Sosyal Medya

Abdülhamid devri İstanbul’unda sokak sokak gezdiren kitap: Amanvermez Avni

İlk gençlik çağımda bir hayli Mike Hammer okumuştum, çoğunu Kemal Tahir ve Afif Yesari’nin yazdığını bilmeden... Sherlock Holmes ve Hercule Poirat’nun maceralarına da bayılırdım. Hâlâ iyi polisiye roman bulursam okurum. Geçen hafta da bizim Amanvermez Avni’nin maceralarını takıldım. Türklerin Sherlock Holmes’ü Amanvermez Avni, hayatı hakkında çok az bilgiye sahip olduğumuz Ebüssüreyya Sami adında bir yazarın yarattığı, polisiye vakaları bilek ve siyah gücüyle değil, zekâsıyla çözen ve tıpkı Holmes gibi kılıktan kılığa giren genç bir polis hafiyesidir. Arif adında, Holmes’ün arkadaşı Dr. Watson gibi becerikli bir yardımcısı da vardır.



Polisiye roman Avrupa’da çok zengin bir geçmiÅŸe sahip. Bu konuda doyurucu bilgi edinmek isteyenler, Erol Üyepazarcı’nın Korkmayınız Mister Sherlock Holmes adlı iki ciltlik kitabına müracaat etmelidirler. “Türkiye’de Polisiye Romanın 125 Yıllık Öyküsü (1881-2006)” alt baÅŸlığını taşıyan bu harika kitabın birinci bölümünde, polisiye romanın ne olduÄŸu, niçin yazıldığı, nasıl bir ihtiyacı karşıladığı, polisiye edebiyatının dünyada nasıl ortaya çıktığı ve nasıl geliÅŸtiÄŸi anlatılır, sonraki bölümlerde ise Türkiye’de telif ve tercüme polisiye romanın heyecan verici macerası...
 
Erol Bey’in tespitlerine göre, 1881-1908 yılları arasında Türkçeye elli beÅŸ polisiye roman çevrilmiÅŸtir. 1908’den sonra, Ä°kinci MeÅŸrutiyet’in saÄŸladığı hürriyet ortamında, bütün yayınlarda olduÄŸu gibi polisiye roman tercümelerinde de büyük bir artış olur, Dime novel’lerden Scherlock Holmes ve Arsene Lupin gibi klasiklere kadar yüzlerce polisiye tercüme edilir. Bu arada Türk yazarları da bu türe ilgi göstermeye baÅŸlarlar. Ä°lk telif polisiye roman olan Esrâr-ı Cinâyât Ahmed Midhat Efendi’nin imzasını taşımaktadır. Onu Fazlı Necip’in romanları takip eder. 1908’e kadar yerli polisiye romanda pek fazla bir ilerleme saÄŸlandığı söylenemez. 1913 yılında Ebülbehzat adında bir yazarın BeyoÄŸlu Cinâyâtı, dizinin ilk kitabı tutmadığı için devam etmemiÅŸtir. Ancak aynı tarihte Ebüssüreyya Sami’nin on kitaplık Türklerin Sherlock Holmes’ü Amanvermez Avni serisi büyük bir baÅŸarı kazanacaktır.
 
***
 
Erol Bey, polisiye romanın tarihiyle ilgilenmekle yetinmemiÅŸ, bugünün okuyucusunu polisiyeye emek vermiÅŸ eski yazarlarımızın eserleriyle buluÅŸturmak için de kolları sıvamıştır. Peyami Safa’nın -nam-ı deÄŸer Server Bedi- Cingöz Recai serilerinin ardından Ebüssüreyya Sami’nin on hikâyeden (novella) oluÅŸan Amanvermez Avni’lerini de sadeleÅŸtirerek tek cilt halinde yayına hazırladı. Yeni baskısı Ötüken NeÅŸriyat tarafından zevkli bir kapak ve tasarımla yapılan eserin başında, Erol Bey’in Ebüssüreyya hakkında bulabildiÄŸi bütün bilgileri bir araya getirerek yazdığı bir metin yer alıyor. Sabah, Ä°kdam, Tarik gibi gazetelerle Musavver Malumat’ta yazarlık ve yöneticilik yaptığı anlaşılan Ebüssüreyya 1868 yılında doÄŸmuÅŸ, fakat nerede ve ne zaman öldüÄŸü bilinmiyor. Erol Bey’in tespitlerine göre, 1930’larda mahiyetini bilmediÄŸimiz bir görevle Amasya’daymış, o kadar.
 
