Sosyal Medya

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Eleştirileri getirenler ne siyaseti ne de devlet yönetimini biliyorlar

Reuters ajansına konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önemli mesajlar verdi. S-400 ve F-35 konularıyla ilgili görüşlerini paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:



- Åžu anda F-35'ler konusunda önümüz tıkanırsa, nasıl Patriotlarda tıkandığında S-400 olayına girdiysek, ne yapacağız, başımızın çaresine bakacağız. Bunun alternatiflerini aramak durumunda kalacağız. Bunu söylemeye gerek yok, onlar da bunu anlıyorlar. Dünyada dost var düÅŸman var. Tedbirlerimizi oluÅŸturmak durumundayız. Bizim bu düÅŸüncelerimize zaten bu uçakların alternatifini bir de Çin üretiyor. Fransa'da var ama uyum nereyle olacaksa, ortak üretimi kimlerle yapacaksanız ona göre adım atacaksınız. Fransa, Ä°talya ile Eurosom'u konuÅŸtuk. Ama adım atamadık. Nereyle hızlı adım atarsak onu yapacağız. NATO'nun üyesi olan bana bu desteÄŸi vermiyorsa ben de bu desteÄŸi nereden alacaksam oraya yönelmek durumundayım. Rusya bu konuda savinma sanayine yönelik her adımda biz varız diyor.
 
Suriyeli mültecilerle ilgili Avrupa BirliÄŸi'nin verdiÄŸi sözleri tutmadığını yineleyen CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:
 
- Bir desteÄŸi biz verdik. Fakat ÅŸu anda AB daha önce verdiÄŸi bir söz verdi. 6 milyar Avroluk bir  destekti. Bunu bize milli bütçemize yapmıyor. STK'lar vasıtasıyla aracı kuruluÅŸlara Kızılay ve AFAD'a yapıyordu, yapmaları lazımdı. Söz verdikleri süre içinde yapmadılar. Hatta daha da arttıracağız dediler. Sayın ÅŸansöyle '6 milyar Avro'nun üzerinde ne yapmamız gerekiyor' dediler. Yaptığımız harcama ortada. 40 milyar dolar yaptığımız harcama var. Siz buradan nelerin yapılması gerektiÄŸini artık anlamanız lazım dedim. Bu konularda herhangi bir adım atılmadığı zaman bu yükün altında biz kalamayız. AB, diÄŸer ülkeler, Ege'de, Akdeniz'de botların içerisinde insan kaçakçılığı. BaÅŸta Yunanistan olmak üzere, ölen insanlar bunların bir bedeli var herhalde. Biz de diyoruz ki, o zaman bu iÅŸi madem ki kabullenmiyorsunuz, kapıları açarız, oradan nereye gideceklerse buyursunlar gitsinler.
 
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, iç politikayla ilgili sorulara da ÅŸu yanıtı verdi: 
 
- EleÅŸtirileri getirenler ne siyaseti ne de devlet yönetimini biliyorlar. Devlet BaÅŸkanı olarak yargının gücü benim elimde mi? Yargı bir defa bağımsızdır ve bağımsız yargı kararlarını vermekte de serbesttir. Bir baÅŸka konu parlamento. Yürütme olarak güç parlamentoda. Parlamentonun yasama olarak yaptıklarını benim yapma yetkim yok. Ama yasama dışında hakkında herhangi bir yasama organı olarak alınmış bir karar yoksa o zaman CumhurbaÅŸkanlığı Kararnamesi devreye girer bu da süreci hızlandırır. CumhurbaÅŸkanlığı Hükümet Sistemi demokratik bir hükümet sistemidir. Amerika'da, Fransa'da böyle bir ÅŸey konuÅŸuluyor mu? Biz bu siyasal istikrarı getirebilmek için bu adımı attık. Åžu an itibarıyla bazı eksikler, vesaireler olsa da hazırlıklarımızı yaptık. Bunu kamuouyla paylaÅŸacağız, güzel bir yere geldik. CumhurbaÅŸkanlığı sisteminin 1 yılı aÅŸkın süreçte artı ve eksileri elimizde onlarla yeni bir döneme hazırlanacağız.
 
