Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Sezai Karakoç'un dilinden: Yeryüzüne söylenmiş en güzel şarkı

Milletim, uyan! Kendine dön! Aslını unutma! Geçmişini bil. İçinden, gerçek aydınlardan kurulu bir kadro çıkar. Çıkar ki, onlar, hem bugününü, hem yarınını kurtarsınlar. Geleceğini, ancak, bilinçli, idealist bir aydın nesil güven altına alır.



Milletim! Büyük bir milletsin. Çok büyük bir ülken var. Onun bir çok parçasına el konulmuÅŸ. Öbür parçalarına da göz dikilmiÅŸ. Çok köklü bir tarihe sahipsin. Gerçek bir medeniyetin, Hakikat Medeniyeti’nin sahibisin. Onu yeniden ayaÄŸa kaldır. Diril ve Dirilt! Ä°nsanlık seni bekliyor.

Milletim! DoÄŸu’ya, Batı’ya dur diyecek güç, sensin. Kendini bildiÄŸin gün, kurtulacaksın.Ve bütün insanlığı kurtaracaksın. Yoksa, insanlık, büyük bir felâkete doÄŸru gidiyor. Sınırsız hırs sahipleri dünyayı yakmaktan geri durmuyorlar.

Milletim! Uyan, kendine gel! Yeni bir sayfa aç. Yeni bir çaÄŸ aç. GeçmiÅŸte birkaç kez çaÄŸ açmıştın. Yine açabilirsin. Yine açabilirsin. Yine açabilirsin.

YÜCE DÄ°RÄ°LÄ°Åž PARTÄ°SÄ°

Genel Başkanı

A. Sezai KARAKOÇ

GÄ°RÄ°Åž

Teorik düÅŸünce, ne kadar saÄŸlam görünürse görünsün, realitenin sert ve çapraşık ÅŸartlarında doÄŸrulamasını denemeye cesaret etmedikçe, inandırıcı ve yararlı olamaz. Pratik, teoriÄŸin mihenk taşıdır. Toplumla ilgili görüÅŸler ve öneriler de, bu yüzden, loÅŸ ve kaygan zihin planından, uygulamanın hem mutlu, hem sancılı günışığına çıkmak zorundadırlar.
Ne kadar çok ve farklı düÅŸünce birbirleriyle karşılaşırsa, toplum, kendini yaÅŸatacak ve geliÅŸtirecek asıl modeli bulmakta o kadar çok ÅŸanslı olur.
GeçmiÅŸ zamanlarda, farklı medeniyet çevrelerinde, toplum yönetimi için önerilen ve uygulanan örgütleniÅŸ biçimleri, çaÄŸ çaÄŸ, bir dereceye kadar benzerlik göstermiÅŸtir. Tarihî-sosyolojik ÅŸartlar, zihniyet ve teknoloji, devlet ve yönetim biçimlerinin oluÅŸmasında dolaylı ve dolaysız etkin olmuÅŸtur.
Yüzyılımızda ve en çok da Ä°kinci Dünya Savaşı’ndan sonra, “Demokrasi”,günümüzün geçerli siyasî düzen, düÅŸünce ve ÅŸekillerinin birinci kaynağı, genel çerçevesi, renk ve çizgi hazinesi olmuÅŸtur. Kimi ülkede bir hayat tarzı gibi baÅŸlayan ve benimsenen demokrasi, giderek siyasî rejimi de kendi maya ve hamuruyla yoÄŸurmuÅŸtur. Kimi ülkede ise, biraz da doÄŸuÅŸ yeri olan ülkelerden esinlenerek, sadece, siyasî rejim olarak kavranmış, fakat zaman içinde, kiÅŸi yaÅŸantısını da etkileyerek ve insan psikolojisiyle kaynaÅŸarak hayat tarzını oluÅŸturma aÅŸamasına varmıştır.
KiÅŸilerin eÅŸitliÄŸi, çok partililik, düzenli ve açık muhalefetin meÅŸruluÄŸu, karşı fikirlerin, eleÅŸtirilerin yararlılığı, kurallar çerçevesinde yarışmanın yönetim kadrosunun oluÅŸumu ve kalitesi bakımından verimliliÄŸi, halkın yöneticilere etkisinin gerekliliÄŸi ve daha geniÅŸ bir anlamda kiÅŸilerin ekonomik ve sosyal durumlarının devletçe de düÅŸünülmesi ve gereÄŸinde desteklenmesi gibi ilkelere dayandığı ve özellikler taşıdığı söylenebilecek olan demokrasinin çağımızda hemen hemen bir alternatifi kalmamış olduÄŸuna ve yakın bir gelecekte de böyle bir alternatifin teÅŸekkül edeceÄŸine dair bir belirti bulunmadığına göre, yönetim modellerinin belki daha uzun bir süre bu çerçeve ve yönde oluÅŸmakta devam edeceÄŸi kuÅŸkusuzdur.
Hiç kuÅŸku duymuyoruz ki, bir gün, insanlığın gerçek mutluluk yönetimine kavuÅŸturulması baÅŸarısı, demokrasi deneyimini de göz önünde tutmak suretiyle, engin geçmiÅŸinden öz, kök ve hız alan, milletimizin nasibi olacaktır.
Öteden beri sahip olduÄŸumuz toplum düÅŸüncelerinin, pratikte ve siyasî yelpazede yerini alarak, ülkemizin, özgürlük, barış, esenlik içinde güvenli bir ilerlemeye ermesine katkıda bulunma amacıyla partimizi kurmuÅŸ bulunuyoruz.
Partimiz, milletimize ve ülkemize, kardeÅŸ ülkelere ve tüm insanlığa, dileriz uÄŸurlu olsun..