1913-1914 yıllarında yayımlanan Amanvermez Avni hikâyeleri okuyucular tarafından çok beÄŸenilmiÅŸ ve yeni baskıları yapılmış. Hatta daha sonra Amanvermez Sabri ve Amanvermez Ali gibi yeni dizilerin ortaya çıktığını söyleyen Erol Bey, Amanvermez Avni serisinin niçin çok tutulduÄŸunu, Ebüssüreyya’nın “Yanmış Adam” hikâyesinin başında yer alan açıklamasını aktararak cevaplandırıyor:
 
“Sherlock Holmes, Nat Pinkerton, Nick Carter, Lecoq Harry gibi Batı’nın zabıta yaÅŸamında harikalar yarattıkları söylenilen fevkalade zeki kiÅŸilere ait öykülerin ne kadar merakla okunduÄŸunu gördükçe DoÄŸu ülkelerinin de bu gibi zekâlardan yoksun olmadığını kanıtlayacak, bugüne kadar saklı kalmış doÄŸru belgelerin yayınlanmasını ulusal ve vatani görevlerden saydım. Amerikalı bir Nat Pinkerton’un, Parisli bir Lecoq’un ellerinde var olan çok sayıdaki maddi araçlara dayanan baÅŸarılarını ısrarla alkışlayan okuyucular, hiç ÅŸüphe etmem ki bütün süregiden mahrumiyetleri içinde, yalnız sahip olduÄŸu DoÄŸu zekâsını kullanarak kazanan bir Türk polisini daha çok beÄŸeneceklerdir.”
 
Erol Bey, Amanvermez Avni hakkında Zafer Toprak’ın yorumunu da önemsiyor. Trablusgarp ve Balkan SavaÅŸlarından maÄŸlubiyetle çıktığımız için halk hiç olmazsa hayal dünyasında bu maÄŸlubiyetleri telafi etmek istiyor, kumandanların kahramanlıklarından ziyade, kendi mahallesinden kahramanların, kendi günlük hayatından kesitler de sunan hikâyelerini arıyordu. Amanvermez Avni böyle bir kahramandı.
 
***
 
Önceki gece son ikisini okuyup bitirdiÄŸim ve kurguları bakımında da baÅŸarılı bulduÄŸum Amanvermez Avni hikâyelerinin en sevdiÄŸim tarafı, beni Abdülhamid devri Ä°stanbul’unda semt semt, sokak sokak gezdirmesi oldu. O yılların Ä°stanbul’una dair baÅŸka hiçbir kaynakta bulunmayacak bilgiler edindim. Öyle anlaşılıyor ki, Ebüssürayya, Ä°stanbul’u, özellikle BeyoÄŸlu civarını ve devrin zaptiye teÅŸkilatının iÅŸleyiÅŸini çok iyi biliyordu.
 
Amanvermez Avni hikâyelerinin ilki olan “Yanmış Adam”ın Selçuk Yüksel tarafından oyunlaÅŸtılıp sahneye konulduÄŸunu, ÅŸu sıralarda Üsküdar Kerem Yılmazer Sahnesi’nde oynanmakta olduÄŸunu da hatırlatmak isterim.
 
Türklerin Sherlock Holmes’ü Amanvermez Avni’yi polisiye meraklılarına tavsiye ve aziz üstadımız Erol Üyepazarcı’yı tebrik ediyorum.
 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.