Sosyal Medya

Önemli Şahsiyetler

Ortadoğu'da haritaları çizen bir casus: Arabistanlı Lawrence

16 Ağustos 1888’de İngiltere’nin Galler bölgesinde Tremadoc kasabasında doğdu.



Arabistanlı Lawrence (Lawrence of Arabia) diye tanınmıştır. Ä°rlanda’da geniÅŸ arazileri olan babası Baron Edward Robert Chapman, eÅŸini ve dört kızını terkederek Dublin’de çocuklarının mürebbiyesi Sara Maden Junner ile yaÅŸamaya baÅŸladı ve bu sebeple aile adını deÄŸiÅŸtirip Lawrence soyadını aldı. EÅŸinin boÅŸanma taleplerini reddetmesi ve üzerindeki sosyal baskılar yüzünden Sara’yı ve ondan doÄŸan çocukları Thomas Edward ile Bob’u yanına alıp Ä°skoçya’ya gitti (1889). Bir süre Man adasında ve Fransa’nın kuzey sahilindeki Dinard bölgesinde yaÅŸayan aile çocukların eÄŸitimi için 1896’da Ä°ngiltere’ye dönüp Oxford’da yerleÅŸti. Lawrence’in ilk eÄŸitimini deÄŸiÅŸik bölgelerde yapması onun çeÅŸitli dilleri ve farklı hayat tarzlarını tanımasını saÄŸladı. Ancak anne ve babasının resmen evli olmadıklarını öÄŸrenmesi psikolojik durumunu etkiledi. Zaman zaman ailesinden uzaklaÅŸan Lawrence 1906’da bisikletle Fransa turuna çıktı. Geri döndüÄŸünde asker olmak için Cornwall’daki bir topçu birliÄŸine yazıldı. Burada yaklaşık sekiz ay kaldı. Cornwall’a giden babası askerlikten ayrılması için gereken tazminatı ödeyerek eve dönmesini saÄŸladı. 
 
Aynı yıl St. John’s College için yaptığı burs baÅŸvurusundan sonuç alamayan Lawrence 1907’de Oxford’daki Îsâ Okulu’nun tarih bursunu kazandı. Lawrence’in geleceÄŸi için endiÅŸelenen babası, onu Canon Christopher aracılığı ile Oxford Üniversitesi’nin iki ÅŸarkiyatçısıyla tanıştırdı. Bunlardan ilki Oxford’da Arapça profesörü olan David Margoliouth, ikincisi Ashmolean Müzesi müdürü, arkeolog ve Ä°ngiliz istihbarat örgütünde danışmanlık yapan D. G. Hogarth idi. Hogarth Lawrence’in âdeta babalığını üstlendi. Ona arkeoloji zevkini aşıladı. Kendisini Ä°ngiliz milliyetçiliÄŸi fikrini savunan Round Table dergisi etrafındaki bir grup ile tanıştırdı. Bu grubun Lawrence’in fikir dünyasının oluÅŸmasında önemli katkısı olmuÅŸtur. 
 