GEREKÇE

1945’den bu yana, ülkemizin siyasî rejimi olarak seçilen demokratik, çok partili parlamenter düzen, uygulamadaki bir takım pürüzler yüzünden aÄŸrılı sızılı olmaktan kurtulamamasına ve zaman zaman ara vermelere mâruz kalmasına raÄŸmen, sonunda yine kendisine dönülmekten baÅŸka bir çözüm yolu olmadığını kabule zorlayan yerleÅŸik bir sistem kimliÄŸine kavuÅŸmuÅŸ görünmektedir. Bütün mesele, bu yerleÅŸik sisteme yerlileÅŸmiÅŸ bir sistemin ruh ve özelliklerini bütünüyle kazandırmış olmaktır. Batı’dan alınan siyasî sistem, özce ülke ruhundan kana kana içmek, biçimce de köklü bir ÅŸekilde gözden geçirilmek ihtiyacındadır.
Siyasî rejim, kendinin dışa vurumunu saÄŸlayacak olan halk ruhunun baskı altında tutulması aracı olmamalıdır. Halk ruhu kendini serbestçe ortaya koyabilmelidir. Aydın iradesiyle halk iradesinin buluÅŸtuÄŸu nokta, millî iradenin altın oranda tecelli ettiÄŸi nokta olmalıdır. Demokrasi, aydınların veya bir azınlığın diktatoryasına âlet edilmemeli, öte taraftan sadece halkın duygularının istismarını hedef alan bir iktidar olma aracı gibi de düÅŸünülmemelidir. Bu dediÄŸimiz çerçevede kavrandığı ve böyle bir tabana oturduÄŸu takdirde, demokrasi yabancılık havasından kurtulacak ve yerlileÅŸme sürecini tamamlamış olacaktır.
Batıdan alınan ve yapımıza tam bir uyarlık gösteremeyen kurumların eleÅŸtirisi ve alternatiflerinin bulunup saptanması yoluyla, demokrasi rejiminin ülkede saÄŸlam bir kaideye oturması, anayasanın, yalnızca önceki dönemlerin sıkıntılarından doÄŸan, hep olaÄŸanüstü dönem ve ÅŸartlarda oluÅŸturulmuÅŸ bir tepki anayasası olma özelliÄŸinden arındırılarak, olaÄŸan ÅŸartlarda ve sakinlikle yerli düÅŸünce özünü taşıyan, tarihî-sosyolojik ÅŸartların isterlerine denk düÅŸen, toplumun ruhundan fışkırmış, erdemi temel almış bir anayasaya dönüÅŸtürülüp düzeninin kurulması ve geliÅŸtirilmesi, idealist nesillerin yetiÅŸtirilmesi, ülke yönetiminin en iyi, en üstün modelinin ortaya konulması, bu görüÅŸ ve düÅŸünceleri anlatıp yaymanın yanı sıra siyasî bir parti kurup siyasî faaliyet ve çalışmada bulunmakla daha çok mümkün olabileceÄŸine inanıyoruz.
