Sosyal Medya

Güncel

Muhtasar kibir lügati

Kibir: Büyüklük taslarken küçüklüğe toslama biçimi. Kendini olduğunun üzerinde zannetmek bir görme bozukluğu olmasına rağmen bu tip kişiler başkalarının da kendisine aynı azamette baktığını sanır. Hâlbuki yoktur öyle bir şey. Kibrin mahcup düşürücü bir aldatışı vardır.



Gurur: Gerçek anlamı kiÅŸiliÄŸinin ağırlığından haberdar olmaktır. Lakin kimi zaman kibir elbisesi ile sokaÄŸa çıktığı da olur. Kırılgan bir yapıya sahip olduÄŸundan dolayı karşıdaki kiÅŸinin oldukça hassas davranması icap eder.
 
Kibir abidesi: DuruÅŸu ve yürüyüÅŸüyle kendini zaman öncesi bir varlık gibi takdis eden kiÅŸiliktir. Göz kontağı kurmaz, yüzünü karşısındakinden çevirecek kadar yüzsüzdür. Kıyamda duruÅŸu ile rükû bekleyen bir tapınağı andırır. Beton karakterlidir.
 
Kasıntı: “Kaşıntı” kelimesinin kazaya uÄŸrayıp “ÅŸ” harfinin altındaki çentiÄŸi yitirmesi ile anlam bozumuna uÄŸrayan bir sözcüktür. Kendisine küçültme ifadesini çaÄŸrıştıracak biçimde “sözcük” denmesinden fena halde rahatsız olur. Ä°yisi mi siz yine de kelime deyin. Kaşıntısını yitirmiÅŸ bir bedenin saÄŸa sola öne arkaya yaptığı ritmik hareketleri ifade eder. Bu hareketlerdeki bedeni kendi haline bırakmamaktan mütevellit kasılış hali kiÅŸiye sahte bir asalet bahÅŸeder. Sinek balı da diyebilirsiniz.
 
Caka: Kendi büyüklüÄŸüne etrafındakileri inandırmak için yürüyüÅŸ ve duruÅŸ bozukluÄŸu sergileyerek bunu bir nevi fiyaka sayma ahmaklığı. Dışarıya sunacak hiçbir ÅŸeyi olmayan kiÅŸilerin kendi bedenlerini son çare gösteri malzemesine dönüÅŸtürme çılgınlığıdır.
 
Tepeden bakma: Ä°stanbul’un yedi tepesi dururken, kendi çukurunda debelenen insanların etrafındaki insan kardeÅŸlerine ayak parmaklarının ucundan mesafe alarak tepeden bakma sefaletidir. Bu insanlar hayatlarının tepe noktasına ulaÅŸmak için baÅŸkalarının omuzlarına basmakta hiçbir beis görmezler.
 
Küçük daÄŸları ben yarattım: Pek de mütevazi olduÄŸunu göstermek için kibrini doruk noktada yaÅŸamaktan çekinmeyen insan tipinin her fırsatta gereÄŸince hareket ettiÄŸi deyimdir. Haddini bilmezlik kimi zaman insanlara böylesi alçak gönüllülük zırhı içerisinde gelir.
 
Sen kimsin: Masum bir soru gibi görülse de soru deÄŸildir. Karşısındaki kiÅŸiyi gözleri ile tartarak kendi sözde ağırlığı altında ezme cüretidir. Bu ifadenin bir soru olmadığını verilecek makul bir cevabının olmamasından anlarız.
 
Kaç paralık adamsın: Yegâne deÄŸeri para olan birinin aÄŸzına çok iyi yakışan bir ifadedir. Meydan okuma biçimidir. Yani “seni ben satın alırım” demek istemektedir, bu sözü söyleyen.
 
Sen benim kim olduÄŸumu biliyor musun: GörmemiÅŸliÄŸin gizemliliÄŸe bürünmüÅŸ halidir. Kendisinin karşısındaki insanın hayal edebileceÄŸi oranın çok üstünde bir yerde bulunduÄŸunu söylemek istemektedir. Kendi yükseltisine kaçak kat atmış tipler bu cümledendir.
 
Dudak bükmek: Kibrinin derinliÄŸini sözle anlatamayan kiÅŸilerin beden dilini seferber ederek amacına ulaÅŸma gayretidir. Dudakların büzülüÅŸü meramı çok da yerli yerinde ifade edemese de o anda bakışın baktığı ÅŸey üzerine bıraktığı karartı unutulacak gibi deÄŸildir.
 