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, kabineyle ilgili bir soru üzerine ÅŸöyle konuÅŸtu:
 
- Biz kabineyle alakalı konuda ihtiyacımız olduÄŸu anda yaparız. SipariÅŸ üzerine yapmayız. Parti teÅŸkilatında deÄŸiÅŸime gelince her kongre bir deÄŸiÅŸimi getirir. Niye? Güç devÅŸirmedir bu. Bunu en alt kademe, belde teÅŸkilatlarından tutunuz, ilçe, il ve büyük kongreye kadar bütün kademelerde bazı deÄŸiÅŸimler, deÄŸiÅŸiklikler yaparsınız. YaÅŸ gruplarından, kadın-erkek gruplarına varıncaya kadar hepsini kapsar. Åžu an itibarıyla da bizim ortalamada ağırlıklı olarak mesela büyük kongrede yüzde 30 civarında bayan aramızda olmasını istiyoruz.  Ä°llerde aynı ÅŸekilde istiyoruz. Kariyerleri, meslek gruplarını önemsiyoruz. Ä°nÅŸallah kongreleri önümüzdeki ay baÅŸlatıyoruz, ardından büyük kongreye partimizi taşımış olacağız. 2023'e tüm hazırlıklarımızı en güçlü ÅŸekilde sürdüreceÄŸiz. Åžu anda ortada herhangi bir sıkıntı yokken kabine konusunu ele almanın anlamı yok. Gerek ekonomi gerek diÄŸer alanlarda arkadaÅŸlarımın hepsi ellerinde gelen gayreti gösteriyorlar. Aksama olup da gerek duyulursa onu zaten yaparız.
 
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın konuÅŸmalarından öne çıkan diÄŸer baÅŸlıklar ÅŸöyle:
 
'S-400 NÄ°SAN'A KADAR MONTE EDÄ°LECEK'
 
- S-400 sistemi ile ilgili adımı atınca bu bizi biraz rahatlatacak, en geç nisana kadar yerlerine monte edilmiÅŸ olacak. Savunma sistemleri olarak çok daha huzurlu hale gelmiÅŸ olacağız.
 
'NASIL S-400 ALDIYSAK SÄ°ZDEN DE PATRÄ°OT ALABÄ°LÄ°RÄ°Z'
 
- Yaklaşık 1 hafta gibi bir süreç oldu. Ben tabii kendisine daha önce ÅŸu teklifi yaptım, "Biz 100’lük paket olarak S-400 alıyorsak, sizden de bir miktar Patriot alabiliriz." "Ciddi mi diyorsun" dedi, "Evet Patriot'u alabiliriz" dedim. "Samimi misiniz?" dedi, "Samimiyiz" dedim. Amerika'ya geldiÄŸimde etraflıca görüÅŸebiliriz dedim. Türkiye böyle bir yapıyı da  kaldırır.
 
- Trump ile Patriot alma konusunu telefonda konuÅŸtuk. Ancak ona S-400'deki ÅŸartları sizde de görmemiz lazım dedim.
 
'ÖNÜMÜZ TIKANIRSA BÄ°Z DE BAÅžIMIZIN ÇARESÄ°NE BAKACAÄžIZ'
 
- Åžu anda F-35'ler konusunda önümüz tıkanırsa, nasıl Patriotlarda tıkandığında S-400 olayına girdiysek, ne yapacağız, başımızın çaresine bakacağız. Bunun alternatiflerini aramak durumunda kalacağız. Bunu söylemeye gerek yok, onlar da bunu anlıyorlar. Dünyada dost var düÅŸman var. Tedbirlerimizi oluÅŸturmak durumundayız. Bizim bu düÅŸüncelerimize zaten bu uçakların alternatifini bir de Çin üretiyor. Fransa'da var ama uyum nereyle olacaksa, ortak üretimi kimlerle yapacaksanız ona göre adım atacaksınız. Fransa, Ä°talya ile Eurosom'u konuÅŸtuk. Ama adım atamadık. Nereyle hızlı adım atarsak onu yapacağız. NATO'nun üyesi olan bana bu desteÄŸi vermiyorsa ben de bu desteÄŸi nereden alacaksam oraya yönelmek durumundayım. 
 