Hogarth’ın yönlendirmesiyle 1907’de Fransız ÅŸatoları ve savaÅŸları konusunda çalışmalar yapan Lawrence, ertesi yıl Suriye ve civarında Haçlı askerî mimarisi konulu bir tez yapmaya karar verdi. Çalışmaları için gereken malzemeleri Hogarth saÄŸladı. Osmanlı topraklarındaki araÅŸtırmalarında kendisine kolaylık saÄŸlanması için resmî izinler alındı. Arap topraklarında nasıl davranması gerektiÄŸi hususunda Oxford’da yaÅŸayan Arap arkadaşı N. Udeh ve seyyah Charles Doughty’den bilgi edinen Lawrence 1909 Haziranında Londra’dan yola çıktı ve 7 Temmuz 1909’da Beyrut’a vardı. Yaptığı plana ve Hogarth’ın kendisine verdiÄŸi haritalara göre o zamanki Suriye topraklarında 1000 millik bir seyahat gerçekleÅŸtirerek yolu üzerindeki Haçlı kalelerini inceleyecekti. Beyrut’tan hareketle yaya olarak Sayda’ya, oradan Safed, Taberiye, Nâsıriye ve Hayfa’ya gidip tekrar Akkâ üzerinden Sayda’ya döndü. Turistten ziyade bir yerli gibi hareket eden, Arap yiyecekleri yiyip Arap kıyafetleri giyen Lawrence, Arap topraklarındaki bu ilk tecrübesinin ardından TrablusÅŸam’a yöneldi. Oradan Lazkiye, Antakya, Halep ve Urfa’ya gitti. Daha sonra Åžam’a geçti. Bu gezisinde bir yandan Arapça öÄŸrenip toplum yapısını tanırken öte yandan teziyle ilgili malzeme topladı. 1910’da Ä°ngiltere’ye dönerek tezini sundu ve çok baÅŸarılı bulundu. 
 
1910 yazında Hogarth, Lawrence’den Nizip’in güneydoÄŸusunda Suriye sınırındaki Kargamış’ta British Museum adına sürdürdüÄŸü Hitit arkeolojik kazılarına katılmasını istedi. O sırada Osmanlı Devleti üzerinde etkin olan ve Ä°ngilizler’i rahatsız eden Alman nüfuzuna karşı Ä°ngiliz istihbaratı Anadolu’daki bu tür faaliyetlerle yakından ilgilenmekteydi. Lawrence’in bu kazıya katılması dolaylı da olsa onu ilk defa Ä°ngiliz istihbaratının ÅŸemsiyesi altına soktu. Ancak baÅŸta Hogarth olmak üzere Lawrence’i yetiÅŸtirenler henüz onu yeterli bulmadıklarından önce Beyrut yakınlarında Cübeyl’de Amerikan Misyoner Okulu’na göndererek Arapça’sını geliÅŸtirmesini saÄŸladılar. Hogarth 1911 Åžubatında Lawrence ile Cübeyl’de buluÅŸup birlikte seyahate çıktılar. Beyrut, Hayfa, Nâsıriye, Yermük gibi yerleri dolaÅŸarak Der‘a Hicaz Demiryolu Ä°stasyonu’na kadar gittiler; oradan Humus ve Halep üzerinden Kargamış’a ulaÅŸtılar. Hogarth kısa bir süre sonra kazı iÅŸini Lawrence’e bırakıp Londra’ya döndü. Bu dönemde bedevî Araplar’ın arasına karışarak onların hayat tarzlarını, geleneklerini öÄŸrenen Lawrence’in bedevîler arasında sık sık dolaÅŸması Osmanlı yetkililerinin dikkatini çekti ve bir defasında hapse atılacak kadar takibata uÄŸradı. 1913 yazında Londra’ya giden Lawrence birkaç ay sonra tekrar Kargamış’a döndü. 1914 yılı başında Hogarth’ın tâlimatıyla Filistin AraÅŸtırma Vakfı adına bilimsel bir inceleme gezisine katıldı. Ä°ngiliz ordusundan yüzbaşı S. F. Newcombe’un nezaretinde gerçekleÅŸen bu gezi, aslında Sînâ çölünde geçitlerin ve su kaynaklarının yerini belirlemek için yapılan bir askerî istihbarat çalışmasıydı. Böylece Lawrence’in o güne kadar Ä°ngiliz istihbaratı ile dolaylı iliÅŸkisi doÄŸrudan iliÅŸkiye dönüÅŸtü. Altı hafta süren çalışmalar sırasında geçitlerin ve su kaynaklarının haritasını çıkaran ekip Osmanlı yetkilileri tarafından Akabe’ye sokulmadı. Ancak Lawrence bir yolunu bularak kasabaya girdi ve önemli bilgiler edindi. Osmanlı demiryollarıyla ilgili bilgiler toplamaya devam eden Lawrence, özellikle Toroslar’daki demiryolu geçitleri hakkında Ä°ngiliz istihbaratına raporlar hazırladı ve raporlarını takdim etmek üzere Haziran 1914’te Londra’ya döndü. 
 
