Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Sudan’da darbe mi yoksa devrim mi oluyor?

30 yıllık Sudan’daki Ömer el Beşir yönetimi, halk protestoları sonucu gerçekleşen askeri darbeyle sona erdi. Bu bir darbe mi yoksa bir halk ayaklanması sonucu askerlerin devreye girmesi mi? Şimdilik halk devriminden çok bir askeri darbe gözükse de halkın devam eden tepkisinin belirleyeceği olacağı ortada.



Tarık Yalçın / Mücerret
 
BeÅŸir yönetimini sona erdiren aslında bizzat kendisi. Ekonomideki baÅŸarısızlığı, yoksunluÄŸun ve yoksulluÄŸun giderek artması, rüÅŸvetin yayılması, etnik ve hizipsel gerginliÄŸin yükselmesi, uzlaÅŸma yerine sadece bürokrasi ve askerlerden oluÅŸan otoriter bir sisteme öncelik etmesi.
 
Geçen hafta Ömer el BeÅŸir’e karşı bir dizi darbe olduÄŸunu da söylemeliyiz. Önce ordu içinde genç subaylardan oluÅŸan laik ve milliyetçi cephe, daha sonra ılımlı askerlerin el koyması daha sonra da Suud yanlısı askerlerin devreye girmesi. Darbede dört ülkenin etkili olduÄŸu söylenebilir. ABD, Suud yönetimi, BirleÅŸik Arap Emirlikleri ve Mısır.
 
Ä°lk darbeyi yapanlar Amerikan yanlısı Salah GuÅŸ’la ittifak içerisinde olan gruptu. Daha sonraki Afv ise Mısır’a ve BeÅŸir’e yakın Orgeneral Avad bin Afv gurubuydu. Fakat Afv grubu ile hem BeÅŸir yanlısı hem de eski istihbarat baÅŸkanı Salah GuÅŸ’un ittifakından oluÅŸmuÅŸtu. Protestocuların bu -oldu bitti-yi kabul etmemeleri, mütevazi bir kiÅŸiliÄŸe sahip olan Afv istifa etmek zorunda kaldı ve yerine Suud ve BAE ile temasları olan Orgenaral Abdülfettah Bürhan getirildi.
 
Sudan’da ÅŸimdi üç kiÅŸinin elinde gözüküyor; Sudan Askeri konseyi BaÅŸkanı General Abdülfettah Burhan, Siyasi Komite BaÅŸkanı Ömer Zeynelabidin ve Hızlı Kuvvetler ekibi komutanı Muhammed Hamdan Hamideti.
 
(Sudan Askeri GeçiÅŸ Konseyi BaÅŸkan Yardımcısı, ABD’nin Hartum Maslahatgüzarı ile görüÅŸtü)
Hamideti’ye dikkat etmek lazım. Bürhan, Hamideti sayesinde Afv’a darbe yapabildi ve darbeden sonra da onu yardımcılığına getirdi. Hamideti’nin milis gücünün düzenli ordudan daha güçlü olduÄŸu ve halkta bir karşılığı olduÄŸunu söyleyebiliriz.
 
Salah GuÅŸ’un istihbarat baÅŸkanlığı görevinden alınarak emekliliÄŸe sevk edilmesi, Sudan’ın geleceÄŸi açısından önemli. GuÅŸ, ABD ile yakınlığıyla biliniyor ve ülkedeki birçok cinayetten, iÅŸkenceden sorumlu tutuluyordu. Geçen ay Ä°srailli yetkililerle Avrupa’nın bir baÅŸkentinde görüÅŸtüÄŸü iddia edilmiÅŸ fakat kendisi bu iddiaları reddetmiÅŸti.
 
Salah GuÅŸ
Yüksek Askeri konseyin protestocularla, siyasi partilerle ve halk ayaklanmasının baÅŸ aktörü Meslek Örgütleri BirliÄŸi liderleri ile temas içine girmesi önemli. Ayrıca Hasan Turabi tarafından kurulan BeÅŸir’in en önemli muhalifi Sudan Kongre Partisi’nin lideri Ä°brahim eÅŸ Åžeyh ile temasta bulunmasının çok kapsamlı bir sivil idareye geçiÅŸin olacağını göstermekte.
 
Hasan Turabi
Yüksek Askeri Konsey’in olaÄŸanüstü hali kaldırması, sokaÄŸa çıkma yasağını iptal etmesi, göstericilere karşı askerin karşı koymayacağını söylemesi bir bakıma olumlu geliÅŸmeler olarak görürse bile sivil idareye tam anlamıyla geçiÅŸin 2 yıl sürecek olması göstericilerin taleplerini karşılamamaktadır.
 
