Sosyal Medya

ABD Tam 70 Milyon Kızılderiliyi Katletmişti

Tarih boyunca kendisine ait olmayan coğrafyalar üzerinde sayısız savaş ve çatışmanın mimarı olan ABD kendi kanlı tarihini ve katliamlarını unutmuş gibi görünüyor. Tüm dünyaya "demokrasi dersi" veren bu ülkenin döktüğü kanı, onlar unutsa da tarih unutmuyor. Peki, tarihin ilk biyolojik savaşı nasıl gerçekleşti?



Elbet Amerika'nın zulmü günümüz yüzyılında baÅŸlamadı. Kendine vatan kıldığı toprağı, o toprağın asıl sahiplerinin kanına borçlu olan Amerika, varlığını iÅŸgale, katliama ve soykırıma borçlu. Bu kanlı tarih, karşımıza ilk olarak Kızılderili katliamını çıkarır. Kristof Kolomb'un keÅŸfinden sonra baÅŸlayan katliam, yerli halkın tabi tutulduÄŸu kanlı soykırımın adıdır.

Avrupa'dan Yeni Dünya'ya göç eden beyazlar bu topraklarda kalıcı olmak için öncelikle o yerin sahiplerini yok etmeliydi. Öyle de oldu. Dünyaya yeryüzünün en önemli kâÅŸifi olarak pazarlanan Kristof Kolomb, Kızılderililer için, günlüÄŸünde ÅŸöyle bahsediyordu: "Bunlardan çok iyi hizmetkâr olur. Sadece elli kiÅŸiyle bütün bu yerlilere kolaylıkla boyun eÄŸdirebiliriz ve istediÄŸimiz her ÅŸeyi yaptırabiliriz." Kolomb Amerika'ya vardığında dünya nüfusunun 5'te biri Kızıleriliydi ve sayıları 70 milyonu geçiyordu. 1492'den bugüne sadece 2 milyon kaldılar.

ORGANLARINI KOPARDILAR

Yine dönemin önemli din adamlarından Papaz Bartolome de Las Casas'nın anlattığına göre, diri diri yakılan insanlar, tecavüz edilen kadınlar, vahÅŸice öldürülen çocuklar ve hamileler, çarmıha gerilenler derken dünya en kanlı ve en kirli zamanlarından birini yaşıyordu. Kimi nasıl öldüreceÄŸine dair birbirleriyle bahse girenler, iddiaları için gözlerini kırpmadan cinayet iÅŸliyorlardı.

YERLÄ°LERÄ° KURTLARA BENZETTÄ°LER

Kızılderililere tahammül edemeyen bu zorbalar; onları "halk" olarak bile görmüyordu. ABD'nin kurucusu ve ilk BaÅŸkanı George Washington'un sözleri de tezi doÄŸruluyordu. Washington, yerlileri vahÅŸi kurtlara benzeterek, "Bu vahÅŸi hayvanların tamamen imha edilmesi gerekiyor" diyordu. Sonuçta da öyle oluyordu. ABD'nin bir baÅŸka BaÅŸkanı Theodore Roosevelt de Washington'dan geri kalmıyordu: "Ben en iyi yerli (Kızılderili) ölü yerlidir demek istemiyorum ama 10'da 9'u öyledir" diye konuÅŸtu.

Bartolome de Las Casas'ın yazdığı 'Kızılderili Katliamı' adlı eser, zulmü ÅŸöyle anlattı: "Sırf eÄŸlence olsun diye, kadın erkek demeden yerli halkın ellerini, burunlarını ve kulaklarını kesip kopardıklarını ve bunun bölgenin deÄŸiÅŸik yerlerinde defalarca tekrarlandığını kendi gözlerimle gördüm.''

Ä°LK BÄ°YOLOJÄ°K SAVAÅž

ABD'nin resmi devlet politikalarından biri Kızılderili soykırımıydı. Bu katliam Nazi Almanyası'nda Yahudilere karşı uygulanan soykırımdan daha vahÅŸi bir soykırımdı. ABD yetkilileri, Kızılderili kellesi başına 5 dolar ödüyordu. Ä°lk biyolojik silah, Kızılderililer üzerinde uygulandığını biliyor muydunuz? ABD hükümeti sürgüne gönderdiÄŸi Kızılderililere dağıttığı kıyafetlerin üstüne çiçek mikrobu sıkarak çok sayıda insanın öldürülmesi saÄŸladı. Soykırımın bir diÄŸer yöntemi ise Kızılderililerin açlıktan ölmesi için, temel besin kaynağı olan bizonların toplayıp öldürülmesiydi. Bu vahÅŸi soykırımla ilgili ABD'li yetkililer oldukça ilginç bir açıklama yaptı: ''Sonuna kadar öldürmedikçe soykırım sayılmaz!''

12 Ekim 1492 tarihi, Kızılderililer için vahÅŸetin günüdür. Amerikalıların kutladığı Åžükran Günü ise hasata ve geçmiÅŸ yılın tüm nimetlerine ÅŸükretmek için kutlanan bir ulusal bayramdır. Kısacası, Amerikalıların kutladığı Åžükran Günü, onlar için kendi halklarından milyonlarca yerlinin soykırımı, vatanlarının gasp edilmesi anlamına geliyor. Kızılderililer ise bugünü ''Yas Günü'' olarak kutluyor.

ABORJÄ°N KIYIMI

Yine kendi topraklarında soykırıma uÄŸrayan topluluklardan biri de Aborjinler... Ä°lk kez 1606 yılında Hollandalı denizciler tarafından fark edilen Avustralya Kıtası, Ä°ngiliz Ä°mparatorluÄŸu'nun sömürgecilik tarihinin kanlı sayfaları arasında önemli bir yer tutar. Çünkü, Ä°ngilizler tarafından tarihin en kanlı sömürge olayı burada baÅŸlar. Hollandalılardan sonra 1770'te kıtayı keÅŸfeden James Cook öncülüÄŸündeki Ä°ngilizler kıtadaki yer altı kaynaklarını keÅŸfeder etmez katliama baÅŸladı ve Aborjinlerden çok azı Ä°ngilizlerin baÅŸlattığı soykırımından canlı kurtulmayı baÅŸarabildi. Avusturalya'yı kana bulayan Beyaz Adam, sömürmeye baÅŸlayacağı adanın gerçek sahibi olan bu yerlilere Aborjin adını verdi.

KATLİAM DEĞİL "CEZALANDIRMA"YMIŞ

Avrupalı sömürgeciler ilk önce verimli topraklara ve su kaynaklarının bulunduÄŸu bölgelere yerleÅŸtiler. Katilleriyle karşılaÅŸan binlerce Aborjin, sömürgecilerin getirdiÄŸi hastalıklar sonunda tıpkı Kızılderililerin çiçek virüsüyle öldüÄŸü gibi toplu olarak can verdi. Adadan deÄŸerli madenler çıkmaya ve iÅŸletilmeye baÅŸlanınca iÅŸgale olan yoÄŸunluk baÅŸladı. Evlerinden atılan, köle olarak çalıştırılmak istenen Aborjinler sömürgecilere karşı isyan baÅŸlattı. Ne var ki silahlara karşı ellerinde sadece mızraklarından baÅŸka hiçbir silahları olmayan Aborjinlerin ÅŸansı yoktu. Yapılan araÅŸtırmalara göre Aborjinler, diÄŸer toplumlarından farklı olarak tarihleri boyunca birbirleriyle bile hiç savaÅŸmamış olan bir toplumdur.

Kaynak: Fikriyat.com Web Sitesi

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.