Lawrence, I. Dünya Savaşı baÅŸlayınca Hogarth’ın tavsiyesi üzerine Kahire’deki Askerî Haberalma Örgütü’nde görevlendirildi. Sonradan Arap Bürosu adı verilen bu örgütte teÄŸmen rütbesiyle çalışmaya baÅŸlayan Lawrence, askerî haritalar hazırlama ve özellikle Kanal Harekâtı’nın ardından Ä°ngilizler’in eline geçen Osmanlı esirlerini sorgulama ve bilgi toplama çalışmalarında görev yaptı. Kısa zamanda yüzbaşılığa yükseldi, ancak sınırlı yetkilere sahipti. Büro hizmetleri dışında kendisine verilen ilk görev, Kûtül‘amâre’de Ä°ngiliz kuvvetlerini kuÅŸatan Osmanlı kuvvetleri kumandanı Halil PaÅŸa’yı kuÅŸatmayı kaldırması için ikna etmekti. Mart 1916’da Basra’ya giderek Halil PaÅŸa’ya kuÅŸatmayı kaldırması için 1 milyon -bazılarına göre 2 milyon- sterlin rüÅŸvet teklif etti. PaÅŸadan ret cevabı alınca ilk operasyon görevinde baÅŸarısız oldu. Bu olaydan sonra Irak’ta bir Arap isyanı planlayan Ä°ngilizler bunun için Lawrence’i görevlendirdiler. Ä°lk iÅŸ olarak eski Osmanlı Meclis-i Meb‘ûsanı üyelerinden Süleyman Feyzi ile görüÅŸerek kendisinden Ä°ngilizler’in hazırlayacağı isyana öncülük etmesini isteyen Lawrence bu giriÅŸimden de istediÄŸi neticeyi alamadı. Mayıs 1916’da Kahire’ye döndü. 
 
Haziran 1916’da Hicaz’da Åžerîf Hüseyin’in Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklanmasının ardından Lawrence bu bölgede görev almak istedi. Ekim 1916’da Kahire’deki Ä°ngiliz Bürosu sekreterlerinden Ronald Storrs ile Cidde’ye giderek Åžerîf Hüseyin ayaklanmasında yer aldı. Ä°ngilizler’le Åžerîf Hüseyin ve oÄŸulları arasında aracılık yapmak ve isyanın Ä°ngilizler’in lehinde sonuçlanması için faaliyet göstermek üzere görevlendirilen Lawrence bedevîlere dağıtılmak üzere bol para ile desteklendi. Lawrence’in, 1916 yılının son günlerinden 1918 Ekiminde Åžam’ın Ä°ngiliz kuvvetlerince alınmasına kadar geçen yirmi iki ay boyunca ayaklanan Araplar’ın başında bulunduÄŸu ve bütün eylemleri onun yönettiÄŸi iddia edilmiÅŸtir. Halbuki isyanın planlanmasından bile haberi olmamış, isyandan sonraki sürenin bir yıla yakın kısmını Kahire, Cidde ve SüveyÅŸ’te, alınışından sonra da Kudüs’teki karargâh merkezinde geçirmiÅŸtir. Fiilen askerî harekâta ve cephe gerisindeki bilgi toplama faaliyetlerine katıldığı süre beÅŸ ay kadardır. Bu sürede baÅŸlıca faaliyetleri Medine’deki Türk birliÄŸine yardım saÄŸlayan Hicaz demiryolunun tahrip edilmesi, bazı Türk birliklerine baskın yapılması ve rütbesinin binbaşılığa yükseltilmesine vesile olan Akabe Limanı’nın ele geçiriliÅŸinde bulunmasıdır. Åžerîf Hüseyin isyanındaki rolü askerî olmaktan ziyade siyasîdir. Savaşın ardından Batı kamuoyuna, âdeta Osmanlı Devleti’nin karşısında tek başına mücadele eden ve Osmanlı ordularının Arap yarımadasından çıkarılmasını saÄŸlayan yegâne kiÅŸi gibi sunulması ayaklanmadaki rolünün abartılmasına sebep olmuÅŸtur. SavaÅŸ sonrasında Ä°ngiliz hükümetinin Araplar’a karşı politikalarında Lawrence’in düÅŸüncelerini önemsememesi de onun Ä°ngiliz istihbaratının ortaya koyduÄŸu suni bir kahraman olduÄŸunu göstermektedir. 
 