Çalım satmak: Hareketlerinde lüzumsuz hikmet ve orijinallik arayanların uzun süre müÅŸteri bulamayınca bu hareketlerini pazara sunma biçimleridir. Satılan çalım kısa süre sonra geriye iade edilir. Zira çarşıdaki çalım eve uymamaktadır.Gurur: Gerçek anlamı kiÅŸiliÄŸinin ağırlığından haberdar olmaktır. Lakin kimi zaman kibir elbisesi ile sokaÄŸa çıktığı da olur. Kırılgan bir yapıya sahip olduÄŸundan dolayı karşıdaki kiÅŸinin oldukça hassas davranması icap eder.
 
Kibir abidesi: DuruÅŸu ve yürüyüÅŸüyle kendini zaman öncesi bir varlık gibi takdis eden kiÅŸiliktir. Göz kontağı kurmaz, yüzünü karşısındakinden çevirecek kadar yüzsüzdür. Kıyamda duruÅŸu ile rükû bekleyen bir tapınağı andırır. Beton karakterlidir.
 
Kasıntı: “Kaşıntı” kelimesinin kazaya uÄŸrayıp “ÅŸ” harfinin altındaki çentiÄŸi yitirmesi ile anlam bozumuna uÄŸrayan bir sözcüktür. Kendisine küçültme ifadesini çaÄŸrıştıracak biçimde “sözcük” denmesinden fena halde rahatsız olur. Ä°yisi mi siz yine de kelime deyin. Kaşıntısını yitirmiÅŸ bir bedenin saÄŸa sola öne arkaya yaptığı ritmik hareketleri ifade eder. Bu hareketlerdeki bedeni kendi haline bırakmamaktan mütevellit kasılış hali kiÅŸiye sahte bir asalet bahÅŸeder. Sinek balı da diyebilirsiniz.
 
Caka: Kendi büyüklüÄŸüne etrafındakileri inandırmak için yürüyüÅŸ ve duruÅŸ bozukluÄŸu sergileyerek bunu bir nevi fiyaka sayma ahmaklığı. Dışarıya sunacak hiçbir ÅŸeyi olmayan kiÅŸilerin kendi bedenlerini son çare gösteri malzemesine dönüÅŸtürme çılgınlığıdır.
 
Tepeden bakma: Ä°stanbul’un yedi tepesi dururken, kendi çukurunda debelenen insanların etrafındaki insan kardeÅŸlerine ayak parmaklarının ucundan mesafe alarak tepeden bakma sefaletidir. Bu insanlar hayatlarının tepe noktasına ulaÅŸmak için baÅŸkalarının omuzlarına basmakta hiçbir beis görmezler.
 
Küçük daÄŸları ben yarattım: Pek de mütevazi olduÄŸunu göstermek için kibrini doruk noktada yaÅŸamaktan çekinmeyen insan tipinin her fırsatta gereÄŸince hareket ettiÄŸi deyimdir. Haddini bilmezlik kimi zaman insanlara böylesi alçak gönüllülük zırhı içerisinde gelir.
 
Sen kimsin: Masum bir soru gibi görülse de soru deÄŸildir. Karşısındaki kiÅŸiyi gözleri ile tartarak kendi sözde ağırlığı altında ezme cüretidir. Bu ifadenin bir soru olmadığını verilecek makul bir cevabının olmamasından anlarız.
 
Kaç paralık adamsın: Yegâne deÄŸeri para olan birinin aÄŸzına çok iyi yakışan bir ifadedir. Meydan okuma biçimidir. Yani “seni ben satın alırım” demek istemektedir, bu sözü söyleyen.
 
Sen benim kim olduÄŸumu biliyor musun: GörmemiÅŸliÄŸin gizemliliÄŸe bürünmüÅŸ halidir. Kendisinin karşısındaki insanın hayal edebileceÄŸi oranın çok üstünde bir yerde bulunduÄŸunu söylemek istemektedir. Kendi yükseltisine kaçak kat atmış tipler bu cümledendir.
 
Dudak bükmek: Kibrinin derinliÄŸini sözle anlatamayan kiÅŸilerin beden dilini seferber ederek amacına ulaÅŸma gayretidir. Dudakların büzülüÅŸü meramı çok da yerli yerinde ifade edemese de o anda bakışın baktığı ÅŸey üzerine bıraktığı karartı unutulacak gibi deÄŸildir.
 
Müellif: Hüseyin Akın / Milli Gazete
 
Çalım satmak: Hareketlerinde lüzumsuz hikmet ve orijinallik arayanların uzun süre müÅŸteri bulamayınca bu hareketlerini pazara sunma biçimleridir. Satılan çalım kısa süre sonra geriye iade edilir. Zira çarşıdaki çalım eve uymamaktadır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.