Batıda mevcut kapitalist veya sosyalist modellerin taklidi ve âdeta ülkemizde onların ÅŸubelerini açma gibi bir yolla, ülkenin esenliÄŸi saÄŸlanamaz. Kendi ülkemize en uygun modeli yine ülkemizin toplumla ilgili düÅŸünce verimleri ve uygulama tecrübeleri, medeniyet çevremizin ilhamları ve engin geçmiÅŸimizin zengin buluÅŸlarının kaynaÅŸtırılmasıyla ortaya konulacak bireÅŸimde aramalıyız.
Kutlu ülkemizin baÅŸtan sona bayındır hale gelmesi, büyük milletimizin bugününün ve yarınının güvence altına alınması, idealimizin özünü ve kapsamını oluÅŸturmaktadır. Bu amaca eriÅŸebilmek için, toplumun güç ve imkânlarının, yurdun tabiî ve tarihî hazinelerinin yeniden keÅŸfedilmesi, envanterlendirilmesi, deÄŸerlendirilmesi, yönlendirilmesi ve verimlendirilmesi, medeniyetçe yeni ve parlak bir döneme girme heyecan ve atılımımızın gerçekleÅŸtirilmesi gerekir düÅŸüncesindeyiz. Bu inançla DÄ°RÄ°LÄ°Åž toplu ve genel adı altında özetlenebilecek olan toplum görüÅŸ ve düÅŸüncesinin sahipleri olan bizler, görüÅŸümüzü topluma iletme ve kabul görmesi halinde uygulamaya koyma amacıyla partimizi kurmuÅŸ bulunmaktayız. Partimiz, YÜCE DÄ°RÄ°LÄ°Åž PARTÄ°SÄ°, halkın ruhundan doÄŸmuÅŸtur. Halkımızın, demokrasi tecrübesi içinde, özlemini duyup da bir türlü kavuÅŸamadığı, yaklaÅŸtığını sanıp da sonra bunun bir yanılgıdan baÅŸka bir ÅŸey olmadığını acı acı hissettiÄŸi düÅŸünceleri ve ülküleri gerçekleÅŸtirecek, kalbinin öz partisinin YÜCE DÄ°RÄ°LÄ°Åž PARTÄ°SÄ° olduÄŸuna inanıyoruz.
Öte taraftan, milletimizin ve onun ruh ve maddesini kıvamlandıran, yoÄŸuran ve donatan medeniyet idealimizin yeniden en etkin bir ÅŸekilde ufuklarda somutlaÅŸmasının, insanlık için de yeni bir umut kaynağı olacağı düÅŸüncesi, inanç ve kıvancımızı arttırmaktadır.
Manevi deÄŸerlerden kaynaklanan ışık ve sevinç demetleriyle toplum psikolojisinin aydınlanması platformu olacak ortamın hazırlanmasına partimizin büyük katkısının olacağına kuÅŸkumuz yoktur.

BÄ°RÄ°NCÄ° BÖLÜM
Ä°LKELER VE AMAÇ

MADDE 1
Ana ilkemiz, hakikattır.

MADDE 2
Bilim, hakikata götüren temel yol, yöntem ve araçtır.

MADDE 3
Toplumun yaÅŸama temeli, güvenlik ve adalet, insanın temel hak ve özgürlüklerine saygı, yurttaÅŸlar arasında eÅŸitliÄŸi gözetme ilkeleridir. Görevlerde yetenek, yeterlilik, uzmanlık ve ahlâk üstünlüÄŸünün öncelik için göz önünde tutulması, kiÅŸilerin haklarının yanında görevlerinin de bulunduÄŸunun bilincine ermeleri için gerekli formasyonu kazanmalarının saÄŸlanması, vazgeçilmez kiÅŸi hakları ve toplum ÅŸartlarıdır.