Yüksek Askeri Konsey yeni geçiÅŸ hükümetinde askerlerden birisinin olmayacağını söylese de istihbarata yine asker kökenli birinin getirilmesi bazı kuÅŸkuları da beraberinde getirmiyor deÄŸil.
 
Yüksek Askeri Konsey sözünü tutacak mı yoksa halkı oyalamak için zaman mı kazanıyor?
 
Öncelikle genç, milliyetçi ve laik askerlerin darbesinin önlenmesi sudan için olumlu bir süreçtir. Çünkü Sudan yönetimi BeÅŸir döneminde bile bir dengeler yönetimiydi. BeÅŸir Suud, Mısır, BirleÅŸik Arap Emirlikleri, Katar, Ä°ran’la da temas kurabilen bir isimdi. Zaten uzun süre ABD ambargosuna raÄŸmen ayakta kalmasının da sırrı bu dengeyi saÄŸlayabilmesiydi.
 
Sudan’da askerin söz sahibi olmadığı bir yönetimin kurulması ÅŸimdilik imkânsız gibi görünüyor. Çünkü ordu Sudan’da çok güçlü olup ancak sivil idareye geçtikten sonra halkın desteÄŸi ile saÄŸlanabilecek bir süreç gibi görünüyor. Meslek örgütleri BirliÄŸi’nin üyelerinin çoÄŸunlukla gençlerden ve dışarıda eÄŸitim almış olanlardan olması Sudan’ın gerçekleri ile idealleri arasında kalmalarına yol açabilir.
 
Sürecin darbe ile mi yoksa devrimle ilerleyeceÄŸini ekonomik faktörler belirleyecek.
 
Sudan’ın en önemli sorunu ekonomi. Sudan cüneyhinin dolar kaÅŸsısındaki deÄŸer kaybetmesine, ekmek fiyatlarındaki artışa, yüksek enflasyona, halkın giderek fakirleÅŸmesine Yüksek Askeri konsey cevap veremezse gösteriler devam eder ve Sudan içinden çıkılması zor bir durumla karşı karşıya kalabilir. BAE ve Suudi Arabistan’ın askerlere destek açıklaması Mısır’da olduÄŸu gibi para yardımı yapabilecekleri anlamına geliyor. EÄŸer Körfez ülkeleri Sudan’a ekonomik destek çıkarlarsa askeri konseye karşı protestolar azalabilir.
 
Protestolar özgürlük, demokrasi, sivil yönetime odaklansalar da ekonomik vaadi olmayan bir çözüm sorun olmaya devam eder.
 
Meslek örgütü BirliÄŸi içerisinde tam bir uzlaÅŸma da saÄŸlanmış deÄŸil. Genellikle sosyalistler ve milliyetçilerin ittifakı gibi gözükse de kırılmaya mahkûm ve siyasi bir parti gelenekleri de yok. Hasan Turabi’nin kurmuÅŸ olduÄŸu Kongre partisi başından beri gösterilere destek veriyor ve hayatını kaybedenlerin de çoÄŸunluÄŸu Ä°slamcılardan oluÅŸuyor. Meslek örgütleri BirliÄŸi Kongre Parti ile Ömer el BeÅŸir yönetimini aynı düzlemde deÄŸerlendirmesi, sivil idarenin de yönetimde uzlaÅŸmamasının önünü açabilir.
 
Sadık el Mehdi
Sadık el Mehdi ve kızı gösterilerde öne çıksalar da göstericilere güven vermiyor ve pragmatist yaklaşımlarından dolayı eleÅŸtiriliyor. Sadık el Mehdi eÄŸer BeÅŸir karşısında dik ve kararlı bir siyaset izleyebilseydi geçiÅŸ hükümetinin liderliÄŸi için kendisi veya kızının ÅŸansı yüksekti. Meslek örgütleri BirliÄŸi’nin siyasi komünist ve milliyetçi partiler dışındaki diÄŸer siyasi partilere karşı uzak olmaları uzlaÅŸma yolundaki en büyük engellerden biridir.
 
Sudan’da askeri darbeden bir halk devrimi çıkacak mı? Bu sorunun karşılığını önce Ömer el BeÅŸir’i gösterileri ile deviren halk verecek. EÄŸer Mısır’daki Sisi benzeri bir darbe mi yoksa Tunus benzeri bir turuncu devrim mi?  Abdülfettah’ın önünde de böyle bir seçenek var. Ya darbeci Sisi gibi davranacak ya da kısa sürede yönetimi sivillere devredecek. Åžimdilik gözüken Mısır örneÄŸinin güçlü olduÄŸu, fakat devrim heyecanı su gibi bardakta durduÄŸu gibi de durmaz…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.