- Rusya samimi bir yaklaşım ortaya koydu. Gerek ortak üretim konusu, gerek kredi temini konusu, gerekse takvimin saÄŸlıklı bir ÅŸekilde ilerlemesi konusu süreci hızlandırdı. Bölgedeki barış için bu adımı atmak zorundaydık. Böyle bir savunma sistemine ihtiyacımız vardı.
 
- Rusya SU-35/SU-57 savaÅŸ uçakları satmayı teklif etti. Rusya bu konuda savunma sanayiine yönelik her adımda biz varız diyor.
 
- Trump S-400 konusunda yapılanları anlayışla karşılarken, yaptırım tehditlerinin gerçeÄŸi yansıttığını düÅŸünmek mümkün deÄŸil.
 
- Savunma sanayiinde attığımız adımlarla ortak savunma sistemlerine de girdiÄŸimizde, bizler bölgede çok daha güvenli bir güç, ön koruma tedbirlerini almış bir NATO ülkesi olacağız.
 
- ABD gibi bir ülke müttefiki Türkiye'yi daha fazla bana göre incitmek istemeyecektir. Bu rasyonel davranış deÄŸildir, sorumlu bir dış politika hiç deÄŸildir.
 
- F-35 konusunda sekteye uÄŸrayan süreçler konusunda Trump ile ABD seyahatinde (BM Zirvesi) konuÅŸacağız.
 
'SÖZÜNÜ YAPMAYAN AB KARÅžISINDA SESSÄ°Z DURMAYIZ'
 
- Bizim derdimiz dünyada dostların sayısını arttırmak, düÅŸmanların sayısını azaltmak, buna gayret ediyoruz ve bunu da temin edeceÄŸiz. Buradaki beklenti anlık ateÅŸkesler deÄŸil. Bir buradaki göçü sona erdirmek, bu çok önemli. Ä°ki ateÅŸkesi burada temin etmek, üç terör örgütlerini ciddi manada kontrol altına almak. EÄŸer burada ateÅŸkesi saÄŸlayamazsak bunca insan ölüyor ki, ÅŸu ana kadar bini aÅŸkın insan ölmüÅŸ vaziyette, bunlar sivil. DiÄŸer taraftan artık göç kuzey, kuzey batıya doÄŸru baÅŸlamış vaziyette. Biz Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak göçe devam eden Ä°dlib halkını AFAD'ımızla, Kızılayımızla destekliyoruz. Bunu Türkiye yapıyor, batının böyle derdi yok. Åžu anda 3 milyon 600 bin mülteciyi evinde barındıran Türkiye oradan gelecek milyonlarca insanı da alamaz bunun altından biz kalkamayız. Batılı dostlmar kusura bakmasın, elini taşın altına sokmuyorlar. Verdikleri sözleri yerine getiremediler. AB karşısında sessiz duramayız. Bu rakam da ÅŸu anda 3 milyar Euro gibi bir rakam. Bizim harcadığımız ÅŸu ana kadar 40 milyar dolar.
 
'EKÄ°M'DE TÜRKÄ°YE'DE 4'LÜ ZÄ°RVE YAPABÄ°LÄ°RÄ°Z'
 
- Bütün bunlar karşısında geçen hafta içinde yine sayın ÅŸansölye Merkel'le, Macron'la görüÅŸmem oldu. GörüÅŸmeleri aynen New York'ta da devam ettireceÄŸiz. Ekim başında belki bir dörtlü zirve yapacağız. Rusya, Almanya, Fransa olarak dörtlü zirveyi Türkiye'de gerçekleÅŸtireceÄŸiz. Ä°dlib'i daha önceki Ä°stanbul zirvesinin devamı olarak ele alacağız. Özellikle Almanya ve Fransa, koalisyon güçleri içerisinde çokdaha farklı bir adım atsınlar. Güvenli bölge noktasında sayın Trump'la konuÅŸacağım. Güvenli bölgeye iyi bakıyorlar, adım atmaya gelince iÅŸi frene basmak suretiyle ağırlaÅŸtırıyorlar. Trump'ın 20 mil dediÄŸi kuzeyden güneye derinliktir, burada güvenli bölge oluÅŸturmamız, hem bizdeki mültecilerin kendi topraklarına dönmesini saÄŸlayacaktır hem de orada her türlü imkanını saÄŸlama noktasında, eÄŸitim, saÄŸlık, barınma gibi, kendi topraklarında yaÅŸama alanları, çadır hayatından kopmalarını saÄŸlayacaktır.
 