MADDE 4
Aydınlarla halkın kaynaÅŸması, toplum barışının vazgeçilmez kuralıdır.

MADDE 5
Amaç, üç kelimeyle özetlenirse, hakikat, adalet ve fazilettir.

MADDE 6
Manevi yapısını saÄŸlam temellere dayamamış toplum, maddî kalkınmasını da yapamaz ilkesi, toplumu saÄŸlıklı tutan dinamiklerin kaynağıdır.

MADDE 7
Ä°htilâl, darbe, kanlı devrim gibi fikrini zorla kabul ettirme yollarının hiç biri benimsenemez inancındayız. Bu usullerin zararı, faydasından çok fazladır kanaatini taşıyoruz. Bu tür giriÅŸimler, yapımdan çok yıkım getirirler.

MADDE 8
Tabii  evrim tek başına bir ülkenin ilerlemesi için yeterli deÄŸildir. Ondan sonraki merhale, geliÅŸme, geliÅŸmeden de bir ileri merhale diriliÅŸ yol ve yordamıdır.

MADDE 9
DiriliÅŸ, ruhumuzun en temel derinliÄŸinden baÅŸlayarak, kimliÄŸimizi geliÅŸimden öteye götürme, var oluÅŸumuzu köklüleÅŸtirme ve ilerlemeyi, toplumun ihtiyacı olan en yüksek hıza kavuÅŸturma düÅŸünce, duyuÅŸ, inanış ve iradesinin bütününe verdiÄŸimiz addır.

MADDE 10
KiÅŸi haklarıyla toplumun yararı denge içinde korunacaktır.

MADDE 11
Devlet kötülüÄŸe âlet olamaz. Devlet, iyiliÄŸi yerleÅŸtiren, kötülükle savaÅŸan en büyük millet organizasyonudur. BaÅŸa çıkılamıyor iddiasıyla kötülük başıboÅŸ bırakılamaz. Devlet, milletin, medeniyet ve yücelik için organize oluÅŸunun ifadesidir.

MADDE 12
Ülkede yaÅŸayan kiÅŸilerin ruhça, gönülce, ideal ve kültürce kaynaÅŸması, devletin bütün güçlerini seferber ederek ulaÅŸacağı bir amaçtır.

MADDE 13
Millet ve ülkenin bütünlüÄŸü, birliÄŸi ve bölünmezliÄŸi için, devlet her türlü tedbiri alır. Ülke bütünlüÄŸüne zarar verecek hiçbir hareket toleransla karşılanamaz. Devlet, yurttaÅŸların birlik ve beraberlik inancı içinde yetiÅŸmeleri için, çocukluklarından itibaren, fikrî beslenme planı uygular.

MADDE 14
KiÅŸilerin, haklarını tüm geniÅŸliÄŸiyle kullanmaları için, devlet, özen gösterir. Konut dokunulmazlığı, haberleÅŸme mahremliÄŸi, din ve fikir özgürlüÄŸü ve benzeri insan hakları, en büyük saygıya lâyık görülecek ve en büyük saygınlığa kavuÅŸturulacaktır. KiÅŸilerin düÅŸünce ve görüÅŸlerini ifade hakkı kısıtlanamaz. Ancak, ihtilâl, terör ve anarÅŸi için kışkırtıcılık yapmak, kiÅŸileri baÅŸkalarının can, namus, ÅŸeref ve mallarına saldırmaya teÅŸvik etmek, düÅŸünce özgürlüÄŸü çerçevesinde düÅŸünülemez. Buna karşılık, yurttaÅŸların siyasî parti kurma, dernek, vakıf ve sendika oluÅŸturma hakları azami geniÅŸlikte tutulup devletçe tasvip ve teÅŸvik görür.

MADDE 15
YurttaÅŸların eÅŸitliÄŸi, aralarında hiçbir ayrım yapılmaması, ırk, dil ve inanç farklılığı sebebiyle bir baskı ya da küçümsenmeye mâruz kalmaması, millî birlik ve bütünlüÄŸün temel taşı olarak gözetilecek bir ilkedir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.