Sosyal Medya

Kültür Sanat

''Mavi Bisiklet'' Filmine Dair

Bülent Özdaman değerlendirmesiyle Mavi Bisiklet Filmi



Yerli sinemanın büyük bir dağıtım sorunuyla karşı karşıya olduÄŸu, nitelikli, eli yüzü düzgün, hem sinematografik açıdan hem de içerik açısından gayet baÅŸarılı olan, ulusal ve uluslararası festivallerden ödüllerle dönen, yurt dışında bile ülkemizdekine oranla daha fazla salonda gösterim imkanı bulan, yüzümüzü aÄŸartan filmlerin bir türlü istediÄŸi oranda seyirciyle buluÅŸacak salon bulamadığı zor zamanlardan geçiyoruz. 

Yerli sinemamız çok ciddi bir dağıtım sorunuyla karşı karşıya; buna bağlı olarak ya da bunun bizatihi bir sebebi olarak da ciddi bir üretim ve yapım sorunuyla karşı karşıya. Bu sorunun çözüme kavuşması şöyle dursun gittikçe daha da çetrefilli bir hal almaya başlıyor. Ne olacağı konusunda kimsenin makul bir ön görüsü yok. Sektöre umutsuzluk hakim diyebilirim. Birçok usta yönetmen kartel haline gelen dağıtım şirketleriyle yaşadığı sorunlardan dolayı film yapma motivasyonunu bile kaybetmiş gibi görünüyor. Tüm bunlara rağmen bu yıl Ekim, Kasım ve Aralık ayı itibariyle gerçekten bizlere umut olabilecek, film yapma ve film izleme motivasyonumuzu arttıracak filmler izledik. Umarım yerli sinema adına da bir diriliş muştusu olur bu durum.

Yukarıda zikrettiÄŸim tüm olumsuzlukları ardında bırakıp uzun bir serüvenden sonra seyirciyle buluÅŸan hem sinematografik açıdan hem de anlattığı hikaye açısından bizlere umut olacak bir film var bu hafta karşımızda: Mavi Bisiklet.

Ä°lk gösterimini Berlin Film Festivalinde yapan, 53. Uluslararası Antalya Film Festivali’nden de  En Ä°yi Film, En Ä°yi Yönetmen ve En Ä°yi Senaryo dallarında Altın Portakal ödülü ile dönen Mavi Bisiklet  ayrıca 27. Cinekid Film Festivali Co-Production Market ‘En Ä°yi Proje Ödülü’ ve Hollanda 4. Kırmızı Lale Film Festivali ‘EleÅŸtirmenler Ödülü’nün yanı sıra doÄŸudan batıya dünyanın pek çok ülkesinde gösterildiÄŸi yabancı festivallerde farklı kültürlere sahip çocukların, gençlerin ve yetiÅŸkinlerin büyük beÄŸenisini kazandı.

Mavi Bisiklet’in Hindistan’dan Amerika’ya, Hollanda’dan Ä°srail’e, Ä°talya’dan Dakka’ya kadar gittiÄŸi festivallere baktığımızda sadece yerli sinemamız adına da yüzümüzü aÄŸartan bir film olduÄŸunu ve yerel hikayesinin evrensele kanat çırptığını söyleyebiliriz.

Film oyunculuklarıyla, biçimiyle yer yer belgesele yakın gerçekçi bir tavır sergiliyor ve bizlere zahiri katmanda bir umut ve mücadele hikayesi sunuyor:

Annesi ve küçük kız kardeÅŸi ile birlikte yaÅŸayan 13 yaşındaki Ali; boÅŸ zamanlarında çalıştığı lastikçiden kazandığı haftalığı evin ihtiyaçları için annesine vermekte, bahÅŸiÅŸ olarak aldığı birkaç lirayı ise mavi bir bisiklet alabilmek için biriktirmektedir. Ali’nin babası, kasabadaki çiftlikte çalıştığı bir gün yaÅŸamını yitirmiÅŸtir ama cesedi tren yolunda bulunmuÅŸtur. Olayın tek ÅŸahidi ise çiftliÄŸin kâhyası Salim’dir. Ali’nin platonik aÅŸkı Elif, çocukların oyuyla seçilmiÅŸ okul baÅŸkanıdır. Ancak Kahya Salim, kasabaya gelen torunu Hasan’ı okula kaydettirir ve okul müdürü kısa bir süre sonra Elif’in yerine okul baÅŸkanlığını Hasan’a verir. Elif’e haksızlık yapıldığını düşünen Ali, mavi bisiklet için biriktirdiÄŸi tüm parayı bu yolda feda etmeye karar verir. Arkadaşı Yusuf’un da yardımıyla büyük bir kampanya baÅŸlatır.