- Rusya ve Ä°ran'la pazartesi günü yapacağımız zirvede amaç ateÅŸkesi saÄŸlamak, göçü sona erdirmek ve terör örgütlerini kontrol altına almak.
 
'SABRIMIZ TAÅžIYOR! BAÅžIMIZIN ÇARESÄ°NE BAKACAÄžIZ'
 
- Biz bir defa ÅŸunu görmemiz lazım. PYD-YPG, PKK'nın bir koludur. Bunu tüm batının kabul etmesi lazım. Bunu en iyi biz biliriz, batı bilmez. Biz bunu batıya anlatamadık. Belgeleri, resimleriyle herÅŸeyiyle ispatlamamıza raÄŸmen hala inanmıyorlar. PKK'nın başı ÅŸu anda Ä°mralı'da. Bu dediÄŸim YPG/PYD'nin resimleri her ÅŸeyi var. Ondan sonra bakıyorsunuz, aynı yerlerde, aynı ÅŸeyleri yiyorlar, içiyorlar, hala diyorlar ki 'onunla alakası yok'. Bizim söylediklerimize inanmayanlar terör örgütlerinin söyledikleriyle hareket ediyorlar. Bir baÅŸka yanlışa düÅŸüyorlar, o da hemen sınırımızda ÅŸu ana kadar onbinlerce TIR, Amerika buralara mühimmat getirdi. Araç, gereç, savaÅŸ silahları, zırhlı taşıyıcılar, ağır silahlar. Irak üzerinden bunlar oraya geldi. Biz nasıl bir müttefikiz. NATO'da nasıl beraberiz ki, siz buralara onbinlerce TIR getireceksiniz. Burada Türkiye var. Burada herhangi bir eyleme girecekseniz, karşınızda kim var, Türkiye var. Terör örgütlerinin ÅŸu anda mücadele verdiÄŸi savaÅŸtığı Türkiye'dir. Siz de getirdiklerinizi terör örgütüne teslim ediyorsunuz. NATO'daki ortağınıza parayla vermediÄŸiniz silahları bunlara bedava veriyorsunuz. Bunu anlamak mümkün deÄŸil. Fransa, Almanya ve diÄŸerleri de anlamıyor. Biz anlata anlata artık bıktık. Bunu sayın Trump'a, sayın Putin'e anlatıyorum. Sayın Putin'in NATO ile iliÅŸkileri malum ama Trump bizi anlamalı diye düÅŸünüyorum. Bir ara Fırat'ın doÄŸusundan askerini çekme kararını açıkladı deÄŸil mi? Peki çekildi mi? Hayır. Niye? Bu da düÅŸündürüyor. Amerika gibi bir devletin başı çekme kararını açıklar da o asker oradan çıkmazsa bu bize güven vermiyor. Güvenli bölge arayışları bizim bu özellikle beklentilerimizi de karşılamıyor. Bu bir oyalama siyasetine dönüÅŸüyor. Özellikle bizim sabrımızı bir deneme midir, anlamakta zorlanıyoruz. Sabrımız da taşıyor. Başımızın çaresine bakmak durumunda kalacağız.
 
- Koalisyon içindeki ülkeler güvenli bölge noktasında adım atmaya gelince iÅŸi biraz frene basmak suretiyle ağırlaÅŸtırıyorlar.
 
