Sosyal Medya

Güncel

Hayrettin Karaman / İbn Atâullah İskenderânî: Namaz (2)

Hayrettin Karaman - Yeni Åžafak



Hak Teâlâ sende usanma tabiatı olduÄŸunu bildiÄŸinden ibadetleri çeÅŸitli kıldı, bir ÅŸeye hırs ve düÅŸkünlük ile sarıldığını bildiÄŸinden de bazı vakitlerde bazı ibadetleri yasakladı; bunu yaptı ki, bütün gayretin ÅŸeklen namaz kılmak deÄŸil, namazı hakkıyla kılmak olsun; çünkü her namaz kılan bunu hakkıyla yapmış olmuyor.”

Allah Teâlâ namazdan ve namazda gaflet içinde olanları kınıyor (Mâûn: 107/5). Namazdan gaflet namazı kılmamaktır, namazda gaflet ise vücudun namazda; kalbin, zihnin, bilincin baÅŸka ÅŸeylerde olmasıdır. Kulun ibadetlerden usanmaması için namaz, oruç, zikir, tefekkür, hac gibi ibadetleri çeÅŸitlendiren Rabbimiz, sınırları korumayı saÄŸlama almak için de bazı vakitlerde namaz kılmayı yasaklamıştır. Åžair der ki:

Sür çıkar aÄŸyârı dilden tâ tecellî îde Hak

PadiÅŸah konmaz saraya hane ma’mûr olmadan

Kalp O’nun sarayıdır, kul o saraya baÅŸkalarını oturtursa O’na yer kalmaz. Bir ârif de durumu ÅŸöyle tasvir etmiÅŸtir: Kul “Allah en büyüktür” diye namaza baÅŸladığında melekler bakarlar, eÄŸer kalbinde ve zihninde baÅŸka ÅŸeyler varsa “yalan söylüyorsun, sana göre O’ndan daha büyük ve önemli ÅŸeyler var ki, kalbin onlarla meÅŸgul” derler; eÄŸer kalbinde yalnızca Allah varsa “DoÄŸru söylüyorsun, kalbinde Allah’tan büyük bir ÅŸey yok” derler ve oradan çıkan bir nur arÅŸa kadar uzanır…”

“Namaz kalpleri, günahların kirinden arındırır, namaz gayb âleminin kapılarının açılmasını istemektir.”

Bir hadiste Peygamberimiz (s.a.) günde beÅŸ vakit abdest alıp namaz kılmayı, günde beÅŸ kez yıkanmaya benzetmiÅŸ, beÅŸ kez yıkananda maddi kir kalmayacağı gibi beÅŸ vakit namaz kılanda da manevi kir kalmayacağını müjdelemiÅŸtir. Günahların ve mâsivâ içinde kaybolmanın oluÅŸturduÄŸu perde kalbin, gayb âlemine açılmasına engel olmaktadır. Bu perde hakkıyla kılınan namaz ve diÄŸer ibadetler sayesinde kaldırılınca irfan ve ilham kapıları açılmaktadır.

“Namaz Allah’a yakarışın (en uygun) yeri ve yalnızca O’nunla olmanın ortamıdır. Namazda herkese açık olmayan bilgilerin alanı geniÅŸler ve onda nur saçan yıldızlar doÄŸar. Allah senin zaaflarını bildiÄŸi için namazın sayısını az kıldı, O’nun lütfuna muhtaç olduÄŸunu bildiÄŸi için de lütuf ve yardımlarını çoÄŸalttı.”

Bir hadiste Peygamberimiz (s.a.) “…benim sevincim ve mutluluÄŸum namazdadır” buyuruyor. Ä°skenderânî’ye soruyorlar: Bu mutluluk Peygamberimize özel midir, yoksa baÅŸkalarının da bunda nasibi var mıdır? Åžu cevabı veriyor:

“Bir ÅŸeye ÅŸahid olmanın (ÅŸühûdun, görme ve tanık olmanın) ÅŸahide vereceÄŸi mutluluk, o ÅŸey hakkındaki bilgisi kadardır. Peygamberimizin bilgisi kadar kimsede bilgi yoktur, O’nun mutluluÄŸu kadar da kimse de mutluluk olamaz. ‘Namazda O’nun celâlini müÅŸahade ettiÄŸi için mutluluÄŸu’ dedik, “Namaz ile mutluluk” demedik; çünkü Peygamberimiz Rabbinden baÅŸka hiçbir ÅŸey ile mutlu olmaz. Nasıl böyle olmasın ki, baÅŸkalarına, “Allah’a, O’nu görüyormuÅŸsun gibi ibadet et” buyuruyor, Peygamberimizin Allah’ı görüp, O’nun yanında bir baÅŸka ÅŸeyi daha görmesi imkansızdır.”

Anladığımı ÅŸöyle ifade edebilirim:

Allah Resulü (s.a.) namaz ile mutlu olmaz; çünkü o ancak Rabbi ile mutlu olur, Rabbinin cemal ve celalini ise kesintisiz müÅŸahede etmektedir; Onun için namazın özelliÄŸi, bu müÅŸahedenin farklı keyfiyeti ile ilgilidir. Sair insanlar ise namazla mutlu olabilirler; çünkü onların ömürleri gaflet içinde geçmekte iken namaz huzur ve huÅŸû için bir fırsat oluÅŸturmaktadır.

“Åžeb-i mi’râc hususî bir tecellîder sana yoksa- Senin her anların mi’rac-ı Rahman yâ Resûlellah”

Hikem ÅŸerhinden söz ettiÄŸim Mahir Efendi’nin ÅŸerhinden bir parça naklederek bu yazıyı bitirmek ve hem dil hem de yazı inkılabıyla neleri kaybettiÄŸimize bir daha iÅŸaret etmek istiyorum:

Musallînin (namaz kılanın) iftitah tekbir “teslim”, kıyamda vukufu “tezellül”, senâ ve tilaveti “tebezzül”, rukû’u “tahaddu’, sücudu “tehaÅŸÅŸu’, ka’desi “teraÄŸÄŸub”, teÅŸehhüdü “temelluk” olup her kim bu suretle edây-ı salât ederse Hak Teâlâ hazretleri de onu mazhar-ı tecelliyât eyler. (s.549).

Not: Suûdîler üç Ä°slam alimini idam ederek yeni bir cinayete daha imza atma hazırlığı içindeler. Bunu engellemek için her vicdan sahibinin bir ÅŸeyler yapması farzdır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.