Zahiri katmanda tanık olduÄŸumuz bu hikaye Ä°ran sinemasından Abbas Kiyarüstemi, Mecid Mecidi, Asghar Farhadi takipçilerine çok tanıdık gelecektir. Mavi Bisiklet filminin hikaye anlatma biçimi Ä°ran sinemasının bu usta yönetmenlerinin izlerini taşıyor fakat kendi özgünlüğünü ve yeni soluk getirme iddiasını yitirmeden bunu yapıyor. Biçim olarak da Kuzey Avrupa sinemasından bilhassa Dardanne KardeÅŸler’den etkilendiÄŸini yönetmen Ãœmit Köreken’de gerçekleÅŸtirdiÄŸi söyleÅŸilerde dile getiriyor. Bu sebeple seyirci omuz kamerasıyla alınan çekimlerle sürekli hareketli, canlı bir hikayenin içinde buluveriyor kendini.

Klasik hikaye anlatısının aksine biçim olarak yeni şeyler deneyen Mavi Bisiklet filmi pedagojik açıdan da çok değerli bir işe kalkışıyor. Çocukların olduğu sahnelerde kadraj çocuklara göre ayarlanıyor, onlarla beraber büyükler olsa bile kadraj çocuğa göre ayarlandığı için büyüğün yarısını çocuğun tamamını görürüz sahnede. Büyük eğilip çocuğun seviyesine inmeye tenezzül etmediği sürece onunla sağlıklı bir iletişim kuramayacağı çok estetik bir şekilde anlatılmış. Yine iyi ve kötünün net çizgilerle ayrılmadığı her iyiliğin ve kötülüğün arka planında sebeplerin olabileceği seyircinin bunları izledikten sonra karar vermesi gerektiği vurgusu da önemli bir diğer nokta.

Aslında tiyatrocu olan daha çok çocuk oyunları üzerine yoÄŸunlaÅŸan çift tiyatro vesilesiyle tanışıp evlenmiÅŸ ardından bize sundukları bu hikayenin peÅŸinde koÅŸarken sinema serüvenleri baÅŸlamış. Filmin senarist, yapımcı ve yönetmenliÄŸini yapan  Ãœmit Köreken ve film yapımcı ve senarist ayağında duran Nursen Çetin Köreken 2010 yılından beri bu proje üzerine yoÄŸunlaÅŸtıklarını ve uzun bir serüvenin izleÄŸini takip ettiklerini söylüyorlar. Hatta filmi yaparken yönetmenlik, yapımcılık konusunda eÄŸitimler, kurslar aldıklarını da dile getiriyorlar. Bu durumun önümüzde samimi ve umut vaad eden bir hikayenin çıkmasında önemli rol oynadığını düşünüyorum.

 Filmin yapımı sürecinde AkÅŸehir Belediyesi’nin de desteÄŸiyle yaklaşık 400 çocuÄŸa bilâ bedel oyunculuk, tiyatro ve sinema konusunda eÄŸitim veren çift sadece sinema filmiyle yetinmediklerini, bu projenin devam etmesini istediklerini de çeÅŸitli vesilelerle dile getiriyorlar.

Film henüz vizyondan bizlerin de devam edecek olan bu güzel projeye katkı sunmamız ve bu hikayeye tanık olup umudumuzu tazelememiz açısından da bir an evvel izlememiz gerektiğini düşünüyorum.

Son olarak bu minvalde daha önce bir söyleşide sarf edilen sözleri bir kez daha anmak gerek:

Nursen Ã‡etin Köreken: Bu kadar emeÄŸin karşılık bulmasını çok isterim. Kars’tan Edirne’ye kadar çocuklar bu filmi izleyebilsin, sinemaya gitmemiÅŸ çocuklara ulaÅŸalım, bizim oyuncu çocuklarımızla onları birleÅŸtirelim istiyorum. Bunun imkânsız olmadığını gösterelim istiyorum. Sizin aracılığınızla Kültür, Milli EÄŸitim, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan destek istiyoruz. Biz onlara dokunabiliriz ancak. Büyük bir sponsor katılmak da isteyebilir ki bu aynı zamanda reklam bütçesi de demek. Filmi fonlarla destekleyip buraya kadar getirebildik. Çocuklara, okullara, en ücra köşedeki çocuÄŸa dokunmak onlara izletmek istiyoruz. “Sen de çok deÄŸerlisin”, demek istiyoruz ve bu konuda destek bekliyoruz.

Kaynak:Kültür gündemi

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.