'TERÖR KORÄ°DORUNA Ä°ZÄ°N VERMEYECEĞİZ, ADIMLARI ATACAÄžIZ'
 
- Åžimdi mesela 20 mil talebi bizden deÄŸil sayın Trump'tan geldi. Yani 30 kilometre civarında, sayın Trump bunu açıkladı. Ne yazık ki sayın Trump'ın yanındakiler veya altındakiler buna uymadılar. Fırat'ın doÄŸusunda da ne yazık ki Trump'ın altındaki ekipler uymadı. Obama 'Münbiç'ten çıkacağız' dedi. Antalya'da G-20 zirvesinde Obama çıkacağız dedi. Peki çıktı mı, çıkmadı. Sayın Trump'a da söylediÄŸimde aynı ÅŸeyi o da söyledi, ama çıkmadılar. Peki Münbiç'in gerçek sahipleri kim? Yüzde 90 ile Araplar. O toprakların gerçek sahipleri kendi topraklarına giremiyor. Biz diyoruz ki, eÄŸer buraları iÅŸgal etmeyecekseniz lütfen sahiplerine terk edin. Sahiplerine verilmiyor. Ä°kide bir Kürt, Kürt, Kürt diyorlar. Bunların oradaki Kürtlerlme samimi bir iliÅŸkisi yok. Orada Kürt diye geçinenler aslında terör örgütünün temsilcileri. Sayın Obama bana bir gece telefon açtı, dedi ki Kobani'ye biz uçaklarımızı indirmek durumundayız. Oradaki insanlar ÅŸu anda zor durumda, onları Türkiye'ye almak veyahutta oradaki belli yerlere ciddi manada mühimmat indireceÄŸiz vs. Ne yaptılar oralara silahları indirdiler. Yaklaşık 300 bin Kobaniliyi biz ülkemizde yediriyoruz, içiriyoruz, giydiriyoruz. Ülkemizde ÅŸu anda mültecilerin içerisinde Araplar, Kürtler, Ezidiler, Keldaniler var. Bütün bunların hepsine biz bakıyoruz. Biz ayırım yapmadık, ama dostlarda bize en ufak destek gelmedi. Åžu anda Suriye'de hristiyanlarla ilgili olarak da o bölgede Süryaniler çok ciddi sıkıntı çekiyor. O Süryanilere sormak lazım, 'size bu terör örgütleri ne yapıyorlar'. Onlara sorun, biz biliyoruz. Hepsi çok ciddi sıkıntılar çekiyor. Orada PYD-YPG zulmüyle karşı karşıyalar. Barış koridoru esastır, sınırımızda terör koridoruna izin vermeyiz, vermeyeceÄŸiz. Bu konuda gereken adımları atacağız.
 
'REJÄ°M GÖZLEM KULELERÄ°MÄ°ZE SALDIRI YAPTIÄžI ANDA Ä°Åž FARKLI YÖNE GÄ°DER'
 
- Ä°dlib'deki gözlem noktalarından ÅŸu anda çekilmemiz söz konusu deÄŸil. Bir defa bizim oradaki 12 gözlem noktası hususunda muhatabımız Suriye deÄŸil. Bu çalışmaları ağırlıklı olarak Rusya ile yürüttük, yürütüyoruz. Ä°ran ile kısmen yürütüyoruz. Türkiye Suriye iÅŸ savaşı baÅŸladığından bu yana toprak bütünlüÄŸünü, geleceÄŸinde söz sahibi olmasını savunduk. Fakat rejimin böyle derdi yok. Rejim bizim gözlem kuleleriyle uÄŸraÅŸtığı anda, saldırı yaptığı anda durum çok daha farklı istikamete girer. Bu adımları gereÄŸini yaparız. O kuleler sivilleri korumak için.  Rejim sivilleri vuruyor. Halep'i rejim ne hali getirdiyse aynı ÅŸeyi Ä°dlib'de yaptı. Åžu anda Ä°dlib tamamen harabül Basra oldu. Soçi Mutabakatı'na baÄŸlıyız, herkesin o mutabakata baÄŸlı olmasını istiyoruz. Türkiye olarak bu konuda hassasiyetlerimiz var. Rejim güçlerinin terörizm bahanesiyle sivilleri hedef alması kabul edilemez. Biz yeni bir mülteci akımı riskini ve siyasi çözüm sürecinin iflası olarak görüyoruz.
 