Åžam’ın Ä°ngilizler’in eline geçmesi üzerine Londra’ya dönen Lawrence, burada Åžerîf Hüseyin’in oÄŸulları yönetiminde üç Arap devletinin kurulması için faaliyet gösterdi. Bu sırada Ä°ngiltere’ye giden Åžerîf Faysal’a danışmanlık yaptı, siyonistlerle onun arasında ara buluculuk giriÅŸimlerinde bulundu. Siyonist hareketin, komÅŸuları Araplar’ın hayat seviyesini yükselteceÄŸini savundu. Faysal’ın Paris Barış Konferansı’na girebilmesi için çalıştı, ancak hiçbir giriÅŸiminde baÅŸarılı olamadı. Lawrence’i kullanıp albay rütbesine yükselten Ä°ngiliz istihbaratı artık onu devre dışı bırakmaya baÅŸlamıştı. Lawrence de 1922’de albay rütbesini terkedip kimliÄŸini gizleyerek Ross adıyla hava kuvvetlerine girdi. KimliÄŸi anlaşılınca Shaw ismiyle tank birliÄŸine geçti, ardından tekrar hava kuvvetlerine döndü. 1927-1930 yılları arasında Hindistan’da çalıştı, burada kendisine verilen görevler tamamen masa başı iÅŸlerdi. 1935 Åžubatında emekliye ayrıldı. Kullandığı motosikletle yaptığı kaza, bazılarına göre ise suikast sonucunda 19 Mayıs 1935’te öldü. 
 
Fırsat buldukça bir ÅŸeyler yazmayı âdet edinen Lawrence’in tanınmasını saÄŸlayan eseri Seven Pillars of Wisdom adıyla yayımladığı hâtıratıdır. Hâtıralarını 1919’da kaleme almaya baÅŸlamış, ancak muhtemelen Ä°ngiliz istihbaratının istekleri üzerine yaÅŸadığı bütün olayları anlatmamıştır. Olayları daha ziyade Ä°ngiliz ÅŸovenizmine ve propaganda amacına yönelik olarak abartılı bir dille aktardığı, Türkler’e karşı duyduÄŸu aşırı nefreti Arap sempatizanlığı ile örtmeye çalıştığı, sürekli deÄŸiÅŸken bir kimlik ortaya koyduÄŸu, bu arada yanlış, yalan ve hatta iftira niteliÄŸinde bilgilere de baÅŸvurduÄŸu görülmektedir. Ä°ngiliz araÅŸtırmacıları bile zaman zaman bu çeliÅŸkilere dikkat çekmiÅŸlerdir. Ä°lk olarak 1926’da 128 adet basılıp özel kiÅŸilere gönderilen kitabın ertesi yıl Revolt in the Desert baÅŸlığıyla bir özeti yayımlanmış, tam metni ise 1935’te ölümünden sonra basılmıştır. 1910 yılında tamamladığı tezi Crusader Castels ile (1936, Oxford 1988) hava kuvvetlerinde çalıştığı yıllarda tuttuÄŸu günlüÄŸün yanında (The Mint, Jonhatan Cape 1955) gazete ve dergilerde yayımlanmış birçok makalesi bulunmaktadır. 
 
Ä°slam Ansiklopedisi

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.