅŸru ve gerekli bir sebebe dayanıyorlarsa emirlerine itaat etmen ve onlarla senin de konuÅŸmaman gerekir.
 
Ortada meÅŸru bir sebep yok iken konuÅŸmayı ve iliÅŸkiyi kesme durumu vaki ise bu takdirde senin, anne ve babanı deÄŸil, Allah ve Resulü’nü dinlemen gerekir; çünkü bunlar sıla-i rahimi emrediyorlar. Sıla-i rahim akraba ile ilgilenmek, elden geldiÄŸince ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmak demektir.
 
SORU
 
Hocam öncelikle Allah uzun ömürler nasip etsin. Borsaya yatırım yapan biriyim, faaliyet alanı helal olan örneÄŸin; çimento inÅŸaat, elektrik gibi hisselerden hisse alım satımı yapmaktayım. Temettü almayan biriyim, temettü almadığıma göre ÅŸirketin faizle ilgili iÅŸlemlerine bakmaya gerek var mıdır; çünkü kredi almayan veya parasını faize atmayan ÅŸirket yok denecek kadar azdır, kalbim tatmin olmuyor, ama baÅŸka iÅŸ de ÅŸu an yapamıyorum. Temettü almadığım için yaptığım iÅŸ helal diyebilir miyiz? Saygılar.
 
CEVAP
 
Asıl iÅŸi, üretim ve ticareti meÅŸru, helal ve mübah olan ama bazen faizli kredi kullanan veya parasını faizci bankaya koyan ve faiz alan ÅŸirketlerin hisse senetlerini alıp satmanın ve elde bulunduÄŸu sürece dağıtılan temettuu alıp kullanmanın hükmü çağımızın fukahası arasında tartışılan, üzerinde ittifak oluÅŸmamış bir konudur. Karadâvî ve KaradâÄŸî gibi meÅŸhur fıkıh âlimlerinin de içinde bulundukları bir grup âlim ve bazı fetva meclisleri, ÅŸu ÅŸartlarla böyle ÅŸirketlerin hisse senetlerini alıp satmayı ve temettuunu da kullanmayı caiz görüyorlar:
 
a) Kullanılan faizli kredi, ÅŸirketin toplam hisse senetlerinin piyasa deÄŸerinin yüzde otuzunu geçmeyecek.
 
b) Faizli krediden kazandığı da ÅŸirketin toplam gelirinin yüzde beÅŸini aÅŸmayacak.
 
c) EÄŸer hisse senedi sahibi temettu (kâr) alıyorsa bu yüzde beÅŸlik haramdan kendine düÅŸen kârı yoksullara verecek.
 
Bu görüÅŸte olan fukahanın bir ÅŸartı daha var: Piyasa da yeterince faizli krediyi hiç kullanmayan ve faizli bankaya hiç para yatırmayan ÅŸirketlerin hisse senetleri varsa bu takdirde diÄŸerlerinin hisse senetlerini almak caiz olmaz.
 
SORU
 
Muhterem hocamızın, bize Müslümanca düÅŸünmeyi ve yaÅŸamayı öÄŸreten, sahih Ä°slam’ı anlatan yazılarını artık okuyamayacak oluÅŸumuz ve bundan sonra dünyaya doÄŸru bir ÅŸekilde bakışımıza yön veren ışığın artık iyice azalması bizleri üzdü. Allah Teâlâ sıhhat, afiyet, güç, kuvvet versin size; ömrünüze bereket versin! Yazılarınızla bizi son derece istifade ettirdiniz. Allah Teâlâ da buna karşılık sizi hayırla mükâfatlandırsın!
 
Muhterem hocam! Sorularım şunlar:
 
1) Biliyoruz ki; Hanefî mezhebine göre baÅŸlanmış olan bir nafilenin bozulması, kazayı gerektiriyor. Peki mesela öÄŸle namazının dört rekâtlık ilk sünnetine niyet edip namaza baÅŸlayan kiÅŸi, ikinci rekâttayken farz için cemaatin namaza baÅŸladığını görüp bu namazı bıraksa ve cemaate uysa; yarıda bıraktığı o ilk dört rekâtlık namazı farzdan sonra kaza mı etmelidir? Bu kıldığı kaza öÄŸlenin ilk sünnetinin mi kazasıdır (ki bu sünnettir bildiÄŸime göre) yoksa o yarıda bıraktığı nafilenin mi kazasıdır (bildiÄŸime göre bunun hükmü de vacip olur)? EÄŸer ikincisiyse; o zaman ayrıca öÄŸlenin ilk sünnetini de kaza etmek gerekir mi?
 
CEVAP
 
ÖÄŸle namazının ön sünnetini kaza etmiÅŸ olacaksınız. Farz ve vacib olan namazlar dışındaki müekked veya gayr-i müekked sünnetler de nafile terimi içinde yer alır.
 
2) Sabah namazının sünnetini evinde kılıp camiye farz için gelen kiÅŸi tahiyyetu’l-mescid namazı kılabilir mi? Hâlbuki sabahın sünnetinden sonra nafile kılmak mekruhtur, bilgisi var.
 
CEVAP
 
Birçok fıkıh mezhebine göre mekruh vakitlerin istisnalarından biri de tahiyyetü’l-mesciddir. Onlara uyarak kılınabilir.
 
3) Kıblenin deÄŸiÅŸtiÄŸini bildiren vahiy inince; kıble tam ters (180 derece; kuzeyden güneye) deÄŸiÅŸtiÄŸine göre o esnada namazda olan cemaat nasıl yönünü deÄŸiÅŸtirmiÅŸtir ve özellikle imam arkada kalmış olmadı mı; imam nasıl öne geçti? Bunlar yapıldıysa namazı bozan amel-i kesir gerçekleÅŸmedi mi?
 
CEVAP
 
Peygamberimiz (s.a.) Mekke’de bir rivayete göre hem Kâbe’ye hem de Kudüs’e yönelecek ÅŸekilde namaz kılmışlar. Medîne’ye gelince 15 ay kadar Kudüs’e yönelerek kılmışlar. Kıblenin deÄŸiÅŸmesi sırasında O’nun namazda olduÄŸuna dair kesin delil yok, farklı rivayetler var, bunlardan birine göre kendisine önce bildirilmiÅŸ, o andan itibaren de Mekke’ye yönelerek kılmışlar. Bir baÅŸka rivayete göre Medîne’de, eski adı Benî Selime olan bir mescidde Resûl-i Ekrem (s.a.) öÄŸle veya ikindi namazını kıldırdığı sırada Bakara sûresinin 144. âyeti nazil olmuÅŸ, buna uyarak namazı bozmadan Kâbe’ye yönelmiÅŸlerdir; bu yüzden o mescidin adı Kıbleteyn (iki kıble) Mescidi olmuÅŸtur. Yine bir rivayete göre Efendimiz’in bulunmadığı bir mescidde (Kıbleteyn Mescidi) cemaatle namaz kılınırken oraya gelen bir kiÅŸi kıblenin deÄŸiÅŸtiÄŸini ve artık Mekke’ye/ Kâbe’ye yönelmek gerektiÄŸini ilan etmiÅŸ; bunun üzerine namazda iken yön deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir: Erkekler yön deÄŸiÅŸtirmiÅŸler, kadınlar onların arkalarında yerlerini almışlar, imam da arkadan öne geçmiÅŸ. Bütün bunlar çok amel (namaz dışı faaliyet) olduÄŸu halde o güne ve duruma mahsus olmak üzere namazı bozmamış.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.