'O ZAMAN KAPILARI AÇARIZ! NEREYE GÄ°DECEKLERSE BUYURSUNLAR GÄ°TSÄ°NLER'
 
- Bir desteÄŸi biz verdik. Fakat ÅŸu anda AB daha önce verdiÄŸi bir söz verdi. 6 milyar Avroluk bir  destekti. Bunu bize milli bütçemize yapmıyor. STK'lar vasıtasıyla aracı kuruluÅŸlara Kızılay ve AFAD'a yapıyordu, yapmaları lazımdı. Söz verdikleri süre içinde yapmadılar. Hatta daha da arttıracağız dediler. Sayın ÅŸansöyle '6 milyar Avro'nun üzerinde ne yapmamız gerekiyor' dediler. Yaptığımız harcama ortada. 40 milyar dolar yaptığımız harcama var. Siz buradan nelerin yapılması gerektiÄŸini artık anlamanız lazım dedim. Bu konularda herhangi bir adım atılmadığı zaman bu yükün altında biz kalamayız. AB, diÄŸer ülkeler, Ege'de, Akdeniz'de botların içerisinde insan kaçakçılığı. BaÅŸta Yunanistan olmak üzere, ölen insanlar bunların bir bedeli var herhalde. Biz de diyoruz ki, o zaman bu iÅŸi madem ki kabullenmiyorsunuz, kapıları açarız, oradan nereye gideceklerse buyursunlar gitsinler.
 
'BU PLANLAMAYI YAPTIÄžIMIZDA BU İŞİ ÇÖZERÄ°Z'
 
- El Bab ve Cerablus'ta 365 bi Suriyeliyi geri gönderdik. Ama biz kuzeyin tamamını planladığımız zaman rahatlıkla o 1 milyonu buralara alabiliriz, Afrin dahil. Bu bir planlama meselesidir. Bu planlamayı yaptığımız anda bu iÅŸi çözeriz. ArkadaÅŸlarımız buna çalıştı.
 
'HÄ°Ç HAKKI OLMAYANLAR SÖZ SAHÄ°BÄ° OLMAYA ÇALIÅžIYORLAR'
 
- Burada tek başımıza bir ÅŸeyi konuÅŸmuyoruz. Kıbrıs adası olarak ele aldığımızda kuzey-güney ve burada üç tane de garantör ülke var. Türkiye, Yunanistan ve Ä°ngiltere. Ve burada bir de misafir garantör ülke olarak Avrupa BirliÄŸi var. Kofi Annan'la biraraya geldik. O zaman Yunanistan BaÅŸbakanı garantör ülke olarak biz garantör ülke olarak karşılıklı olarak konuÅŸtuk. Almanya'dan da AB'yi temsilen Verheugen geldi. Yunanistan önce masadan kalkmak istedi. Merhum Kofi Annan 'Ben söz verdim burada iÅŸi bitirmeden kalkamayız' dedi. Bunun üzerine imzaları atmak durumunda kaldılar. Referanduma gidildi, referandumda Kuzey Kıbrıs tarafı yüzde 65 o görüÅŸmeye evet dedi, güney Kıbrıs yüzde 75 hayır dedi. Hayır dediÄŸi halde güney Kıbrıs'ı AB'ye aldılar, kuzeyi almadılar. Ta o günden bugüne adaletsiz yaklaşım, hak-hukuk tanımayan bu yaklaşım, dünyadaki barışı tehdit ediyor. Kıbrıs'ın etrafında birçok ÅŸu anda belirlenmiÅŸ olan yerler var, buralarda Türkiye'nin de arama yapabileceÄŸi yerler var, güneyin aynı ÅŸekilde. Asıl uluslararası hukuk, buradan hangi ürün çıkarsa çıksın, bu balık, petrol olabilir. Ne çıkarsa çıksın, bunlar nüfusa göre eÅŸit oranda paylaşılır diyor. Bunların yaptığı ne? Kuzey Kıbrıs'ı bu iÅŸlerin tamamından mahrum etmek istiyorlar.  Uluslararası hukukta böyle bir ÅŸey yok. Kuzey Kıbrıs'ın hakkı neyse nüfusu oranında alacaktır, güney de öyle. Hiç alakası olmayanlar geliyorlar bu denizin üzerinde söz sahibi olmaya çalışıyorlar. Sıkıntının kaynağında bu yatıyor.
 
'HALKIMIZI KIÅž MEVSÄ°MÄ°NDE SOÄžUKTA BIRAKACAK HALÄ°MÄ°Z YOK'
 
- Bizim özellikle pipe line olarak ağırlıklı olarak Rusya. 40 civarında milyar metreküp doÄŸalgaz alımımız var. Bunun 28 milyar metreküpünü Rusya'dan temin ediyoruz. Amerika, Cezayir, Katar'dan da almak suretiyle ihtiyacımızı gideriyoruz. Azerbaycan, Irak'tan aldıklarımız var. Halkımızı kış mevsiminde soÄŸukta bırakacak halimiz yok. Hepsinin ihtiyacını gideriyoruz, bundan sonra da gideceÄŸiz.
 
'ŞU ANDA KABİNE DEĞİŞİKLİĞİNE GEREK DUYMUYORUZ'
 
- Biz kabineyle alakalı konuda ihtiyacımız olduÄŸu anda yaparız. SipariÅŸ üzerine yapmayız. Parti teÅŸkilatında deÄŸiÅŸime gelince her kongre bir deÄŸiÅŸimi getirir. Niye? Güç devÅŸirmedir bu. Bunu en alt kademe, belde teÅŸkilatlarından tutunuz, ilçe, il ve büyük kongreye kadar bütün kademelerde bazı deÄŸiÅŸimler, deÄŸiÅŸiklikler yaparsınız. YaÅŸ gruplarından, kadın-erkek gruplarına varıncaya kadar hepsini kapsar. Åžu an itibarıyla da bizim ortalamada ağırlıklı olarak mesela büyük kongrede yüzde 30 civarında bayan aramızda olmasını istiyoruz.  Ä°llerde aynı ÅŸekilde istiyoruz. Kariyerleri, meslek gruplarını önemsiyoruz. Ä°nÅŸallah kongreleri önümüzdeki ay baÅŸlatıyoruz, ardından büyük kongreye partimizi taşımış olacağız. 2023'e tüm hazırlıklarımızı en güçlü ÅŸekilde sürdüreceÄŸiz. Åžu anda ortada herhangi bir sıkıntı yokken kabine konusunu ele almanın anlamı yok. Gerek ekonomi gerek diÄŸer alanlarda arkadaÅŸlarımın hepsi ellerinde gelen gayreti gösteriyorlar. Aksama olup da gerek duyulursa onu zaten yaparız.
 
'PARLAMENTO'NUN YAPTIKLARINI BENÄ°M YAPMA YETKÄ°M YOK'
 
- EleÅŸtirileri getirenler ne siyaseti ne de devlet yönetimini biliyorlar. Devlet BaÅŸkanı olarak yargının gücü benim elimde mi? Yargı bir defa bağımsızdır ve bağımsız yargı kararlarını vermekte de serbesttir. Bir baÅŸka konu parlamento. Yürütme olarak güç parlamentoda. Parlamentonun yasama olarak yaptıklarını benim yapma yetkim yok. Ama yasama dışında hakkında herhangi bir yasama organı olarak alınmış bir karar yoksa o zaman CumhurbaÅŸkanlığı Kararnamesi devreye girer bu da süreci hızlandırır. CumhurbaÅŸkanlığı Hükümet Sistemi demokratik bir hükümet sistemidir. Amerika'da, Fransa'da böyle bir ÅŸey konuÅŸuluyor mu? Biz bu siyasal istikrarı getirebilmek için bu adımı attık. Åžu an itibarıyla bazı eksikler, vesaireler olsa da hazırlıklarımızı yaptık. Bunu kamuouyla paylaÅŸacağız, güzel bir yere geldik. CumhurbaÅŸkanlığı sisteminin 1 yılı aÅŸkın süreçte artı ve eksileri elimizde onlarla yeni bir döneme hazırlanacağız.
 
'HALKBANK VE YAPTIRIMLAR KONUSUNDA TRUMP Ä°LE BÄ°RBÄ°RÄ°MÄ°ZE GÜVENÄ°MÄ°Z VAR'
 
- Halkbank ve yaptırımlar konusunda Trump ile birbirimize güvenimiz var. Ä°nanıyorum ki, ABD'deki görüÅŸmede bunu karşılıklı teyit edeceÄŸiz.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.